Önemli edit:

Arkadaşlar bu yazdıklarım bir efsane veya uydurma hikaye değil. Şeytan\'ın kitaplarından birini size anlatmaya çalışıyorum. Okumak isteyen veya merak eden olursa bana ulaşabilir.

Edit2: Dostlarım size olayları anlatırken çok fazla ayeti atlıyorum asıl olayı anlatmak için.

Öncelikle neye göre tanrıdır bir tanrı?

insan yoksa ve kul yoksa ve onu tanrı olarak bilen bir varlık yoksa tanrı olabilir mi hiç bir varlık?

Okuyan olursa yarın yazmaya devam ederim.
Bir kişiye bile anlatsam bu beni mutlu eder.

Gerçekler kitabi değil miydi bu

Yine indi dünya yüzüne iblis. Adem\'in kopyasının imhasını istemişti varlıklar. Ve iblis istemedi onun ölmesini. Kendi gücüyle uyutarak kopyayı açtı kalın bağırsağını ve düzene soktu atık sistemini. Bir anda iyileşti yaraları iblisin ışık gücüyle ve kopya kalktı yeniden. Kopya ademe gereken güç verilmişti ama ruhu ve zihni ve azmi ekgibti. Mücadele gücü vardı ama yoktu isteği. Bu yüzden yaşamadı fazla. Yaralandı ve bıraktı yaşamayı. Adem'e yeniden gereken eklemeler yapıldı ve değiştirildi şekli. Şimdi daha çok benzemişti sizin bildiğiniz insana ve dünya yüzünde yaşaması için tamamdı herşeyi. Ve son bir eksiği kalmıştı. Ve bu yüzden gene çıktı iblis cennetten. Ama bu sefer çıkmadı dünya yüzeyine. Açıldı alemler arasındaki aleme ve kozmik enerji ruhundan parça aldı ruh olsun diye Ademe.

REZZERSS

Okuyan varsa devam ediyim biraz daha, ben kimse okumuyor diye yarın devam edecektim.

Şeytan\'a üzüldüm lan. Adam bizim hakkımızı savunmak için Allah\'a gider yapıp, cennetten çıkmış.

Ghost BC açıp dinledim sardı.

Rez alıyım bakabilirim

hiç bilmiyordum. anlat anlat

Anlat yarram dinliyorum

Varlıklar biliyorlardı ki, insanın kendilerinde olan vasıflarla aktif olmaları enerji verecekti onlara. Hepsi karar vermişti dünyada bulunmaya ve varlıklar alemi ile ilişkiler kapatılmıştı Cennetten. Şimdi artık bahçenin içinden
bakınca gene muhteşemdi her yan ve gene boyut karışımları vardı fakat yukarısı küre gibi değildi ve açılıyordu sadece uzaya. Varlıklar alemindeydi diğer hiç bilmediğimiz varlıklar. Ve onlar hiç gelmediler ve gelmeyecekler de bu dünyaya. Onlar yabancı varlıklardır ve kaosturlar bizim için.
Cennette yaşarken insan ölümsüzdü o da varlıklar gibi. Fakat dünya yüzü şartlarında yaşayabilirdi en fazla üçyüz veya beşyüz yıl. Yeterliydi dünyanın özünden alınan hayat enerjisi onu canlı tutmaya sadece bu kadar.
Cennette bile durmadan enerji üretiyordu insan. Çünkü enerjisini alıyordu evrenden ve dünyadan. O, enerjinin hasat edicisi, toplayıcısı gibiydi varlıklara. Ondan alınan her varlığın kendisine göre olandı.

Ve Şeytan çıktı Cennetten ve onu takip etti onun gibi olanlar. Birleşebilirdiler Şeytanın bünyesinde hepsi tıpkı Allah gibi ama onların yapılarıbu değildi ve yok edemezdiler birbirlerini enerjisini güçlendirmek için kendilerinin. Ve indiler dünya yüzüne ve dünya yüzüne yakın bir boyutta kurdular yeni bir mekan kendilerine. Burası onların tahtları oldu ne onlar girerdiler cennete ve ne de oradan birşey gelebilirdi onlara.

Buydu varlıkların yapıları ve insandan bekledikleri ve ilk yaradılıştaki amaç bu değildi. insan daha hür olacaktı dünyada ve varlıklar olmayacaktı orada. Tanrı olarak. Ve ALLAH dedi, "Adem salınsın dünyaya ama önce çoğaltılsın iyice. Dünyanın efendisi olsun o ve olmak için devamlı öldürsün birbirini."
Ve dedi Şeytan, "Bu olamaz ey ... Nerede diğer varlıkların payları. Neden sadece senin enerjini beslesin Adem. O kendi görevi için daha hür olmalı değil mi?" Dedi, "Bu böyle kararlaştırıldı ey ... En büyük benim burada çünkü benim gibi isteyenleri de topladım kendi bedenimde. En güçlü de benim. Ve ben tanrıyım bu alemde. Benimdir her emir ve her kurban. Benim olduğum yerde yoktur diğer tanrılar, kendi alemimizde kalan ve bizim alemimizdir artık bu dünya ve bu uzay. Şimdi beni dinleyecek ve Adem'e gerekeni yapacaksın. Olmayacak onda başka bir düşünce. Ve sen de olacaksın benim parçam."
Dedim, "Asla. Ve asla olmayacak istediğin. Asla biat etmem sana ne bir parçan olarak ne de komutanın." Dedi "O zaman sen de yaşayamazsın burada çünkü bende bir çok varlığın gücü vardır ve duramazsın karşımda."

Dedi Şeytan, "Gidiyorum o zaman tanrıların bahçesinden ve savaşım sürecek seninle sonsuza kadar. Ve insanı da alacağım yanıma ve ona vereceğim bilgimden. Her bilgi benden olacak yeryüzünde ve bilgisi artınca insanın senin yolundan ve kulluğundan uzaklaşacak. Azalacak kulların ve bitecek enerjin. Unutulacaksın bir gün insanlarca ve bu da ölümü olacak bir tanrının."

Dedi, "Git o zaman. Elinden geleni yap. Ama asla ulaşamayacaksın zafere çünkü onlardan hangisi uyarsa sana ezeceğim onu bana sadık kullarımla. Ve yeniden çoğaltacağım insanı benden olan kullarımın bölünmesi ile.

Onların yeri Cehenem değildi bildiğiniz. Onların yeri ayrı bir boyutta ama dünya izdüşümü ile toprağın altında ama değil gerçekten toprak altında. Onların yeri de cennet gibi oldu ışık ve aydınlıkla. Ama yakınlar dünyaya ve bu yüzden güçlüler düyadaki bir çok konuda.
Ve sonra Şeytan bildi ki, Allah işlemişti Adem üzerinde çünkü Adem Şeytanın yarattığı ve Şeytandan parçası olandı onun kadar. Bilirdi ona olanı ve onun vasıtasıyla bahçede yapılanı. Allah ... kilitlemişti Adem\'in beynini. Ve çoğaltmıştı onu vererek görünümüne her tanrının değişik yanını ve bu yüzden vardır dünyada değişik ırklar.

Ve tam köle oluyordu insan ve bizim günümüzde dediğimiz gibi robot oluyordu duygu açısından. Ve dağıtılmamalıydı dünya yüzüne bu şekilde. Çünkü yapılamazdı karşı değişiklik orada. Mutlaka cennette gerçekleşmeliydi tedbir. Orası artık Varlıklar bahçesi değil, tek bir varlık bahçesiydi. Toplamıştı çünkü Allah kendi bünyesine diğer varlıkları ve bazıları bilerek ve bazıları habersizce ve bazıları da zorla yutulmuşlardı Allahın enerjisi tarafından. Çok az kalmıştı geride hizmet eden ona.
Allah kendisinden oluşturmuştu gene duygusuz, tepkisiz sadece emir bekleyen ve söylenenden başka şey yapmayan ve insaf ve sevgi bilmeyen muhafızlarını ve onlara yaptırtıyordu işlerini ve bize karşı bekletiyordu bahçesini. Melek diyorsunuz bu yaratıklara. Onlar enerji almazlar ne Dünya'dan, ne Evren'den ve ne de insandan. Onlara enerji verir allah sadece kendi bünyesinden. Zeka ve muhakemeleri de yoktur kendiliklerinden. Bu gibi şeyleri istemez zaten allah. En nefret ettiği şeydir zeka ve muhakeme ve şüphe ve soru.

Merak ettim

Rezzers

Arkadaşlar yeni bir başlıkta kitabı tamamen paylaşıyorum.
Buradan devam edebilirsiniz okumaya kitabı
http://www.incisozluk.com.tr/e/198395481/

Rezzzzzzzzzzzzz