0
istanbul tribünlerinde, sadece stadyumda değil, günlük hayatta oluşturdukları profille diğerlerinden ayrılan beşiktaş’ın çarşı grubu, birçok toplumsal eyleme destek veriyor. ancak bu grubu ultra akımına dahil etmek de mümkün değil, zira beşiktaş tribünleri, koreografi, pankart, yabancı tribünlerle kurulan kardeşlik konusunda çok fazla aşama kaydetmediler, zaten böyle bir amaçları da hiç olmadı. türkiye’de evrensel “ultra” kültürüne en fazla yaklaşan tribünler ilginç şekilde, ülke futbolunun en üst değil üçüncü kademesinde sahne alıyorlar. adana demirspor’un tribün grubu mavi fiimşekler.
adana demirspor, 1994-95 yılında, son kez türkiye 1. futbol ligi’nde mücadele ettiğinde, ligi 15 puan gibi kulüp tarihi için utanç verici bir puanla tamamlayıp küme düşmüşlerdi. 5 yıl sonra 3. lige düştüler. 11 yıldır orada mücadele ediyorlar. kulüp bu süre zarfında bir dolu olumsuzluk atlattı. özellikle yönetim ve taraftarlar arasındaki çekişme, takımın 2 kez 2. lige çıkma eşiğine gelip, play-off finallerinde kaybettiği döneme denk geldi. mavi-lacivertli takımın taraftarları 2 kez yaşadıkları yıkıma rağmen takımlarına olan desteği elden hiç bırakmadılar. içeride takımla olan bağlarını devam ettirirken uluslararası alanda da iyi işlere imza attılar. öncelikle mavi-lacivert renklerin isveç’teki temsilcisi djurgardens’in taraftar grubu jarnkaminerna ile kurulan dostluk, ardından, dünya çapındaki ultra gruplarının düzenlediği en bilinen organizasyonlardan olan, ırkçılık karşıtı mondiali antirazzisti’ye katıldılar. hem takıma verdikleri kayıtsız şartsız destek, hem kısa süre önceki yönetim değişikliğinde oynadıkları rol hem de evrensel bazdaki eylemleri onları ülkedeki taraftar grupları arasında apayrı bir yere yerleştirdi. bu nedenle kutlamak lazım.