0
5237 sayılı TCK'nun
86/1 fıkarasına göre; Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Demektedir. Ancak bu suç silahla işlenirse (bıçak veya silahtan sayılan demir çubuk taş odun vb) aynı maddenin e fıkrası gereğince;e) Silâhla,
işlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Dolayısı ile hakim alt sınırdan ceza verirken;
MADDE 61. - (1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir. Cezayı belirler.
Uyuşturucu madde kullanma suçuna gelince; bahsettiğiniz kişinin uyuşturu madde kullanmaktan dolayı ceza alması için öncelikle söz konusu kişinin uyuşturucu madde kullanırken yakalanması gerekir veya kullandıktan çok kısa bir süre yakalanması gerekir ki; kan idrar ve saç tahlilinden uyuşturucu kullandığı tespit edilebilsin. Zira aradan 2 gün bile geçmekle artık tahlilde uyuşturucu kullandığı çıkmamaktadır. Diyelim ki uyuşturucu madde kullandığı sabit. Bu durumda bile kişinin sabıkası yoksa denetimli serbestlik tedbirine hükmedilir ve denetimli serbestlik tedbirlerinin gereğine uygun olarak sanık tedavi görürse hapis de yatmaz. Ancak bu kararı verebilmesi için sanığın önceden benzer bir suçtan dolayı sabıkasının olmaması gerekir. müesssir fiil sonucunda ise sanığa verilecek ceza 2 yılın altında ise seçenek yaptırımlara(şartlarıda var ise) erteleme, para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakıulması)tabi tutulabilir. Bu yüzdende başta hapis yatması tazminata neden olacağından ve verilecek ceza kısa süreli olduğundan bir tutuklama nedeni gözükmüyor.
Neden mi? çünkü Ceza kanunumuzda tutuklama nihayetinde bir tedbirdir ve başka şekilde amaca ulaşılabiliyorsa tutuklama kararı verilemez.
Tutuklama nedenleri
MADDE 100. - [1] Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
[2] Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
özetle delilleri karartıp karartmadığın yani bıçağı nehre atıp atmadıgın bile farkeder panpa
Tümünü Göster