adam gibi bir film

bu da devami

the shawshank redemption (1994)

imdb'de birinci sirayi hak edip etmedigi tartisilsa da gayet gibici bir film oldugu su zütürmez bir gerçek. azimle siçan tasi deler temasini isleyen film islemedigi bir suç için hapis yatan adamin hikayesini anlatiyor.

the mist (2007)

stephen king'in yazdigi bir gerilim ve post apokaliptik film. askeri bir deneyin ters gitmesinden dolayi dünyayi bir sis kaplar ve öldürücü yaratiklar sisin içinde dolasmaya baslar. film süpermarketin içinde kisili kalan bir grubu anlatiyor. bu filmi o çok gibici sonu için izleyin derim.

schindler s list (1993)

gerçek hayattan alinma bir film. yahudi soykirimi sirasinda yasananlari gördükten sonra yahudileri sirketinde çalisiyor göstererek korumaya alan bir nazi partisi üyesini anlatiyor. film siyah beyaz çekilmistir. klagib bir film izlemeyeni dövüyorlar.

inception(2010)

rüya içinde rüya olayini konu alan bir film. izlemeyen kaldigini pek sanmasam da tavsiye ederim. insanlarin bilinçaltindan bilgi çalarak geçimini kazanan bir kaçagi anlatiyor. isler taka sarinca eleman son bir is teklifi alir. bu sefer birisinin aklina bir fikir yerlestirmeye çalisir. ve fikirlere kursun islemez. hass... bu o film degildi lan. bu arada ana fikir sandiginiz kadar orjinal degil. asil filmi de paylasicam.

the matrix (1999)

bu film aslinda çok derin bir film. insanlar yapay zekaya sahip robotlar yaratirlar ve robotlar isyan eder. insanlar robotlarin yasam kaynaklarini yok etmek için günes isinlari bloke ederler. ve robotlar enerjilerini insan vücudundan karsilayabileceklerini anlarlar. insanlara teklif zütürürler ve vücutlarinizi bize teslim edin, biz de sizin eski dünyanizin oldugu simülasyonda yasaminiza izin verelim derler. iste bu programin ismi matrixtir.

cannibal holocaust (1980)

bir grup maceraperest amazona belgesel film yapmak için gider ve kendilerinden bir daha haber alinamaz. onlari aramak için peslerinden giden ikinci grup bir yerli kabilesinde kayitlari bulur. kayitlari izlediklerinde ise filmin gerçek dünyada yasaklanmasini saglayan seylerle karsilasirlar. found footage dedigimiz türün ilk örnegidir bu film. paranormal activity, blair witch, rec hepsi bu filmden ilham almis diyebiliriz.

the pianist (2002)

bir gerçek hayat hikayesi daha. yahudi soykirimi sirasinda polonyali bir piyanistin hayatta kalma mücadelesi. kahramanimiz sokagin ortasinda ölü taklidi yaparak inciye de selam çakmistir.

@2'den devam edin.
(ama olmazki ?, 08.09.2011 15:27 ~ 18.09.2011 21:44)
kaldigimiz yerden devam ediyoruz.

the prestige (2006)

rekabet halindeki 2 basarili sihirbazin birbirlerinin sirlarini açiga çikarmaya çabalamasini ve yeni sihirbazlik numaralari bulmaya çalismasini anlatiyor. sonu güzel olan filmlerden.

127 hours (2010)

tek mekanda geçen filmlerden gibilanlar için olmayabilir. gerçek hayattan alinmadir. intel'de çalisan makine mühendisi(meslektasim) kanyonda geçirdigi bir kazada çok sakat bir durumda tam 127 saat mahsur kalir ve yardim isteyebilecegi herhangi bir yöntem yoktur. ya kendi basina kurtulmasi ya da orada ölümü beklemesi gerekmektedir. adamin yaptigini yapabilir miydiniz?

buried (2010)

yine bir tek mekan filmi. ama bu biraz abarti. tek oyuncu ve 2 metrekare sahne. yaninda sadece bir telefonla canli canli tabuta gömülen amerikan tir söforunun o zor durumda hayatta kalmaya çalismasini anlatiyor. filmi izlerken bürokrasiye lanet ediyorsunuz. yine de film elindekileri gayet iyi bir sekilde kullaniyor. bu tarz filmleri seviyorsaniz hosunuza gidecektir.

la vita e bella (1997)

çogumuz hayat güzeldir adiyla izlemisizdir bu filmi. ama izlemeyenler için filmdeki samimi mizah, guido'nun pratik zekasi, ogluna hissettirmemeye çalistigi katliam. neresinden bakarsan insana yasama sevinci asilayan sükela film.

mr nobody (2009)

ileri gelecekte vücut hücrelerinin kusursuz rejenerasyonu sayesinde insanlik ölümsüzlüge ulasmistir. ancak bu dünyada son ölümlü 118 yasindaki nemo nobody'dir. bir gazeteci röportaj için nemo ile konusmaya baslar ve o noktadan sonra karmagib bir otobiyografi dinleriz. filmi anlamak zor olabilir. paralel evrenler, sicim teorisi, olasiliklar denizi.

perfume the story of a murderer (2006)

hikaye 18. yy'da geçiyor. kahramanimiz çok gelismis bir koku alma duyusuyla dogmustur. öyle ki sadece koklayarak cisimlerin yerini, mesafesini vs. söyleyebilir. kimsesiz olarak büyür, agir islerde çalisir ve en sonunda yetenegi sayesinde sehrin en emektar parfüm üreticisinde çirak olur. ve olaylar gelisir. yine kitaptan uyarlama.

donnie darko (2001)

paranoid sizofren bir liselinin - dur liseli diyince kaçma hemen - basindan geçenler. bu filmle alakali daha ne diyeyim git seyret.

inglourious basterds (2009)

alternatif tarih filmi. 2. dünya savasi sirasinda nazi hakimiyetini kirmak isteyen amerikali yahudi askerlerden özel bir tim kurulur. timin görevi nazileri öldürmektir. bu film nasil anlatilir bilmiyorum. sonu her ne kadar mastürbatif olsa da izlenmesi gereken bir film.

requiem for a dream (2000)

uyusturucu batagina battikça iyice taka saran hayatlari konu aliyor. bagimliligin insanin sevdigi, istedigi seylerin önüne geçmesini güzel anlatiyor. bu filmi de pek izlemeyen yoktur ama varsa hemen açigini kapatsin.

the way back (2010)

2. dünya savasi sirasinda stalin'in toplama kampi gulag'lar vardi bildiginiz gibi. bu film gerçek bir öyküye dayanmakta. sibirya'daki gulag'lardan kaçan küçük bir grubun hayatta kalma mücadelesi. özgürlüklerine ulasmak için 7000 km yolu yalinayak yürüyen insanlarin hikayesi. izlenmesi gerek diye düsünüyorum. survival türünden bir eser.

moon (2009)

astronot sam bell 3 yillik kontrati geregi ay üzerine kurulmus bir istasyonda tek basina görev yapmaktadir. görevinin bitmesine kisa bir süre kala halüsinasyon görmeye baslar. ilerleyen zamanla beraber kendini muazzam bir tezgahin içinde bulur. ancak kaçacak yeri de yoktur. bu filmi kaçirmayin derim. türünün en gibici filmlerinden biri.

stay (2005)

film 21 yasinda intihar etmeyi düsünen hastasini vazgeçirmeye çalisan bir pgibiyatristi anlatiyor. sonunu izleyene kadar saçma bir film olarak düsünmüstüm ama son sahnesiyle gönlümü fethetti, bütün dügümleri çözdü. alternatif gerçeklik üzerine bir film diyebiliriz.

leon (1994)

profesyönel bir suikastçi, ailesi katledilen kiz çocuguna sahip çikar ve onu intikami için egitir. aralarinda tuhaf bir iliski filizlenir. türkçeye sevginin gücü diye çevirmislerdi sanirim.

the fountain (2006)

3 ayri koldan anlatilan bir hikaye. 16. yüzyilda ölümsüzlük çesmesini arayan ispanyol bir kasif. günümüzde kanser hastasi karisinin ellerinden kayip gitmesine karsi koymaya çalisan bir bilim adami. ve gelecekte uzay seyahatinde tek basina bulunan bir astronot. tek sefer izlemek yetmeyebilir.

shutter island (2010)

akil hastalarinin kapatildigi hastane denizin ortasinda bir adaya insa edilmistir. 1950'lerde birden çok cinayetten hüküm giymis bir kadin herkesin kaçilmaz dedigi hastaneden kaçar. ancak adadan ayrilmasinin bir yolu yoktur. adli polis ve bir ortagi olayi arastirmak ve kadini bulmak için adaya gelirler. ama adada kahramanimizi esrarengiz seyler beklemektedir.

12 angry men (1957)

bu filmi yazdim saniyordum amk. siyah beyaz bir film . tek bir mekanda geçiyor yine. 18 yasindaki genç babasini öldürmekten hüküm giymistir ve muhtemelen idam edilecektir çünkü bütün kanitlar bunu göstermektedir ve herkes çocugu suçlu kabul etmistir. 12 kisilik jüri son kez toplanir ancak içlerinden biri çocugun masum olabilecegini düsünür. ve diger jüri üyelerini ikna etmeye çalisir. filmde her tip insan temsil ediliyor. önyarginin ne gibimsonik bir sey olduguna dair. izleyin.

novaya zemlya (2008)

2013 yili rusyasinda geçiyor filmimiz. hapishaneler asiri doldugu için yeni bir proje gelistirilir ve hapishane mahkumlari novaya zemlya bölgesindeki bir adaya birakilir. 200 adet katil, hirsiz vs. bir adaya birakilirsa ne olur? sonu disinda oldukça güzel bir film. hayatta kalma mücadelesi, kanibalizm vesaire konularini isleyen bir film.

la habitacion de fermat (2007)

4 adet matematikçi ciddi bir problemi çözmek üzere baska bir matematikçi tarafindan bir eve davet edilir. bir süre sonra farkederler ki odanin kapisi disaridan kilitlenmistir ve pda cihazina gelen sorulari 1 dakika içinde çözemezlerse odanin hacmi giderek küçülmektedir. o panik ortaminda hem sakin olup problemleri çözmeye hem de çikmak için alternatif bir yol bulmaya çalisirlar.

cekilmis en zekice filmler listesi izlemeden olme

felsefi derinligi olan filmlerdir. kisaca size yeni bir kaç düsünce katacaktir. mantik yoksunu aksiyon filmlerini agzi açik izleyen smackdown nesli gelmesin buraya. bu listede saçma film bulamazsiniz. sadece izlemeden ölmemeniz gereken filmler vardir.

liste herhangi bir siralamaya göre degil. aklima gelenleri yazdim. elbette su an aklima gelmeyen filmler de vardir. o yüzden sürekli güncel tutucam basligi.

simdilik yaklagib 50 film var ama sayi artacak.

---

the man from earth (2007)

14000 yildir yasadigini iddia eden bir tarih profesörünün iddiasini bir kaç akademisyen çürütmeye çalisiyor. zekice yazilmis bir film. tek bir alanda geçmesine ragmen asla gibmiyor. düsündürücü.

a beautiful mind (2001)

john nash adli sizofren matematik profesörünün hayatini ve nobel ödülü almasini konu aliyor. gerçek bir olaydan alinti film yani. izleyin.

oldboy (2003)

güney kore sinemasinin pek bi gibici eseri. intikami konu alan bu kadar güzel bir film zor bulursunuz. 15 yil boyunca tek bir odaya kapatilan adamin serbest kaldiktan sonraki intikam arayisi diyebiliriz kisaca.

agora (2009)

iskenderiye kütüphanesinin yagmalanmasini ve (o tarihlerde iskenderiyede yasamis olan) hypatia adli matematikçi ve düsünürün hayatini, ona agib olan kölesinin gözlerinden anlatiyor. yeni dogan hristiyanligin, museviligin ve paganligin çatismasi. tarihi film iste.

blindness (2008)

kitaptan sinemaya aktarilmis. insanlari kör eden epidemik bir virüsün insanliga etkilerini, degisen öncelikleri anlatiyor. bütün insanlik kör olsa ne olurdu sorusunun cevabi.

the road (2009)

post apokaliptik türün güzel eserlerinden. insanlik disindaki bütün canlilik yok olmustur. bir baba ve oglun bu ölü dünyada hayatta kalma mücadelesi. çok karamsar film. insanin hayatta kalabilmek için yapabileceklerini ve bir babanin çocugunu korumaya çalismasini anlatiyor. baba olanlar izlerken depresyona girebilir ama girmeyebilir de.

children of men (2008)

gelecekte geçiyor film. insanlarin artik doguramadigi bir dünya. öyleki en genç insan 18 yasindadir. liselilerden yoksun bir dünya fikri çok cazip olsa da insanligin devami için verilen mücadeleye tanik oluyoruz. bu dünyadaki gelecek tasviri kadar akillicasini baska filmde bulamazsiniz. gelecegi anlatan diger filmler gibi mantiksiz degil. çok iyi film hakkaten.

contact (1997)

carl sagan reyisimizin yazdigi romanin film uyarlamasidir. dünyadisi akilli yasamla temasi anlatir. yine diger uzayli filmlerindeki mantiksizliklari bulamazsiniz. e koskoca bilim adami yazmis boru mu. uzaylilarla temasa geçsek nasil olurdu sorusunun en mantikli cevabi.

daybreakers (2009)

vampir furyasinin en akillica filmi sanirim. dünyada baskin tür vampirler, azinlik ise insanlar olsaydi sorusunun cevabi. degigib bir film. vampir filmi böyle olsun, kanimi emsin dedirten türden.

fight club (1999)

popüler diye ayrimcilik yapip listeye almayacak degiliz. kahramanimiz monoton yasami ve insomnia problemiyle iyice yipranmistir. marla singer ve tyler durden denen 2 uç insanla tanismasindan sonra yasami degisir. izlemeyen kalmadiysa izlesin artik.

forrest gump (1994)

düsük zekaya sahip forrest gump'un hayatini anlatiyor. güzel bir film iste ne diyeyim. kitaptan uyarlama fight club gibi.

le herisson (2009)

intihar etmeyi planlayan 12 yasindaki genç kizin japon komsusu ve kapicisiyla hayati sorgulamasi. çok dassakli filmdir ama kitabi daha tassaklidir. kirpinin zerafeti diye çevrildi. okumayanin anasini gibiyim.

hotel rwanda (2004)

ruanda'da yasanan katliam sirasinda otel isleten elemanin kahramanligini anlatiyor. schindler's list'in yakin zamanda yasanmis olan versiyonu. neler yasandigini görmek açisindan izlenmesi lazim. halki birbirine düsüren avrupalilarin muallakligi ve birlesmis milletlerin vurdumduymazligi. hayatin ne kadar huur çocugu oldugunun ispati.

into the wild (2007)

üniversite mezunu bir gencin insanliga yabancilasip kendini dogaya vermesini konu aliyor. gerçek bir olaydan alintidir. izleyin ve ben niye yasiyorum ak diyin.

limitless (2011)

yine kitaptan uyarlama. insanin bilinçaltina erisimini saglayarak insanlari zekilestiren bir hap. ve hapa sahip olan siradan bir gencin yasadiklari. filmi izlerken su haptan olsa negzel olur lan diyorsunuz.

metropia (2009)

insanlarin düsüncelerinin yönlendirildigi distopik animasyon filmi. kapitalizmin ileride ne hale gelebilecegine yönelik bir yorum olarak düsünülebilir. tekrarliyorum animasyondur ama farkli bir animasyon teknigi var. çok karamsar.

pi (1998)

epilepsi krizleri geçiren paronayak bir matematikçi. kafasindan çok basamakli çarpim islemlerini yapabiliyor. bir gün bir yahudiyle tanisiyor ve tevratta bahsedilen tanrinin ismini bulmaya çalisiyor. siyah beyaz çekilmistir. izleyin derim.

source code (2011)

afganistanda agir yaralanmis bir helikopter pilotu yeni bir askeri teknolojinin içinde kullanilir. paralel evren, simüle yasam, insan zihni üzerine düsündürücü bir bilim kurgu filmi.

v for vendetta (2006)

bu filmi seyretmeyen yoktur sanirim. totaliter rejimin baskilarina karsi gelen bir anarsist devlet karsiti hareket baslatiyor ve hareket gittikçe yayiliyor. ccc remember remember the fifth of november ccc. izleyin kesinlikle.

the quiet earth (1985)

hani bazen deriz ya bütün insanlar yok olsa da sokaklarda tek basima dolassam. iste bu filmde eleman bi odada çirilçiplak uyaniyor ve etrafta hiçbir insan yok. post apokaliptik diyebiliriz yine ve film gibabilir uyarayim simdiden. dünyada yalniz kalan insan neler yapabilir?

the social network (2010)

facebookun olusumunu, zuckerbergi anlatiyor. güzel bir film. arkadas kazigi nedir? harvard'da neler oluyor? sorularinin cevabi için seyredebilirsiniz. uyaralim zuckerberg bu film için gerçekleri yansitmiyor dedi.

the dark knight (2008)

yine çogu kisinin seyrettigi bir filmdir tahmin ediyorum. bir süperkahraman ve aksiyon filmi. bu 2 özelligi sevmesem de joker karakteri için bu filmi listeye aliyorum. jokerin konustugu her an, suça bakisi, insanlari manipüle etmesi görülmeye deger.