1. 76.
    0
    ali amk
    ···
  2. 77.
    0
    sinan...
    ···
  3. 78.
    0
    yiğit mi panpa
    ···
  4. 79.
    0
    sabri
    ···
  5. 80.
    0
    cenk ↨  
    ···
  6. 81.
    0
    l
    laçi̇n : bir cins şahin - sarp, yalçın
    lami̇ : sert, çatık kaşlı veya aslan
    lati̇f : allah'ın kulu
    lema : herşeye gücü yeten
    lemi̇ : becerikli, atılgan
    levent : dünya, varlık
    lokman : doğruluk gösteren-adaletli davranan
    lütfi̇ : cennette ölümsüzlüğe kavuşan

    m
    maci̇t : şan, şeref sahibi - i̇yi ahlaklı
    mahi̇r : becerikli, hünerli
    mahmut : övülmeye değer, hamdolunmuş
    manço : manda yavrusu
    mansur : yardım edilmiş - allah'ın yardımıyla galip gelmiş
    mazhar : bir şeyin göründüğü, çıktığı yer - onurlanma
    meci̇t : çok ulu, yüce
    mecnun : cin çarpmış - delice seven
    mehmet : muhafazid isminin türkçe'de söylenişi
    meli̇h : güzel, şirin, sevimli.
    memduh : övülmüş
    menderes : bir akarsu yatağının az eğimli ovalarda çizdiği kıvrım
    mengü : ölümsüz, ebedi
    mensur : saçılmış, dağılmış - ölçüsüz, uyaksız söz
    meri̇ç : balkan yarımadasında bir akarsu
    meri̇h : bir gezegen
    mert : 1.yiğit. 2.sözünün eri, güvenilir kimse.
    mesut : mutlu, bahtiyar
    mete : büyük hun imparatoru.
    meti̇n : metanetli, sağlam - özü, sözü doğru
    mi̇that : övme
    mi̇rkelam : güzel, nazik konuşan
    mi̇rza : hükümdar soyundan gelen
    muhafazid : yüce peygamberimizin ismi - tekrar tekrar övülmüş - güzel huylu
    murat : 1.i̇stek. 2.amaç.
    murathan : arzulu hükümdar
    müjdat : müjdeler, sevinçli haberler
    müşfi̇k : şefkatli, merhametli

    n
    nadi̇ : haykıran, seslenen - toplantı
    nadi̇r : az bulunur
    nafi̇ : yararlı - şifa, hayırlı
    nafi̇z : becerikli, atılgandelen, içeri işleyen - etkili, sözü geçen
    nahi̇t : venüs gezegeni, zühre - ergen
    nai̇l : muradına ermiş
    nasuh : öğüt veren - temiz
    nasuhi̇ : bozulmaz biçimde tövbe eden
    naşi̇t : şiir yazan, okuyan
    nazim : düzenleyen - manzume yazan
    nazi̇f : temiz - zarif
    necat : kurtulma
    necdet : kahramanlık, yiğitlik
    nedi̇m : tatlı , güzel konuşan
    nedret : az bulunan, seyrek
    nehar : gündüz
    nejat : soy, nesil - doğa, yaradılış
    nesi̇m : yumuşak rüzgar - i̇yi, yumuşak huylu
    neşat : sevinç, neşe
    neşet : meydana gelme, yetişme
    neyzen : ney çalan
    ni̇da : bağırma, sesle çağırma, haykırma.
    ni̇hat : huy, yaradılış
    noyan : baş komutan, bey.
    nuh : üçüncü peygamber
    nurkan : aydınlık, temiz soydan gelen
    nüzhet : neşe - ferahlık, sevinç


    o
    ogün : belirli bir günde doğan
    oğan : güçlü, kuvvetli
    oğul : erkek evlat - kovandan çıkan arı topluluğu
    oğulcan : can dost.
    oğur : uğur - samimi, içten
    oğuz : saf, iyi yaradılışlı - sağlam, güçlü
    oğuzhan : yiğit han - oğuzların efsane kahramanı
    okan : anlama, öğrenme - oğuz
    okay : beğeni, ok gibi delici, ay gibi aydınlık.
    okbay : ok gibi delici, saygın ve zengin kimse.
    okcan : hareketli, canı tez
    oker : hızlı, hareketli
    oktar : ok atan, okçu
    oktay : öfkeli, sinirli
    olcay : şanslı, talihli
    olgun : bilgili, görgülü, iyi yetişmiş
    omaç : hedef, amaç
    omay : seçkin, seçilmiş
    onat : i̇yi, güzel - doğru ve dürüst nitelikli
    onay : uygun bulma
    ongar : kurtuluş
    ongun : tam - verimli, bayındır - kutlu, uğurlu - gelişmiş, gürbüz
    onur : kişinin kendin saygısı, özsaygı
    onural : şan, şeref kazan
    onuralp : onuruyla tanınmış yiğit
    onurhan : onurlu hükümdar
    orçun : ardıl, halef, oğul.
    orhan : şehrin hakimi
    orhun : orta asya türklerinde eski yazı türü.
    orkan : hükümdar soyundan gelen.
    orkun : çoban beyi.
    orkut : kutsal şehir.
    ortaç : tepe - mirasçı - veliaht
    ortun : ortanca kardeş
    osman : bir tür kuş - osmanlı'nın kurucusu
    ortunç : ateş renginde tunç
    oytun : beğenilen güzel yer, kutsal.
    ozan : 1.halk şairi. 2.şiir yazan kimse şair.
    ozgan : öne geçen, kazanan
    ozan : 1.halk şairi. 2.şiir yazan kimse şair.

    ö
    öcal : öcünü, intikdıbını al
    ödül : bir başarı ya da iyilik karşılığında verilen armağan
    öğday : çok akıllı
    öğün : yücel, gurur duy - zaman, vakit - kez, defa önde, ileride
    öğünç : övünülecek şey
    öğüt : nasihat
    öker : akıllı
    ökmen : akıllı, zeki
    öktem : güçlü, onurlu
    ökten : akıllı, bilgili
    ömer : yaşayış, hayat - i̇kinci halife
    ömür : yaşayış, hayat
    önal : her işte lider olan.
    önay : ayın ilk günlerindeki durumu, hilal
    önder : bir topluluğa başkanlık eden - önde giden, yol gösteren
    önel : bir şeyin tamamlanması için verilen süre, vade
    öner : başta gelen - yön - sıra
    örsan : örs gibi sağlam adı olan
    örsel : örs gibi sağlam el
    övül : kendini beğendir, övgü kazan
    öymen : evcimen, evine bağlı
    özal : özü kırmızı
    özalp : özünde yiğit olan
    özay : özü ay gibi parıltılı olan.
    özcan : candan, samimi
    özdemi̇r : özü demir gibi sağlam olan
    özden : soyca temiz - özvarlıkla ilgili - suların geçtiği yer
    özen : bir işin iyi olması için gösterilen çaba - en içeride olan - dere, ırmak
    özer: yiğit, doğru kişi
    özgün : benzerlerinden ayrı - kendine özgü.
    özgür : hür - bağımsız
    özhan : hükümdar soyundan gelen
    özkan : özü, kanı temiz
    özmen : özü iyi, sağlam olan
    öztan : tan yeri gibi aydınlık.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    0
    ümit bence
    ···
  8. 83.
    0
    p
    pakel : sezgi, anlayış, dikkat
    paker : sert, çatık kaşlı veya aslan
    paksoy : allah'ın kulu
    pami̇r : herşeye gücü yeten
    pars : becerikli, atılgan
    paydaş : dünya, varlık
    payi̇dar : doğruluk gösteren-adaletli davranan
    pekay : çok aydınlık, ay gibi ışıklı.
    pekcan : cennette ölümsüzlüğe kavuşan
    pekel : sağlam, güçlü el.
    peker : güçlü yiğit, çok sağlam.
    peki̇n : doğruluğu kesinlikle bilinen.
    perker : güçlü ve yiğit kişi.
    pertev : dürüst, güvenilir
    peyam : mutlu, sevinçli gün
    peykan : beyaz taç, gelin tacı
    peyman : aydınlık gece
    polat : din uğruna çalışan
    poyraz : yüce,ulu
    pozan : candan, cana yakın

    r
    rafet : sert, çatık kaşlı veya aslan
    rauf : dünya, varlık
    ramazan : doğruluk gösteren-adaletli davranan
    rabsi̇n : beyaz ay,dolunay
    rauf : mutlu, sevinçli gün
    recep : beyaz taç, gelin tacı
    refi̇k : din uğruna çalışan
    reha : candan, cana yakın
    reki̇n : gururlu, ağırbaşlı.
    renan : kızıl kan
    ridvan : aslan gibi cesur, savaşçı beyi
    riza : yiğit, hükümdar
    ruhi̇ : tek yiğit, prens
    rüçhan : orta asya'da tanrı dağı,bir türk boyu
    rüstem : kızıl,al renkli tuğ
    rüştü : armağan, hediye

    s
    sabri̇ : sabırla ilgili
    saci̇t : secde eden
    sadri̇ : göğüsle ilgili
    sai̇t : mübarek, kutlu - sevap kazanmış
    sai̇m : oruçlu
    sakip : delen, delik açan - çok parlak
    sali̇h : elverişli, yararlı - dinin emirlerine uyan
    sali̇m : sağlam - kusursuz, ekgibsiz
    samet : çok yüksek, çok ulu - hiç kimseye ihtiyacı olmayan
    sami̇ : dinleyen, duyan - yüksek, yüce
    sami̇h : cömert, eli açık
    sami̇m : bir şeyin merkezi, içi
    sanberk : gücüyle tanınmış.
    sancar : kısa kama - saplar, batırır
    saner : ünlü tanınmış.
    sargin : candan, içten
    sarp : çetin, sert
    sarper : zoru başaran kişi.
    savaş : uğraşma, mücadele,kavga - silahlı mücadele, harp
    seçki̇n : niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
    sedat : doğru, haklı
    selcan : coşkun, taşkın
    selçuk : güzel konuşan - türk hükümdarı
    seli̇m : sağlam, doğru, kusursuz - temiz, içten
    semi̇h : cömert, eli açık
    semi̇n : çok değerli.
    sercan : sevgili, sevilen
    serdar : başkumandan, başbuğ
    sergen : raf, vitrin - tepelerdeki düzlük - yorgun
    serhan : kurt, canavar - şarkıcıların başı
    serhat : sınır - i̇ki devlet arasındaki sınır
    serkan : soylu kan, başkan
    serkut : mutlu, talihli
    sermet : ebediyet, sonsuzluk
    sertaç : çok sevilen, sayılan
    sertuğ : baş tacı edilen.
    server : başkan, reis
    sezai̇ : uygun, yaraşan
    sezer : duyar, hisseder
    sezgi̇n : sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı
    sitki : i̇ç temizliğiyle, doğrulukla ilgili
    si̇mavi̇ : yüzle, çehreyle ilgili
    si̇nan : mızrak, süngü gibi silahların sivri ucu
    sömer : katışıksız güçlü
    soner : son doğan yiğit
    songur : şahin - ağır, hantal
    soysal : uygar
    sökmen : yiğitlere veilen san
    suavi̇ : değişmeyen - kanıtlanmış
    süheyl : kutlu, uğurlu
    süleyman : saflık, temizlik
    sümer : mübarek, kutlu - sevap kazanmış

    ş
    şahan : padişahlar, hükümdarlar, tahtlar.
    şafak : güneş doğmadan önce ufukta beliren aydınlık
    şahi̇n : büyük, yırtıcı kuş
    şansal : niteliklerinle ünlen, tanın
    şanver : i̇yi niteliklerin bilinsin, duyulsun
    şehzade : hükümdar oğlu
    şener : mutlu, neşeli
    şenol : her zaman neşeli, mutlu ol
    şensoy : neşeli, mutlu soydan gelen
    şeref : i̇yi ahlak ve fazilet sonucu oluşan manevi yücelik - i̇yi ün
    şeri̇f : şerefli, kutsal - soylu, temiz
    şevket : büyüklük, heybet
    şükrü : şükürle, minnettarlıkla ilgili
    t
    taha : kuran'da bir sure adı.
    talay : gereğinden çok.
    tali̇p : arayan, isteyen - alıcı müşteri
    tamer : nitelikli, sayılan kişi
    tan : güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak zamanı
    tanay : şafaktaki ay.
    tanberk : şafak çizgisi - parlayan şimşek
    taner : şafak gibi aydınlık yiğit
    tanju : çinlilerin türk hükümdarlarına verdiği ad
    tankut : kutlu, uğurlu sabah
    tansel : şafak seli, ışık seli
    tarcan : ayrıcalıklı dost.
    tarhan : oğuzlarda demirci ustası - tüccarlar - han ve komutan ünvanı
    tarik : sabah yıldızı, zühre, venüs
    tarkan : i̇slam'dan önce türklerin kullandığı vekil, vezir gibi san
    taşkin : coşmuş, taşmış halde bulunan - akarsuların taşması
    tayfun : okyanuslarda görülen fırtına
    tayfur : küçük bir kuş türü
    taygün : çocuk, torun
    taykut : kutlu, uğurlu çocuk.
    taylan : yakışıklı ve sırım gibi genç.
    teki̇n : tek, eşsiz - uyanık, tetikte
    teoman : hun i̇mparatoru mete'nin babası
    tevfi̇k : uygun düşme, uyma - başarma - allah'ın yardımına ulaşma
    tezcan : telaşlı, heyecanlı
    ti̇muçi̇n : moğol i̇mparatoru cengiz - katı, sağlam demir
    ti̇mur : demir - türk-moğol i̇mparatoru
    tolay : 1.cemaat. 2.topluluk.
    tolga : savaşçıların giydikleri demir başlık
    toprak : yer kabuğunun yüzey bölümü
    toygar : tarlakuşu, turgay
    tufan : nuh peygamber zamanındaki güçlü yağmur
    tugay : i̇ki alaydan oluşan askeri birlik
    tuğrul : ak doğan - selçuklu'nun kurucusu
    tuna : çok bol - yavru - görkemli, gösterişli - bir akarsu
    tuncay : tunç renkli ay
    tuncer : tunç gibi kuvvetli
    tunç : bakır, çinko, kalay karışımı
    turan : türklerin en eski yurtlarına verilen ad
    turgay : boz renkli, tarlalarda bulunan bir tür serçe
    turgut : oturulacak yer, konut
    turhan : soylu, seçkin
    türker : yiğit türk
    Tümünü Göster
    ···
  9. 84.
    0
    kaan be
    ···
  10. 85.
    0
    eray
    ···
  11. 86.
    0
    kültigin kağan ya da abbas
    ···
  12. 87.
    0
    emre
    ···
  13. 88.
    0
    böyle para dagıttıgına göre zengın bır huur çocugusun zengın olduguna göre ananla baban değişik bır ısım koymustur sana bız onları sıktır edelım bundan sonra sana şakir diyelim adını bıle 50 lira verıyorsan adını koyana zütunu verırsın artık .
    ···
  14. 89.
    0
    zübeyir
    ···
  15. 90.
    0
    Beyler arkadaşa özelden mesaj attım ve ilk tahminimde tutturdum.
    50 TL'yi birazdan hesabıma yatıracak. Gidip üzerine para ekleyip bir şişe Jack Daniel's alacağım, haftasonu içeceğim.

    teşekkür ederim dostum.
    ···
  16. 91.
    0
    levent ulan levent
    ···
  17. 92.
    0
    fakı mı lan yoksa
    ···
  18. 93.
    0
    türker lan bildim at paramı
    ···
  19. 94.
    0
    beyaz
    ···
  20. 95.
    0
    hüseyin
    ···