0
Türkiye’de başarılı ve beğenilen blog olmak oldukça zor. Binlerce blog arasından sıyrılmak kendini belli etmek kadar bir blog yazarını zorlayan bir durum yoktur bence. Son dönemlerde beğendiğim bir finans blogu oldukça ilgimi çekiyor bu konuda.
Kurulmasının üzerinden sadece 6 ay geçmesine rağmen 70 bin üzerinde takipçisi ile finans blogları arasında oldukça hızla yükselen bir yıldız olduğunu söyleyebilirim. Bir finans ve ekonomi blogunun başarısını referans alınan yazıların yayımlandığı sitelerden de görebilirsiniz. Insider Monkey Wall Street Journal, Financial Times, New York Times gibi sitelerde blog yazılarıyla yer almış bir site. Peki sitede neler mi var? Yüksek düzey iş adamları ne gibi hisse alım ve satımı yapıyor onu ücretsiz olarak görüp takip edebiliyorsunuz. Bunun yanısıra hedge fon yöneticilerinin de işlemlerini inceleme şansınız da var. Yatırımcıların oldukça ilgisini çekmesine şaşırmamalı. Sitenin adını mı merak ettiniz? Insider Monkey.
Bir göz atmanızı öneririm.
---
Seçim zamanları her zaman seçim ekonomileri ve siyasetin ekonomi üzerindeki etkileriyle ilgili yazılır çizilir. Evet, bu da referandumla ilgili bir borsa yazısıdır.
istanbul Menkul Kıymetler Borsası şu an de en çok kazandıran borsalar sıralamasında 11.sırada. Geçtiğimiz 10 yıla göre borsada işlem gören hisse senetlerinin değerlerinin toplamı 3-4 katı ve iMKB’deki yabancı payı %70lerde. Yani rekor seviyelerde.
Son 10 yılını gözlemlediğimizde ise bilonço şöyle: bir adet yerel kriz, bir adet küresel kriz ve de son %70ine hükmetmiş bir tek parti iktidarı.
Geçtiğimiz hafta depremi, anayasa kitapçığını, 2001 ve 2008 krizlerini görmüş bir trader’a son 10 yılda Türkiye’deki seyri etkileyen her olayı sorma fırsatı buldum. E-muhtıradan Ergenekon’a, one minute’ten Mavi Marmara’ya, Baykal’ın kasedinden son YAŞanan olaylara kadar her hatırladığım ayrıntının borsaya olan etkisini sorguladım. Cevap hepsi için “cık”tı. Son 10 yılda Türkiye’nin siyasetini etkileyen tek bir olay aynı zamanda iMKB’nin ana trendine etki edebilmiş: Tek parti iktidarı..
iMKB oldum olası koalisyonları sevmezmiş. Tek parti iktidari üstelik bu kadar da güçlü oy oranları ile devletin başına geldiği günden beri iMKB bir nebze olsun rahat uyumuş hep. Ve bu süreçte gerçekleşen “hükümetin gidişatını değiştirip erken seçime zütürebilecek tüm olaylar”ın dışında kalan gelişmeler borsada zayıf trendler olarak görülmüş.
Evet, referandum “hükümetin gidişatını değiştirip erken seçime zütürebilecek tüm olaylar”dan biri. Referandumda düşük de olsa “güçlü bir hayır”çıkma ihtimali var. Ve sadece %60-70lerde çıkacak net bir hayır RTE’yi erken seçime yönlendirecek. Dolayısıyla şu anda borsalarda klişe tabirle çok da “tedirgin bir bekleyiş” söz konusu değil.
Ayrıca yabancı yatırımcının payını da gözardı etmemek lazım. Yabancı, istikrarın bozulmaması için “evet” denmesi gerektiğini sürekli vurguluyor. Geçen hafta Türkiye’de yapılan anketlerde de CEO’ların “evet” yönündeki tahminleri gördük. Birbiri ardına gelen demeçlerden de anlaşılacağı gibi ekonomi daha yeni yeni toparlanır olmuşken herkes “status quo”cu.
Ekonomiden gelen status quo mesajının farklı yansıtılması gibi durumlar da söz konusu elbet. Şu an iktidarda AKP değil de CHP olsaydı ekonomi gene iktidarı desteklerdi. Fakat bu evet aynı zamanda işsizliğe evet, enflasyona evet, daha ingilizce konuşmayı öğrenmeyi bilmeden uluslararası mecrada tavır yapmaya evet, hazır bir programın üstüne konup da ekonomiyi düzelttik diyenlere evet, seçim zamanı dağıtılan kömürlerle toplanan oylara evet, fahiş fiyatlardan et yemeye evet…
Yani bu “evet” ne demokrasiye evet, ne de özgürlüğe evet…
Tümünü Göster