-
6.
+2Son toprağı attıktan sonra kazma ve küreği yerine koydum, iz bırakmadan. Allah taksiratını affetsin güzel kızdı. Belki bir oyuna kurban gitti belki de huurluğunun bedelini ödedi. Hiçbir şeyden emin değildim. Öncelikle Patron'la konuşmalıydım. Ama ondan önce rahatlamalıydım. istikamet-Levent.
Zile bastım. Biçtigim süre 6 saniyeydi ama 4'te açıldı kapı ardına kadar. Karşımdaydı hayatımdaki en "kritik" kadın. Yeşil gözlerinde huzur buluyordum. Beni görür görmez boynuma atladı. incecik beline tutunmak, muhteşem kokusunu içime çekmek... Ne çifttik ama! MiT Karşı istihbarat Masası Müfettişi Ben ve Karşı istihbarat Masası Şefi Sibel Ulutürk...
31'indeydi Sibel. Ama gayet dinç ve dinamik gözüküyordu. Buğday rengi teni, ince kemerli burnu, yeşil gözleri ve hafif dalgalı siyah saçlarıyla hayallerimi süslüyordu. Vatan millet meselelerinden kurtulmak istediğimde adresim onun kucağıydı. Yüzükler bile hazırdı da cesaretim yoktu...
Ama bugün işler değişmişti. Sibelin yanına devlet meselelerinden kurtulmak için değil iyice içine girmek için gelmiştim. -
5.
+1Rezerve
-
4.
+23 dakika sonra oturma odasında Patron'un karşısındaydım. Söze o başladı.
"Dilara Özeren, 29 yaşında. Henüz 19 yaşındayken keşfetmiştik onu. 5 sene özel eğitimlerimizden geçtikten sonra yazılım bölümüne sokmuştum onu. Cidden çok ümitliydim ondan. Çünkü genlerinde vardı bu işi yapmak. Babası silah arkadaşımdı. Şehit olduğunda bu kız 14lüktü işte. Ona sahip çıkmak istedim. Baktım yetenekleri var hemen aldım teşkilata. Emin ol ondan iyisini bulamazdım."
Cebinden sigarasını çıkardı. Patron Muratti içiyormuş. Vay be. Bana uzattı. istemedim.
"Bunları niye bana anlatıyorsunuz ?" dedim.
Patron: Sözüm bitmedi. Nerede kalmıştık ?
Sigarasından bir nefes aldı. Dumanı salarken devam etti.
Patron: Tahmin ettiğim gibi becerikli çıktı. işlerin üstesinden geldi. Tam terfiyi alacakken GÜM! işte ihanetin bedeli... Yerde gördüğün huur vatanına ihanet etti. Bedelini ödedi. Ama içimizdeki tek hain o değil. Diğer hainleri bul ve temizle. Yeni görevinde başarılar dilerim.
Dedi ve ayağa kalktı. Üzerimdeki şoku atlatamamıştım ama olayların farkındaydım. Sanırım temizliğe buradan başlamalıydım... -
3.
+1Okumayin calinti
-
2.
+2 -2bak kardeşim düne kadar yanına müridlerini toplamış bir tarikat lideriydim. sabahlara kadar demli çay eşliğinde sohbet yapar, zikir çekerdik. bir gün islamı geniş alanlara yayma ve tebliğ için evime bilgisayar alıp internete bağlandım. çeşitli adult sitelerinde çok muhterem arkadaşlarla helal dairesi içinde ibretlik paylaşımlarda bulunduk. o siteden bir kardeş burayı tavsiye etti. müspet bir yerdir dedi. günaşırı girmeye başladım, namazı niyazı boşladık. fakat yüce rabbim şefkat tokadını akşetmekte gecikmedi ki insanlığın deccalı seninle karşılaştım. insan demekten haya ediyorum ama sen ne pis, ne gavat bi insanmışsın b be. ama sen hiç merak etme, istişareye yattım ve rüyamda ip'ni gördüm. en yakında zamanda seni bu gaflet uykusundan uyandırmak için ceviz kıracağı ile daşşaklarını sıkmaya geliyorum, son duanı et kardeş.
-
1.
+6 -2HiKAYE BiTMiŞTiR...
Önümdeki beyaz Renault'u solladım. ilk sağdan girdim sokağa. Biraz daha ilerledikten sonra usta bir hareketle durdum. ihbardaki adres burası olmalıydı. MiT'e gireli 3 sene olmuştu. Arabadan indim. Polislerin altından kalkamayacagi işlere biz gidiyorduk. Elimi aşağıdan sokarak kapıyı açtım. Genelde 3 kişi giderdik bu işlere ama patron bu sefer tek gitmemi istemişti. Bahçeye ilk adımımı attım. Başarılı bir polis memuru iken ajanlığa dönüşen hayatım birazdan iyice taka saracaktı.
Büyük bir bahçedeydim şimdi. Etraf gayet sakindi. Sadece kuş cıvıltılarını duyuyordum. Genelde kötü olaylar olurdu böyle durumlarda. Tabancamı çıkardım her ihtimale karşı. Binaya yaklaştım. Kapıya baktım, hafif aralıktı. iyice tedirgin oldum. Sonra düşündüm. Ölümden öte köy var mıydı ?
Bir anda içeri daldım. Önüme çıkan ilk şey arkası dönük bir ceset oldu. "Hasgibtir" Diyebildim sadece. Kocaman bir "Hasgibtir" iş arkadaşım, bilgisayar mühendisi Dilara'ydı yerde yatan. Sol kolundaki doğum lekesinden anlayabildim bunu. Ona yaklaşırken ensemde bir soğukluk hissettim. "Silahını yere at" sesiyle birlikte tabii.
Ses tanıdık geldiği için teslim oldum. Ensemdeki soğukluk kayboldu. Evet, Patron'du arkamdaki.
"Seninle bir işimiz var Serhat... "
EDIT: TAMAMEN BANA AiTTiR ÖNCEDEN HAZIRLADIĞIM iÇiN HIZLI ATICAM PARTLARI
EDIT2: KENDiNiZi BELLi EDiN BEYLER DEVAM EDEYiM