1. 1.
    +1 -2
    vermemesi ümmetin toprağını isteyenlere kanla aldık kanla veririz demesi işte ulu önderlik böyle olur böyle

    hakkın rahmetine kavuşmasaydı kerkük ve musul ve batum hala bize aitti
    ···
  1. 2.
    +1 -1
    dexerçilere dicen onu
    ···
  2. 3.
    -2
    ey ulu hakan yaşasanda nefesinden faydalansak
    ···
  3. 4.
    -3
    @2 bugün türkiye bölünmediyse başbakanımız sayesindedir
    ···
  4. 5.
    0
    Gök girsin kızıl çıksın
    ···
  5. 6.
    0
    ulan harbi skandalsınız dıbına koyim kardeşim ülkedeki kuruluşların %60'ını satan dexer değil mi
    ···
  6. 7.
    -2
    @6 türkiye komünist ülkemi elbette satılacak gelir kapısı
    ···
  7. 8.
    0
    @1 postmodern eleştirinin temel handikaplarından biri bu ve ülkemizde benim kişisel olarak 90'larda yakaladığım siyasi islamcılar da bu hatayı kendi tahayyül evrenlerinin doğası gereği çok sık yapıyor... şöyle ki, modernitenin evrenselci, yerelin olasılıklarına karşı kör ve sağır o tepeden inmeci tahakkümcü pratiğini bir sivil iktidar eleştirisi örerek, ve ne yazık ki bu itirazın tüm sivil eleştirisinin meşruluğunu da sonuna kadar siyasileştirerek kullanıyorlar... oysa aynı iktidar olgusu bireyin kendi içindeki melekle şeytanı arasındaki mücadeleden başlayıp yatak odasında, yemek sofrasında, evin salonunda, sonra apartmanda, mahallede, cemaatte, cemiyette, camiada, kısacası yerelde de kendi iktidar ilişkisini üretiyor ve bunun tu kaka bir iktidar olarak yaftalanması için ille de bach ve mozart sosuyla gelmesine hiç gerek yok... aynı şey mehter marşı ve salavat ile de bir tahakküm olarak yağmur gibi yağıyor. ama insan aklı şablonlara ve şemalara ve görselliğe ve çağrışıma ileri derecede bağımlı ve bundan 1, 10, 50, 80 ya da 100 yıl önce gündemimize girmiş bir tahakküm ile bundan 1000 sene ya da 10 bin sene evvel gündemimize girmiş bir tahakküm arasındaki fark ncedir, şayet aradan özümüz, yerelimiz, milli manevi değerimiz gibi üst yapısal kavramları çıkarırsak? çünkü doğamız da değişken. doğamızın evrenselliğini sorgulayacaksak iktidar dediğimiz olgunun yerelde de evrenselde olduğu kadar ezici ve hatta çoğu kez yerelde icra edilir bir menem olduğunu unutmasak herkes için çok iyi olacak... bir de modernitede vücut bulan tasarımcı, tanımlayıcı, şabloncu kafayı yeriyoruz. evet, hayatın ve dünyanın olasılıklarına kör ve sağır şablonlar istemiyoruz. ancak neyin dayatmacı tasarım, neyin kendini ve dünyayı değiştirme çabası olduğunun sınırları o kadar belirsiz ki... tasarımcı, dayatmacı, şabloncu olmayalım derken kendi umutsuzluğunun kişide bir tür kaderci kabulleniş ve teslimiyete evrilip kendiyle ve dünyayla hiçbir mücadelesi kalmamış bir noktaya çekilmesini görmek ne en azından çok üzücü. bir teslimiyet uğruna ya rab, ne güneşler batıyor. kavramları hayatın ve dünyanın yerçekime maruz kalıyor, ama aynı anda buharlaşıyorlar da. bence çıkış noktamız kendine ve dünyasına müdahil insanda. bunun için de eleştiriyi ve özeleştiriyi yüceltmemizde fayda var.
    ···
  8. 9.
    0
    @7 eee abdülhamid han öyle demiyor ama
    ···
  9. 10.
    -1
    @8 saygılar reis
    ···
  10. 11.
    +2
    o ümmet yazan ellerine attırayım. ortaçağ atığı seni.
    ···
  11. 12.
    -1
    @9 toprak diyoruz sen şirket diyorsun kardeş
    ···
  12. 13.
    0
    @1 kısacası ortaçağ kafasından çık artık. bırak güce tapmayı, ezilenlerin safına geç.
    ···
  13. 14.
    +1
    ulan varya koyun demiyim şunlara diyorum ama harbiden öylesiniz lan 30 yıllık huuryum ama hala bakireyim gibi bi düşüncen var amk.
    ···
  14. 15.
    0
    peki açıkla bakalım dexer ne yaptıda ülkeyi bölünmekten kurtardı.
    ···
  15. 16.
    -1
    Tunus + Mısır + Girit + Sudan + Bulgaristan +Teselya + Bosna-Hersek + Kıbrıs bunların hepsı ahdulhamıd hanın paadısahlı yaptıgı donemde elımızden cıkmıstır
    ···
  16. 17.
    0
    hamidiye tabyaları...

    abdülhamid zamanında askeri yatırım neredeyse hiç yapılmamıştır. yatırım yapılan yerlerin başında ise hamidiye tabyaları vardır. o dönemde sultanın buraya yatırım yapması o kadar borcun içinde çok yadırganmış ve hatta gereksiz diye sitem edenler olmuştur. gelin görün ki çanakkale' yi geçilmez yapan bu tabyalardır. o dönemde ülke işgal altında olursa büyük devletlerin önce boğazlara yöneleceğini ve bunu nereden yapacaklarını öngörerek bu tabyaları yaptırmıştır ve büyük askeri yatırımlar yapmadan yalnızca kritik noktalara para harcayarak 1.dünya savaşındaki işimizi kolaylaştırmıştır. para harcadığı yerler de araştırılırsa 1 dünya savaşındaki anadoluda kurduğumuz cephelerdir.

    hamidiye tabyaları ise şu an devlet tarafından spor kompleksine çevrilmekle meşguldür.
    ···
  17. 18.
    0
    @15 kürdistanda kürdlerin hakkını gaspetme dönemini kapatıp türk kürd kardeşliği dönemini başlattı bu kardeşlik sayesinde hala biriz
    ···
  18. 19.
    0
    @16 padişah efendimzie iftira atarak yükselemezsin kardeş
    ···
  19. 20.
    0
    @16 o toprakların kaybedilmesinde ittihat terakki kısaca it diyoruz, rolünü bir araştır. sanki padişahın elinde yetki vardı da bir de onları kaybetti diyor. balkan savaşına bizi kim soktu? birinci dünya savaşına almanlar' ın yanında girmemize kim sebep oldu? boş konuşma.
    ···