-3
Yine bir ilkbahar akşamıydı, havalar ılık olduğundan bazen akşamları komşumuzun kızıyla beraber ilk önce bi’kaç el kız tavlası oynar, biraz pişti atar sonrasında yapacak birşey bulamadığımızdan babalarımızdan izin alarak yürüyüşlere çıkardık, o günlerden biriydi, hatırladığım kadarıyla pazar günüydü çünkü akşam saat 8 olmasına rağmen çoğu yer kapalıydı, esas konumuza dönelim. Benim üzerimde bol siyah bi eşofman ve sıfır kol t-shirt vardı komşukızının üzerinde ise askılı bluz, bol ve küfüüül küfül uçuşan bi çingene eteği vardı, etek sağa sola savruldukça içimde adeta margarinler eriyor, burnumdan por-çöz soluyordum, komşu kızı gerçekten çok güzel bi bayandı, ilkokulu da beraber okumuştuk. Yaklaşık 15 senedir ailelerimizin karşılıklı iyi ilişkileri, her şeye‘’Evet’’ denilesi geri çevrilemez tarzda olduğu için ona da hep -bacım- gözüyle bakmıştım, aslında öyle müthiş bi güzelliği vardı ki değil komşukızı amcamın kızı olsa affetmemek gerekti imanıma.
Dolaşmaya devam ediyorduk, dönüşte evlerimizin ilerisindeki ağaçlık alana geldiğimizde ‘’öff ya Cem yoruldum biraz şu taşların üzerinde otursak olmaz mı?’’dedi .’’yorulduysan oturalım tabi’’dedim ben de. iyi hatırlıyorum iki üç gün önce o yerde top oynarken kale direği niyetine kullandığımız taşları gördü ve birinin üzerine kendini bırakmak suretiyle oturuverdi. Fakat taşlar birbirine çok yakındı, ileri taraftakinin üzerine oturmuştu bile, ilk başta kalkıp kireç tozu olan eteğini çırptı taşı ters çevirdi ve tekrar oturdu.’’hadi sen de otursana yorulmadın mı?’’diyerek beni de laf zoruyla oturttu karşısına. Eteğini bacaklarının arasına toplamıştı dizlerimiz birbirine değiyordu, her değişinde ise yüzüme bakıyordu, onu böylesine ilginç şekilde bakarken hiç görmemiştim doğrusu, koca alanda bize ayrılan bölge birtek o bir metrekarelik alandı sanki. Galiba tansiyonu düşmüştü, elindeki küçük iğde dalını birden yere bıraktı ve kafasını baş ve işaret parmağının arasına alarak öne eğdi.’’n’oldu?’’diye sorduğumda ‘’hiç, bişey yok, herhalde fazla yürüdük yorgunluktan başım dönüyo’’cevabını verdi ve birden kalktı, kalkar kalkmaz başı iyice dönmüş olmalı ki, tam düşmek üzereyken aniden kalktım, kucakladım, koluma tutundu, sımsıkı sarılıverdi, vücudunu bana yasladı, o gücü, o direnci ??? hele de o güçsüz ve ruhsuz anında ilginçti, yaklaşık 15-20 saniye aynı şiddetle kolumu sıkıyordu. Sanki bir şeyler demek istiyordu ama sadece duyulan şey şiddetli nefes alış-verişiydi, o halde bizi birisi görse, düşüneceği şeyin olumlu olmasına imkan yoktu, onu düşünürken, ’’benden hoşlanıyor musun?’’diye bir cümle duydum, fakat o cümle kulağımın birinden girip diğerinden gerçek ses hızının on katıyla çıkmıştı sanki,’’efendim?’’ dedim (Burhan Altıntop korkaklığıyla),’’yok bir şey, işine gelmedi herhalde, duymadın farzet ’’dedi, ’’duymadım ki zaten’’diye cevap verdim,’’iyi o zaman’’dedi. Ayrılırken sanki 2 yıldır küs gezip zoraki yolda karşılaşıp ta selam verip ayrılan iki insan gibi ayrıldık, o gün otokontrolüme‘’acaba ben de karşılık vermeli miydim? ‘’sorusunu onlarca defa sormaktan kendimi alamadım.
Yaklaşık bir hafta ya da dokuz-on gün sonrasıydı, bu sefer iyi hatırlıyorum, cuma günüydü çünkü kpds başvurularının son günüydü, köpeköldürenlere harcadığım başvuru parasını bi gün öncesinde şükür ki (o zaman internette vardı sadece)nba bahsinden kazanmıştım. asıl mevzuya gelelim. Annemgil dışarıda komşu kızının annesigil felan tandır damında, başka bi komşumuzun Almanya’dan gelecek oğlu için bolca börek, tadımlık yufkalar felan yapıyordu,ben de canımın sıkıntısından yalana gerek yok, tek bildiğim ücretsiz, üyelik gerektirmeyen bi’ ferre sitesine girmiş aşk dolu fetiş dolu hayatıma (tabii platonik ya da sanal hiç bilemedin Elızıbıtsal) zevkler katmak istiyordum, önüme geleni izliyor videonun yanında ilişkili videolar bölümünden ondan oğğa ondan oğğa atla atlaya kendimi bazen bir Asyalı bazen bir Ebony videosunda buluyordum, son izlediğim ise bir rahibenin malum mutluluk çubuğunu görememesinden doğan über-açlığını anlatan bir videoydu, videonun içeriğinden bahsetmek istemiyorum tahmin ediyorsunuzdur, ama elim ayağım da doğru durmuyordu. işte o anlarda videonun yaklaşık ikinci dakikasından başlamak üzere ensemde bi tür t-rex nefesi hissediyordum sanki, lakin abazanlığın vermiş olduğu ters tepmiş kudret beni sadece videoyu izlemeye itiyordu, aslında arada sırada dönüp sağ tarafımdaki camdan annem açık bırakılan kapıdan içeri börek yufka koymaya felan gelir mi ki diye düşünerek hafifçe tellerin üstünden boynunu sarkıtarak minik dal parçası yiyen zürafa misali koltuğun üstünden aşağıya bakarak etrafı kolaçan ediyordum
Videonun son bölümlerine yaklaşıyordum ki artık herifin -i shot the sheriff- konumuna gelmiş olan videonun sağ tarafındaki benzer bi videoya tıklayacakken, sol tarafımdan ‘’KALSIN, DEĞiŞTiRME’’diye bir ses duydum, o an tüm vücut fonksiyonlarım durdu, yayı çekilip bırakılmış bi elektrikli hızar gibi beklemeye geçtim bi an,o an ses sanki gaipten gelmişti, dönemedim arkama bir sonraki kelime ya da kelimeler dizisi gelene kadar, dediğim gibi o an tüm fonksiyonlarım bir anlığına durduğu için sesin kime ait olduğunu da ayırt edememiştim, aklımdan ya annem ya da eniştemin yırtık bacısı geliyordu, kim olursa olsun sonuçta yola düşmüş sakıza basarcasına taka basmıştım ki ikinci sesi duydum, hem de bu sefer tam anlaşılır şekilde’’N’OOLDU DONDUN’’ dedi. Yüzümü çevirdiğimde komşu kızı karşımda tüm arzusunu belli eder şekilde beni süzüyordu, bir bana bakıyordu bir sonu yaklaşan videoya, sonunda elimi tuttu ve avucumu iyice açıp dudaklarına değdirmeye başladı, parmaklarımı 2000 frame ultra slow motionda dudaklarına aşağı yukarı olmak babında –bobidi, bubidi- yaptırıyordu adeta, daha sonra elimi aldı ve aşağılara doğru indirtmeye başladı ’’hergün bu videolara bakacağına sadece birgün gözümün içine baksaydın bunların hepsi senindi’’diyerek korkunç bi şekilde sırıtmaya başladı,Ne diyeceğimi bilememiştim gözümü kapamış bi şekilde elim onun vücudunda dolaşırken, sadece dokunma duyum çalıştığından açıkçası ne dediğini pek de anlamıyordum. Aptalca sırıtarak gözlerinin içine bakmaya başladım, beni oracıkta yere uzattı ve bir hışımda üzerindekileri çıkarmaya başladı, bir yandan beni soyarken diğer yandan kendisi de soyunuyordu, artık dudaklarımız birleşmişti, her gün karşımda duran kız artık kollarımın arasında hem de çırılçıplak olabildiğince seri şekilde komşu kızına yükleniyordum Deeeermişim
Yalan yaaa siz de inandınız mı bu anlattıklarıma, sadece şu erotik hikaye sitelerindeki yazılar zamanında çok dikkatimi çekiyordu, ’’bunların alayı yalan lan hepsi uydurma a.k’’diyerekten işim bitince söverdim, dedim bakalım ben uydursam nasıl uydururum diyerekten iki çızıktırdım, eğer sitelerdeki gibi delikli çubuklu muhabbetler olsaydı çok baba bi hikaye yazardım da,sansür işte aga, naparsın, şimdilik bu kadar,05.08.2010 02:47 de başladığım bu hikayemi 03:32 derken 33 olan saatte noktalarken şayet yayınlanırsa atmasyonlarımın devdıbının gelip gelmeyeceğinin her ne kadar ‘’bize ne a.k çok ta …’’deseniz de bu süreci ben de merak ediyorum. Kalın sağlıcakla.
dipnot: okuyun beyler hak verıceksınız
Tümünü Göster