abaza bir liselinin sex hatıraları

aşağı kütüphanenin sakin sokağına indik. etraf ağaç falan kaynıyordu ve yoldan sürekli zengin, havalı at gibi avratlar geçiyordu. gidip çimenlerin üzerine oturduk. bikaç dakikalık bi sessizlikten sonra konuya girdim.ee anlat bakım okul nasıl gidiyor. arkadaşların falan? derya yine aynı aptal gülümsemesiyle iyi ya neolsun okuyoruz işte. geçen seneden tekrar olduğum için bu sene geçmem lazım sınıfı.o yüzden ders çalışıyorum dedi. benim amacım merveden bahsetmesiydi oradan giremedik olaya. tekrar sessizlik oldu.bu sefer o sordu bana sen ne yapıyorsun,hep okur musun böyle son derece havalı bi şekilde aynen öyle. hayatım bu benim. kitapların engin dünyasında aldığım zevki gerçek hayatta almıyorum. hiç realist olamıyorum dedim. kız yanıyordu resmen karşımda ben bu lafları söylerken kardeşlerim. uzun uzun hafif bi gülümsemeyle süzdü beni derya. işte o gülümseme esnasında içimden ben bunu da çıkartıcam aradan amk dedim. merveden önce ona yazılmaya başladım hemen.en zayıf noktasından girip olay duygusala bağlamak ve kızla temas kurmak için ne yapıp edip konuyu babasına getirmeye çalıştım.iki cümlemden birinde baba kelimesi geçiyordu.en sonunda senin baba tarafından memleket neresi ya izmirlilere benziyorsundedim. amacım kızın ne kadar güzel oldugunu çaktırmadan ona soylemekti. şuan anlıyorum ki kızın babasına gavat demişiz amk. neyse kız bu cümleden sonra artık dayanamadı ve suratını ekşitip yavaş yavaş ağlamaya başladı.o ağlıyor ben amacıma ulaşmanın sevinciyle için için gülüyordum. kıza ne olduğunu sorup kafasını göğüsüme bastırırken üçüncü aşamanın da tamam olduğu müjdesini verdim kendi kendime..

o zamanlar tüm liseliler gibi bende sabahtan akşama kadar karşı cinsin vücudunu düşünen bir ergendim.ne asosyal ne içine kapanık ne de sorunları olan bir ergendim.sadece sex istiyordum.ve fazlasıyla aldım da..

http://inci.sozlukspot.co...x-hatıraları/@pistorius

edit:şuku ve nick6 larınızı ekgib etmeyin panpalar.

deryayı yıllardır ferrelerde izlediğim pozisyonlarda gibmek istiyordum. yılların verdiği heyecan ve anal merakımla domaltma pozisyonuna geçirdim. hızlıca verdiği kondomu benim çavuşa geçirdim.(kondomu takmadan önce yalatmak istedim ama yalamadı huur)ellerimi yalayıp çavuşu üstün körü ıslattım. sonra yavaşça deryanın dıbına dayatım benim aleti. çok yavaşça içeri sokmaya başladım. bikaç santimden sonra sesi iyice arttı kızın.bu ses beni daha da azdırıyordu. biraz daha sert soktum. sonra dibine kadar kökledim. sesi çığlık sesine dönmüştü artık kızın. önce yavaş sonra hızlı hareketlerle gitgel yaptım.bi yandan kalçalarını ve memelerini avuçluyor iyice sıkıyordum. ferrelerde gördüğüm hareketlere özeniyordum. pembe beyaz kısa çorabı beni iyice kendimden geçiriyordu. hızlıca gidip geliyor zevkin doruklarında turlar atıyordum. derya iyice zıvanadan çıkmış abuk sabuk sesler çıkarıyordu. ellerimle o mis kokulu saçlarını avuçladım. saçları beni iyice azdırıyordu. daha ilk seferim olduğu için yaklaşık bir iki dakika sonra kondomun içine boşaldım. yavaşladım sonra. aleti kızın amından çıkardığımda içi bembeyaz olmuştu kondomun. ikimizde nefes nefese kalmıştık.ben yatağın kenarına mutluluk terleriyle oturdum oda ardından üzerinde sadece kısa çorapları varken uzandı yanıma.ilk seferin için iyi dayandın dedi.bi kaç gündür tanıdığım bu masum kız meğer ne huurymuş diye geçirdim içimden ve sordum nerden anladın ilk seferim olduğunu dedim. derya ise sadece pis pis sırıttı.o haliyle bile ne kadar güzel görünüyordu..

kim tutar küçük enişteyi

kız kafası göğüsümde hıçkıra hıçkıra ağlarken ben onu teselli etmeye uğraştım.ne oldu, yanlış birşey mi söyledim, neyin var falan gibi klişe cümleler kurdum. kızın kendine gelince senlik bişey yok ya sen yanlış birşey söylemedin diyip anlatmaya başlayacağından neredeyse yüzde yüz emindim.ki öyle de oldu. derya kendine geldi, benlik bişey olmadığını söyledi ve başladı anlatmaya.yok babasına araba çarpmış, gece rüyalarında onu görüyomuş falan.o anlatıyor ben kazağının altından göğüslerini kesiyorum.o anlatıyor ben pantolonunun paçasından bacaklarını kesiyorum. dediğim gibi abazan bir liseliydim ve tek amacım amdı. duygusallığa ve gözyaşlarına tahammülüm yoktu o zamanlar. amacıma ulaşmak için buna da katlandım. kızı tekrar kucakladım üzülmemesi gerektiğini yanında olduğumu ve bla bla bir sürü yalan söyledim.bi müddet sonra kendine geldi teşekkür etti.kusura bakma seni de üzdüm falan dedi. içimden 'yav he he' diyor dışarıya ne önemi var canım önemli olan senin iyi olman olarak çıkarıyordum. biraz daha kızın duygusal yönlerini deşip onu iyice kendime bağladım. telefon numarası dahil tüm bilgilerini aldım. hatta bi ara fazla yakınlaştık az daha kızın dudaklara dalıcaktım ama kendini savunma moduna aldı. ondan sonra yavaşca toparladı. yürüyerek aynı yolu geldik geri. deryanın evinin önüne geldiğimizde işte benim evim burası. istersen gel yukarı bişey ikram edim? dedi.yok canım ailen vardır şimdi rahatsızlık vermek istememdedim.ya bişey olmaz sen gel, zaten annem evde yok dedi.o bunu söylemeden önce anasının evde olmadığını biliyordum zaten. ağzım kulaklarımda çıktım deryanın evine doğru yukarı..

beyler ayıptır söylemesi ben bi sıçmaya gidim.bu arada sigara molasını da aradan çıkartırım.10-15 dkye devam edicem.

" tepem atmıştı. kalkıp masaya 5 tl bırakıp merveyi alıp çıktım dışarı.. "

ya amk bu çocuk hala lisede değilse ben de bi gib bilmiyorum ashdgasd çok para bırakmışsın harbi kardeş, dolarları saçmışsın masaya sinirden

ellerimle kitapları karıştırıyor bi gözümle kütüphanecilerin olayı çakıp çakmadığını gözlüyor diğer gözümle ise deryayı kesiyordum. kız harıl harıl test çözüyordu. hemen alman edebiyatı yazan kısımdan hermann hesse-demian kitabını aldım (kültürsüz binler bilmez, tabi o zamanlar bende bilmiyordum. ismi güzel gelmişti).arkasındaki yazıyı hemen oracıkta ezberledim kızın kitap hakkında bişeyler sorma ihtimaline karşı. ordaki yazılardan bi kesitine şuan bile unutmam aynen şöyle diyordu: eserlerinde insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işleyen hermann hesse alman edebiyanının devlerinden,20 yüzyıla damgasını vurmuş büyük yazarlardan birisidir (am züt meme)

kafam yerde başka boş yer yokmuş gibi gidip deryanın tam karşısına oturdum.ben oturduktan hemen sonra kafasını kaldırıp baktı, sonra tekrar kitaba döndü aynı hızla tekrar bana baktı. suratında şaşkınlık ve hafif bi gülümseme vardı.aaa sen bizim sınıftaydın dime dedi. hemen evet,ee sen ne yapıyorsun burada. dedim. kız kitaptan iyice kendini ayırıp arkasına yaslandı ve hiç ya test çözmeye geldim, sen ne arıyosun burda, buralarda mı oturuyorsun yoksa dedi.ben kızın konuşma tarzından, gülümsemesinden ve hareketlerinden ikinci aşamanın da tamam olduğunu anlamış ve onun mutluluğunu yaşıyordum..

evden okula okuldan eve geçen 8 yıllık çocukluk hayatımdan sonra liseye başladığımda değişme kararı almıştım. hatta 9. sınıfın başında uzun uzadıya düşündüm, gözlemledim ve etrafımdakileri süzdüm.her zamanki gibi 9. sınıfın ilk haftası en konuşkan,öz güveni yüksek zütü taklu tipler en güzel kızlarla konuşuyor ortamı kuruyor arkadaşlıklarını geliştiriyordu. işte bende bu gözlemlerim sonucunda artık mal değil uyanık, asosyal değil ortamdan ortama akan şerefsizin biri, ceylan değil aslan olacaktım. kararımı vermiştim ve avımı gözüme kestirmiştim bile..

(hikayemdeki karakterlerin isimlerini gerçektek olandan farklı bi şekilde değiştirerek vericem. onun dışında kalan herşey şeffaf bi şekilde aktarılacak panpalar meraklanmayın)

bu amacım doğrultusunda çirkin olan kızın yani deryanın peşine takıldım bi okul çıkışında. benim ceylanım merveyle birlikte okulun iki sokak aşağısına inmişler oradan yollarını ayırmışlardı.ben deryanın peşinden ona belli etmeden gidiyordum. amacım evinin yerini öğrenmek ve evinin yakınlarındaki market, pastane vb. yerlerde şans eseri onunla karşılaşmaktı. tabi ki şansımı kendi ellerime almış ona yön vermekti niyetim.yol üzerinde bi bakkala girip bişeyler aldı ve bakkalın yanındaki bi yokuşun hemen sonunda bulunan apartmana girdi. emin olmak için biraz ilerde çöp tenekelerinin olduğu yere pusu kurup beklemeye başladım. yaklaşık 20 dakika sonra falan 5. kattaki bi balkona çıkıp sofra bezi sirkeledi. suratımda ipnece bi gülüş belirerek ilk aşamanın tamam olduğunu kızın yerini öğrendiğimi anladım..

edindiğim bilgilere göre kıza yaklaşma şeklim bu olacaktı. önce avına yakın olan çirkin bi arkadaşını bul.bu kızla arayı kurup ortamı genişlet.bu kız yoluyla avınla iletişime geç ve derste sık sık onla göz göze gel. aklıma bu fikrin yatmasındaki en önemli şey eğer şansım varsa bu çirkin kızı da giberim. ikisinden biri mutlaka olur hesabı bu taktiği seçtim ve adım adım aşama aşama planımı kurdum.

9. sınıfın 3. haftasında sınıf yeni yeni kaynaşmaya millet birbirini yeni yeni tanımaya başladığı vakit 2 haftalık gözlemlerimden yararlanıp ceylanımın en samimi olduğu özgüveni ekgib kızı gözüme koydum. gözlemlerime devam edip bu çirkin kızın açığı veya herhangi bi sıkıntısı var mı incelemeye sorup soruşturmaya başladım. öğrendiğim bilgilere göre kızın babası geçen sene vefat etmiş ve o pgiboloji ile sınıfta kalmıştı. benim ceylanımla da geçen seneden sınıf arkadaşıymış zaten bunlar. bende yeni yeni açılan amdan başka gözü bişey görmez olan bi liseli olarak bu kızın en zayıf noktasından yani babasından olaya kendimi vuracak en sağlam şekilde sahaya girecektim..

yolda merve sadece kafası yerde yürüyordu. utancından kaldırıp kafasını bana bakamıyordu bile.bu utangaçlık halleri benim daha da hoşuma gidiyordu. yolda elinden tutup yanağından öptüm bi kere. hiç konuşmadan onun evine doğru gittik. apartman kapısında merve dudağıma kısa bi öpücük kondurup çok güzeldi dedi.ve cevap vermeme fırsat vermeden arkasını dönüp apartmana girdi. bense dünyanın en mutlu liselisi olarak sokağa çıktım eve doğru yürümeye başladım. kafeye gittiğimizden beri ilk defa soğukluğu hissetmeye başlamıştım. hırkamın önünü kapadım ve hızlı adımlarla yürümeye başladım.o an deli gibi müzik dinleme isteği sardı beni. cebimden kulaklığımı telefonumu çıkarıp pink floyd-a saucerfull of secrets açtım ve kapşonumu çektim. ellerim cebimde müziğin zevkiyle bu gün 3. kez boşalarak eve vardım. içeri girdim. evdekilere görünüp odaya girdim. yorgun argın bedenimi temizlemeden yatağa attım kendimi.ve o şekilde uykuya daldım..

edit:beyler okuyan olucaksa hikayeyi burda bitirmeyecem. yarın akşam lisede ikinci yılımı ve 2. yılımda yaşadıklarımı anlatıcam. şimdiden okuyan herkese teşekkürler. talep olursa yarın akşam devam edicem. cümleten iyi geceler...

Amini irzini gibtigim ucuncu dunya savasi bitince mi yazcan . Tasak geciyom panpa devam guzel yaziyorsun .

ya gibtir git amk bebesi çalıntı yapmış 16 yaşında ve ağır abazaydımdan

sonraki gün okula gittiğimde derya sırada tek başına oturmuştu. merve ise benim yerimde sıra arkadaşım olan malın tekiyle yanyana oturuyordu. deryanın suratında şaşkınlık, mervenin suratında öfke benim suratımda ise eserini izleyen bi mimar edası vardı. yanımdaki malda salak salak bakıyodu ne oluo lan diye. mervenin yanına gittim. yandaki çocuğa biraz izin vermesini kibar bir şekilde beyan ettim. çocuk kalktı ben mervenin yanına oturdum ve neler olduğunu anladığım halde sordum. orada oturmak istemediğini sınıfta boş yer olmadığından seninle veya mertle (sıra arkadaşım olan mal) yer değiştirmemizi söyledi.ben hemen deryayla konuştun mu söyledikleri hakkında diye sordum heyecanla. allahtan foyam ortaya çıkmamıştı. deryaya hiçbirşey söylemeden ayrılmış yanından. tamam ben geçerim deryanın yanına diyip çantamla birlikte ayağa kalktım. hemen sonra merve beni kolumdan tutum mert gitsin ya oraya sen burda kal dedi. yanına oturdum ve şunu söyledi sen bana iyi geliyorsun

mertle nazikçe konuşup deryanın yanına yolladım. ipne ağzı kulaklarında gitti oraya. bende merveyi bu akşam dışarı çıkaracağıma ve ona yaşadıklarını unutturacağımı söyledim.ilk başta kabul etmedi. benim deryanın sevgilisi olduğumu falan söyledi. bende sadece arkadaş olarak biraz takılıcaz diyerek ikna ettim merveyi. akşamı iple çekip getirdim ve ne kadar param varsa yanıma alıp mervenin evine gittim.

edit:kısa bi mola beyler 15 dkye devam edicem.

kızın sorduğu sorulara tek tek cevap verdim. kitap almaya geldiğimi, çok okuyan birisi olduğumu ve yakınlarda oturduğumu anlattım. tabi ortamın sessizliğine uymuş fısıldayarak konuşuyorduk.o soruyor bende bu saçma salak sorulara cevap veriyordum. yaklaşık 5 dakika sonra elimde tuttuğum kitabı göstererek sordu aa ne okuyosun? kitabın kapağını gösterdim ve verdiği tepki şu oldu hmmm ne anlatıyo pekii? yıllardır bu soruyu bekliyormuşum gibi koltuğuma iyice kuruldum ve başladım arkadaki yazının özetine: işte genç bir çocuğun hayatındaki sıkıntıları çözmek ve bazı sorularına cevap bulmak arayışındaki serüvenini anlatıyor.bu serüvende kitaba da ismini vermiş olan demian karakterini ile tanışıyor dedim. ardından kızı konuşturmadan ve ezberimi unutma tehlikesine yakalanmadan bu sefer az önce de yazdığım o entel paragrafı söyledim ve hermann hesse bunu hep yapıyor ya diye ekledim. kız mal gibi suratıma bakıyordu. sonrada vermek zorunda olduğu o cevabı verdi çok zekisin yaa. bu cevaba verebileceğim alternatif karşı cevapları kafamda hatırladım ve konuyu değiştirme işine girdim.bak ne dicem ya burası fazla sessiz dışarı çıkıp rahat rahat konuşalım mı ? dedim. avrat hemen atladı ve toparlanıp çantasını aldı. bende kalkıp elimdeki kitabı rafa tekrar koydum ve kıza hızlıca bi bahane uydurup kartımı evde unutmuşum ya dedim. dışarı çıkarken kıza şekil görünmek için başörtülü kadının masasının üstünde duran kalemlikte yazan ismi okudum. hızlıca kadına kolay gelsin şevval hanım dedim çıkarken. kadın duydumu bilmiyorum ama ben amacıma ulaşmıştım bile..

Ne sıçarmışsın be amk liselisi elim gibimde kaldı 1 haftadır tik yok hadi

apartmanın 5. katına çıktık o önce ben arkada. kapının önünde ben beklerken derya cebinden cıkardığı anahtarla bikaç tane kilit açtı. kapı açıldı ve ilk önce o girdi içeri. sonra eliyle işaret etti ardından ben girdim. beni doğru oturma odasına zütürdü. geniş ferah bi yerdi burası açık yeşil ve geniş koltuklar. bembeyaz halı ve perdeler vardı. gidip oturdum koltuğun birine.ne içersin dedi.su istedim sadece. aklımda sadece kızı bi an önce yatırıp gibme isteği vardı. bırakalım bu formaliteleri diyordum kendi kendime. elinde iki bardak suyla geldi içeri. yanıma oturdu ve hemen önümüzdeki cam sehpaya bıraktı bardakları. hemen ardından başladı tekrar dertlenmeye. yaa işte böyle. babamı kaybedeli bikaç sene oluyor işte. yerini ve bıraktığı boşluğu hiçbir zaman unutamıyorum dedi.ben aynı dışarta yaptığım gibi teselli etmek için temas kurmaya kalktım. elimi sağ bacağının üzerine koydum ve üzülme dedim sınıftan arkadaşların var neydi o kızın adı eee hani birlikte takıldığınız.. diye ekledim. derya hemen tamamladı cümlemi merve. eee sonra bundan böyle bende varım yanında dedim hemen. suratı gülmeye başladı ve saol, teşekkür ederim diye ekledi. klişeliğin dibine vurarak hah şöyle gül biraz ya,bak gülmek ne kadar yakışıyor sana ayrı bi güzellik katıyor dedim. tahminlerime göre kızın burda utanıp, kızarması gerekiyordu ama hatun beklediğimden daha huur cıktı. saol canım ya dedi ve elini onun dizinin üzerindeki elimin üzerine koydu..

lan yok boolum biz de fakiriz amk da, yani masadan artist bi biçimde kalkıp al üstü kalsın tavrıyla para koyunca, insan bi 50 kağıt falan bekliyor. 5 lira için o kadar edebiyat kasılır mı aq

panpa kusura bakma da sıkıyor gibisin. 10 dk önce cafede otururken soğuktan zütünüz donuyodu, ısınmak için yarak görmüş bakire gibi çaya yapışmıştın. şimdi ayazda hatun domaltıp gibiyorum diyosun amk (:

bu gecelik bu kadar panpalar. okuyan olursa yarın devam edicem.iyi geceler..