1. 26.
    0
    tamam panpa bi dk
    ···
  2. 27.
    0
    cem garipoğlu nerde lan
    ···
  3. 28.
    0
    albert de salvo / boston kasabi ( 1931 -1973 )

    “ben hasta bir insanım bunu biliyorum. normal biri benim yaptıklarımı nasıl yapabilir? sanki içimde başka biri var gibiydi.”

    "ben mi? ben kadınlara zarar vermem. ben kadınları severim."

    i̇şe cinsel tacizle başladı. manken ajansına model arıyormuş gibi kapı kapı dolaşıp kadınların beden ölçüsünü alır ve bu sırada vücutlarına dokunduğu kadılara cinsel taciz yapıyordu. bu yüzden kısa bir hapis dönemi geçirmiş ve çıktığında tecavüzcülüğe terfi etmiştir.1960’ların başında new englan’da yüzlerce kadına saldırdı. bu sırada yeşil işçi kıyafetleriyle dolaştığı için kendisine ‘yeşil adam’ deniyordu.
    1962’de lakabı artık ‘boston canisi’ idi. o artık 18 ayda 13 kadını vahşice öldüren tatlı dilli bir sadistti.
    onun vahşiliği daha çocukluk yıllarında ortaya çıkmaya başlamıştı. bir köpek yavrusunu bir kediyle aynı sandığa kapatır ve kedinin, köpeğin gözlerini çıkarmasından zevk alırdı.
    ordudayken evlendi. en vahşi cinayetleri işlediği sırada bile normal bir koca ve baba gibi görünmeyi başarabiliyordu.
    onun şeytani bir libidosu vardı. günde en az 6 kez ciks yapmak istiyordu.
    i̇lk cinayetlerinde tamirci olarak gittiği evlerde tatlı diliyle kandırdığı orta yaşlı kadınları hedef aldı. onlar tecavüz edip boğduktan sonra, vücutlarını kesiyor, cinsel organlarına şişe ve benzeri maddeler sokuyor ve boğmakta kullandığı naylon kadın çoraplarıyla çenelerinin altına bir çeşit fiyonk yapıyordu. bu bir çeşit imzaydı.
    1962’den sonra genç kadınlara yöneldi ve daha da vahşi bir hal aldı. bir kadını yirmi kez bıçaklıyor, diğerini ise yatağın başucuna dayıyor, boynuna pembe bir fiyonk, cinsel organına süpürge sopası sokuyor ve sol ayağının dibine bir yeni yıl kartı bırakıyordu.
    yakalanma sebebi de ilginç doğrusu. yine böyle bir kadını evde sıkıştırıp ellerini ayaklarını bağlamış ve eğer ses çıkarırsa onu öldüreceğini söyleyerek tehdit etmiş. fakat bir süre sonra onu çözüp özür dilemiş ve oradan kaçmış, kadın polisi aramış ve bu vesileyle de yakalanmış duygusal katilimiz.
    de salvo boston canisi cinayetlerinden değil, yeşil adam tecavüzlerinden yakalandı. eyalet akıl hastanesinde yatarken arkadaşlarına kadınları nasıl boğduğunu anlatmaya başladığında gerçek anlaşıldı. ancak boston canisi cinayetlerinden ceza almadı. maharetli avukatı f.lee bailey onu cinayet suçlamalarından kurtarmayı başarmıştı. tecavüzlerden ömür boyu hapis cezası aldı. kasım 1973’te bir mahkum tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

    kurbanları:

    1. anna slesers 55 14th june 1962
    2. mary mullen 85 28th june 1962
    3. nina nichols 68 30th june 1962
    4. helen blake 65 30th june 1962
    5. da irga 75 19th august 1962
    6. jane sullivan 67 20th august 1962
    7. sophie clark 20 5th december 1962
    8. patricia bissette 23 31st december 1962
    9. mary brown 69 9th march 1963
    10. beverley samans 23 6th may 1963
    11. evelyn corbin 58 8th september 1963
    12. joann graff 23 23rd november 1963
    13.mary sullivan 19 4th january 19
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    bilmiyorum yok o :@
    ···
  5. 30.
    0
    devam edeyimm, panpalar
    ···
  6. 31.
    0
    elizabeth bathory / kanlı kontes
    (1560 yılında macaristan'da, vlad (dracula) öldükten 100 sene sonra doğdu. ailesi yaşadıkları yerin en köklü, saygın ve zengin topluluğuydu. ama buna rağmen, çok tuhaf yönleri vardı. elizabeth bathory'nin amcalarnıdan biri "şeytanın elçisi" olarak bilinirken, diğer aile üyeleri ya aklını kaçırmış, ya da pgibopatlardı.

    elizabeth bathory 15 yaşına geldiğinde 25 yaşındaki kont ferencz nadasdy ile evlenerek csejthe kalesine yerleşti. kont ferencz nadasdy çok cesur ve başarılı bir savaşçıydı, çoğunluğu türk'lere karşı olan savaşlardaki cesaretinden dolayı "macaristan'ın kara kahramanı" unvanını aldı.

    25 yıllık evlilikleri boyunca kont ferencz nadasdy'in savaşlara olan tutkusu bitmediğinden dolayı elizabeth sürekli yalnız başına kalıyor, hayatı iyice sıkıcı hale geliyordu. aynada kendi güzelliğini saatlerce seyretmekten başka eğlence için kendine genç sevgililer buldu, hatta biriyle kaçmaya bile kalkıştı. daha sonra kendi ayaklarıyla döndü ve kocası onu affetti. bu olaydan sonra elizabeth tabi ki boş durmadı ve biciksüel olan teyzesi klara bathory ile görüşmeye başladı.

    büyük şatosunda dorothea szentes, bir diğer adıyla dorka isimli yaşlı bir hizmetçi vardı. gerçekten cadı olan dorka, elizabeth'e kara büyü ve cadılığı öğretti, şeytani eğilimşeri için onu zorladı. bununla beraber alttaki mahzende elizabeth hizmetçilerinin yaptıkları küçük hatalardan dolayı cezalandırmaya başladı. yaşlı hemşiresi iloona joo, hizmetçisi johannes ujvary ve genç bir kız olan anna darvula'nın da yardımıyla işkencelerini sürdürdü.

    kurbanlarını çırılçıplak soydurup ön tarafını kamçılatıyordu. arka taraftan daha çok acı vermesinin yanı sıra, hoşuna giden şey kurbanın o sırada acı çeken yüzünü seyretmesiydi. bir başka şeyse, kurbanlarına en çok hassas yerlerine, tırnak altları gibi , iğne batırmayı sevmesiydi.

    1600 yılında kocasının ölümüyle beraber elizabeth terör estirmeye başladı. i̇lk olarak nefret ettiği koca tarafından akrabalarını göndertti. farkettiği korkunç gerçek ise, elizabeth artık 40 yaşına gelmişti ve artık güzelliğini kaybetmekle karşı karşıyaydı. kozmetik ürünleri gözlerinin altındaki halkaları örtmeye bir derece yetiyordu.

    ve birgün genç bir hizmetçi kız elizabeth'in saçını tararken yanlışlıkla çekti. o kızgınlıkla kontes hizmetçi kızın yüzünü o kadar hızlı tokatladı ki, burnundan fışkıran kan kendi ellerine bulaştı. farketti ki, elleri 10 sene öncesine dönmüşçesine gencecik ve yumuşaktı. hemen johannes ujvary ve dorka'ya kızı soymalarını söyledi. zavallı hizmetçiyi kollarından tutarak damarlarını kestiler. kanlarını küvete koydular ve kontes içine girerek banyo yaptı. emindi artık; güzelliğin sırrını bulmuştu, kan yaşam demekti.

    bundan sonraki 10 yıl boyunca elizabeth'in sadıkyardımcıları ona şatonun hizmetçisi olacakları vaadiyle bir sürü genç kız getirdiler. şatoya getirilen kızlar sakatbırakılıp öldürülüyor bu sayede elizabeth kanbanyosunu yapabiliyordu. bazen, genç kurbanların içgüzelliklerini kazanmak için kanlarını bile içiyordu. amafark etti ki, basit köylü kızlarının kanının güzelliğinde etkisi kısa sürüyordu. bunun üzerine kendi gibi asil, kraliyet kızlarını seçmeye başladı.

    sorunsa elizabeth'in artık çok umursamaz ve dikkatsiz davranışlarıydı. onlarca genç kızın kayıp olması üzerine kasabalı dedikodulara başlamıştı bile. sonunda cstejthe şatosu hakkındaki kötü söylentiler macaristan kralına kadar ulaştı. kral elizabeth'in öz kuzeni kont cuyorgy thurzo'yu şatoya sefer düzenlemesi için görevlendirdi.

    1600 yılında csejthe şatosuna giren askerler dehşete düştüler. kanı son damlasına kadar akmış ölü bir kız şatonun girişinde yatıyor, başka biriyse her yerine halkalar geçirilmiş olarak canlı duruyordu. şatonun altındaki zindanda bazıları işkence edilmiş kızlar bekletiliyordu. burda 50 kızın cesetini buldular.

    1611 yılında mahkemesi yapıldı ve 650 kadar kurban ceseti şatoda bulundu. elizabeth'in dört yardımcısı ölüme mahkum edildi. kendisi ise kraliyet üyelerinden olduğu için hayatının sonuna kadar hapis cezasına çarptırıldı.

    kendi kalesinin üst katını betonlarla çevirip yemek vermek için küçük bir boşluk bıraktılar. elizabeth hayatının geri kalan kısmını bu küçük yerde geçirmek zorundaydı. 1614 yılında, hapisanesindeki 4. senesinde elizabeth'in yemeğinin hiç dokunulmamış olduğun gördüler. i̇çeri baktıklarında cansız bedeni ile karşılaştılar. kanlı kontes öldüğünde 54 yaşındaydı
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    up up up
    ···
  8. 33.
    0
    ap beyler süper hikayeler var amk
    ···
  9. 34.
    0
    sizin zewkinizi gibeyim
    ···
  10. 35.
    0
    ap beyler süper hikayeler var amk
    ···
  11. 36.
    0
    ap beyler süper hikayeler var amk
    ···
  12. 37.
    0
    ap beyler süper hikayeler var amk
    ···
  13. 38.
    0
    bilmiyorum yok o :@
    ···
  14. 39.
    0
    olum bunları kim okuyacak manyak mısın amk gibtir git oç
    ···
  15. 40.
    0
    up up up
    ···
  16. 41.
    0
    up up up
    ···
  17. 42.
    0
    up up up
    ···
  18. 43.
    0
    up up up
    ···
  19. 44.
    0
    up up up
    ···
  20. 45.
    0
    rezervd
    ···