+7
-1
uykum çok ağırdır. her zaman bir uyudum mu feriştahı gelse uyandıramaz beni. uyandığımda depremin ortasındaydık. zaten saniyeler içinde olan bir olay, ne kaçmaya imkan var ne de olup bittiğini anlamaya. birden o eskiden okulda itfaiyecilerin yaptığı sunumlar geldi aklıma. içerden annem bağırdı. ara koridor çöktü. pencereden balkona atlayıp 4 yaşındaki kızkardeşimin yanına gittim. sırtıma bindirdim onu, sıkıca tut boynumdan dedim. odama geçtim, burda bekle hiç bir yere kıpırdama ben gelicem dedim.
deprem halinde herkes kendi derdinde tabii. gardrobun kapısını çöken ev koridoruna attım, annem üstünden yürüyerek yanıma geldi. babanın üstünde duvar düştü oğlum dedi. çok dayanıklı adamımdır, gibseler ağlamam. bağırarak ağlamaya başladım orda, giberim dedim böyle işi. gittim babamın yanına. gözleri kapalıydı korktum önce. anneme bağırdım. duvarı çok hafif kaldırdık, sürünerek çıktı altından. artçı depremler gelmeye başladı.
gideyim kızkardeşimi alayım aşağı inelim dedim. yangın merdiveni sağlamdı ordan ineriz dedik. annemle babama siz gidin inin, ben geliyorum dedim. odama gittiğimde giremedim odama. artçı depremle duvar yıkılmıştı odada, kızkardeşim vardı.
düşünün durumumu artık binler. bağırdım annemlere. duyan olmadı, çoktan inmişlerdi. saçını gördüm birden kızkardeşimin. duvarın altından. koştum yangın merdivenine, bağırdım anne çabuk gelin diye. koştu geldiler. bişeyler yapıp şu duvarı kaldıralım dedim babama. babam gitti, koltuğun başlığını söktü geldi. annenle abanın şu duvara, kaldırabilirseniz bunu altına sıkıştırırım havaya kalkar dedi. azıcık bişey kaldırdık başlığı duvarın altına koydu babam. meleğimi ezen birşey kalmamıştı ama ordan çıkaramıyorduk. sıkışıktı orada.
ayağım kaldı abi sıkıştı dedi bana. babamla abandık, ayağını çıkardık. indik aşağıya hepimiz. ayağı kanıyordu, mahallenin çeşmesine zütürüp yıkadım küçücük ayaklarını.
dışarısı çok kötüydü. o zamanlar 2D savaş oyunları vardı. aynı manzaraydı o oyunlarla. 2 pentium bilgisayarım vardı, küçük oyunlar oynardım o zamanlar.
felaket derecede kızarmış et kokusu geliyordu. gökyüzü gri tonundaydı. evimiz yalovada denizi görüyordu. deniz pembe tonundaydı.
yalovaspor'un o zamanki amigosu altan abimiz, sağ kalanları topluyordu. takıldık peşine, bir ekip oluşturduk. 2 gün boyuncu hiç uyumadan yalova merkezde kurtarma çalışmaları yaptık.
hiç unutmadığım bir anı daha ekleyeyim. cesetleri topluyorduk. birden toprağın üstünde bir saç parçası gördüm. tuttum. çektim. inleme sesi geldi. hayvan gibi toprağı kazmaya başladım. kızın eli oynuyordu. küçüktü daha. yarım saat boyunca tırnaklarımla kazıdım toprağı. kızı çıkarana kadar.
Özet yok paylaşmak istedim sadece