-
65.
+2Özge “sorun yok Ozan” dedi. “ tanışıyor musunuz?” dedi kuzeni. Sana ne amk diyecektim demedim tabi. Bilmiyorum ama ayar oldum çocuğa. Tam okuldan arkadaşıyım diyecektim ki özge “sevgilim olur kendisi” dedi. Ozanın yüz ifadesi müthişti ama eminim benimki de müthiştir. Bende şaşırdım çünkü. Dayısı öğrenmesin diye telefonla konuşmuyorduk ama dayısının oğluna söylüyordu. ilk şaşkınlığı ben attım üstümden “memnun oldum Ozan bende x” dedim. “Bende memnun oldum” deyip elimi sıktı, yüzü düşmüştü şerefsizin çaktım o an bir şey olduğunu. Sonra o gidip denize girdi. Özge’ye döndüm” Ne oldu şimdi buna” dedim.“ hiç sorma galiba benden hoşlanıyor. Zaten sevmezdim iyice gıcık aldım. Ama sen burada olduğuna göre sorun yok. “ deyip öptü beni yanağımdan. Beraber oturduk. Sonra kuzenleri de geldi, Selçuk da geldi beraber oturduk sohbet falan ettik. Sonra eve gittiler akşam buluşmak için sözleştik.
-
64.
+2Ertesi gün sabahtan denize gittik Selçukla beraber. Sonra sahilde otururken sevgilim “ denize gidiyoruz :/“ diye mesaj attı. Eh işte tam sırasıydı. Cevap vermedim. Bekledim. Biraz sonra ileride gördüm onu. Yanında kuzenleri. Geldiler kuzenleri daldı anında denize. Sevgilim oturdu kıyı da eline telefonu aldı birine mesaj attı. O biri de bendim. Bana geldi mesaj “ özledim ben seni” yazıyordu. “emin misin?” diye mesaj attım. “eminim tabi salak” diye cevap geldi. “keşke görüşebilsek” yazdı ardından. Cevap vermedim. Kalktım ona doğru yürümeye başladım. Beni görünce ağzı açık kaldı tabi. Kalkmadı oturduğu yerden. Yanına gidip “saatiniz kaç acaba?” dedim yılışık bir ifadeyle. “ sen çok pisliksin” dedi gülerek. “sana layık olmaya çalışıyorum sevgilim” dedim. Tam ayağa kalkıyordu arkamdan bir ses “ sorun mu var.” Dedi. Döndüm kuzeni kasıla kasıla gelmiş duruyor. Yakışıklıydı şimdi yalan yok. Ama bu samimiyet nerden geliyor amk? 5 yıldır tanıyorum özgeyi ama ilk defa görüyorum bunu.
-
63.
+2Gece mesaj attı. Yatağın içine girip mesajlaştık. Kuzenleri varmış bir kız bir erkek. Erkek bizle yaşıt kız birkaç yaş küçük. Ona çaktırmadım ama kıskandım biraz. Ne yapayım paylaşımcı değildim konu o olunca. E bu durumda plan yapmaya başladım. Sonra aklıma Selçuk geldi. Gidip Selçuklarda kalabilirdim eğer kabul ederlerse. Ertesi sabah Selçuk’u arayıp anlattım durumu. “ tabi kardeş gel kal, zaten bugün ordayım beraber döneriz akşam” dedi. Anlaştık. Kıskanmak ayrı güvensizlik ayrı… Ben güveniyordum sevgilime ama kıskanıyordum. Hem görüşmeme sorunu da ortan kalkardı arada sırada görüşebilirdik, tabi kızmazsa bana. Kızacağını biliyordum aslında ama yine de gidecektim. Akşam Selçuk ile buluşup çıktık yola. Haberi yoktu tabi sevgilimin. Evleri birbirine uzak değildi. O gece eğer dışarı çıkarlarsa - site içinde dolaşmaya falan - görme ihtimali olurdu beni. O yüzden siteye ulaştığımızda direkt eve gittik.
-
62.
+2Ertesi gün telefonun sesine uyandım. Arayan oydu. Açtım telefonu. “günaydın uykucu, sevgili uyandırma servisinden arıyorum.” Dedi. Gel de âşık olma. “ sana da günaydın sevgilim” dedim. Biraz konuştuktan sonra çıkardı ağzında ki baklayı. “dayımlar geliyor hayatım, ailecek geliyorlar ve bizde kalacaklarmış.” Dedi. Anlamıştım da anlamazlıktan gelip “e yani?” dedim. “ yanisi onlar gidene kadar gelebileceğimi pek sanmıyorum. Bir de dayım biraz geri kafalıdır telefonla falan fazla uğraştığımı görürse kurcalamadan durmaz. Çok fazla görüşemeyeceğiz onlar gidene kadar.” Dedi. Sesinden isteksiz olduğu belliydi yani o da hoşnut değildi bu durumdan. Benim durum tahmin edileceği gibi sinirli. Ama yine de ona belli etmemeye çalışarak “olsun hayatım sorun değil.” dedim. “seviyorum seniiii” dedi. Sonra biraz daha konuşup kapattık telefonu. Akşama doğru mesaj atıp misafirlerinin geldiğini söyledi. Gece yatarken mesaj atacak o zaman biraz konuşacaktık.
-
61.
+2Sonraki günler biraz zordu benim için. Arada sırada görüşebiliyorduk. Genellikle telefonla ya da internetle iletişim kuruyorduk. 4 gün sonra görüşme imkânımız oldu. Sanki yıllardır görmemiş gibi heyecanlıydım. Durağa gidip beklemeye başladım. Sonunda geldi indi servisten sarıldım. Ama hemen bırakmadım. Aylardır görmediğiniz biriyle hasret giderirsiniz ya öyle sarıldım işte. “ ooo çok özlenmişim galiba “ dedi gülerek. “hiçbir fikrin yok” dedim bende. “eh işte biraz tahmin edebiliyorum.” Dedi. Cevaben öptüm yanağından. Beraber pastaneye gittik, konuştuk dolaştık tekrar kendime geldim diyebilirim. Akşamında ayrılmak zor oldu. Birkaç gün sonra yine görüşecektik ama zor geliyordu yine ayrı kalmak. Servise bindi döndü tekrar evine. Biraz durakta oturdum tek başıma. Sonra gerisin geri döndüm eve, o gece çok şiir yazdım.
-
60.
+3Size de olmuştur. Yatakta dönüp durursunuz, uyuyamazsınız. Kafanızda o kadar düşünce vardır ki neyi düşündüğünüzü bile bilemezsiniz. Her şey birbirine girmiş, her şey karmakarışıktır. Yaşanılan hemen hemen her şeyi gözden geçirir, düşünürsünüz. Utandığınız, korktuğunuz anılar hücum eder zihninize. Kalkıp odandan çıkıp karanlıkta biraz dolanır, mutfağa gidip su içip geri yatarsınız. Terlersiniz sıkılırsınız ama nafile uyuyamazsınız. Telefona bakar, pencereden dışarı bakar, yatağa girip yastığın diğer tarafını çevirirsiniz ama uyuyamazsınız. Ölüyor muyum diye düşünürsünüz. Aslında ölmüyorsunuzdur, sadece perde kalkmıştır. Her şey daha nettir. Her mutluluk sebepsiz ya da sonuçsuz değildir. Aynı şekilde yalnızlıkta öyle… bunlar kafanıza hücum etmeye devam ederken farkında olmadan uykuya dalarsınız yavaş yavaş.
Ve uyurken yarın tekrar uyanabileyim diye dua edersiniz. En azından ben ettim. Çünkü onu bırakamazdım -
59.
+4Bir gece mutsuzluktan konuştuk uzun süre. Sonra uyuyalım dedikten 15 ya da 20 dakika sonra beni arayabilir misin diye mesaj attı. Bir şey oldu sandım aradım hemen “ bana şiir okur musun sesinle uyunmak istiyorum bu gece” dedi. Bir şey söylemeden masamdaki kitaplardan birini aldım, masa lambasını yakıp bana doğru çevirdim. “ bir sayı söyle bir tanem” dedim. Söyledi. Sayfa numarasını açtım, hangi sayıydı hatırlamıyorum ama şiiri hatırlıyorum. “geçelim bunu başka söyle” dedim. “neden geçiyoruz? Oku hadi” dedi. Yok dedim ama ısrar etti. Turgut uyar’Dan “SEVGiM ACIYOR” şiiri. O an fark ettim. Onu sevdiğimi anladıktan daha doğrusu kendime itiraf ettikten sonra korkmaya başladım. Hemen değil tabi zamanla fark ettim bu durumu neyden korkuyordum bilmiyordum aslında. Galiba gitmesinden ya da onu kaybetmekten korkuyordum. Anladım ki aslında sevgim acıyor, sevdikçe kalbim acıyordu. Çünkü sevdikçe kaybetmekten korkuyor insan. Ve kaybederse gerçekten bitiyor o an mutluluk, umut, huzur, hüzün, acı, her şey. O an biten bir şey yoktu ama sevgim acıyordu işte. Mutluluğa o kadar kaptırmıştım ki kendimi o gece kötü bir şey mi oluyor diye düşünmekten uyuyamamıştım.
-
58.
+36 saatlik bir yolculuk. Sonrası yine ayrılık vakti… yine buluşacaktık ama yarın olmayacaktı. Onu görmeye doyamıyordum ama başka yolu da yoktu. Artı k her gün görüşemeyecektik arada sırada buluşacaktık. Onun dışında sürekli iletişim halindeydik, duraktan servise bindikten sonra bile hemen mesaj atıyordu. O kadar saat konuşacak ne buluyordunuz diyecekseniz, bilmiyorum. Fark etmiyordu zaten. Her konuyu konuşuyorduk. Siyasetten bile konuştuğumuz oluyordu. Zaten sohbeti çok güzeldi çok seviyordum bu huyunu. Hayatımda hiç boşluk bırakmayacak bir şekilde tamamlıyordu beni. Müzik, film, kitap zevkimiz uyuşuyordu. Bazı konularda tam zıt görüşe sahipti ama tartışmak bile güzeldi.
-
57.
+1Sabah ben erken kalkmıştım. Bu sefer kahvaltıyı ben hazırlayacaktım. Zeytin, peynir, yumurta, domates, salatalık vs. ne varsa artık hazırladım tepsiye. Bu sefer ben onun burnunu kaşıyarak uyandırdım. “ hainsin oğlum sen” dedi. Kahvaltıyı görünce “hainsin aşkım sen”e döndü o cümle. Pek lüks değildi ama yatakta kahvaltı yaptık. o gün pek bir şey yapmadık. Ertesi günün planını yaptık. Denize gidecektik sabah altıda kalkıp. Dediğimiz gibi yapıp ertesi gün erkenden kalkıp gittik sahile. Sakin bir yer bulup girdik denize. Hatta biraz seviştik. Birkaç gün daha gezmeye devam ettik. Artık tatilin sonuna geliyorduk. Otobüs bileti aldık. Sevgiliyle yolculuk, bir hayal daha gerçekleşiyordu.
-
56.
+1Bol bol gezdik. Tarihi mekanları, doğal güzellikleri. Gece eve dönerken yorgunluktan uyuyakaldı yan koltukta. Bende aşırı yorulmuştum, uykumda vardı. ama ona bir şey olur diye gözümü bile kırpmadım. Eve varınca hemen yatağı hazırlayıp uyandırmadan yatağa kadar getirdim, yatırdım, sonra uzandım yanına. Uykulu bir sesle “ öpmeden uyuyamazsın” dedi. “bak sennn uyumuyordun da bilerek mi taşıttırdın kendini” dedi. “ ne sandın şapşal şımartman hoşuma gidiyor” dedi. Şakağından öptüm. Gitmesinden korkar gibi sarıldım. Uyuduk beraber bir gece daha.
-
55.
+2Bu sefer oturduğumuz yerde uyuyakalmadık. Beraber yaptık yatağımızı. Sarılıp, milyon kez birbirimizi öpüp uyduk beraberce. Sabah oldu uyandım. Sevgilim yok yanımda. Biraz heyecan biraz korku hissettim. Neyse ki “ uyandın mı uykucu” deyip arkamdan gelip yanağımdan öptü. “ yüzünü yıka dışarı gel sevgilin çok aç” dedi. Kalktım hemen gidip yüzümü yıkayıp dışarı çıktım. Arka bahçeye. O sallanan koltuğun önüne ufak bir sehpa koymuş kahvaltı hazırlamış. Yok böyle mutluluk. Beraberce yaptık kahvaltımızı. Tabi onun dudaklarıyla başladım kahvaltıya. Hiç dönesim yoktu kalalım böyle iş bulup çalışırdım. Evlenirdik falan ama hayat o kadar kolay değil maalesef. Bugün araba kiralayıp gezecektik. Arkadaşı kiralayıp bize verecekti arabayı. Kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktık
-
54.
+1Trt fm… Nostalji kuşağı ya da öyle bir şeydi. Çıkan şarkı med cezir levent yükselden. “Bu bizim şarkımız olsun” dedi. “bilmem olabilir” dedim. “ sormadım ki sana. Bizim şarkımız bu o kadar” dedi yanağıma hafifçe vurarak. “ ah be sevgilim, çok seviyorum seni. Çok mutluyum, huzurluyum ama korkuyorum. Biz böyle çok iyiyiz ama ilerisi. inan ilerde kötü olacağımızı bilsem şu evden çıkmazdım, seni de çıkarmazdım. Bir yolunu bulur sonsuza kadar yaşardım burada seninle. Bir günden biraz fazla görmedim seni kalktım geldim. Gidersen, ayrılırsak ben naparım? Sonsuza kadar burada kalalım de razıyım.” Dedim. “ sonsuza kadar burada kalmak istemiyorum. Buranda kalmak istiyorum” deyip elini kalbimin üstüne koydu. Bir daha aşık oldum.
-
53.
+3Öğlen uyanıp duş alıp hazırlanıp çıktık evden. Dolaştık, dolaştırdı beni. iyi biliyordu zaten çevreyi. ilk ve belki de son gelişimdi buraya. Etrafın güzelliği, sevgilimin güzelliği… Nasıl anlatılır bilmiyorum; içine huzur doldurulmuş cam bir fanusun içinde gibiydim. Arkadaşlarıyla tanıştırdı. 5-6 kişi vardı onlarla oturup sohbet ettik. Akşam beraber balık yemeye gittik. Güzel bir gün geçirip döndük eve. Evde televizyon yoktu. Laptopu getirmişti. Sevgilinizle beraberken sıkılmam derseniz sırayla birbirinizin dizine yatıp içinizden geleni söyleyin. O gece öyle yaptık. “ çok seviyorum. Saçlarını, gözlerini, parmaklarını, gülüşünü, utanınca başını sağa doğru eğmeni, seviyorum lan işte her halini” dedim sinirlenmiş gibi. Yanaklarımı sıkıp “ bıkmadan söylüyorsun ya ben bunu seviyorum işte” dedi. Ben kalktım o yattı dizime. Saçlarıyla oynamaya başladım, hayatımda yapmadığım bir şeydi. Sonra radyo açtık telefondan. Kulaklığın bir ucu bende diğeri ondaydı.
-
52.
+3aşık olduğunuz kız, size ait bir ortam, sabah ciksi. ne yapıyorsanız yapın aşk katınca daha güzel oluyor her şey. öyle oldu zaten. çocuklar gibi gülüp seviştik sonrasında. işte içene sıkışıp kalmak istediğim bir an daha. sabahın daha erken saati olduğu için tekrar sarılıp uyuduk. sırtını, ensesini, omuzunu öptüm tekrar tekrar. "uykumu kaçırma bir hafta daha buradayız nasılsa" dedi. kolumu başının altından geçirdim, diğerini karnının üstünden geçirip elini tuttum. uyuduk öyle.
-
51.
+3sabah burnumun kaşıntısından uyandım. saçlarıyla burnumu kaşıyıp duruyor. ilk önce açmadım gözümü sonra birden omuzlarından tutup yapıştırdım kanepeye "sen görürsün şimdi" dedim. ilk önce karnını yanlarını ısırdım. çok huylanırdı biliyordum. yapma deyip kafama vuruyordu. "tamam" dedim bıraktım karnını tuttum ayaklarını, gıdıklamaya başladım. gülüyor yapma diyor ama bırakmadım devam ettim. çocukluk yapmak istiyordum o ana. ikimizde çocuklar gibi davranmak istiyorduk. sonra bıraktım. bu sefer o beni omuzlarımdan tutup kanepeye yapıştırmaya çalıştı ama başaramadı tabi. "peki o zaman" deyip ellerini boynuma dolayıp dudaklarıma yapıştı. bıraktım haliyle kendimi.
-
50.
+4Başı omzumda eli elimde saçmaladık bir süre. Sonra yorgunluktan uyuyakalmışız orada. Gece uyandım. Etraf sessiz. Sevgilim iyice sokulmuş bana. Aslında orada uyumaya devam edebilirdik ama boynu ya da beli tutulur diye kıyamadım. Sessizce kalkıp içeri girdim. Kanepeyi açıp yatağımızı hazırladım. Sonra dışarı çıkıp uyandırmaya çalıştım onu ama nafile. Kucağıma alıp içeri taşıdım. Kanepeye yatırıp uzandım yanına. Uyurken onu izlemek lüksümdü, elime zor geçen bir fırsattı. Kaçırmadım bu fırsatı, izledim. Dudakları hafif aralık, saçları yüzüne düşmüş, göğsü hafifçe kalkıp inerken bir eli yastığın altında diğer eli elimde. Alnından öptüm, burnundan öptüm, yanağından öptüm, omzundan öptüm, elinden, dirseğinden baktığım her yerden öptüm. Yanına uzanıp onu izlerken uykuya daldım.
-
49.
+2Hemen koştum. Sinir ve rahatlama duygularını beraber hissettim. Sevgilim karşımdaydı, ellerinde bir sürü poşet. Beni görünce şaşırdı tabi. “ ne işin var burada” dedi sinirle ve şaşkınlıkla. Bende mal gibi zoraki bir gülümsemeyle “sürpriz” dedim. Poşetleri aldım, içeri girdik. “hani benden 3 gün sonra gelecektin” dedi. “ seni özledim, ne yapayım. Fena mı sürpriz yaptım işte” dedim. “ öyle de hayatım ev berbat sen gelmeden çekidüzen vermek için zamanım olsun istedim” dedi. Belinden sarıldım, öptüm alnından. “ beraber yaparız” dedim. Daha sonra keşke sonra gelseydim diye çok söylendim kendi kendime ama. Ev berbat durumdaydı. Süpürdük, sildik, toz aldık, temizledik, toparladık, düzenledik. Sanki evlenmişiz ve evimizi yerleştiriyoruz gibi hissettim. Yorucu ve güzel bir gün oldu yine. Beraber o kadar iş yaptıktan sonra market alışverişine çıktık. Dönüp eşyaları yerleştirdik. O akşam ben yemek yaptım. Yemek dediysem kızartma yani fazla bir şey değil. Yedikten sonra bahçede sallanan bahçe koltuklarından vardı. Ona oturduk.
-
48.
+1Sonunda geçti zaman. Üniversite sınavını da atlattık, tatil için gün sayıyoruz. Hazırlıklar yapıldı ve o çıktı yola. 3 gün boyunca onu görmemek zor olacaktı. Sesini duyacaktım tabi telefonla falan ama 3 gün 3 asır gibi gelecekti bana. Antalya’ya ulaştığını haber verdikten sonra sadece 1 gün bekledim ertesi gün çıktım bende yola. Haberi yoktu, sürpriz yapacaktım. Alanya’daydı evleri. 6 saatlik bir yolculuk sonrasında Antalya’ya ulaştım. Sonra 2 saat falan Alanya sürmüştü. Verdiği adrese gittim. Kapıyı çaldım. Cevap yok. Arıyorum telefona bakmıyor. Herkesin aklına kötü şeyler bu durumda. Başka kimseyi de tanımıyorum. Arkadaşlarının numarası falan da yok, ailesini de arayamam. Yaklaşık 45 dakika bekledim orada. Sürekli arıyorum bakmıyor, evde değil. Evin etrafında dolaşıp arka kapı falan var mı gireyim diye batkım ama yok, kapalı kapı pencereler. Ben arkadayken ön taraftaki bahçe kapısı açıldı.
-
47.
+3Elimde olsa, geçmişe dair her ayrıntıyı düzenleyebilecek gücüm olsa onunla geçirdim vakitler dışında her şeyi silerim. Bitmesini istemediğimiz bir an daha bitiyordu. Toplandık. Geldiğimiz yoldan döndük geriye. Ben servise binip ilçeye o kendi sitesine gitti. Olmuştur belki size de bir an için bile olsa yaşadığınız yer bomboş gelir. Öyle hissettim işte daha yola çıkar çıkmaz. Sonra eve döndüm. O gece devam ettik konuşmaya telefondan, internetten. Hayatımın en güzel doğum günüydü. Hatta gerçekten doğum günüm gibiydi. Günler öyle devam etti. Sonrasında daha çok sınav telaşı oldu. Ders çalıştık. Ve yazın yapacağımız tatili kararlaştırdık. Antalya da yazlıkları vardı. O gidecek 3 gün sonra ben gidecektim. Beraber kalacaktık. Orada olan arkadaşları var ailesine onlarla kalacağını söyleyecekti.
-
46.
+2“Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
fevkalade tatlı bir sesin söylediği
şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
ne güzel şeydir seni hatırlamak
saçların örülmüş örülmüş olsun
ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
porselen tabakta yıkanmış kayısılar
yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
içinde hürriyetten bahseden mısralar
insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
hatırlamak gülmek ve ağlamak için
arzularımız nereye sürüklüyor bizi
neredeydik hangi rüzgara karıştık
ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
karanlık içinde açılmış gözlerimizi
saçların mutlaka örülmüş olmalı
mektepli bir kıza benzemelisin
aklında kimbilir kimden bir mısra
gözlerin nur gibi parlasın saadetten”
Hiç bitmesin dediğimiz anlar var ya hep o anları yakaladık biz beraber. Hep hatırlamak istediğim şeyler senden ibaret dedim ona.
başlık yok! burası bom boş!