-
1.
0özet geçermisin dıbınakoyim
-
2.
0hırs mı yaptın amk bu kadar şey yazılır mı
-
3.
0Parliament sinema klübü jenerik müziği.
-
4.
0oha dıbına koyim dede korkut hikayeleri daha kısa ne salladın lan bu kadar
-
5.
0öyle kritik zamanlarda doğmuş çocuklardır ki doksanların çocukları, diğerlerinden daha yaşlı hissederler kendilerini...
doksanlar türkiye'de tam bir geçiş sürecidir, memlekette kayda değer ne olduysa, o dönemde vuku bulmuş sanki, müzik sektörünün altın çağını yaşaması bir tarafa, her alanda bir dönüm noktası oldu.
en basitinden halil mutluyla, naim süleymanoğluyla başlayan, galatasaray'ın 1999 - 2000 sezonundaki tüy dikişiyle beraber tamamlanan süreç, millet olarak özgüvenimizi geri kazanmamızı sağladı.
türkyie için 90'ların bitmesi bir on yılın bitmesi değil, adeta bir çağın kapanmasıdır... -
6.
01400 pkk'lı öldürüldü !!!Tümünü Göster
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083) -
7.
0@1 84 lüyüm ama yazı çok uzun okumadım
-
8.
0yeter olum amma geyiği döndü şu 90 larda çocuk olmanın, biz de japon kale maç yapıp süper babayı izlerdik, ne yani
-
9.
-1Cuma günleri Hayat bilgisi dersinden sonra çıkış zili zrrrrrrr diye çaldığında - o zamanlar Beethoven'ın dokuzuncu senfonisi yoktu- öğretmenin "Dağılabilirsiniz" sözüyle tüm sınıf canhıraş bir şekilde koşarak sınıfı terk etme gayreti içinde olurdu. Bende uyardım çoğu zaman bu kalabalığa. Sınıfı terk ederken arkamda çocukluk anılarımı bırakacağım aklıma gelmezdi o zamanlar. Samimi olduğum, evinin yolu benimkiyle aynı güzergahta olanlarla beraber çocukça hayallere dalardım. Bazen rakip okulla hafta sonu yapacağımız maç için kadro kurar, bazen de misket oynamaya koyulurdum. O zamanlar cep telefonu da yoktu tabi, bu yüzden eve geç gitme ihtimali de. Geç gittiğimde, babam hesap sorar, bazen de bahanemi yeterli bulmaz tokat atardı. Özlüyorum babamın ders çalışmadığım için/eve geç geldiğim için/yemeğimi bitirmediğim için attığı tokatları. Şimdi ailece akşam yemeğine bile oturamamak koyuyor bana. Keşke eskisi gibi hesap sorsalar istiyorum.Tümünü Göster
ilk sigara içişim geliyor aklıma, yine bir Cuma günü tembel bir arkadaşımla onların evinin bahçesinde içmiştik. `Maltepe''ydi ilk içtiğim sigara marka derdim yoktu, sadece büyüklere özendiğimiz için fosur fosur bitirmiştik paketi içimize çekmeden. Daha sonra paket almadım, ya da yerden tütünü az kala atılmış izmarit toplamadım. ilkokulda, "Aşktan" anladıklarım çok farklıydı. Bir ilişkinin teneffüslerde konuşmaktan ibaret olduğunu düşünürdüm. Saçını çekerek, tokasını alıp "yakalamacılık" oynayarak kur yapardım ona. Yeterli cesaretim olduğunda mektup yazardım köşeleri yakılmış pembe kağıtlara.
Bayramlarda akrabalarımızı ziyaret etmekten zevk alırdım, bayram parası verirlerdi, ilk defa Atakule'ye gittiğimde dünyalar benim olmuştu. Şimdi aile bir araya geldiğinde kaçmanın planlarını yapıyorum. Hayatıma dair sorulardan bunalıyorum artık. Çünkü bu sorular bana büyüdüğümü hatırlatıyor. Hep büyümek isteyişimi düşünüyorum, genelevin nasıl bir yer olduğunu merak ettiğim, 18 yaşına geldiğimi hayal ettiğim zamanları. Şimdi 21 yaşındayım. Ve arkaya baktığımda aynı film şeridi gibi geçiyor anılarım. Cuma günleri okuldan gelip, çantamı sırtımdan atıp yakamı boynumdan çıkardıktan sonra dışarı çıkardım. Şimdi bilmiyorum bile ilkokulda çocuklar yaka takıyor mu acaba?
Resmi bayramlarda öğretmenimin eski öğrencileriyle karşılaştığında, onların ilkokuldan mezun olup ortaokula geçmelerinden gurur duyması, onlara öykünmem, "Anadolu lisesini kazanır mıyım?" hezeyanları arasında kaynayıp gitmişti. Ve ilk defa okul üniformasıyla tanışmam. Ortaokula başladığım ilk gün fotoğrafımızı çekmişti babam. O fotoğrafı arıyorum harıl harıl. Benim için değişmeyen tek şey Cuma gününün rahatlığı, Pazar gününün stresi oldu o dönemlerden bu zamana. Ama artık Pazar günleri "bıcı bıcı" yapmıyorum. Banyodan sonra "parliament sinema kulübü&"de başlamıyor. Pazar günleri Dvd seyrediyorum belki eski anıların tadını yakalarım diye. Ama yok, olmuyor. Olacak o kadar vardı sahi ne oldu ona? Aç gözünü seyret, tekrarı yok bunun, işimiz muhabbet efkarı yok bunun... " diye giderdi. Show Ana haber'in müziği vardı, ve ardından başlayan Plastip şov. Aslında çok küçük bir ayrıntı, o zamanlar haber vtr'lerinde Eye of the tiger, Chariots of fire çalarken bugün Requiem for a dream, Amelienin çalması bile geçen zamana dalalettir.
Sigara içtikten sonra babamın hohlattırma tekniğiyle sigara içtiğimi kontrol etmesi yok artık. Ya da benim buna karşın içinden araba resmi çıkan Turbo tatlı sakız alma ihtimalim. Artık sokakta da içiyorum sigaramı, odamda da. Nasılsa birey; oldum ya...
Beni sinemaya ısındıran, onun gücünü anlamama neden olan Geceleğe dönüş, Rocky, Rambo, Karate Kid çokta umurumda değil. Andrey Tarkovski, Francois Truffaut izliyorum. Bugünkü dizileri izlemememin nedeni eleştirel olarak bakıyor olmamdan ziyade, bilinçaltında süper babayı, McGyverı `A Takımı'nı arıyor olmamdır belki de. Hoş, bugün yayınlansa hiçbirini izlemem ya, ama çocukken izlediğim diziler, aynı o dönemler için ebeveyni tanrısallaştırmak gibiydi. Aynısını aramak yerine anılarla yetinmek, belki de yaptığım bu. O zaman küçük şeylerden mutlu olurdum, şimdi ise büyük mutluluklar küçük geliyor.
Aklıma geldi de, Tayfun'un Hadi yine iyisin kasetini almıştım ilk defa bayram paramla. Burak kut, Bora gencer geldi sırayla. Eminim 3-5 yıl daha tutsam antika diye satabilirim, ama bakmaya dahi kıyamıyorum onlara, kendimle yüzleşmekten korkuyorum sanırım. Korkumun nedeni o dönemler için sahip olduğum müzik zevki değil, kaset kapağındaki deri ceketi ve saksafonuyla poz veren gür/Travolta saçlı Tayfun'un dökülen saçlarının zihnime yerleştirecek olmam. Hiç yaşlansınlar istemiyorum, hep aynı kalsınlar. Burak Kut kilo almamış olsun, Tarık Tarcan'ın saçlarına ak düşmesin, ben hala sabah 7'de kalkıp taş devri, ninja kaplumbağalar, looney tunes izleyeyim, annem ekmeğime yağla bal "çal"sın, ekmek almaya gittiğimde bakkaldan meybuz ve ağızda patlayan şekerden de alayım, ekmeğin uçlarını yiyeyim., annemler evde olmadığında Mirkelam pantolonumla bir koşu gidip tüplü çikolata alayım.
Şimdi elimin altında olan onca imkana rağmen hiçbir şeyden cumartesi günleri izlediğim Emmanuellanın tadını alamıyorum. Ya da yeni çıkan oyunları rafa yeni düştüğünde almama rağmen Super Mariodan aldığım zevki. Geçenlerde okudum -belki yazının çıkış noktası kafamda budur- otobüste gençlerin tartışmasına kulak misafiri olan arkadaşım onların Tanju çolakın olduğu reklam panosu önünden geçerken "Ya bu futbolcuymuş, çok iyi oynarmış ama adını unuttum" temalı bir tartışma yaşadıklarını anlatıyordu. O an aklıma Cevat Prekazi geldi, Kaleci Hayrettin, Oğuz-Aykut-Feyyaz üçlüsü. Çocukken bazen sorardım babama "Bu teknik direktör nasıldı, iyi fitbolcumuydu?" diye, korkuyorum ki birkaç yıl sonra aynı soruyu bana soracaklar. Ve ben anlatmaya başlayacağım:"Bu arif var ya bu Arif, 94'te Galatasaray-Barcelona maçında ceza sahasının dışından bi şut çekti, lörk diye kaleciyi içeri soktu"
Aslında daha yazmak istiyorum, fakat yazdıkça kötü oluyorum. Keşke Guy pearce'ın oynadığı zamanda yolculuk temalı filmdeki gibi ben yazdıkça geçmişe doğru gidiyor olsa görüntüler. Ekran birden Amiga'ya dönüşse, ve ben az sonra başlayacak Galatasaray- Manchester united maçı için babamdan izin koparmaya çalışsam, anneme kaybolan tasolarımın yerini sorsam Ve keşke sadece babam dövdüğünde ağlasam..
Bana bir masal anlat baba, içinde deniz ve balıklar,
Yağmurla kar olsun güneşle ay...
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 02 12 2024
-
sana arkadan versem
-
kamyoncukamil nick analizii
-
beyler dün yedigim yemeği paylasiyorum
-
salako neden filmin sonunda
-
bir kız için değmez pampa
-
en nesyri hattrick
-
uludag sozlukteki cinleri kovamadik
-
uludağ sözlük bitkisel hayata gecti
-
benim anatomim arnold ronnie coleman
-
qutu sert yorum mu istiyorsun
-
topal odlek ordek hayırlı geceler diler 02 12 2024
-
bayhanın yeni imajı nasıl olmuş
-
bu fotoraf tıpkı kürdistan gibi ikiside yok
-
yedi yirmi dört sinirli olmak
-
beyler yarın masaj salonuna gideceğim
-
şakar şakir gardıropun içinde nasıl
-
pehh yine akşamı ettik pehh 02 12 2024 20 38
-
onların israili varsa bizim de ismailimiz var
- / 1