+69
-2
ona sarıldığımda birdaha hiç bırakmak istemezdim. hatta o an öldürseler benim için en güzel son sahne olurdu.
üniversite yıllarının başında tanışıp sevgili olmuştuk. hatta ilk seneydi sanırım. bi süre sonra birlikte yaşamaya başladık. 1 sene falan. 1 sene sonra bir yaz günü sık sık gittiğimiz çay bahçesinde otururken bir veda konuşması yapıp kalktı gitti. dona kaldım hiçbirşey söyleyemedim. ağlayamadımda etrafta birsürü insan var. oturduğum yerden kalkmayada cesaretim yoktu başım döner düşerim diye korktum. onun gittiği yöne doğru hiç kımıldamadan saatlerce oturdum 1 paket sigara içtim belki.
sonra kalktım gittim. o kalkıp gittiği an şaka gibiydi sanki dönüp gelecek diye baktım arkasından. sonraki günlerim aylarım hep onu beklemekle geçti. kapı çaldığında ya oysa diye koştum hep, çok sevdiğim annemden babamdan nefret ettim telefon her çaldığında. inşallah o arıyordur diye telefonu her elime alıpta onların ismini gördüğümde. gezdiğimiz yerlerde dolaştım belki karşılaşırım diye. ortak arkadaşları arayıp sormaya başladım sevmememe rağmen. gecelerce beraber tv izlediğimiz koltukta ışıksız sessiz oturdum. bi nefes daha duymaya çalıştım hayal ettim yanımdaymış gibi sohbet ettim onunla.
çok içtim. unutmak için bazen, bazende belki cesaretim gelir içince ararım diye. aradım bi süre sonra. onunla birlikteyken gün içinde ona telefon ettiğimde kulağıma gelen aranıyor sesini bile özledim. çünkü artık onu aradığımda aradığınız numara kullanılmamaktadır diyordu.
yıllar geçti insanlar geçti. en çokta ne üzüyor biliyor musun senin unutamadığın kadının hala çok sevdiğin kadının artık seni hatırlamadığını bilmek. ama yinede beklemek.
geçen hafta o çay bahçesinin yanından geçiyordum. bi baktım o beni terkedip gittiği masada aynı sandalyede oturuyorum hala bekliyorum onu. 9 yıldır o sandalyedeyim. arkasından yaklaştım. omzuna dokundum. heyecanlandı o geldi sandı sanırım. beni görünce yüzü düştü. ensesinden tuttup yüzünü kendime doğru çektim alnına alnımı dayadım ve hadi kardeşim kalk gelmez artık o dedim.