/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 201.
    +3
    Akşam eve gittiğimde ilk işim Facebook'a girip Sinem'e yazmak oldu. Ama azarlar ya da hesap sorar gibi değil. Gayet normal bi şekilde. işin şaşırtıcı yani onun "Facebook'an zor oluyo ya telefondan konuşalım" diye telefon numarasını vermesi oldu. Okulun en gözde kızı , kendi isteğiyle bana numarasını veriyodu. Ve herkes bu numaranın peşinden koşarken ? ilginç , konuşalım bakalım.

    Artık aramızdaki samimiyeti "kanka" bağldıbına taşımaya çalışıyodum konuşmalarımda. Ben sevgilisine sadık , ona aşık bi adamdım beyler. Böylesine uğraşıp kahpenin biri bana kuyruk salladı diye ona gidecek halim yoktu. Ki kızıda art niyetle yargılamamak lazım tabii. Belki niyeti cidden benimle samimi arkadaş olmaktır , kim bilir. Benden iyi arkadaşmı bulunur şu okulda be.

    Mesajlaşma başlamışken birazda onu tanımak istedim. "Hep benden bahsettik , birazda sen bahset bakalım kendinden" dedim. Anlatmaya başlayarak devam etti. Okulun başından beri uzaktan uzağa bakıştığı Mehmet diye bi çocuk varmış. Ama şimdilik yüz verme durumları olmuyomuş her iki tarafta da. Ulan çocuğuda takdir ettim , tüm okul bu kızın peşindeyken kız bu çocuğun peşinde. Ama çocukta gibleme durumu yok , vallahi helal olsun. Anlatmaya devam etti; "Tüm sınıf idil'le sana bakıp imreniyoruz valla , ne güzel bi çiftsiniz öyle =) Cidden siz nasıl tanıştınız , idil pek bahsetmedi bana bundan. Anlatsana" Anlattım beyler , baştan sonra nasıl aşık olup gözlerinin içinde kaybolduğumu anlattımda durdum Sinem'e. Oda şaşırdı , hayran kaldı. "Yardımımı hak etmişsin o zaman , umarım seçtiğimiz kolyeyide idil beğenir" dedi. Umarım beğenir , yoksa sorumlusu sensin Sinem hanım.

    Bu esnada idil'le konuşmalarımız devam etmekte zaten , ama Sinem durumuna pek bi şüphelenmiş durumda. Açıklığa kavuşturcam sevgilim , az kaldı merak etme.
    ···
  2. 202.
    0
    Rezerve
    ···
  3. 203.
    +5
    Yine bi sabah , yine idil' duyulan bi özlem ve yine bi okul yolu. Yanımızda yine Ezgi ve Sinem. Bu sefer Sinem'le tanışmayı idil'in önünde resmi bi şekilde yaptık şüphelenmesin diye. içi biraz daha rahatlamıştı. Esasında kıskanılacak bi durumda yoktu ortada. Kalbimin senini dinleyebilse sadece onun için atacağını çoktan bilir ve emin olurdu zaten.

    Birlikte gezdiğimiz ekibin içinde artık Sinem'de vardı. Okula birlikte gidip gelişimiz okulun genelinin dikkatini çekmişti ki Facebook'ta bana yazıp soranların sayısıda bi o kadar artmıştı. Sinem harbiden aranan bi kızdı beyler , gerek kişilik gerekse fiziksel özellik olarak cidden üst düzey birisiydi. Uzun boyu , taş gibi vücudu ve parıl parıl parıldayan masmavi gözleri okuldaki birçok erkeği cezbetmeye yeterde artardı bile. Okula geldik , girer girmez hem bana hem Sinem'e selam verenler yanımıza gelmeye başladı. Her gelip geçenin idil'e "Selamlar yenge , çok yakışıyosunuz diyip laf atması idil'i bi yandan utandırıp bi yandan muzip muzip gülmesine sebep oluyodu. Benim mutluluğum onun gülüşünde saklıydı. O gülerdi , ben mutlu olurdum zaten.

    Sinem önümüzde yürürken arkadan ona seslenen tanıdık bi ses gelmişti. Sinem arkasına dönüp bizim arkamızdan gelene bakıp "Aaa erken gelmişsiin" diyip sarılırken ben kim olduğunu çözmeye çalışıyodum. Sesi tanıdıksa tanıyorumdur belki diyip idil'e çaktırmadan kıza bakmaya çalışırken kız sarılmayı bırakıp bize doğru döndü ve kocaman yeşil gözlerini büyüterek bana bakmaya başladı. Kız bize bir adım daha yaklaşarak bana bakıp konuşmaya başladı "Selam xxxx"

    Şaşkınlık içersindeydim , ama etrafa belli etmemeye çalışıyodum. idil ve Sinem şaşkın gözlerle bana bakmaya başladılar. Kız gülümseyip gittikten sonra idil ve Sinem aynı bakışlarla bana dönüp sormaya başladılar.
    idil; "Kimdi ki o kız ?"
    Sinem; "Sen nerden tanıyosun ?"

    Vereceğim yanıt basitti , ama dilim el vermiyodu. Kötü bi yere sıkışmıştım , kaçacak yerim yoktu ve yanıt vermeliydim;

    "O kız Ceylan'dı , benim eski sevgilim... "
    ···
  4. 204.
    +6
    Bu gecelik böyle güzel bi yerde bitireyim beyler. Yoruma ve soruya çok açık bi bölümde bitirdim. Sizde bu esnada sormak istediğiniz soruları , hikaye hakkındaki yorumlarınızı ve görüşlerinizi yarın yeniden yazmaya başlaya kadar belirtebilirsiniz. Hikaye öncesi tüm yazdıklarınızı cevaplar yazmaya öyle devam edebilirim.

    Kendi kendime yazıyomuşum gibi düşündürmeyin beyler lütfen , bekliyorum entry'lerinizi. iyi geceler hepinize...
    ···
    1. 1.
      0
      olum çok iyi lan devam beğendim bin
      ···
  5. 205.
    0
    giberim milleti sen devam et panpa ben okuyom
    ···
  6. 206.
    0
    Rezzzz 9
    ···
  7. 207.
    0
    okuyoz yaz sen
    ···
  8. 208.
    0
    Yaz artik
    ···
  9. 209.
    0
    Nerdesin la yaz artık
    ···
  10. 210.
    +1
    Günaydın beyler , hikayeye kaldığı yerden hızlı bi girişle devam ediyorum.
    ···
  11. 211.
    +5
    Bugünki müziğimizde bu olsun;
    https://www.youtube.com/watch?v=HPNKdOfA7is

    Hayatınızda hiç geçmişinizle geleceğiniz arasında sıkışıp kaldığınız oldu mu ? Geçmişiniz bi yanda sizi geçip gitmiş güzel günlere çağırırken ufka bakıp geleceğinizi hayal ettiniz mi ? Her iki yanda da size çakmak çakmak bakan ışıltılı gözler varken seçim yapmak zorunda kalsaydınız siz hangisini seçerdiniz peki ? işte tamda bu arada kalmıştım beyler , bi yanımda güle oynaya geçirip mutluluktan kırıldığım geçmiş günlerim , diğer yandan umutla bakıp umutla sarıldığım geleceğim. Kısacası bi yanımda Ceylan varken öte yanımda idil vardı. Sinem yalnızca aracıydı , ortak arkadaştı bu konuda. Bi yetkisi , söz hakkı ya da konuşması yoktu; ama arasında kaldığım 3 çift göz baskısıyla beni oracıkta eritmeye yetip artmıştı bile.

    Kızlar şaşkınlıkla bana bakarak kalmıştı. Sinem sonrasında "Aa ciddi misiin" diye sorup şaşkınlık havasını dağıtmaya çalışsa da idil kocaman olmuş yemyeşil gözleriyle kolumdan çıkıp tam karşımda durmuştu bile. Beyler , o anda kolumdan çıkmasıyla bi yanımın gölgelere karıştığını , kaybolduğumu hissetmiştim. Aklım , kalbim , gönlüm , herşeyim idil'den yanayken bunu tahmin edemeyip kolumdan çıkması beni yerin dibine sokmuştu zaten. Ceylan mı , bi daha asla olmazdı zaten. Ama idil'in buna inanması lazımdı. Mümkün mü ? Çok zor , ama ne gerekirse yapmam lazım.
    ···
  12. 212.
    +5
    Peki Ceylan kimdi ? Neden böylesine büyük bi etkiye sahipti benim safımda. Hemen anlatayım.

    Ceylan; Gamze'yle aynı jenerasyonda bizim ilkokula geçiş yapan kızlardan bi tanesi. Gamze'yle bişeyler yaşamayı denedikten sonra olmayınca bi sonraki hedefim Ceylan olmuştu. Neden , çünkü renkli gözlü dıbına koyim. u renkli göz zaafımıda durduramıyorum , başıma büyük belalar açıcak bi gün ama dur bakalım. Ceylan , okula gelmesiyle sessiz sakin olmasına rağmen ilgi gören bi tipti. Ben lisedeyim tabii o zamanlar , okuldaki aracılarımla iletişim kurabiliyorum ancak. Tanışmamız okul esnasında olmadı , ama ilk gördüğüm andan bahsetmek gerek.

    Bizim ilkokul folklör ve spor aktiviteleri konusunda izmir'in en baba okuluydu. Bi ton madalya ve kupaya sahipti. Yine o folklör çalışmalarında bi tanesi olurken eski arkadaşlarımı görmek için okula gittim. Folklör hocası Mikail hoca çok severdi beni , önceki senelerde bi projede okulu temsil ederek güzel bi başarı elde etmiştik birlikte. O zamandan beri gözdeleri arasındayım. Onu ziyarete gideyim dedim. Efe oynuyolar kızlı erkekli , izmir'deki en iyi Efe'yi oynarız bunuda belirtmek isterim. Ve bilin bakalım Efe oynayan kızlar arasında kim var ? Hadi beyler deneyin biraz tahmin etmeyi , çok zor değil. Evet evet , yaklaştınız. Tamaam , söylüyorum; EZGi... Yine kıskanç tavırlarla etrafa bakıp başka kızlara sataşmakla meşgul , gib kırığı. Tipine cürmüne bakmadan sağa sola sataşması çok sinir ederdi beni , hala öyle. Beni görünce yanıma geldi;
    "Oo xxxx bey , siz uğrarmıydınız buralara"

    Lan okul eski okulum zaten , evimede çok yakın. Neredeyse hergün burdayım bu haller bu tavırlar ne. Bi kaç boş şey söyleyip savuşturduktan sonra Ezgi'nin sınıfında olan arkadaşlarıma konuyu getirip hal hatır soracaktım ki o anda bi güneş doğdu. Ceylan geldi Ezgi'nin yanına konuşmak için. Banada selam verip ayak üstü tanışmış olduk. Bu kimdi böyle , böylesine içten gülümsemeyi nasıl becerebiliyodu ki ? Böylesine parıldayan gözlere sahip birisi Ezgi'yle neden takılırdı ki ? Gerçi oda sessiz sakin bi tipti , pek konuşmazdı. Sebebini bilmezdik , sonradan anlaşıldı zaten. ilerde orayada değinicem.

    Ezgi'den nefret eden ben birden bire ona karşı bi samimiyet beslemeye başlamıştım , çıkar ilişkisi tabii amk yoksa günahım kadar sevmem bu salağı. Ceylan Ezgi'yi alıp sınıfa doğru gitti , giderken söyledikleri şey yalnızca "Görüşürüz" oldu.

    Görüşürüz , görüşürmüydük acaba cidden Ceylan'la ? Neden görüşmeyelim be , görüşürüz tabii...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 213.
    +4
    Ezgi'lerin sınıfında olan diğer arkadaşlarım olan Seray ve Ceren'e sorup soruşturmaya çoktan başlamıştım bu mevzuyu. Ceren her ne kadar memnun görünmese de bi durumdan sesini çıkaramayıp razı olmuştu. Ceren , annemin çok samimi bi arkadaşının kızıydı. Uzun zamandır bana karşı beslediği duygular , bi hoşlantısı vardı. Ama ne yazık ki ben ona hiç bi zaman karşılık vermemiştim. Bunun acısıyla konuşurdu hep benimle , bugünde öyleydi esasında.

    Ceylan hakkında ilk bilgileri öğrenmiştim , ama öğrendiğim anda gözyaşlarımı tutamamamda beraberinde gelmişti. Evet , kızların yanında kendimi tutamayıp hafiften ağlamıştım. Sebebine gelelim; Ceylan buraya yeni taşınmaları sebebiyle bu okula gelmişti. Annesi ve babasını ufak yaşta bi trafik kazasında kaybetmiş o zamandan beri ailesiz büyümüştü. Dayısı ve yengesiyle birlikte kalan Ceylan , pek iç açıcı bi pgibolojik düzene ve hayata sahip değildi tabii. Ama tüm bunlara rağmen iyi ders notlarına , başarılı bi eğitim hayatına sahipti. Ağlamıştım beyler , kendimi onun yerine koymuştum. Çok zor bi durumdu; onun yerine olmak , onun yaşadıklarını yaşamak , onun gibi olmak. işte o an hiç haddim olmamasına rağmen kendi kendime onun hem annesi hem babası olacağıma kendi kendime söz vermiş onun her an yanında olacağıma inandırmıştım.

    Seray vasıtasıyla buluşmalar düzenlenip tanışıklık iyice kaynaşmıştı. Ceren her ne kadar acı çekse de bu durumdan yapabileceğim hiç bişi yoku. Güzel zamanlar geçirmiştim Ceylan'la , onuda sevmiştim beyler; bi baba gibi , bi abi gibi , yokluğunu hissettiği herşeyi geçirecek bi büyük gibi durmuştum başında. Ve hiç bi art niyetim yoktu bu esnada. Ayrılığımız taktan bi sebeple olmuştu; özlem. O yaz ufak bi tatile çıkmıştım , pekte görüşme fırsatımız olmamıştı Ceylan'la. Onu boşladığımı düşünüp kısa bi mesajla ayrılığımız gerçekleşmişti. Bahaneydi belkide , teferruata girmeye gerek yok. Neticesinde ayrılmıştık işte...
    ···
  14. 214.
    +4
    Günümüze dönecek olursak; çok zor bi sabah geçiriyodum beyler. Uzun zamandır haber alamadığım kız ansızın karşıma çıkmış ve beyin amcıklaması geçirmemi sağlamıştı. Duygusal olarak çöküntüdeydim , idil'de öyle. Demek bizim okula gelmişti , koskoca 4 sene bu kaosla geçecekti demek. Önemli değildi aslında. Benim aklımda , fikrimde , zikrimde , sevgimde hep idil vardı. Etkilemezdi başkaları beni. Kendimi adadığım yol belliydi , içimdeki duygu belliydi. Aldığım hediye bile belliydi be , şaşmazdım ben bu yoldan.

    Sinem donup kaldığımız havayı "Hadi sınıfa çıkalım" diyerek dağıtmıştı. idil arkasını döndü ve tek kelime dahi etmeden Sinem'le sınıfa doğru yol almıştı. Arkasını dönmüştü bana beyler , daha dakikalar öncesinde kolumda sıkı sıkı duran kız bana sırtını dönüp gitmişti. Yapacak bişi yoktu , bende sınıfa koyuldum.

    Barış kapının önünde beni bekliyodu , pencereden lan biteni izlemiş merakla anlatmamı istiyodu , gözlerinden belli. Ceylan'dan pek kimsenin haberi yoktu zaten , bi Yahya bilirdi hayatımda düzenli olarak yer alanlardan. Barış'a önce geçmişimi anlattım , sonrada dışarda olanları. Ağzı açık bi şekilde dinlemeye koyuluvermişti. Ders başlayana kadar özet geçip bitirmiştim konuyu. Konuşmam bittikten sonra söylediği tek bi cümle vardı;

    "Aga sen yarraa yedin"

    Niye olm , ben o kadar dirayetsiz bi insan mıydım Ceylan için idil'i bırakayım. Of beyler of , Barış'ın bile bunu söylemiş olması biraz korkutmuştu beni. Ama ne yapıp edip idil'i düzeltmeliydim , tek düşüncem buydu.

    Tenefüs oldu , Barış "Bende geleyim istersen seninle kanka" diye atıldı yanıma. istemedim , yalnız gitmeliydim. Ne olacaksa benimle olmalıydı , destekçilerimle değil. Sınıflarına gittim , idil'in gözleri kıpkırmızıydı. Dersten önce ve derste bi süre ağlamış. Canım yanıyodu beyler , hapsolduğum gözleri kıpkırmızı yaşlı bi şekilde görünce canım yanıyodu , içim acıyodu. Yanına oturdum , elini tuttum. Nolduğunu sorup konuya girmeye çalıştım , ama yanıt vermedi. Elindeki mendille akan yaşlarını ve burnunu silmekle meşguldü çünkü. Cidden ağlamışmıydı bu kadar , bi hiç uğruna. Cidden hüzünlenmişmiydi benim için. Ders boyunca konuşması için çabaladım , başını yerden kaldırmadı , kaldırsa da boşluğa bakıp iç çekmeye devam etti. Sınıftaki herkes kendi halindeydi , bizi gören ya da ilgilenen yoktu. Ama Gamze , gözü hep bizim üstümüzdeydi. Sinirli gözlerle beni seyretmeye devam ediyodu durumu her ne kadar farketmiş olsamda. Ceylan'dan haberi olmuştu sanırım , ilkokuldaki olaylardan oda haberdardı. Bana karşı nefret beslediğini düşünmeye başlamıştım. Tenefüs sonunda idil'in gözlerinin içine bakmaya çalıştım , izin vermedi. Başını yerden kaldırmadan "Bugün gelme yanıma" dedi. Nedenini sormak için elimi çenesine koyup başını kaldırdım , işte o an gözünden akan bi damla yaşla karşılaştım beyler. Gözlerimin içine bakıyodu yaşlı gözlerle "Gelme , istemiyorum" dedi. Bişi diyemedim. Hocaları geldi sınıfa , iyi dersler dahi demeden sinirle kapıyı çarpıp çıktım.

    Şimdi ne olucaktı , şimdi ne yapıcaktım ben...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 215.
    0
    Rezerved
    ···
  16. 216.
    +4
    Bi hışımla sınıfa çıkıp kimsenin yüzüne bakmadan yerime oturdum. Barış mutluydu , şerefsiz belli ki ilayda'yla işleri ilerletmişti. Sevinsin , mutlu olsun kardeşim. Hak ediyo bunların hepsini , ilişkisi tıkanırsa ben düzelticem hatta ne yapıp edip. Düzelticem , dahil olucam ki benim yaşadığım gibimsonik olayları onlarda yaşamasın , benden mutlu olsunlar.

    O gün geçmek bilmedi , sınıftan dışarıya adımımı dahi atmadım. Dersleride giblemedim pek , ilayda'yı kendi sırama geçirip en arka sıraya oturdum , açtım kulaklıktan müziğimi triplere giriyorum. Ama zor anımda bile Barış'a kıyağımı yaparım , onuda belirteyim. Son 2 ders idil'lerin beden eğitimi dersi vardı. E öncedende dediğim gibi bizim sınıf okuldaki en panaromik açıya sahip sınıf, tüm bahçeyi izleyebiliyosun. Kuruldum pencerenin kenarına kendi dersimi iplemeden dışarıyı izliyorum , idil'lerin dersini. Sıraya girildi , hazır ola duruldu , yoklama alındı falan serbest bırakıldı (beden eğitimi dersi bundan ibaret değilmidir zaten abi). Bu esnada idil kızarmış gözleriyle sürekli bizim pencereyi seyrediyo. Sevgilim benim ya , biliyo abi onu ordan gözünü kırpadan izleyeceğimi. Ama bana karşı sinirli tabii , gözlerinin kızarıklığı geçmemiş. Ezgi ve Sinem'le en köşedeki banka oturup laflamaya konuşmaya başladılar. Ulan Ezgi , sana hiç güvenmiyorum. Sinem orda aramızı düzeltmeye çalışırken sen geçmişten bahsedip barışma durumumuzun dıbına koyarsan bende senin dıbına koyarım bilmiş ol.

    idil'in başı yine önde , kızlar başını kaldırıp bizim pencereye bakmaya devam ediyo arada el sallıyolar falan. Düzeltmem lazım benim bu durumu beyler , böyle geçecek gibi değil bu olay. Tenefüs oldu , kızlar aşağı idil'in yanına gelmemi istediler. Gitmedim , gidemedim. Tenefüste bahçe tehlikeli alan abi , Ceylan'la bi daha karşılaşırız herşey dahada tak olur falan , olmaz. Son ders başladı , bizde de Milli Güvenlik dersi var. Çok garip bide hocamız var , yoklamayı ayağa kaldırıp hazır olda durdurarak alıyo. Eski komutan , manyak biraz. Pencereden idil'leri izlemeye devam ediyorum tabii. Dersin sonunda idil'lerin sınıf yeniden hazır ola geçip "Sağol" dicekler sınıf dağılcak. Onları izlerken kendimi kaptırıp hoca ders anlatırken bende "Sağol" diye bağırdım sınıfta. Hoca bi ton konuştu bana , mizahi şeylerdi tabii. "Senin milli duyguların kabardı heralde , gel sen anlat bakalım dersi" dedi. Haydaa , bu moralle sınıfa geyik konusu olduk iyi mi. Sınıftaki en matrak çocuk benim bide , hep güldüren konuşan falan. Ama moralim yok şu an , ben sizi güldüremem. Tam tahtaya çıktım ki zil çaldı , hoca "Böyle kolay kaçamazsın xxxx bey , haftaya konuyu sen anlatıyosun" dedi. E anlatırız madem , napalım.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 217.
    +5
    Çıkışta merdivenleri koşar adımla iniyorum ki bahçede duran idil'e yetişebileyim. Yoksa bu kız tenefüslerde yanıma gelme dediyse bensizde gider eve. Koştum koştum zorda olsa yetiştim.

    "Artık beni beklemedenmi gidiyosunuz idil hanım , böylemi olduk şimdi"

    idil cevap vermedi , önüne bakıp yürümeye devam etti sadece. Siniri gözlerinden okunuyodu. Yol boyunca dil döküp derdimi anlattım , ama ne fayda. Peygamber sabrı çıktı kızda , Nuh diyo peygamber demiyo. Tek bi yanıt bile vermedi. Eve yaklaştık , artık buralarda konuşuruz heralde dedim. Yok , yine konuşmadık. Tek söylediği şey eve girerken "Görüşürüz" demek oldu , aynı şekilde yanıt verip bende eve girdim.

    Çok doluydum beyler , hak etmediğim bi şekilde bunları yaşıyodum. Üstümü değiştirip kendimi Bostanlı'ya attım. Deniz havası , yanımda bide arkadaş edası hiç fena gelmezdi bana. Yahya'da okuldan yeni çıkmıştı , aradım geldi. Sahile birlikte gittik. Oda boş değildi beyler , onunda derdi vardı. Ama o hepsinin üstesinden gelmeyi , belli etmemeyi becerebiliyodu. Ne zaman başım sıkışsa sahile atardım kendimi; yanımda kardeşlerim , elimize çiğdemimiz vakit geçerdi. Sahil havası bi o kadar da ilham verirdi bana yazılacak uzun mesajlar için. Yine öyle bi havaydı , oturdum yazdım.

    Yazdığım mesajlar kesinlikle karşı konulamazdı beyler. Çevremdekiler mesajlarını hep bana yazdırırlardı. Çünkü en çok kitabı okuyan , en çok şiiri bilen , en çok duyguyu yaşayan bendim aralarında. Bu mesajda öyle bi mesajdı. En saf duygularımı yazdım idil'e işe yaramasını umut edip. Yazdım , gönderdim. Geç oldu , ama cevap geldi;

    "Seni seviyorum"

    Hiç beklemediğim bi cevaptı be , ben daha ziyade tripleşiriz , tartışırız , bi süre beni süründürür zannediyodum. Artık Sinem ve Ezgi nasıl konuştularsa bahçede idil'le , işe yaramış demek ki. Devdıbını getirdim;

    "Seni çok seviyorum. Geçmişim - geleceğim , dünüm , bugünüm ve yarınım her zaman sen olucaksın biliyosun dimi. Lütfen sürdürmeyelim böyle , bugün seni yeterince özledim zaten"

    "Biliyorum"

    Konuşması zordu , ama en azından kötü değildi. Tüm akşam soğuk geçen konuşmalar , kısa kısa cevaplar yaşandı. Ama yarın olsun , hepsi düzelirdi zaten.
    ···
  18. 218.
    +4
    Bi kahvaltıya gideyim beyler , geldiğimde kaldığım yerden hızla devam edicem...
    ···
  19. 219.
    0
    Ne kahvaltiymis dibine kodum
    ···
  20. 220.
    +2
    8 saatir kahvalti yapiyor dıbına kodum
    ···