Bir kaç hafta daha geçti yeni, hayatıma iyiden iyiye alışmaya başlıyordum, Tuğçe nin Ailesi tatile gitmişti ve Tuğçe'de bir şekilde tatile gitmemişti ve evli olan ablasının yanında kalacağını söylemişti. Ablası beni biliyordu ve ne kadar süre birlikte olduğumuzu da bildiği için Tuğçe arada sırada benimle kalmasına ikna edebiliyordu ablasını. O bar benim şu bar senin her gece dışarıdaydım. Bir gece Tuğçeyle bara gitmeye karar verdik.
Şehrin en iyi mekanlarından biriydi. Akşam 22.00 gibi Tuğçeyle hazırlanıp evden çıktık. Ve mekanın yolunu tuttuk.
Mekan iki katlı bir gece kulübüydü. Müzik sesleri 100 metre ilerden duyuluyordu. Girişte yol boyunca uzanan palmiyeler bu yolun bitiminde giriş çıkışları kontrol eden Güvenlikler bulunuyordu. Arabayla ilerleyip güvenliklerin yanında durdum. Camı açtım.
- Kimliklerinizi kontrol edebilirmiyim lütfen . Cüzdanımı çıkartıp kimliğimi gösterdim.
- Hanımefendinin de kimliğini alabilirmiyim. Ancak aramızda ay farkı vardı ve Tuğçe 17 yaşındaydı bu yüzden onu almazlardı.
+ Hayır göremezsin. dedim.
- Bu sadece yaş kontrolü beyefendi.
+ 18 yaşından küçük durduğunu sanmıyorum.
- Beyefendi bu durumda sizi alamayız.
+ Ya gibicem şimdi beyefendini. Parasıyla değilmi kardeşim
- Lütfen uğraştırmayın çıkışa doğru alalım sizi.
Cüzdanımdan dört 200 lük banknot çıkartıp adamın eline iliştirdim.
+ Yanımdaki hanımefendi 18 yaşında dedim.
Adam bir süre etrafını süzdü .
- Aksini iddaa etmedim zaten buyrun içeri diyip otomatik kapıyı açtı.
Tuğçe gerilmişti. Bana dönüp
+ Aşkım istersen başka bir mekana gidelim hem pahalıyada benziyor. Nolur nolmaz bir sorun çıkar. dedi.
Bişey demeden göz ucumla Tuğçeye baktım . Elini tutup avuçlarından öptüm
- Hiçbişey olmaz sen rahat ol yavrum benim. Dedim
Park yerine girip arabayı valeye bıraktık ve gece kulübüne girdik.
insanlar kendini kaybetmişçesine eğleniyordu. Ortada dans edenler, şampanya patlatanlar, para saçanlar, öpüşenler. Sahnenin etrafında masalar vardı. ve bir üst kattada sahneye bakan lobiler.
Lobiden ziyadeyse, aşağısı daha eğlenceli geldiği için masaların birine oturduk.
Tuğçe etrafına bakıp gülüyordu.
+ Burası nasıl biryer ya. ilk defa böyle bir yere geliyorum.
- işte hayat budur aşkım. Bu insanlar yarını düşünmüyor. Bundan sonra bizde düşünmicez.
Garsooon ! diye bağırdım.
garson geldi.
- Masayı donat bilader. Bide en güzelinden bi şampanya getir bakalım bize. diyip cebine bi 100 lük sıkıştırdım.
Yemekler gidip, tatlılar geldi. şampanyalar gidip, şaraplar geldi.
Saat gece 1 olmuştu ancak parti son hızıyla devam ediyordu. Müzikten seslerimizi bile zor duyar hale geldik. Kafalarımızda hafiften gitmeye başlamıştı.
- Kalk hadi dans edelim.
+ Ben bilmemkii
Ayağa kalkıp Ellerinden tutup dans eden insanlara çarpa çarpa dans edilen bölgeye kadar sürükledim . ellerinden tutup dans etmeye başladım
bu arada bana bilmiyorum ben diyip benim dans etmemi kahkahalarla izliyordu.
sesimi duyurmak için kulağına eğildim.
- Madem Dans etmiceksin ozaman bana uy diyip. ellerimle havaya kaldırdım Tuğçeyi yatay bir şekilde.
ve kendi etrafımda hızla dönemeye başladım çığlık atıp bir yandanda kahkaha atıyordu.
biraz daha dans ettikten. sonra yeniden masaya gelmiştik.
+Bu kadar manyak olduğunu tahmin etmemiştim dedi.
- Hayat manyaklıklarla güzel. Sevdiğim kadın yanımda içkim karşımda. Diyip elimi omuzuna atıp yanağından öptüm.
Şarap şişesinin dibini gördükten sonra ikimizde sarhoş olmuştuk
Bir kaç saat sonra Yeniden arabaya bindik ve mekandan çıktı sahil boyu ilerliyorduk arabayla.
Tuğçe gülerek yarı peltek bir şekilde telefonu gösterip
+ Saat 3.00 aşkım dedi.
- Ozamaaan diye bağırıp torpidodan bir cd çıkarttım. Teomanın en sevdiğim şarkısını açtım son sese getirdim . Ve bağırarak söylemeye başladık.
saat 03:00 olmuş, resimler buruşmuş
karlar erirken saçlarımda
sen hep güzelsin, benimse içtiğim
her bir damla yaralarıma vurmuş
https://www.youtube.com/watch?v=fX3eOsPTJ_g
Uzun yollar boyu ilerledik, sanki yolların bir sonu yoktu, sanki zamanda sıkışıp kalmıştık..