-
1.
+3pampalar başımdan geçen roman niteliğindeki destansı yazıyı burada başlatıyorum içimde dura dura bir hal oldum rizörvıd alın koltukları geriye yaslayın böyle bir hikaye daha ne okudunuz nede duydunuz karı kız meselesi değil insanın hayallerinin çöküşü ve başladığın noktaya nasıl paşa paşa dönüp sürünmei anlatan adeta ateistler bunuda açıklayın dedirten hadise yahut olay zinciridir. girişi yapıyorum sürekli devam ederek yazıcam tam 8süren bir macera ama çok pis koyan bir macera. şuan bile kalkıp şeytana uyasın gelir.Tümünü Göster
kısaca özetlemek gerekirse üniversitede yazılım okuyan ve çok büyük hayalleri olan bir gencin süründüğü iş hayatından gerçek hedeflerie ulaşmak için yaptığı ve hayatını altüst edecek o kişiden habersiz olduğu amerikan yapımcısıyla yaşadığı trajik hikayedir bu hikayede arkadaşlarımıda sürüklemem daha sonra ilginç bir şekilde rollerin değişmesi can alıcı olaydır.
girşi burdan yapalım artık
2010 senesinde liseden mezun olduğum arkadaşımla birlikte üniversite tercihi yapmaya karar verdik tabi 2 yıllık çıkarsa gidicektik olmadı askere gidicektik. ilk tercihlerde olmamıştı bizde yedekelre kalmıştık ek kontenjandan girmeyi deniyoruz artık hayata atılmak için son şansımız. ben bilgisayar bilimleriyle çok alakalıyım fakat arkadaşım o kadar alakalı değil gelip okumak 4 yıla tamamlamak sonrasında askerliği 6 ay yapıp devlet memuru olmak gibi kalgib hayalleri var. fakat ben devrim yapmak istiyorum yeni şeyler keşfetmeyi seviyorum yazılımlar geliştirmeyi seviyorum anlicağım tam bir bilgisayar sevdalısıyım zamanımın çok büyük bir kısmını bilgisayarda geçiriyorum. neyse biz tercihleri ağustos başında yaptık bir hafta sonra açıklanıcak ama ikimizinde gibinde değil kazanmak daha sonra günler geçtikçe 3 2 1 diye sayarken enteresan duydular içine girdim. tabi önceki ilk yerleştirmelerde arkadaşlarımın hepsi yerleşti tıp vs gibi elit bölümlere biz ezildik yani yok öyel bir duygu ya. sonra arkadşın eve gittik sonuçlar açıklandı. bak bana deseler hayatım boyunca inanmam o kadar sevindim ve o kadar üzüldüm ki kazandığıma üniversiteyi bilemiyorum o an dondum kaldım koltuğa oturdum öylece 10dk falan bekledim düşündüm ne yapmak istediğimi. ama artık iş işten geçti yani gidicektik. konya selçuk üniversitesi çıktı myolarından biri. köy gibi biyer yani unutulmuş bir kasaba. o gün ben eve gittim uzun uzun düşündüm dedim ki işte 2 yıl bitirip sonra dgs bilg. müh. falan okurum ordan müh. çıkar hayata karşı istediğim pozisyondan devam ederim vs maaş gibi şeyleri düşündüm klagib erkek modeli bildiğin. neyse sonraki gün gece 2 de yola çıktık işte o başlangıç benim olaylar zincirimin ilk halkasıymış tamda... -
2.
+1... o gece ünv.e kayıt olmaya giderken yanıma tüm eşyalarımı almam başka bir memlekete gitmem ve orda hayatımı tek başıma sürdürmem gerektiği ayda 200lira ile geçinmem gerektiği derslerime asla çalışmayan biri olmama rağmen hayvan gibi ders çalışmam gerektiği o zamanlar bana çok sıkıcı gelsede şuan beni ben yapan en büyük etkenmiş meğer. sabah okula vardığımızda o yere giderken hayal ettiğimin ucundan bile geçmeyecek derecede vasat bir yerde 2 yıl boyunca okumam gerekiyordu. içimden o kadar çok geçti ki o gün geri dönüm alın lan beni askere demek ama nedense bir ses bir his burda kalmamı söyledi ve kaldım. babam "gibtir et dönelim geri burası ne böyle" derken içim gitmek ama aklım kal dedi. iyikide kalmışım çünkü burada yaşadığım olaylarda daima birbiirmize sırt gerdiğimiz iki arkadaş edindim. gerçekten boş dediğim yerden deli gibi adam gibi iki adam tanıdım. üniversiteye kayıt olurken verilen çorba parasını bilirmisniz 20tl gibi saçma birşey isterler orda okuldaki ilk kavgamı ettim. tabii o sırada okul müdürü çok nazik davrandı ama sonradan köprünün sonu geldiğimizde yani sıcak para cep ile temas ettiğinde işler reverse olup tam terse döner. neyse orda her imkansızlıklara rağmen kayıt olduk. birde okula girerken şöyle birşey oldu yurt sahipleri faln gelmişler okulun önüne kayıt yaptırsınlar diye gülüyolar falan tabi bizde safız daha herkezi kendimiz gibi iyi niyetli biliyoruz hiç itlik yaşamamışz ki o güler yüzlü yurt sahipleriyle yurda gittik ve kayıt olduk sonrasnda yaşananlar inanılmaz tarjikomik olaylar benim hayattan soğumama insanlardan şüphe etmeme bir denli sebep olmuştur.. o gün kayıt olduk aileler gitti 10 saatlik yola geriye... biz kaldık kimseyi tanımayız etmeyiz vs. takıldık orda 1 2 gün tanşma faslı falan. orda adanalı biri vardı kurtlar vadisinden çaçmış bir şizofreniydi. bir gün bire bir şahit oldum onuda anlatıcam ilerleyen bölümlerde.. okul değil hayatımın ilk gününe o günden sonra kocaman bir merhaba demiş oldum..
-
3.
0... ilerleyen günlerde arkdaşlarla okula git gel yaparken işte fotoğraf çekinmeler arkadaş edinmeler falan tabi ilk haftalar evet heycan vericidir bilirsiniz daha adam akıllı dersler falan yoktu tabi sanki amerikaya gitmişsin özgürlükler ülkesi vari takılıyorsun. ama işin içine dersler girmeye başlayınca parasal ve açlık gibi ciddi sıkıntılar ile birlikte üniversite ortamında egemen olmak isteyen başka gençlerle sürtüşmeler insanı zihin olarak tamamen bitiriyor. böyle yorgun argın gider ve yine normal bir gündü sınıfa geldik işletim sistemleri dersiydi sol tarafına bir baktım aha bu yeni bir çocuk bir kaç ders izledim onu tek başınaydı kimseyle konuşmazdı sonrada gelmiş sınıfa geç gelmiş okulu gibtir etmiş adeta benim yerim burası değil diyen biriydi. neyse izledim ben bunu birkaç gün hep aynı tek seviyor yanlız olmayı seviyordu. bir tenefüs dışarıda konuşurken ben "web yazılımı tasarımı yapıyorum" dediğimde yıllardır beklediği an buymuş gibi o konuşmayan çocuğun dili çözüldü "aaa neler yapıyosun" dedi bu anda bizim aslında ileriki yıllarda yapacağımız ciddi ve önemli işleri uykusuz kalacağımız günlerin aramızdaki bir sözleşmesi gibiydi. okula git git biz bu arkadaşla çok samimi olduk heleki aynı şehirde olduğumuzu bidiğimiz andan itibaren işler dahada sıkılaşmaya başladı. ikimizinde karakteri kesinlikle biribirimizle aynı gibiydi tabi bazı karakter özellikler herkezin ayrı ve kendine hastır onlar dışında düşünce yapılarımız aynıydı. farklı yurtlarda kalıyorduk ben akşamları onların yurduna gider odada günlerce çalışırdık yeni projeler üzerinde. çok eğlenceli çok güzel zamanlardı.
ilk projemiz moda üzerineydi. modaylı ilgili tasarımlar yapıldı çalışmalar yaptık. yazılımlarını yazdık. yorulduğumuz zamanlar modern wf3 vardı onu oynardık deliler gibi saatlerce. fakat maddi sıkıntılar yüzünden projemizi hayat geçiremedik. projemiz fikir açısından çok sağlamdı o zamanlar mobil kullanım bu kadar yaygın değildi ve biz ingiltere ile çalıştığımız için çok fazla araştırma yaptığımız için ince detayları ve gelecekteki top modern olacak tasarımları ve yazılımları öngöreibliyorduk. işimizi o zamanlar para kaznmak için değil hayallerimizi gerçekleştirmek için yapıyorduk sevidiğimiz içindi yaptıklarımız... -
4.
0... bu şekilde git gel derken tam 2 yıl geçti ve haziran 7 oldu. okuldan arıtk mezun olmuştuk. okul zamanında hiçbir projeyi hayata geçiremedik. çalışmalarımız hep ya fikir yada proje tamamlanıp bi köşede bırakıldı. okulu okuduğum sıralarda şöyle bir hadise oldu "akın soft"u bilmeyen yoktur iş teklifi geldi görüşelim diye arandım fakat ben o sırada bursadaydım. konyaya döndüğümde ben aradık fakat artık iş işten geçmişti aynı şekilde memleketimden bir firma aramıştı beni görüşmek istemişlerdi ama bu sefer konyadaydım yine başarısız oldu işler. evet ben bu gelişmelere sevinmiştim iyiydi güzeldi tam istediğim gibi!Tümünü Göster
son sınıfta staj yaptığım bir firma vardı memleketimde orda işe başladım geri göndüğüm zamanda. hayal ettiğim şey ise camekan bir işyeri gökdelen ve orda dünyanına en güzel yazlımlarını çıkarıcaktık çok güzel bir işim olucaktı sevinicektim bunun için sürekli mutlu olucaktım. ama gittiğim yer 5 katlı bir apartman dairesi ve bunun son katında tamamne trafiğe bakan içerisindeki klimanıın bozuk olduğu çok dandik bir ofisti... daha sonra burda 5 büyüklerden bir spor kulübünün ve belediyelerin web yazılım işlerinde görev aldım. ofis dandikti ama işler sağlamdı. bu beni bir hayli heycanlandırıyordu. çünkü elit işler yapabiliyordum. kendimi o zamanlar harcode coder zannederdim çünkü bana kötü olduğumu söyleyen birkimse yoktu.
ardından bu ilerin lansmanları yapıldı. kutlamalar yaptık parlar geldi sanırım 150bin tl civarında bir para kazanıldı tek bir işten. bununla yeni ofisler tutuldu fakat burda ekgib bir nokta vardı. bizim cebimize bu paradan 500tl hariç hiç para girmedi. yeni mezun olmamız iş ahlakını bilmememiz ve 20 yaşında olmamız bunlara ister istemez göz yumma sebebi olmuştu. göz yumma dediğim biraz daha alttan aldık çünkü ne bizim para nerde deseydik sen daha yeni mezunsun tecrüben nerde diyceklerinden korktuk. adabında hakkımızı aradık ama nerde burası türkiye hadi gülüm gelir gülüm diye diye 1 yıl geçti ve birşey gelmeddi. bu parayla yeni ofise geçildi makinalar yenilendi ama maaşlara hala zam yoktu. benim canım burnumda işten ayrılmak istiyorum ama bekliyorum kışı atlatmayı. maaşlar 2şer ay gecikiyor falan. bnlar parayı görünce hemen harcadılar elde bişey kalmadı tabi risk sermayeside yok dımdızlak kaldılar züt gibi tabi bizde.
ben işe hep geç giderdim 10 gibi birgün bir gittim yabancı biri var içerde. şişko 180 boyunda falan. amerikan stilleri tabi benim gibimde değil cool cool geziyorum havada atıcam ya yeni müşteriye. geçtim oturdum beni görmemişti sonra içeri girdi ve bana dedi ki "behlülde burdaymış ya" dedim giberim ağzını senin (şaka). ahahha falan güldük ettik. işte o andan itibaren hayatımı gibicek olan o adamda kafileye dahil olmuş oldu. -
5.
0o gün 3 tane web sitesi yaptım o şiko için. ben öyle zannettim tabi nezaketen beni bırakmak istedi. arabası chrysler 300c tam bir amerikan. fiyatı 200 bin falandı sanırım. holding sahibiymiş. amerikalı film yapımcısı vay be! adama bak! tamam dedim ve giderken bana dedi ki "ben bir ekip kurmak istiyorum yazılım ekibi takım lideri sen olucaksın takımını kurucaksın ve yöneticeksin. kendi kazandığın para ile sonra istersen firma aç araba al ne istersen yap ciddi paralar kazanıcaz amerikaya seni göndericem eğitim için oraya git gel yapıcaksın" dedi. "istermisim böyle" bişey dedi. kim istemez?... o gün "evet olur konuşuruz" dedim. sonra o adamı bir daha görmedim. bana mail adresini at sen oyuncu olursun demişti yönetmen ya hani adam malzemeden anlıyor! o işlerini yaptığm gün atmıştım.
gel zaman git zaman derken bizim iş yeri tekrar taşınma kararı aldı ve tekrar taşındı. ulaşım kötüydü ve ben işe hiç zamanında gidemedim. canım çok sıkılıyordu. asgari ücretin altında maaş yapılan huur çocuklukları vardı işin içinde. ve iyice bunalmıştım. hatırlarsınız üniversite zamanlarındaki behlülü deli gibi hevesli olan adam bakın nasıl bulmış bir halde şuan. haysiyetsizliklerin haddi hesabı olmayan bir yere düştü ve zorunda olduğu şeyler yüzünden yaptığı işe saygısı kalmadı ne yazıkki...
ben ordan 1 ay sonra ayrıldım bir yere geçtim tekli gelmişti. en elit semtin tam göbeğindeydi. bu arada aradan tam 1 yıl geşmişti ve şişkodan ses seda yoktu bendende yoktu tabi. amerikaya gitmiştir diye düşündüm ve birşey dememiştim. ben bu iş yerine girdim girdim ama yazılım dünyası bana tekrardan merhaba dedi. ama bu sefer gerçekten!
içerideki yazılımcılar çok elit yazılımcılardı farklı servisler ile entergre edebiliyorlardı sistemleri frameworkdediğimiz yazılım çatılarını kullanıyorlardı ve ben bunların hiçbirini bilmiyordum!
ofis CTOsu linux üzerinde uzmandı. birtanesi yazılım hakkında ciddi bir kitap yazmış ve satılıyordu deli gibi. başka birinin içeride bilmediği yazılım dili yoktu herşeyii yapıyordu.
böyle bir ortamdı. ve ben yeni bir sayfa açtım yazılımı. ilk zamanlar mutluydum ciddi televizyon kurumlarının ve iş ortamlarına ait çok önemlim işlere imza attım orda ve hayatımı gerçekten tekrar kazanmaya başlamıştm... -
6.
0burada zorunlu olarak kullanmam gereken bir başka yazılım vardı ve çok düzensizdi. bu yüzden hiç kullanmak istemiyordum ama devam ettim kullandım öğrendim. yedim bitirdim bir ay içerisinde. ama bu aradada gerçekten yapmak istediğim şeyin kurumsal web sitelerii olmadığnı farkettim. işte bu benim çok üst seviye deneyimlerimin başlangıcının ilk fikriydi. ve o sıkıldığım gün bu şişkonun mail adresini hortlatarak topraktan çıkardım. ve bir mail attım şişkoya. zamanında böyle bir konuşma geçmişti aramızda o sözlerin hala geçerlilliği varmı dedim. ve bir saat sonra beni aradı. hemen acil çağırdı aşşağı gelmişti görüşmeye beniimle! koskoca adam ayağıma gelmişti... öğle yemeğini dışarıda yemek yada bakkala gitmek bahanesiyle 2 hafta boyunca her öğlen geldi konuştuk yanında danışmanlaryla birlikte görüşüyorduk.Tümünü Göster
bu zamana kadar geçen taktan bir yılın ardından ben üniversitedeki o arkadaşımla haberleştim fakat bu zamana kadar hiç onunla görüşmemiştik. çok farkı sebeplerden dolayı bizim aramızda değil kendi hayatlarımızdaki ciddi problemlerden dolayı ve evlerimiz uzaktı biraz.
aradım ve dedim ki "dostum bir adam ile tanıştım yazılım takımı kurmak istiyor hemen atla gel görüşelim gelince bana haber ver ben gelip alıcam seni adamla konuşucaz hayatımızın fırsatını yakaladık hayatımız kurtuldu dedim." üniversitede zevk için yaparken bu işi artık hayatımın kalitesini arttırabilmek ve ciddi parlar kazanabilmek için bu işi yapar oldum.
arkadaşım geldi gittim aldm hemen şişkonun yanına geçtik. şişkoyla tanıştık hiç iş yapmadık bu zamn içinde tam 1 haftada önemli ciddi alışveriş merkezlerine gittik mağza müdürleri alışveriş merkezi müdürleri hatta emniyet müsteşar gibi önemli insanlar ile bağlantısı vardı ve dostuydu. bunlaarın içinde kullandığınız hat firmaları ve ödeme yaparken kredi kartını geçtiğinizde bakın yazar biri kırmızı biri mavidir markaları vardır pos cihazlarınn üzerinde türkiyede avrupa temsilcilğiğ yapak iki şirkettir onlaar. sağlam balantısı olan bir şişkoydu.
namu duyulan firmalara ziyerete gititğimizde oranın sahibine ismi ile hitap edip mekanı kapattıran bir gücü vardı.
etkilenmiştik çok !!!
ilk projemiz bir takvim uygulamasıydı ve bize dediğine göre 1000 firmadan bu uygulamayı sattığına dair söz almıştı. kazanıcağımız para milyon $ olarak konuşulmaya başlanmıştı artık binle falan yoktu milyon $lar vardı. haytımızı kurtarabilceğimiz düşüncesi ile bu işe hemen koyulduk ofisimiz yoktu kahve dükkanlarında buluşur kahveleri o alır çalışıurdık tam amerikan tarzı.
fakat bu arada bizim dostum ile her ihtimale karşı konuştuğumuz bir söz vardı arkadaşım ile aramızda "bu işi yapalım para gelirse devam gelmezse bırakıcaz" demiştik.
biz takvim uygulamasını tam 2 günde bitirmiştik ve şişkoya görsel şölen ile bunu sunduğumuzda aklı zütüne kaçmıştı "gibtir yaaaaaaaaa abi süper olmuş" demişti ve ilk işimizi mükemmel bir şekilde tammalamıştık bu şekilde...
biz bunun sonucunu beklerken bize hergün farkı farkı firmalar ile görüşüp projeler sattığnı milyon dolarlara ve bunları tamamlamamız gerektiğini söylüyordu. biz ilk projeyi beklemeden bu işlere koyulduk başka ne yapabilirdik ki? -
7.
0up yok pampa (.) koyuyurum malesef.
başlık yok! burası bom boş!