7 sene önce yaşadığımız metafiziksel olaylar

beyler artık anlatma vaktidir. bundan tam 7 sene önce daha lise 3 ün yazında yaşadığım inanılmaz olayları anlatacağım.o izlediğiniz musallat falan hikaye.

olaylar tamamen gerçek olduğundan kişi isimleri değiştirilerek verilecektir.

öncelikle olay anneannemlerin köyünde gerçekleşmişti. biraz size köyden bahsedeyim. ankarada yazları sıcak,az kişinin yaşadığı ölü bir köy orası. eskiden taaaa anneannem gençken köy çok canlıymış. daha sonra iş sebebiyle göç verilmiş. herkes hoppala şehire göçmüş. tabi benim anneannemler şehire yerleşmiş. yaşlanınca sessiz sakin diye tekrar dönmüşler.bi de küçük şirin bi köyevleri hem bize hem onlara şehirden kaçmak için yapılmış bir sığınak gibi. arka bahçesinde organik tarım yapılan ve bir kuyu ,bir çardak bulunan şirin bi ev işte.

hikayemize başlıyoruz beyler önlerden yerimizi alalım ki aksiyonu yaşayın ve zütünüz titreşimlerle sandalyeden düşmenize neden olsun

her şey amcamın kızının össye girip çıkmasıyla başladı. amcamın kızı oldukça inek,saf bir kızdı.iyi bi okulda okuyordu. öss yorgunluğunu atmak için önce köye sonra akdeniz egeye açılmayı planlıyordu.ben ise ondan bir yaş küçük onun ki kadar iyi olmasa da iyi bi okulda okuyan biraz tembel ortalama öğrencilerle inek öğrenci arasında olan bir kişiydim. tabi üniversiteden sonra bu durum tembel ile okul ile alakası olmayan arasında yer edinmemi sağlamıştı. zaten bilen bilir üniversite yıllarım da çok aksiyonluydu

amcamın kızı yazmak uzun olduğundan amcamın kızına ece diyoruz. kısa çünkü.ece öss den iyi bi şey almayı beklediğinden mutluydu. sınav sonrası aradım. nasıl geçti gibi klagib muhabbetlerden sonra benle sen de köye geliyorsun değil mi? diye sordu.ben pek köyü falan sevmezdim o zamanlar. neyse beni ikna etti. kafa dağıtırız dedi.ben de tamam dedim. köyün önünden minibüsler geçiyordu.o minibüslerde ulustan kalkıyordu. biletleri almak için nerede buluşacağımızı sordum.o da ykm nin önünde buluşalım dedi. ertesi sabah 10-11gibi buluştuk. ulusa gitmeye koyulduk

metroya bindik. liseli ergenler olarak işte bunu yapalım şunu yapalım diye konuşuyoruz. ulusa geldik. sonra kalenin oraya gittik. çok sakat yerler olduğundan hafif tırsıyordum.ama sonra vardık. biletleri aldık. zaten o bürodan yolculuğumuzun bomtak olacağını anlamıştım. yolculukta şu ülkerin büyük kekleri var ya dilimlenen onları falan kesip dağıttılar. minibüstekiler zaten abuk sabuk insanlar.ama yol çok uzun olmayınca zaman geçti gitti. köyün önüne geldik. biraz yürüdük. hava da sıcaktı. yolda terlemekten geberiyordum. neyse anneannemin evine vardık.ben bi yayıldım. sonra bi duş aldım.

ece duygusal bi kızdı. salak saçma erkekler tarafından kafalanmış biriydi. biraz gıcık biriydi. inek bi öğrenci olduğundan pek sevgilisi falan olmamıştı. eski sevgilisiyle de biraz kaprisli olduğundan ayrılmıştı. ayrıca çok namuslu bi kızdı. yani sevgilisiyle yanaktan bile bi iki kere öpüşürdü. düşünün.ve okul filmini izlese altına sıçacak kadar ürkek bi ceylandı.

o gün yol yorgunu olduğumuzdan erkenden zıbardık.yan yana odalarda kalıyorduk. sabah oldu. köyün camisinden bi ses geliyordu. bilin bakalım neydi. sela mı neydi adını unuttum. sonra yavaştan uyandım. yüzümü falan yıkadım.ece çoktan uyanmış uykucu şirin diye dalga geçmeye bile başlamıştı. mutfağa doğru yöneldik. anneannem döktürmüştü.ne ararsanız vardı.tap taze börekten köy tereyağına kadar.ben fazla yemedim. çünkü kahvaltıdan sonra köyü gezmeye gidecektik. köy büyük bi alana kuruluydu. ağaçlık yerler falan da vardı. küçük bi ırmak bile vardı. tabi babam orayı her gördüğünde oraya sıçıyorlar dediğinden pek sevmem orayı.

kahvaltıyı yaparken dedem üç yıl oldu falan diyordu.ben anlamadım. giblemedim de .yaşlı bi şeyler diyordur dedim. sonra anneannem de neye dedi. bizim hasan öleli 3 yıl oldu dedi.ben hemen ortaya atladım. hasan kim dede dedim. dedem de bu civar köylerden birinden çiftçi olduğunu söyledi.ben niye öldü diye sordum ve civar köydeyse sabah ki selanın onunla alakası neydi diye düşündüm. meğersem hasan efendi mahsül olmadığı zamanlar boya badana vs işler yapıyormuş. bilenler bilir. eğer eski kullanılmayan kuyular varsa onlarda ot,pislik birikir. işte bu hasan 3-5 liraya onları yakıp temizliyormuş.

beyler bi salep molası veriyoruz.3 dk ya başlıyorum

geldim gibikler yaklaşın yamacıma

hasan bizim anneannemin iki yüz metre ilerdeki kurumuş kuyuyu temizlemek için anlaşmış. köyün inatçı ihtiyarlarından biri eline bizim tenezzül bile etmeyeceğimiz bi para vermiş.git temizle bunu demiş. hasan efendi de otları yakmak için kibriti çakmış atmış.ama bir türlü yanmıyormuş. hasan efendi hayatının hatasını yapmış ve kuyuya inmiş. kuyu öyle sandığınız gibi çok derin değil. alevi yakmış. yakış o yakış. birden saman alevi gibi anında yanmaya başlamış. olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki hasan efendi 30 40 saniye yardım için bağırıyor.ama duyan yok. sonra dumanlar yükselince farkediliyor.ama karşılaşılan olay kanları donduracak cinsten. yürek dayanmıyor. alevler söndürülünce. zaten 3-5 kişi çıkarmış sonra da hemen üstünü kapatmışlar.

benim kanım donuyor.ece zaten şokta. neyse dedem siz boşverin allah rahmet eylesin diyor. bizi gönderiyor.o kuyuyu da sonra kapatıyorlar. önünden bile geçmiyorlar neredeyse.biz biraz üzülüyoruz. sonra unutuyoruz.ece işte erkek arkadaşı olmadığından yakınıyor bense öss stresimden. köyde ilerliyoruz. horozu olanlar falan var. hatta bi kaç horoz bizi kovalıyor.biz koşuyoruz. sonra kovalamayı bırakıyorlar.biz de görmediğimiz yerleri gezmeye başlıyoruz. tabi elimizde de fotograf makinası.her yerde çekiniyoruz.

sonra eve geldik.o zamanlar yamulmuyorsam 5 megapixellik bi makina vardı bizde.o zaman için dünyanın en lüks şeysi gibiydi. sonraki iki gün yine aynı şeyleri yapıyoruz. daha sonra ece ben sıkıldım. yarın gidelim iki gün sonra yine gelelim diyor.ben de bana uyar diyorum. ankaraya dönüyoruz.ama ece ya iki kişi çok sıkıcı oluyor. keşke bizim iki üç arkadaşı da çağırabilsek diyor. çağır diyorum,o gelmezler ya falan diyor. sonra bunun iki tane arkadaşı var benim tanıdığım. biri tak gibi biri ortalamanın üstünde güzelliğe sahip. hemen ergen duygularım ve üstün ergen zekamla bi plan üretiyorum kendi zihnimde.o güzel kıza su çirkine rüya diyelim. neyse bu arıyor su ve rüyayı. diyor buluşalım. amcamın oğlu da var. aslında su beni bek sevmez ama kabul etti. tunalıda buluşmak için sözleştik. aslında kızılay dediler ama ben itiraz ettim. çünkü tunalıyı daha çok seviyorum. fakir binler az oluyor. neyse ben bi kafeye girelim dedim eceye. onlarda buraya gelir dedim. tuvalete gittim. elimi yüzümü yıkadım. parfümümü sıktım.ne diyeceğimi falan aynada tekrar ettim. ikna etmek için hazırdım.

iki üç dakika sonra su ve rüya geldi.su her zaman ki gibi dar bir pantolon giymişti.o züt kıvrımları yok mu.bi dakka lan bunları anlatmamam lazım. neyse ben başladım anlatmaya.su hala çekimserdi.bi yandan ece bi yandan ben bastırıyoruz. hemen taktik değiştirdim. rüyayı kafaladım. rüya gelince su da ikna oldu.ben sanki gibmişcesine sevindim. hemen planlar yapıldı. ertesi gün yola çıkılacaktı. anneannemlerden izin aldık vs. daha sonra ecelere gittik hep beraber.ece hadi fotograflarımızı göstersene ya görsünler biraz dedi.ben bağladım makinayı. gösteriyoruz fotoları.bi an bi şey görür gibi oldum. hayalet değil beyler. saçmalamayın.gerçek bi hikaye bu

beyler arkası yarın.@59 sinirimi çok bozdu. gizemli zütünü gibecem o olacak. şaka bi yana çok yorgunum. yarın anlatcam panpalar