-
26.
056 trilyon -eski parayla-, 56 milyon sağlık harcaması olan bir meclisin 16 bin tl aylık kirası, 14 bin yıllık vergisi olan araçlarla sefa sürmesi; biz çay parasının belgesini açıkladık kalkınma bakanlığı’na; bayağı bir kalkınmışlar! yani altı aylık 70 bin küsür lira çay, pasta, poğaça, börek harcaması var bu insanların.Tümünü Göster
biz bu kamburlardan kurtulmak istiyoruz halk olarak! bu taraftan yürümek istiyoruz ve seçim sisteminin daha adil olması için barajların kaldırılmasını istiyoruz; bütün azınlıkların, bütün yönelimlerin, bütün ötekileştirilenlerin de o temsil hakkına sahip olmasını istiyoruz çünkü şunun farkındayız; i(..?)ssizler birleşip parti kursa 80’in üzerinde, yanlış hesaplamış olabiliriz ama minimum 75-80 bareminde milletvekili çıkarabildiği bir sistemde temsilden bahsedilemez, adil bir seçim sisteminden bahsedilemez. böyle bir uygulama, böyle bir kurgu yoktur, olamaz!
- peki, yine seçime dönük, ülkemizdeki seçim sistemine dönük ve tabii ki, sonuçlarının yansımasıyla ilgili bir soru çok geliyor. bu seçim sonuçlarında bilgisayar üzerinden bir oynama olabilir mi(?), siz bu işin uzmanısınız çünkü.
+ şüphesiz olabilir, nihayetinde bizim sürekli söylediğimiz bir şey var: “bir sistem var ise, o sistemin kurucuları var ise onun bir retoriği vardır, mantığı vardır, bir dizgesi vardır”. bir mantık dizgesi içerisinde kurulmuş bütün sistemler, aynı mantık dizgesine zarar vererek ya da tersine işleterek devre dışı bırakılabilir. dolayısıyla bu seçim sisteminde birtakım dijital oynamalar, birtakım manipülasyonlar –bizce- yapılmıştır, yapılmaya müsaittir. zaten halk desteğinde şöyle garip bir manzara çıkıyor ortaya; “yahu eğer bu direniş esnasında devrimci müslümanlar bizlerleyse, kendi dini hassasiyetleri yüzünden özellikle bugün yapılanlara göz yummayanlar meydanlarda bizlerleyse; bu evinde oturan %50 kim(?), bu nasıl bir %50(?)”. matematiğe en basit şekliyle bu haliyle ulaşmak mümkün. burada çok ciddi bir şekilde yanıltma var… ama yanıltma nerede yok? e vatanını sevmekle alakalı nutuklar çekenler lütfen bütün bunlara dikkat etsinler. reyhanlı’ya dikkat etsinler. doğa yağmalamalarına dikkat etsinler. sahip çıkanlar ya…(burası boşluk) “… kenara çekilmek üzereydi, benim için elvermedi, o yüzden bu evrakı sizle paylaşıyorum sayın redhack” diye mail adresimize bu evrakları gönderen insanlar, bir duyarlılığın parçasıydılar. ve o duyarlılığın parçası olmadığı halde, yani bilmiyoruz, tanımıyoruz çünkü, orada “utku kale” isminde (- evet) bir eri tutukladılar. utku kale redhack’li değildir! utku kale’yi tanımayız, bilmeyiz. zaten sosyal medya hesaplarımız üzerinden çok net görülebilir bazı şeyler. (- evet) utku, arkadaşlarıyla birlikte askeri savcılığa çekildiğinde biz, “ya bu çocukları niye askeri savcılığa zütürüyorsunuz(?)” diye tweet attık. madem o çocuklardan biriydi bu belgeleri bize sızdıran, ki bizce son derece onurlu bir harekettir bu, -ülkesinin savaşa girmesinin önüne geçmeye çabalamak- son derece kahramanca da bir iştir, bir şövalye ruhu gerektirir, bir devrimci basireti gerektirir, bir direnişçi yüreği gerektirir; “bu çocukları niye zütürüyorsunuz(?)” dedik. sonra amasya’dan sivas’a iki kişi zütürdüler, utku’yla birlikte bir başka arkadaşı daha, tanımıyoruz onu da, “ya bu iki çocuktan ne istiyorsunuz, bu çocuklara niye işkence yapıyorsunuz? manevi cebirle, darpla bu çocukların üzerine kalması için nasıl bir çaba sarf ediyorsunuz(?)” diye, onun da mesajını verdik.
“peki bütün bunlardan madem bizi haberdar eden kişiler utku kale’ydi, biz nasıl haberdar olduk be adem(?)” diye sorarlar adama. (- evet) ama bunu soracak savcı lazım! redhack davasında “söyle bakayım, bu mahir çayan nerede oturur yavrum(?)” diyorsa 2013’te bir savcı; utanılası bir hal almıştır, türkiye’de adalet yoktur, bağımsız yargı yoktur, sadece maşa olarak kullanılan yargı söz konusudur.
bizi çok ilgilendirmiyor; bugünkü iktidarın, geçmiş iktidarların, koalisyonların ortakları da başka türlü kullanıyorlarmış yargıyı. biz o tarafında değiliz çünkü bizim için hırsız hırsızdır, onursuz onursuzdur; bunun ötesi berisi bizi ilgilendirmiyor. biz izsu skandalı’nın da belgeselini yayınladık. (- evet) aziz hocaoğlu, kalkıp greve dahil olan işçileri en ağır şekilde cezalandıracağını söylüyor ama biz, “odtü diploması fotokopisiyle terfi etmiş personelini” (özür dilerim/boğaz sesi) nasıl cezalandırdığını çok merak ediyoruz aziz hocaoğlu’nun! odtü diplomasının fotokopisini çekiyor, adam müdür seviyesinde iş sahibi oluyor! -
27.
0biz merak ediyoruz;Tümünü Göster
melih gökçek bugün el altından –bunun duyumlarını alıyoruz, belgelendirdiğimiz an onu da halkımızla paylaşacağız. çünkü bilgiyi kolektifleştirmek, bilgiyi kolay ulaşılabilir kılmak için çıktık biz bu yola- manevi cebirle melih gökçek %50 mitingi hazırlığındaymış: hiç tavsiye etmeyiz annem! hiç tavsiye etmeyiz!
- melih gökçek’le de aslında birçok spekülasyon var; “akp neden üst üste ankara’a melih gökçek’i gösteriyor(?)” çünkü ankara’da bulundunuz mu bilmiyorum ama ankara halkı, inanılmaz şikayetleri var ama buna rağmen melih gökçek ısrarla ankara’da yine belediye başkanı ve aday olmaya devam ediyor. bununla ilgili “akp’yle arasında birtakım bilgilere sahip oldu ve akp’nin onu aday göstermek durumunda kaldığı” gibi spekülasyonlar da var. bu konuda yorumunuz var mı(?), bilgiler var mıdır elinizde?
+ aynı paralelde yorumlar paylaştık. yani “başkent gaz”ı özelleştirmeye çalıştırdığınızda başkent gaz’ı kimse almak istemiyor! diyor ki, “bu şekilde yönetilmiş, bu şekilde suistimal edilmiş bir oluşumu biz almayız”. sermaye normalde sınır tanımaz. kar edeceği her yere balıklama atlar, onun mücadelesini verir, geri detaylar onu çok ilgilendirmiyor çünkü. sermayenin böyle bir anlayışı tarih boyunca olmadı! başkent gaz’a gelince herkes frene basıyor! çünkü içi boşaltılmış, suistimal edilmiş, haksız kazançların merkezi haline getirilmiş bir projeydi.
keçiören metrosu, diğer metrolar bugün bakanlığa devredilmiştir.
40 küsür tane kardeş şehri vardır ankara’nın –tokyo dahil!- bütün bunlardan daha borçlu bir belediye sahibidir ankaralı halk. new york belediyesi’nden bile daha fazla borcu olan bir belediyeden bahsediyoruz; eğer halk kendisine gerçekten musluğundan çamur, alüminyum akan –geçen yaz yaşadılar bunu, umarım bu yaz yaşamazlar- kendine bunu reva görüyorsa bizim diyeceğimiz hiçbir şey yok. bizim melih gökçek özelinde söyleyebileceklerimizin haddi hesabı da yok! zaten 17 yaşında reşit olmamış insanların telefon numarasını yayınlayacak kadar –kötüleşen diyeyim, başımız rtük sınırlarıyla belaya girmesin- küçük çocukları, 13-14 yaşındaki çocukları ıslahevine göndermekten bahseden zihniyetteki birinin sürekli iktidara aday olması, biz türkiye odalar borsalar birliği başkan yardımcısı faik yavuz’un hesabını hack’lediğimizde, orada nasıl imar, inşaat izinleriyle ilgili bir hukukun geliştirildiğini, nasıl el altından rantiyenin oluşturulduğunu gözler önüne belgeleriyle serdik. -
28.
0yani insanlar görmek için ne bekliyorlar(?), onu çok merak ediyoruz. biz 12 tane sosyalist yüzlerce binlerce ailemiz dediğimiz insanla birlikte bunu başarıyor olsaydık, bu ülkeyi zaten çoktan değiştirmiştik. yeşil çarlığı yıkmıştık, bu faşizan, bu zumla matuf düzeni baş aşağı etmiştik. sınırsız dünyamızı, sömürüsüz dünyamızı zaten tesis etmiştik.
halkın daha duyarlı, daha aktif, aynen gezi direnişi’nde olduğu gibi tepki vermesini bekliyoruz. en küçük olayda tepki vermesini bekliyoruz. ve sizler aracılığıyla çok uzattık konuşmayı, sizler aracılığıyla son söz olarak şunu söylemek istiyoruz lale hanım (- buyrun):
eğer bir gün yakalanırsak; bizler de büyük devrimci önderlerimiz, öncüllerimiz, ağabeylerimiz, yoldaşlarımız gibi vaktinden önce durdurulur, düşer ya da muhtemeldir katledilirsek tüm halkımıza vasiyetimizdir:
“eğer gerçekten bugüne kadar yayınladıklarımızla, yaptıklarımızla, duruşumuzla, -hak ediyorsak, hak ettiğimize inanıyorsanız- sokağa çıkın ve eşit, adil, sömürüsüz bir dünya kurmadan evinize dönmeyin, sevdiğinizin koynuna girmeyin, hasadınıza gitmeyin, o çeliğe su vermeyin”
çünkü bizler, o büyük devrimciden aldığımız şiarla devam ediyoruz. çünkü bizler, aldığı suyu unutmayan çelikten yapıldık. hiçbirimiz korkmuyoruz, her zaman halkın yanında olmak için de nasıl söz verdiysek sözümüzü tutmaya devam ediyoruz.
hepinizi devrimci selamlarla, saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz.
hoşçakalın! -
29.
0yav çok hoş iyi güzel sonuna kadar destekçisiyimde link versene be dıbına koyim
angiblopedi gibi yazmışın -
30.
0@14 için özet
sokağa çıkın ve eşit, adil, sömürüsüz bir dünya kurmadan evinize dönmeyin, sevdiğinizin koynuna girmeyin, hasadınıza gitmeyin, o çeliğe su vermeyin” -
31.
0kim okuycak bunu sesli dinleti yok mu amk
-
32.
0okudum.
- 33.
- 34.
-
35.
0reserved
-
36.
0oha amk üşenmedin bunu mu yazdın :O
hll pnp -
37.
0@31 malesef panpa ben yazmadım kopyala yapıştır yaptım :(
-
38.
0rizörvv
-
39.
0iki uplayayım amk
-
40.
0upsdullah
-
mottogirl adlı yazarın kaka deliği
-
neee 46 online mı
-
27 yasında abinizin canı amburger çektii
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
karbon ayak izi var da
-
bu nasi ev amg oglu
-
ben tapınakçıyıım
-
erkekler olarak hesap açınca
-
mottogirl ne haber
-
bu makaras serwfsizinin yan hesabi
-
sonunda şu sözlük düzeliyor
-
incigaleri bu foto da benden olsun
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
ulu önder atatürkün fotosu ile kutsayalım
-
bugüne tıklayınca server error veriyor
-
bir sözlük kızıyla seviyeli bir ilişki
-
iyi la 2 sene sonra twitterda tt olcaz
-
makaras iyi adamligi
-
aşkin yaşi yoktur demiş
-
kilosu 1000 tl haftada 1 anca
-
incigaleriye ilk ddos saldırısı
-
mottogirl
-
sulandın he hemen
-
asgari ucret bence yeterli
-
serkan inci sözlüğe şimdi bakıp ne gülüyordur
-
beyler bence asgari ücret yeterli
-
hiç birisini ciddi manada öldürmek veya
-
zülman cinlerii
-
partnerimi elimde tutmak gibi bi derdim yok
-
adamda cuma cumali umut
- / 2