1. 1.
    -6
    anlatıyorum beyler dinlemek isteyen varsa... başımdan geçen esrarengiz olaylar ve bildiğim tek bir sır yüzünden nasıl 7 ay boyunca aç susuz yaşadım anlatıyorum. nasıl kurtulduğumu ve o sırrın ne olduğunu anlatıyorum. dinlemek isteyen varsa yerlerini alsın.
    ···
  2. 2.
    0
    @2 benimki tamamen orjinal... tamamen gerçekler.
    ···
  3. 3.
    0
    #1

    adem, suat ve ben... bizim üniversite yıllarında arkadaş olmamızla başladı her şey...
    baya baya sardı bizim arkadaşlığımız. kısa sürede kardeş gibi olduk.
    birimizin canı yansa hepimiz koşardık. hani derler ya üniversite de dostluk zordur.
    evet, biz zoru başardık. herkes imrenirdi bizim kardeşliğimize.
    adem'e ado deriz biz. yaşca bizden büyüktür. zazadır kendisi ama tam anlamıyla kardeştir, dosttur.
    suat ise karadenizli hayvan gibi güçlüydü o büyük kazayı geçirmeden önce 10 kişi yıkamazdı onu.
    hepsi benim yüzümden oldu. ben dünyanın en adi insanıyım, keşke hiç ona "gel benle" demeseydim.
    Bizim kardeşliğimiz öyle bir şeydi ki! tek birinin gözünden yaş aksa sabahlara kadar dizimizde yatırır dinlerdik onu.
    hiç sıkılmadan, bıkmadan, yeter oğlum başım gibildi demeden. yıl 2005 günlerden cumartesi çok iyi hatırlıyorum o günü.
    gece deprem olmuş ve hepimiz yurdun bahçesinde toplanmıştık. yurt hasarlıydı zaten. bakımsızdı. maddi durumlarımız iyi olmadığı için eve çıkamamıştık. alt ranzada ben kalıyordum, üst ranza da ado karşı yatakta ise suat... deprem oldu yurt yıkıldı. suatla ben ilk sarsıntı da kendimizi dışarı atabildik. ama adonun uykusu derindir. kardeşimdir. çok iyi tanırım yanında davul çalsan uyanmaz. dışarı çıkanlarla baktık herkes çıkmış yurttan. ilk şoku atlattık sadece suatın ado dediğini hatırlıyorum. gerisi tam bir kargaşaydı. ne ambulansı bekledik ne de yardım ekiplerini... gittik kardeşimizi tırnaklarımızla çıkardık. her şey ondan sonra başladı. keşke o deprem hiç olmasaydı ben o kıza aşık olmasaydım... dostluğumuz hala eskisi gibi devam edebilirdi.
    ···
  4. 4.
    0
    #2

    o deprem de canla başla kurtardığımız kardeşimiz. kısa süreli hafıza kaybına uğramış bizi hatırlamıyor.
    kardeşimin doktoru benim aşık olduğum kadın zeynep umutsuzdu. belki de hiç hatırlamaz diyordu.
    biz bitmiş haldeydik. suatla birbirimize bakıyor ağlıyorduk. zeynep dedi ki " onun size çok ihtiyacı var. belki de onun hafızasını yerine getirecebilecek tek kişilersiniz." kardeşimizi aldık ama gerçekten çok boş bakıyordu bize. konuşuyordu her nesneyi tanıyordu ama insanları ve yaşadıklarını hatırlamıyordu. biz başladık onunla takıldığımız mekanlara gittik. sırf onun için evli barklı eski sevgilisini de getirdik ama yok! kardeşim hatırlamıyor. keşke o gün her zaman yattığım ranzayı hiç değiştirmeseydim. onla film izlerken uyuya kalmasını giblemeyip " kalk lan muallak... yerine yat deseydim." keşke onun yerinde ben olsaydım. ben ölseydim ama keşke kardeşime bi şey olmasaydı. ailesi yok kardeşimin... ama keşke hep kardeş kalabilseydik. ve keşke benim keşkelerim olsaydı. keşke hep onu eskisi gibi sevebilseydim. aradan 2 ay geçti! zeyneple sürekli görüşüyoruz. ilaçlar, şoklar filan derken, ado iyice bilincini kaybetmeye başladı. en sonunda yapıştım yakasına doktorun "bak kızım bu çocuk iyileşecek... gittikçe daha da kötüleşiyor. görmüyor musun? hala nasıl böyle durabiliyorsun" dedim... "fırat bey " dedi. "sizi anlıyorum ama her tedaviyi uyguluyoruz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." dedi. " sakin olun." dedi. sadece sakin olun dedi. kardeşim orda kayboluyor. farklı biri oluyor o bana sakin olun diyor. artık iyice kaybetmişti kendini adem. suat ise kendini iyice alkole vermiş. bir akşam rakı sofrası kurduk suat ile hem içiyor hem de neler yapacağımızı düşünüyoruz. konuşmasına konuşuyoruz, düşünmesine düşünüyoruz ama elimizden hiçbir şey gelmiyor. sadece inek gibi düşünüyoruz.
    ···
  5. 5.
    0
    #3

    sızıp kalmışız. baş ağrısı ile uyandık. bi yandan da davalar devam ediyor.bi deprem oluyor sadece bizim yurt yıkılıyor. herkes cezasını çekmeli, yoksa biz ceza vermesini iyi biliriz. adoyu aldık. dolaştık biraz. ağzından şu sözler döküldü " onu gördüm, onları gördüm... vurdular. doktor ölsün o doktor." anlam veremedik başta. ama kardeşimin bir şeyler hatırlıyor olması beni mutlu etti. sevinçten bağırıyordum. suat sus oğlum dedi. baksana bir şeyler anlatmak istiyor. adem devam etti " iğne vurmasınlar ben biliyorum." kardeşim dedim devam et. edemedi şartelleri yine indirdi. doktora zütürelim hemen gelişmeleri haber verelim dedim. suat yok dedi... "bu işte bir iş var oğlum. anlatmak istedikleri çok farklı dedi." ne saçmalıyon kanka dedim... iğnden korktuğu için doktoru sevmiyor dedim. o zaman dedi suat gördükleri neydi?

    keşke hiç sormasaydı... 7 ay yalnız başıma çektiğim işkencelerin ilk adımıydı bu soru.

    kardeşliğimizin bitişinin ilk adımı.
    ···
  6. 6.
    0
    #4

    evet gördükleri çok farklıydı. bir sırrın kapısıydı. eğer bir sır duyduysanız gerisi teferruattır. sır gerçeklerin kapsıdır. ve onun anahtarı sadece meraktır. gittikçe daha da büyür merak! gitmek istemezsin ama ayakların seni zütürür. sır başınıza çok işler açabilir. üstüne bir de kardeşinize zarar vermişse. sır > merak, intikam ise hepsinden büyüktür. artık geri dönüşü olmayan bir yola sapmışsınızdır. ne inandığınız ne de yolda gördüğünüz uyarı işaretleri sizi geri çevirebilir.

    eee ne yapcaz oğlum o zaman? doktora zütürmeyecek miyiz? mal gibi burda ilzyecek miyiz? dedim. başka doktora zütüreceğimizi söyledi suat. tamam dedim zütürdük. ama sonradan öğrendim ki, büyük bir suç varsa ortada, suçluların gizli adamları olur, ortalığı kimse yokken temizler ve hep seni izler. o varken ortada hiçbir doktor çare bulamaz yarana. zütürdük doktora ilk gün çok ilgilendi. daha sonraları bize bakarken acıyordu. yüzünde bi acıma hissi vardı.

    bunu çok iyi hissedebiliyordum. doktor kötü bir şey mi var diyordum "yok evladım" diyordu. susuyordu.
    ···
  7. 7.
    0
    #5

    ben ise hala zeyneple görüşüyordum. zeynep hastayı ondan almakla hata ettiğimizi... en baştan beri onun ilgilendiğini, başka doktorun zaman kaybı olacağını söylüyordu. allah var ilgileniyordu kız. ya da bana öyle geliyordu. aşk böyle bi şeydi işte. bütün bunlar yaşanırken araya bir kız girerse, şeytan girmiş demektir. işler hiç beklemediğin gibi gidebilir. ama ben saf gibi ona inanıyordum. ado güçlüdür. ado kolay kolay yıkılmaz. öylede oldu...

    ado arada konuşmaya devam ediyordu. " doktor yok... öldür onu." diye tekrarlıyordu. benim kafamda iğneden ve tedaviden korkuyor düşüncesi gittikçe daha da büyüyordu. çünkü zütürdüğümüz bu doktorda da aynı sözleri söylüyordu. suatta gittikçe benim düşüncelerime giriyordu.

    kardeşim ise biz bunları düşünürken gittikçe kayboluyordu.
    ···
  8. 8.
    0
    #6

    kaybolmak! yok olmak! benim en büyük korkumdur. kardeşlerimle gece sohbetlerimizde hep diğer taraftan bahsederdik. adem inanmazdı, suat ile ben inanırdık ama öylesine... değiştirmeye çalışırdık onun düşüncelerini... ha bize bi faydası yoktu. cenabetken de aynı şeyleri yaşıyordum abdestliyken de ama işte inanç bir vicdan işiydi. görmeden inanıyorduk. yine bir gece dalmışıp duvara karşı. düşünüyorum. kardeşim kayboluyor. yok oluyor lan yok! bir daha hiç olmayacak yanımızda. bedeni olsa bile o yok işte lan! daha ötesi var mı? allahım diyorum yardım et! ilk defa kendimi o kadar çaresiz hissetmiştim. o gün allahı inkar ettim. şuan nasıl dua ediyorum, ses yok, cevap yok, yardım yoksa. öldükten sonrada ses yok! cevap yok! yardım yok!... kardeşim gidiyor lan benim. sevdiklerimi alıyor lan benden dedim. suat seslendi irkildim yüzüne baktım. ağladım, omzuna yaslandım uzun uzun ağladım. kaybolmak işte en korktuğum şeydi, ha kardeşimin ha benim başıma gelmiş ne fark ederdi ki?
    ···
  9. 9.
    0
    #7

    suatla uzun uzun konuştuk konuyu kesin tedaviden korkuyordu ama onun şüpheleri hala devam ediyordu. tedavi devam ediyordu. biz yorulmuştuk artık. her şeyi doğal akışına bırakmıştık. ama biz doğal akışına bırakırken bazıları bırakmıyordu işte.
    bazıları sürekli doğal akışı bozuyordu. biz tedavi dedikçe tedavi daha da kötü hale getiriyordu.
    ado bizle tanışana kadar yetimdi. artık biz onun ailesi olmuştuk.
    o bizim kardeşimizdi. onun eriyip bitmesine göz yumamazdık ama adonun da güçlü olması gerekirdi.
    bir gün ilaçları araştırmaya karar verdik. suatla beraber araştırdık.
    ilaçların yan etkisi yok denecek kadar azdı. bu tür tedavilerde kullanılan bir ilaçtı.
    ancak işin içine karanlık eller girerse ilaçlar da değişirdi tedavide...

    ado güçlü olmalıydı. hayatla var gücüyle mücadele eden biriydi. yaşama sevinciyle yetiştirmişti kendini.
    anı yaşardı. gerisini düşünmezdi. şimdi ise yaşayan bir ölü gibiydi. yavaş yavaş sayıklamaları da durmuştu.

    ado güçlü olmalıydı öyle de oldu ve bir kez daha konuştu " onlar kötü... sır, sır... deprem de gördüm. kurtarın."

    evet bu sözler her şeyi açıklıyordu. bizim içimize korku girmişti. ama yıllardır 3 kişi ama tek tabanca devam eden biz 3 arkadaş.
    her zorluğun üstesinden geldiğimiz gibi bunun da gelmeliydik. artık düğümler çözülmüştü.
    deprem de görülen bir olay var ortada. ve saklanması için yok edilen bir genç.
    açık açık anlamıştık ve ne yapacağımızı düşünmeye başladık.

    evet biz her zorluğun üstesinden geldik bunun da geldik ama bir daha bir araya gelemedik.
    ···
  10. 10.
    0
    #8

    ilk önce adonun iyileşmesi lazımdı. çünkü her şey ondaydı ve daha kötü olursa her şey uçup gidecekti. ama hiçbir doktora güvenemiyorduk.
    durumu daha da kötüleşmişti. belki ilk zamanlar tedavi istemiyebilirdik ama artık şarttı tedavi. çok boş bakıyordu ama bazen ağlıyordu.
    suat tanıdğı bir doktordan bahsetti. akrabasıymış... ona zütürelim dedi. hiç değilse ona güveniriz.
    peki dedim. zütürdük. çok iyi bir adamdı. çokta ilgilendi. ancak dediğim gibi işin içinde gölgeler varsa doktorlar çare olamazdı.
    çünkü doktorlar bedeni tedavi edebilirdi gölgeleri değil. gölgeleri devlet tedavi edebilirdi ama ya bu gölgeler devletse...

    hani bir şey yapmaya çalışırsın ama o şey iyice karmaşık durum alır. ve masum olan diğer insanlarda sürüklenir bunun içine. istemeden.
    sırf insanlık için. sana ayrdım ederler ya. işte böyle bir şeydi. masumdu doktor. işini yapıyordu o da sürüklendi arkamızdan.

    bizle beraber çok mücadele etti. ama en masum olan yine zarar gördü.
    ···
  11. 11.
    0
    #9

    1 ay olmuştu adoyu ona teslim edeli. cesur bir adamdı. ama yaşlıydı. evliydi çoluğu çocuğu vardı.
    kaybedecek şeyleri vardı. kaybedeceklerinin değeri kadar cesurdu. herkes gibi...
    bizim cesaretimiz çok farklıydı. çünkü zaten kaybedeceğimiz en değerli varlığı bizden almaya çalışmılardı.
    biz bu yüzden daha cesurduk. herkesten onlar kırmızı pelerin biz ise kızgın bir boğa...
    ama onların okları da vardı. batırıyorlardı sırtımıza. biz kanı gördükçe daha da kızgınlaşıyorduk.
    çünkü kan pelerinden daha da kırmızıydı.

    ---

    1 aydır ado iyileşiyor. iyi gidiyordu. yavaş yavaş gözlerinin içi gülüyordu. doktor bize önceki doktorların (!) uyguladığı yöntemlerden bahsetmiyordu.

    ona gelen tehtitlerden bahsetmediği gibi. korkuyordu ama cesurdu. allah bir insanı hem korkak hem cesur yaratmaz. ya korkaktır ya da cesur. onun cesareti daha da ağır basıyordu.

    bir sabah telefon çaldı. arkadşım telefondaki sesi dinlerken şok geçirmişti. ne oldu diye sordum? ölmüş dedi.

    kim dedim? doktor ölmüş dedi.

    nasıl olur? dedim... kalp krizi geçirmiş dedi.

    işte hayat böyledir. arada karşınıza iyi insanlar çıkarır ve sonra onu öldürür. seni tekrar çakalların içine atar.
    işte hayat böyledir. sofrasına davet eder. gidersin. en sevdiğin yiyecekleri alır önünden. yanında sevdiklerini de bol koyar.
    bu da adama çok feci koyar.

    kalmak istersin sofradan ama sofrada kalmış sevdiğin yemekler vardır. onları bırakamazsın.

    hayat en sevdiklerini alırken sofradan kalkma diye sevdiklerini bırakır.
    ···
  12. 12.
    0
    https://twitter.com/#!/ateskesla

    beyler yarın devam edecem...

    @30 yok panpa olaylar olaylar işte. yarın gel bekliyorum.

    @34 eyvallah iyiki varsınız lan. yoksa duvara anlatıyor gibi hissediyordum kendimi.

    devam edecez yarın... biraları da hazırlayın büyük bombalarım var.
    ···
  13. 13.
    0
    @40 panpa yarın devam edelim. yarın burda olun.

    @42 eyvallah panpa.
    ···
  14. 14.
    0
    @43 panpa direk yazdığım için uzun sürüyor. yoruluyorum. yaşadığım şeyler aklıma geliryor. yarın part part hazırlayıp sizi bekletmeden atacam. hepinizi seviyorum hadi iyi geceler.
    ···
  15. 15.
    0
    #10

    doktor ölmüştü... derin bi sessizlik çöktü odaya. hava iyice bunalttı beni.
    göğsümün kafesine sığmayan bir his... başa çıkamıyordum. yine damlıyordu gözümden yaşlar.
    hani derler ya erkekler ağlamaz... öyle bir ağlar ki hem de hıçkıra hıçkıra.
    ağlamayı unutmuşsa üstelik, hatırlatırsan durduramazsın.

    gittik! ailesi perişandı. ağlıyordu. doktorlar kalp krizi geçirdi demişler. biz suatla inanmıyorduk.
    ama sırf ailesi üzülmesin diye sesimizi de çıkaramıyorduk. ado'yu alıp gitmekle yetindik.
    peki neden bizi öldürüp kökten çözüm bulmuyorlardı da dolaylı adamları öldürüyorlardı.
    biraz sahil kıyısında dolaştık. ado da yanımızdaydı. temiz hava iyi gelmişti anlaşılan. yüzü gülüyordu.
    eskisinden kat kat daha iyiydi.

    iyi bakmışlardı anlaşılan ona. ama birimiz ona bir şeyleri hatırlatmalıydık.
    kimsenin mi gücü yoktu onu tekrar getirecek. belliki vardı. ama gücü yoktu.
    ···
  16. 16.
    0
    #11

    bütün hayatımız bi kaç ayda alt üst olmuştu. o alemlere akan, binliğin kitabını yazan ama sapına kadar delikanlı 3 arkadaş... şimdi zor bir mücadelenin içerisindeydi. yalnızdılar ama bir o kadar da kalabalık.

    zütürelim dedi bana suat... zütürelim amk yurt dışına zütürelim, hiç kimsenin göremediği bir yere gidelim. ama asla doktora zütürmeyelim. bunları söylerken neler hissediyordu anlamakta zorluk çekiyordum... doktora zütürmeden uzaklara gitsek ne olacak?
    peki var mıydı ki " kimsenin göremediği bir yer... " olsa bile biz görünmüyor muyduk?

    adoyu doktora zütürmeme kararı aldık o gün... içime sinmiyordu ama artık doğaya bırakmıştık. bizimle beraber iyileşecekti. 1 yıl da olmazdı da 2 yıl da olurdu ama iyileşirdi. hem o kadar fena da değildi artık durumu. o doktorun elleri kardeşimi kendine getirmişti, az da olsa.

    hiç yanımızdan ayırmamaya başladık. ama etrafımızda sanki soğuk rüzgarlar esiyordu.
    ···
  17. 17.
    0
    #12

    sanki etrafımızda dolaşan bazı gölgeler vardı. sanki bir anımızı kolluyor gibi geliyordu.
    suatta bazen çok tedirgin davranıyordu. ado yanımızdaydı artık ama rahat değildik.

    adoyu yanımıza alalı 1 ay olmuştu. ado gittikçe iyileşiyor. ne istediğini belli edebiliyordu.
    ama hala tanıyamıyordu bizi... ama ondan bizden daha önemli bir şey vardı "sır"...
    bizi bile unutabilirdi ama onu asla... gün gelince açığa çıkacaktı.

    aradan 1 ay geçmiş suatın hareketleri gittikçe değişmeye başlamıştı.
    sanki ilk günlerde ki suat değil.
    davranışlar, konuşmaları çok farklı...
    bazen gece kalktığımda evde göremiyordum...

    bir şeyler vardı ama bilmiyordum... o kadar güveniyordum ki hiçbir zaman günahını almadım.

    keşke alsaydım... keşke biraz şüphe duysaydım.
    ···
  18. 18.
    0
    #13

    bir gece ado aniden fenalaştı... ne olduğunu bilmiyorum ama öyle duvara baka kaldı hiç kıpırdamıyordu. aldık koşa koşa doktora zütürdük. en yakın olana tabi... insan hep zora düşünce en yakınındakini arar ya. işte bu da böyle bir şeydi. çabuk tedavi etsinler diye. en yakın bazen en güvenli olan değildir. gölgeler en yakına göre kurar tuzakları. bazen en yakının bile tuzağa alet olur.

    doktorlar bir şeyinin olmadığını söylediler. geri getirdik. ama nasıl bir şey olmazdı ado bu değildi ki...
    kafayı yiyecektim artık. tekrar durumu kötüleşmeye başlamıştı. artık doktorlarda suç olmadığını anladım.
    bi iyileşip bi kötüleşiyordu. ama yok! benim aklıma ilk tilkiyi sokan suattı. bu sefer o sakindi.

    bir gece suatı takip ettim. baya bi yürümüştü. nereye gidiyordu. yollar gittikçe ıssızlaşıyordu. insanlar gittikçe sessizleşiyordu.
    sonra yıkıık dökük bir binanın önünde durdu. etrafına baktı. bir adam ona doğru geliyordu. eline bir şeyler tutuşturup gitti.
    suat ise onları sayıyordu.

    evet para bazen insanı çok değiştirir. ama yine şüphelenmemiştim... acaba kim ki bunlar suat onlar neden para alıyor diye düşünmüştüm.
    yine aklımdan kötülük geçmemişti. çünkü o benim kardeşimdi. ta ki elindeki şırıngayı görene kadar...
    ···