-
26.
0evet beyler hala buna bi kulp uyduramadınızTümünü Göster
vatan haini fenerbahçe!
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
27.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
28.
0@140 salonu ülker yaptı oç deevlet değil
-
29.
+1 -1@139 haklısın huur çocuğu sizin gibi bi salon yaptırdı diye züt yalamak gerekiyordu de mi?
-
30.
0her zamanki halleri şaşırmamak lazım stadı beleş yaptır başbakana küfür et (bkz: adamın zütünden kan alırlar kamil kan)
-
31.
0sanal da bile kendilerini yitirmişler
-
32.
0a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
aa
a
a
a
a
aa
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a -
33.
0a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
aa
a
a
a
a
aa
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a -
34.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
35.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
36.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
37.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
38.
0"fenerbahçe kulübü'nün her tarafa mazhar-i takdir olmuş bulunan asari mesaisini işitmis ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim."
3.5.1918 - ordu kumandanı - mustafa kemal -
39.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
40.
0şukuleta panpaaaaaaaaaaaaa
-
41.
0Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı'nın sahibi olan Galatasaray Futbol AŞ. nin %62,95 ve %37,05'lik halka açık ortaklıktan oluşan şirkettir. Tam adı Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş.'dir. Futbol AŞ. ve Sportif AŞ. Galatsaray SK'ya aittir. Medya yayın haklarını Süper Lig Naklen Yayınları, Şampiyonlar Ligi “Market Pool”, UEFA Kupası, Dostluk Maçları, Özel Maçlar ve diğer (sinema, VCD ve DVD) yayınlar oluşturmaktadır.
Forbes dergisinin 2007 yılında yaptığı 10 piyasadaki en itibarlı markalar araştırmasında Türkiye'den Galatasaray markası ilk sırada yer almıştır.[27] Galatasaray markası ile ilgili tüm lisans verme ve isim hakkı gelirlerinin tek sahibi Galatasaray Sportif A.Ş.'dir. Şirket, Kulüp'ün adı, görsel malzemeleri, amblemi ve logosunu taşıyan broşür, poster, kitap, oyuncak, oyun, bilgisayar oyunu, top, kaset ve CD, mefruşat, giysi, yiyecek-içecek ve benzeri emtialar için üretim ve satış hakkı vererek gelir sağlamaktadır. Buna göre, çeşitli kuruluşlara söz konusu eşyaları üretme ve satma hakkına ilişkin lisans vermekte ve bu kullanım hakları karşılığında ödenecek isim hakları için de bir minimum garanti talep etmektedir.
Galatasaray Store ve Galatasaray Store Plus [değiştir]
Ana madde: Galatasaray Store
Galatasaray lisanslı ürünlerini satan taraftar mağazalarıdır. Ürünler internetten, çeşitli yerlerde bulunan mağazalardan veya gezici mağazalardan satın alınabilmektedir. Ayrıca amatör şubelerin ürünlerini satan Galatasaray Store Plus'lar Nevzat Özgörkey Binicilik Tesislerinin hizmete açılması ile faaliyete başlamıştır.[28]
Galatasaray TV [değiştir]
Ana madde: Galatasaray TV
Galatasaray TV, Galatasaray Spor Kulübü'nün televizyon kanalıdır. 15 Ocak 2007 tarihinden itibaren test yayınlarına başlamıştır. 22 Ocak 2007 tarihinden itibaren normal yayına geçmiştir. Kanalda takım oyuncuları ile yapılan röportajlar, A takımın yeni ve eski nostaljik maçları, PAF takımının maçları gibi takım ile ilgili yayın yapılmaktadır.
Galatasaray Dergisi [değiştir] -
42.
0Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı'nın sahibi olan Galatasaray Futbol AŞ. nin %62,95 ve %37,05'lik halka açık ortaklıktan oluşan şirkettir. Tam adı Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş.'dir. Futbol AŞ. ve Sportif AŞ. Galatsaray SK'ya aittir. Medya yayın haklarını Süper Lig Naklen Yayınları, Şampiyonlar Ligi “Market Pool”, UEFA Kupası, Dostluk Maçları, Özel Maçlar ve diğer (sinema, VCD ve DVD) yayınlar oluşturmaktadır.Tümünü Göster
Forbes dergisinin 2007 yılında yaptığı 10 piyasadaki en itibarlı markalar araştırmasında Türkiye'den Galatasaray markası ilk sırada yer almıştır.[27] Galatasaray markası ile ilgili tüm lisans verme ve isim hakkı gelirlerinin tek sahibi Galatasaray Sportif A.Ş.'dir. Şirket, Kulüp'ün adı, görsel malzemeleri, amblemi ve logosunu taşıyan broşür, poster, kitap, oyuncak, oyun, bilgisayar oyunu, top, kaset ve CD, mefruşat, giysi, yiyecek-içecek ve benzeri emtialar için üretim ve satış hakkı vererek gelir sağlamaktadır. Buna göre, çeşitli kuruluşlara söz konusu eşyaları üretme ve satma hakkına ilişkin lisans vermekte ve bu kullanım hakları karşılığında ödenecek isim hakları için de bir minimum garanti talep etmektedir.
Galatasaray Store ve Galatasaray Store Plus [değiştir]
Ana madde: Galatasaray Store
Galatasaray lisanslı ürünlerini satan taraftar mağazalarıdır. Ürünler internetten, çeşitli yerlerde bulunan mağazalardan veya gezici mağazalardan satın alınabilmektedir. Ayrıca amatör şubelerin ürünlerini satan Galatasaray Store Plus'lar Nevzat Özgörkey Binicilik Tesislerinin hizmete açılması ile faaliyete başlamıştır.[28]
Galatasaray TV [değiştir]
Ana madde: Galatasaray TV
Galatasaray TV, Galatasaray Spor Kulübü'nün televizyon kanalıdır. 15 Ocak 2007 tarihinden itibaren test yayınlarına başlamıştır. 22 Ocak 2007 tarihinden itibaren normal yayına geçmiştir. Kanalda takım oyuncuları ile yapılan röportajlar, A takımın yeni ve eski nostaljik maçları, PAF takımının maçları gibi takım ile ilgili yayın yapılmaktadır.
Galatasaray Dergisi [değiştir]
Ana madde: Galatasaray Dergisi
Galatasaray taraftarlarına hitab eden aylık spor dergisidir. Bayilerden ve internetten satın alınabilmektedir. internetten birkaç sayfası ücretsiz okunabilmektedir. Türkiye'de en çok aboneye sahip olan spor kulübü dergisidir.[29]
Galatasaray Mobile [değiştir]
Ana madde: Galatasaray Mobile
Avea ile yapılan anlaşma neticesinde, sanal mobil telefon operatörü olarak hizmet verecek olan Galatasaray Mobile'ın 10 Nisan'da faaaliyetine başlamıştır.
Sponsorlar [değiştir]
Ana Sponsor: Türk Telekom
Teknik Sponsor: Nike, Erreà
Resmi Sponsorlar: Ülker, Nike, Avea, Turkish Airlines, Doğuş Otomotiv, Efes Pilsen, HDI, Medical Park, Cafe Crown, Yurtiçi Kargo, Diversey, Sarar, Alpet
Taraftar [değiştir]
UltrAslan [değiştir]
Ana madde: UltrAslan
UltrAslan, Galatasaray taraftarlarından oluşan gruptur. ismi Avrupa'da birçok takımın tribünlerine konuşlanmış Ultras ve Galatasaray'ın sembolü Aslan kelimelerinin birleşmesinden gelmektedir. 2001'de kurulmuştur. Kısa sürede büyümüştür. Tüm taraftar grupları gibi zaman zaman yaptıkları gösterilerle gündeme gelirler. -
43.
0vatan haini fenerbahçe!Tümünü Göster
istanbul’da işgal yılları; istanbul halkı 16 mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “harb-i umumi” diye anılan “1. dünya savaşı”, osmanlı i̇mparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup osmanlı’nın başkenti istanbul’u işgal etmişlerdi. zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. işgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). evet, istanbul artık o eski istanbul değildi. acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. i̇şgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz istanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “işgal istanbul’u”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. işte bütün bu olumsuz şartlar altında tabi ki aramızda sonsuz sayıda hain vardı.
bu hainlerden biri de fenerbahçe ve ona hizmet edenlerdi. mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle ingiliz ve fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, istanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, fenerbahçe işgalci düşmanlarımızla toplam 50 maç yapıyordu. fenerliler kazandıkları galibiyetlere utanmadan seviniyor, 29 haziran 1923 general harrington kupası’nı (adında hayır yok) alarak mest oluyorlardı.
buradan anlayabileceğiniz gibi fenerbahçe, kurtuluş savaşı sırasında dağılmamış tüm vatandaşlarımız gibi tüm spor kulüplerimiz de cephede çarpışırken, işgal kuvvetleri ile maç yapmayı tercih etmiştir. ve günümüzde bazı fenerli gerzekler general harrington kupasıyla övünmektedirler.
özet: fenerbahçe türkiye`nin ezelden beridir süregelen yüzkarasıdır!!! -
44.
0a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a -
45.
0a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
aa
a
a
a
a
aa
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
a
-
44 tlyi küçümsemeyin
-
mkult nikli orman çocuğu
-
panter emelii dikizlerkenee
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 06 01 2025
-
feyzoo gelmiş hoşgelmis
-
sev ya da sevme hitler tam bir başarı hikayesi
-
katil olmadan yasamayi becermek irade gerektiriyo
-
önceden iphone alınır mı o paraya diyordum
-
kopmus bacak kopmus kol
-
türk dediğin sarışın olur
-
egriye egri dogruya dogru
-
anadilde eğitim diye bir şey yok
-
kafası atan kurt
-
beyler ciddi pgibolojik sorunlarim var
-
harbi yunan galip gelseydi
-
hem ermeniyim hem müslümanım
-
anlat da öğrenelim ya
-
vedat uşaklıgil denen kral bir aslandı
-
inciye gelmeyin beyler
-
karı düşünüyor ki ben en iyi yıllarımda
-
kürt taklidi yapa yapa
-
thexanax isimli yazar ağır şizofreni hastasıdır
-
nasyonel sosyalizm silinsin
-
inci sözlükten bir yazarla sex yaptım
-
anca internette atıp tutarsınız
-
birader hepinize cugu atardim
-
beyler bu fotodaki çocuk aslında benim
-
eski sevgilim babasıyla foto atmış
-
yıl olmuş 2025 tengri diyor
-
hayat artigi a haber izliyor herhalde
- / 2