-
1.
+1 -1DiREK KONUYA GiRMEYIN
Selam dedikten 10 dk sonra sevgilin varmı birini seviyor musun nasıl erkekleri seversin gibi muhabbetlere girmeyin.. O Kızın size karşı bir ilgisi olsa bile kendini kolay av olarak nitelendirmediği için muhakkak size olumsuz cevap vericektir.. Moralinizin ve isteğinizin bozulmaması için yeni tanıştığınız kızlar ile yaptığınız konusmalarda o konudan kaçının.Örnek veriyorum mesala siz direk bi kıza seni seviyorum benımle çıkarmısın derseniz.. Kızında size karşı bir ciddi hoşlanmışlığı yoksa o iş bir bahaneyle biter ve eskisi gibi sizle konusamaz sırlarını erkek arkadaslarını anlatamaz uzaklasır.. Oysa belki sizin tavırlarınızdan hoşlanıp ilerde size o açılcaktı.. Onun yerine genel konulardan konuşun en unutamadığın etkinlik veya kişi.. En çok etkilendiğin kitap gibi. A kitabı derse internetten 10dk araştırın süper kitap şurasını çok beğenmiştim diye demeçler atın.. Kızlar çok bilgin zeki insanları sevmezler.. Kendi seviyelerinde birini ararlar.. istediğinizi ona verin
edit:alıntıdır binliğine adres vermiyorum.
-
2.
+1ILK IZLENIMLER
Webcam gibi kendiniz hakkında ilk izlenimlerde çok iyi olun normal dışarda buluşmadan bile daha titizli olun.. iyice hazırlanın ama resmi takım elbise tarzı şeyler giymeyin.. Düşünsenize bilgisayar karşısında hoş olmaz * Onun yerine güzel sade rahat mümkünse marka şeyler giyin ama giyerseniz marka marka diye gözüne sokmayın o konuda birşey demeyin. Bulamazsınız zaten bu şekilde bulursanız bulacağınız nitelikte kız Nefes alsın yeter tiplemesi olur.. -
3.
+1 -1Doğru Bilinen Aslında Yanlış Olan Nokta:
Şimdi çoğu kişinin yaptığı ve aslında yanlış olan bir noktaya değinelim
Eğer bir kızın seninle ilgilenmesini ve elde etmek istediği bir erkek olarak görmesini istiyorsan, bu basit ama son derece önemli gerçeği aklından asla çıkarmamalısın: Ondan başkasını gözü görmeyen biri olduğunu ona hissettirirsen seni çantada keklik olarak görecek ve seni ulaşmaya değer biri olarak düşünmeyecektir.
Bununla bir kızla yakınlaşırken başka kızlarla da flört etmen gerektiğini söylemeye çalışmıyorum. Yapman gereken, sosyal olarak iletişimde olduğun başka kızların da olduğunu, kızların seninle zaman geçirmekten hoşlandıklarını bilmesini sağlamak.
Böylece iki önemli sonuç ortaya çıkar: Birincisi, karşı cinsle diyaloğunun iyi olduğu ve kadın ruhunu iyi anladığındır. ikinci sonuç, ona muhtaç olmadığın, başka kızlarla beraber olabileceğin ve seni elden kaçırırsa iyi bir fırsatı tepmiş olacağıdır.
Acemi erkekler genellikle başka hiçbir kızla hiçbir temasının olmadığını, hayatlarındaki tek şeyin “o” olduğunu ve “o”nu kaybederse kahrolacağını söyleyerek, hoşlandıkları kızın gönlünü kazanacaklarını zannederler. “O”nu ne kadar sevdiğini anlarsa mutlaka sevgisine cevap vereceğini düşünürler. Oysa gördüğün gibi, durum bunun tam tersidir. Eğer hayatında ondan daha değerli bir şey yoksa, ona verebileceğin bir şey yok demektir. Eğer hayatında konuşup görüştüğün hiç kız yoksa, kızlarla aran kötü demektir. Kolay elde edilenin değeri yoktur, kaybetme riski hissetmediği birini kazanmak için kimse fazla istekli olmaz.
Kısacası, kızlarla iletişim içinde olan bir erkek olduğunu göster, yeter. -
4.
+1Beğenilen Erkek Olmak:Tümünü Göster
Bugün hoşlandığın kızla ya da genelde kızlarla iletişiminde beğenilen bir erkek olmanla, “Ay o mu? Boşver onu “ diye hakkında konuşulan biri olman arasındaki farkı yaratan faktörlerden birine değineceğiz.
Benden yardım talep eden erkeklerde sıklıkla karşılaştığım bu hata, kızlarla iletişimlerinde kendilerini fazlasıyla doğrudan konuşarak ifade etmeye kalkmaları. Örneğin kendi kişiliklerinin iyi yönlerini kızın kendisinin fark etmesini sağlamak yerine, kendinden bahsederek “Ben böyleyim, ben şöyleyim” demek, ya da kıza karşı hissettiklerini onun görmesini sağlamak yerine kelimelerle ifade etmek.
Bu yaklaşımın bazı durumlarda sessizce oturmaktan bile daha kötü sonuçlar verdiğini söyleyebilirim. Eğer “Ben çok akıllı, çekici ve alçakgönüllü biriyimdir” şeklinde konuşuyorsan, senin aptal, itici ve kendini beğenmiş biri olduğunu düşünmeleri doğaldır.
Bir konuyu kelimelere döktüğümüzde, onun karşımızdaki kişi tarafından şüpheyle karşılanması ve sorgulanması son derece normal, çünkü biz bir iddiada bulunduk ve o da haklı olup olmadığımıza karar vermek durumunda. Oysa aynı konuyu sözle ifade etmek yerine onun gözlemleyebileceği bir şekilde ortaya koyarsak, artık bizim iddiamız olmaktan çıkar, onun kendi gözlemi olur. Bu durumda kendi gözlemine şüpheyle bakması ve sorgulaması saçmadır. Biz ona bir şey söylemedik, o kendisi bu sonuca vardı.
Bu şekilde davrandığında, harika özelliklere sahip, bir o kadar da alçakgönüllü biri olabilirsin. Üstelik sözle ifade ettiklerini ispatlaman gerekirken, davranışlarınla ifade ettiklerini ispatlaman gerekmez.
Bunu nasıl yapacağını bir iki örnekle açıklayayım.
Diyelim ki, arkadaşlarının senin için önemli olduğunu anlatmak istiyorsun. Sence “Arkadaşlarım benim için önemlidir” demen mi daha etkili olur, yoksa yardımına ihtiyacı olan bir arkadaşın için nasıl fedakarlıkta bulunduğunu görmesi mi?
Ya da, onun fikirlerine önem verdiğini bilmesini istiyorsun. Sence “Senin fikirlerine önem veriyorum” mu demelisin, yoksa önemli bir seçim aşamasındayken ondan aldığın fikri uygulaman mı daha etkili olur?
Ya da, diyelim ki çevreye karşı duyarlı birisin. Sence “Ben çevreye karşı duyarlı biriyim” cümlesi mi işe yarar, yoksa Greenpeace için aktif olarak çalıştığını görmesi mi?
Her türlü kişilik özelliğini onun görmesini sağlayacak ortamlar yaratabilirsin. Ona yönelik duygularını da, mantıklı bir sohbet ediyormuş gibi konuşarak anlatmak yerine, onu önemsediğini, ona değer verdiğini hissettirecek davranışlarla göstermen çok daha etkilidir.
Unutma, kelimelerle ifade edebileceğin her şey ancak laftır!
Tabi ki halk arasındaki deyişle “ağzı laf yapan” birisi olabilmen, kendini iyi ifade edebilen ve konuşurken kendini dinletebilen biri olman her zaman önemli bir parça. Ama biz burada bir çok şeyi davranışlarınla göstermenin ne kadar etkili olduğundan bahsediyoruz. Bu parçaların her ikisine hakim olduğunda, önemli olanın karşındaki insanın seni istemesi değil, senin onu isteyip istememen olduğu bir duruma geleceksin. -
5.
+1Birlikte Zaman Geçirme Konusu:Tümünü Göster
Özellikle ilk yakınlaşma sürecinde çoğu kişinin düştüğü bir tuzak var. Bir kızdan hoşlandığında onunla birlikte daha fazla zaman geçirmek istersin. Bu çok doğal, ama araştırmalar bu konuda çok dikkatli davranmamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Burada iki farklı mekanizma var.
Birincisi: insanlar sık görüştükleri kişilere karşı yakınlık hissediyorlar.
ikincisi: insanlar birlikte çok fazla zaman geçirdikleri kişilere karşı ilgi ve meraklarını kaybediyorlar.
Birinci mekanizma, hoşlandığın kızla sık sık aynı ortamda olman gerektiği sonucunu doğuruyor. Böylece, onun birlikteyken rahat olduğu, kendisini yakın hissettiği biri olabilirsin. Tabii ki birlikte geçirdiğiniz zamanlarda keyifli sohbetler edebiliyor ve doğru hamleleri yapıyor olman şartıyla.
ikinci mekanizma ise, onun sana “doymasına” izin vermemen gerektiğini gösteriyor. Her zaman için tamamen tüketmediği biri olarak kalmalısın.
Bu iki mekanizmayı dengelemek için, sık görüşmeyi ama görüşmeleri gereğinden fazla uzun tutmamayı tercih etmelisin. Her zaman için ona sende “keşfedilecek yeni bir şeyler” olduğunu düşünme fırsatı vermelisin. Onunla geçirdiğiniz ortak zamanın dışında da bir “sen” olduğunu fark etmesini ve merak etmesini sağlamalısın.
Bunun en iyi yolu, gerçekten hayatında başka şeylerle de samimi olarak ilgilenmektir.
Bunun için şimdi oturup hayatında yapmak istediklerin, yapmayı sevdiğin şeyler ve hedeflerin hakkında düşünmeni istiyorum. Kızla durumun ne olursa olsun bu alanların üzerinde düşünüp çalışmaya başlamalısın. Çünkü hayatta hedefleri, meşguliyetleri olmayan insanların diğer insanlara verecek pek bir şeyi yoktur.
Bunu zamanında kendi hayatımda da gözlemlemiştim. Bizim durumumuz ne çok iyiydi ne de çok kötüydü. Yine de aylak aylak geziyor olsam da karnımın doyduğu sözde “rahat” bir yaşamım vardı. Bu birçok kişi için güzel bir hayat tarzıymış gibi görünebilir, fakat tam da o zamanlarda günleri boş boş geçen, hayatıyla pek bir şey yapmayan bir kişiydim. Aynı dönemde çok zengin arkadaşlarım da buna benzer bir boşluk içindeydiler.
Burada ilginç olan şeyse durumu nispeten kötü olan arkadaşlarımın hayata sıkı sıkı sarılıyor ve bir şeyler başarmaya çalışıyor olmalarıydı. Bunun sonucunda onlar, hem kısa sürede daha çok şey elde ettiler hem de kendi ayakları üzerinde durur oldular. Bu olay ilk fark ettiğimde kafamı çok kurcalamıştı ve beni sonunda kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek için tamamen aile desteğinden uzaklaşmaya itti. ilk başlarda zor olsa da bu kararın hayatımı düzene sokmak anlamında verdiğim en önemli kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim.
Unutma, eğer hayatta sahip olduğun tek şey “o kız” ise, ona verecek bir şeyin yok demektir.
Bunun için hemen seçtiğin alanlar üzerinde çalışmaya başla. -
6.
+1Sizi En Son Nasıl Hatırlıyor?:Tümünü Göster
Bir insanı nasıl hatırladığımız, o kişiyi en son nasıl gördüğümüzle yakından ilgili.
Son görüşmenizde birlikte çok iyi zaman geçirdiğin bir arkadaşını düşün. Doğal olarak onunla tekrar görüşmek istersin ve yeniden karşılaştığınızda aynı coşkuyu hissedeceğini düşünürsün. Bir de son görüşmelerinizde çok sıkıldığın bir arkadaşını düşün. Bu durumda onunla tekrar görüşmeye istekli olur muydun?
Bir kızla birlikte geçirdiğin zamanlarda bu konuya dikkat etmelisin. Hoşlandığın bir kızla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın. Görüşmenizin en keyifli anlarını tüketip, artık sıkıntı ve bıkkınlık dışında hiçbir şey kalmayana kadar onun yanından ayrılmazsın, değil mi?
Oysa bunun sonucu pek de iyi değildir. Bir sonraki görüşmenizde muhtemelen önceki görüşmenin keyifli anlarını yeniden oluşturmak için zoraki bir çaba sarfedeceksin, sonrasında ise heyecanın tükendiği, sıkıntı ve bıkkınlık anlarına geri döneceksiniz. Bu olay tekrarlandıkça, kızın seni düşündüğünde sıkıntı hissetmesi kaçınılmaz.
Kızla görüşmenizi bir dizi film gibi düşün. Eğer her bölüm keyifli ve heyecanlı bir şekilde bitiyorsa, sonraki bölümü iple çekersin. Her bölümün bitişi, sonraki bölümden nasıl bir beklentin olacağını belirler.
Eğer kızın seninle görüşmeyi heyecanla beklemesini istiyorsan, her bölümü en heyecanlı yerinde bitirmesini bilmelisin. Konuşmanızın en keyifli, en heyecanlı yerinde, daha sonra kaldığınız yerden devam etmek üzere kalkıp gitmesini öğrenmelisin.
Tabi sohbetin en keyifli, heyecanlı yerinde kalkabilmen öncelikle dünyanın en sıkıcı adamı olmamanı ve keyifli sohbet edebiliyor olmanı gerektiriyor. * Eğer mırıldana mırıldana konuşan, konuştuğu zaman karşındakinin “Bitsin de gidelim” dediği bir iletişimciysen önce bunlar üzerinde çalışmalısın. Neyse ki bugüne kadar yardım ettiğim kişilerde bu sorunu 2 temel parçayı hallederek çok kısa süre içinde çözebildiğimizi gördüm. Bu parçalar Politikacı Tekniğininin kapsamlı versiyonlarında mevcut.
Yukarıda bahsettiğimiz yüksek notada ortamdan ayrılma konusuna tekrar dönersek, benim bu tekniği buluşum kesinlikle teoriler üzerinden ortaya çıkmadı. Kızların nabzını tutmayı iyi bilen birçok erkeği gözlemledim, hepsi bu tekniği biliyor ve uyguluyorlar. Ben de pratikte bunun ne kadar önemli olduğunu kendi tecrübelerimle gördüm.
Bunun için artık sen de, başlangıçta zor da gelse, zirvedeyken ortamı terk etmeye alışmalısın. Emin ol, böylece onun gözünde çok daha değerli olacaksın. -
7.
0okuyalım bakalım
-
8.
0Seni parmağında oynatıyor mu?:
Bugün sayısız erkeğin saçlarını beyazlatan, stresten doğru düşünmelerine engel olan ve hatalar yapıp sevdikleri kızı tamamen kaybetmelerine neden olan bir durumdan bahsedeceğiz. Bugünkü yazıyı dikkatle oku, gerekirse printle ve tekrar tekrar okuyarak her zaman kendine hatırlat.
Kızlar, özellikle biraz oyuncu olan ve sana az çok ilgi duyduğu halde kendisini kolay teslim etmeyenler, seni denemeyi severler. Evet, seni oynatmayı, zorladıklarında nasıl davranacağını görmeyi severler.
Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, özellikle sana karşı ilgisi fazla olmayan bir kız için geçerli. Bu tip bir kızın seni denemesinin nedeni, öncelikle kendi egosunu tatmin etmektir. Seninle ilgili ciddi planları yoktur, ama önce sana umut verip sonra uzaklaşarak çırpınışını seyretmek ister.
ikinci durumdaysa, kız seninle gerçekten ilgilenmektedir ve senin ona karşı duygularını anlamak için dener seni. Gene, kendisini geri çektiğinde (ya da bir başkasına yakınlaştığında) senin çırpındığını görmeye can atar. Böylece onun kölesi olacağını bilir.
Ne yazık ki bu iki durum da erkeğin ezik olduğu bir ilişkiye yöneliktir. Kızın erkeği parmağında oynattığı bir ilişki, erkeğin özsaygısını içermeyen bir ilişkidir. Biz gayet iyi biliyoruz ki, güzel ve dengeli bir ilişki her iki tarafın da özsaygısını barındırmalıdır.
Bunun için, her iki örnekte de yapacağın şey aynı: Oltaya gelme!
Bir kız seni deniyorsa, duruşunu hiçbir şekilde değiştirmemelisin. Oyunu kaybetmeyeceğin tek bir formül var ve bu bakış açısını hep korumalısın: Birbirinizden uzaklaşırsanız bu onun kaybı olur. Eğer panikle ya da alınganlıkla davranmak yerine, vazgeçmek istemeyeceği etkileyici bir erkek olduğunu fark ettirme yoluna gidersen, kontrolü kaybetmemiş olursun.
Biliyorsun, bunun için de ‘Primer Çekicilik Faktörü’ne ve ‘Politikacı Tekniği’ne ihtiyacın olacak. -
9.
0Herkesin Odak Noktası Olmak:Tümünü Göster
Bu doğal “karizma”nın önemli bir bölümünü, özgüven oluşturuyor. Kendisine ve kişiliğine güvenen biri, rahat davranışları ve kendisini ortaya koymaktan çekinmemesi ile dikkat çeker. Kendi istediği zaman gelir, kendi istediği zaman konuşur, kendi istediği zaman gider...
Davranışlarından utanmaz, istediği gibi davranmaktan çekinmez. Nezaket kuralları gereği zorunlu olmadıkça başkalarından izin almaz ve davranışları hakkında başkalarına açıklama yapma ihtiyacı hissetmez. O kendisidir ve bundan dolayı kimseye bir açıklama ya da özür borçlu değildir.
“Kız tavlama uzmanları”nın hemen hepsi, bu duruşu taklit etmeye çalışırlar. Bizzat tanıştıklarımın çoğu, abartıya kaçarak bencil ve kaba bir davranış şekli sergiliyorlardı, çünkü gerçekten kendine saygın olmadan kolay kolay taklit edilemeyecek bir özellik bu.
Böyle bir duruşa sahip olmak için kişinin öncelikle kendine bakış açınsını düzeltmesi gerekir. Bu son derece kapsamlı bir konu ve bu konuyu “Çarpıcı Etki”adlı kitabımda detaylı olarak anlattım. Şu anda sadece “davranışların için hiçbir açıklama yapma gereği duymama”nın önemini vurgulamak istiyorum.
Çocukluğumuzdan itibaren çevremizdeki insanlar bizi kontrol etmeye çalışıyorlar. Onlara göre “yanlış” bir şey yaptığımızda bizi sorguyor ve eleştiriyorlar. Böylece onların uygun görmediği şekilde davranmaktan çekinmeye şartlanıyoruz. Böylece toplum tarafından kişiliğimiz bastırılıyor ve “terbiye ediliyoruz”. Toplum içinde pek çok kişi, kendilerinden istemedikleri bir şey talep edildiğinde bile “hayır” diyemez hale geliyor. Kendi kişiliğini koruyabilen şanslı azınlığa ise gıpta ve hayranlıkla bakıyoruz. Onların “karizma”ları çevresinde pervane olacak kadar silikleşiyoruz.
Bu durumdan kurtulmak için, en az onlar kadar değerli ve önemli olduğunu fark etmeye başlamalısın. Başkalarına zarar vermediğin sürece istediğin gibi davranma hakkına sahipsin.
Şimdi, günlük hayatını geçirdiğin ortamları ve karşılaştığın insanları gözünün önüne getir ve bir bak; eğer istediğin gibi davranma özgürlüğün olsaydı ve davranışların için hiçbir açıklama yapma gereği duymasaydın, hayatın nasıl olurdu? Yapmak isteyip de çekindiğin neleri hayata geçirirdin?
Kimlere “hayır” derdin? Kimlere hak ettikleri cevabı verirdin?
Bu “davranışların için hiçbir açıklama yapma gereği duymama”, ya da diğer bir deyişle “başkasından izin almadan kendin olabilme”, herkesin sana hayranlıkla bakmasına neden olan temel özelliklerden biridir.
Bundan sonra, özellikle hoşlandığın kızın yakınlarındayken, her davranışın için bir açıklamaya ihtiyaç duymayan biri olmaya başlamalısın. Başkalarına saygısızlık etmeyen, ama öncelikle kendisine saygı duyan biri olmanın ilk adımlarını atmaya başlamalısın. Eğer “Ben zaten istediğim gibi davranıyorum” diyorsan, bir daha düşün. Böyle diyen pek çok kişinin tarafsızca kendi hayatlarına baktıklarında aslında kendilerini ne kadar bastırdıklarını fark ettiklerini defalarca gördüm.
Zamanla gerçekten kendisine saygısı tam olan biri olmayı öğrendiğinde, her şey harika olacak. -
10.
0Senin Hakkında ne düşünüyor?:
Hafta sonu sinemaya gitmeyi planladığını varsayalım. Doğal olarak gidebileceğin pek çok film olacaktır. Eğer seçeneklerinden birinin, zevkine güvendiğin arkadaşlarının beğendiği bir film olduğunu biliyorsan, o filmi seçme ihtimalin çok yükselir. Hele çevremizdeki herkes o filmden bahsediyorsa, başka bir filme gitmeyi düşünmezsin bile. “Toplumsal Onay” olarak bilininen bu mekanizma, aslında günlük hayatımızın her noktasındaki seçimlerimizi belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
Aynı şey, hoşlandığın kızın seninle ilgilenmesi noktasında da kritik önem taşıyor. Bir kız eğer yakın çevresindeki kızlar senin “etkileyici ve çekici” olduğunu düşünüyorlarsa , seni büyük ihtimalle “etkileyici ve çekici” bulacaktır. Tam tersi, eğer çevresindeki kızlar seni “mıymıy sünepenin teki” olarak görüyorlarsa, kızın senin hakkında olumlu duygular beslemesi hemen hemen imkansızdır.
Bu gerçeğin ardında iki temel düşünce yer alıyor. Birincisi; “Diğer kızlar onda çekici bir şeyler buluyorlarsa muhtemelen haklıdırlar, onu itici buluyorlarsa da bildikleri bir şeyler mutlaka vardır” düşüncesi. ikincisi; her kız birlikte olduğu erkeğin çevresindekiler tarafından onaylanmasını ve beğenilmesini ister, “O adamda ne buluyorsun allahaşkına” şeklinde tepkiler almaktan rahatsız olur.
Dolayısıyla bir kızın seni yanında istemesi için, özellikle ona referans olabilecek yakın çevresindeki diğer kızların da seni sevmesinde ve çekici biri olduğunu düşünmeleri önemli. Bunun için Primer Çekicilik Faktörü’nü kullanman gerekiyor. Ayrıca konuşma tekniklerini de çalışmanda yarar var.
Her zamanki gibi, abartıya kaçmamaya özen göstermelisin; kızın en yakın arkadaşını kendine aşık etmek ya da tavlamaya çalışmak ölümcül bir hata olabilir. Sadece senin hakkında “harika biri, etkileyici ve güçlü bir özgüveni var” demelerini sağlayacaksın. -
11.
0bunu muhtemelen sen de bilmiyorsun... :
ugünkü yazımız neredeyse kimsenin bilmediği ve doğru şekilde kullanıldığında çok etkili olan bir teknikle ilgili.
Hepimiz diğer insanların gözündeki imajımızı korumak isteriz. Örneğin biri “sana güveniyorum” diyerek bir sır verdiyse, bu güveni yıkmamak için elimizden geleni yaparız. işte bu durumu bir kızın senin istediğin gibi davranmasını sağlamak için kullanabilirsin.
Bir süredir tanıdığın bir kızla birlikteysen, ona bir teklifte bulunmadan önce “Biliyor musun, sen tüm tanıdıklarım arasında insanı yarıyolda bırakmayacağını bildiğim birkaç kişiden birisin” diyebilirsin. Bunu doğal bir konuşmanın içinde geçirmen iyi olur. Böylece ona koruması gereken bir imaj vermiş oldun. Hemen sonraki cümlede bir istekte bulunursan fazla dikkat çekici olur, ama başka bir konuda biraz lafladıktan sonra ondan isteyeceğin herhangi bir şeyi reddetmesi çok zor olacaktır.
Eğer kızla daha yeni tanıştıysan, “Ankaralı kızlar genelde sıkıcı ve somurtkan oluyorlar, ama sen yeni şeyler yaşamaya açık birine benziyorsun. Eğlenmeyi seversin, değil mi?” diyebilirsin. Eğer onu gerçekten rahatsız edecek bir davranışta bulunmamışsan sana “Hayır, eğlenmeyi sevmem, sıkıcı biriyimdir” deme ihtimali yok. Sonrasında “Hadi arabaya atlayıp Reina’ya gidelim, harika kokteyller yapıyorlar” gibi bir teklifte bulun, tutarlı olmak ve kendisini ispat etmek için teklifini kabul etme ihtimali çok yüksek olacaktır. Tabii gerçekten yapamayacağı bir şey isteyip şansını zorlamaman gerektiğini söylememe gerek yok. -
12.
0Sıradışı ETKILEYICI bir tanışma nasıl olur:
Şimdi sana kızla tanışma anında kullanabileceğin ve daha ilk anda çarpıcı bir etki bırakmanı sağlayacak çok özel bir teknikten bahsedeceğim. Biliyorsun, normalde biriyle tanışırken karşılıklı olarak isimlerimizi söyler, kısaca el sıkışır ve “memnun oldum” gibi bir şeyler deriz.
Bu otomatik bir süreçtir ve pek değişmez. Çoğu kişinin bilmediği şeyse bu kısacık önemsiz gibi görünen anın bir-iki değişiklikle sıradışı bir tanışmaya çevrilebileceğidir.
Tam olarak yapacağın şu: Karşılıklı olarak isimlerinizi söylerken elini uzatıp kızın elini sıkacaksın. Buraya kadar her şey normal. Ama el sıkışma süresinin bittiğini hissettiğin anda kızın elini hemen bırakmak yerine 2-3 saniye kadar daha elini tutmaya devam edeceksin ve bu sırada keyifli bir şekilde gözlerinin içine bakacaksın. Sonra hafifçe gülümseyerek, sakince “memnun oldum” diyeceksin.
Onun elini yavaşça havada bırakıp gözlerini başka tarafa çevirerek daha enerjik bir konuşma tarzıyla ilgisiz birkaç şey söyleyerek tanışmayı kapatacaksın (yanınızda başka biri varsa kısaca ona dönüp bir şeyler söyleyebilirsin).
Sıradan bir el sıkışmanın süresi bellidir ve farkında olmasak da aslında hepimiz bunu biliriz. Bu süre boyunca el teması sadece sosyal bir temastır. Bu süre dolduktan sonraki birkaç saniye devam ettirdiğin el teması ise artık sosyal bir temas olmaktan çıkar ve özel bir temas olmaya başlar. Gözlerinin içine bakman özgüvenini gösterir ve teması daha da özel kılar. “Memnun oldum” derkenki sakin ses tonun da aynı etkiyi güçlendirir. Tüm bunların dikkat çekecek derecede abatılı olmaması çok önemli, yoksa kasıtlı ve tuhaf bir hamle olarak algılanabilir. Sonrasında göz temasını kırarak sıradan bir konuşmaya geçmen de, kızın aslında her şeyin normal olduğunu, aranızdaki özel temasın kendi algısından başka bir şey olmadığını düşünmesini sağlar. Onu etkiledin bile!...
Sonrasında tekrar onunla göz teması kurarak konuşmaya devam edebilirsin.
Bu tekniği gerektiğinde en iyi şekilde kullanabilmek için tek başınayken biraz prova etmeni öneririm. Ne kadar etkili olduğunu sen de hissedeceksin. Emin ol, bu tekniği bilen dünyadaki birkaç kişiden birisin.. -
13.
0Seni hatırlamasını sağlıyor musun:Tümünü Göster
Bir kızın aklında yer etmek, yanında değilken de seni düşünmesini sağlamak için yapabileceğin basit şeylerden biri de, ona seni hatırlatacak bir şey vermektir.
Aslında bu teknik, iş dünyasında yoğun olarak kullanılıyor. Firmaların bayram ve yılbaşı gibi günleri bahane ederek müşterilerine gönderdikleri eşantiyonlar, genellikle onu alan kişilerin sürekli olarak gözlerinin önünde bulunduracakları ve sık kullanacakları bir obje olarak seçilirler. Güzel bir kalem, masa üstünde yer alacak bir kalemlik ya da bir takvim, bir bardak, hesap makinesi, mousepad, pratik bir su ısıtıcı veya aynı amaca hizmet edebilecek herhangi bir şey.
Tabii ki bu objenin üzerinde firma logosu bulunuyor, böylece eşantiyonu kullanan kişi sürekli olarak firmayı hatırlayacak.
iş dünyasındaki en basit hatırlatma objesi kartvizitlerdir. Birlikte iş yapmanın iyi olacağı fikrini oluşturup kartvizitini verdiğinde, kişinin cüzdanına kendini hatırlatacak bir şey koymuş olursun.
Kız-erkek ilişkilerinde de hatırlatıcıların önemli yeri vardır; hediye edilen yüzükler, kolyeler vs taraflar ayrı yerlerdeyken de birbirlerini akıllarından çıkarmamalarını sağlamaya yöneliktir.
işin güzel tarafı, bir kıza kendini hatırlatmak için ille de yüzük ya da kolye hediye etmen gerekmez. Zaten daha yeni yakınlaşmakta olduğun ve aranızda adı konmuş bir ilişki olmayan bir kıza yüzük vermen muhtemelen ortalığı karıştırırdı.
Diyelim ki bir arkadaş ortamında bir nedenle kalemini kullandı. Yapacağın şey, önemsemez ve anlam yüklemez bir şekilde “Sende kalsın, aynısından bir tane daha var” diyerek başka bir şeyle ilgilenmeye başlamak. Ya da cebinde hazır bulundurduğu örme bilekliği masaya koyup “Bir ara el ürünlerine sarmıştım. Nasıl sence?” de, en azından nezaket gereği hoş bir şeyler söyleyecektir, “Bu elimdeki sonuncusu, hepsini dağıttım. Hediyem olsun, beni hatırlarsın” gibi bir şeyler söyleyerek ona ver.
Tüm yapman gereken ona vermenin doğal olacağı bir şeyler bulundurmak ve fırsat yaratmak. Bunun için yaratıcılığını kullan ve ona seni hatırlatacak ne verebileceğini düşünmeye başla. Seçeceğin obje için kriterlerin:
1- Çok anlamlı bir hediye olmasın, yoksa özel bir ilişki baskısı oluşturur.2- Kolayca taşınabilsin ve kullanması keyifli olsun.
3- Uzun ömürlü olması iyi olur.
4- Sıradan olmasın, karakteristik bir özelliği olmasına dikkat et.
5- Aynısından başkalarında olmasın.
6- Onun tarzına aykırı, kullanmayacağı bir obje seçme.
7- Vereceğin objeyi kafasında seninle eşleştireceği bir ortam oluştur.
8- Reddetmeyeceği bir şekilde davran ve rahat bir tavırla ver.
Bu kriterlerden 1 numaralı olan hariç adı konmuş bir ilişki için de aynen geçerlidir.
Bugünkü tekniği daha önceki günlerde öğrendiğin tekniklerle kullanırsan daha da etkili olacaklardır. -
14.
0Takma ismi ne?:Tümünü Göster
Arkadaş ya da sevgili, birbirine yakın olan insanların takma isimlerle birbirlerine hitap etmeleri sık karşılaşılan bir durumdur. Takma isim kullanmaları, aralarında samimi bir ilişki olduğunu ve paylaştıkları ortak bir geçmişe sahip olduklarını gösterir.
Bu durumda, “Tüh be, benim o kızla ortak bir geçmişim yok. Onunla takma isim kullanacak kadar samimi olmak isterdim, ama ne yazık ki o kadar yakın değiliz” diyebilirsin. Ya da daha çok işe yarayacak bir şey yapmak istersen, yazdıklarımı dikkatle okuyup uygulayabilirsin:
Bir kıza isim takmak için ille de onunla yıllar geçirmen gerekmez. Aslında ben çoğu zaman, ilgimi çeken bir kızla tanıştığımda daha ilk görüşmede ona bir isim takmayı tercih ederim. Böylece daha ilk görüşmede “aramızda” başkalarının karışmadığı “özel” bir iletişim kanalı açılmış oluyor.
Tabii bir kıza isim takarken dikkat etmen gereken bazı şeyler var:
Birinci kural; onu rencide etmeyecek ve topluluk içinde rahatsız olmasına neden olmayacak bir isim bulmalısın. Burada tamamen “efendi” bir isim seçmen gerektiğini söylemiyorum, aslında seçtiğin isimle kıza biraz “takılman”, onu hafif de olsa bir tepki vermeye zorlaman daha iyi sonuç veriyor. ideali, aranızdaki etkileşimin izin verdiği sınırlarda bir isim kullanmaktır. Ben sevimli ve sempatik isimler kullanmayı tercih ediyorum, bu tarz isimler kızın kendisini daha sevimli ve sempatik hissetmesine ve dolayısıyla öyle davranmasına neden oluyor.
Diğer bir kural, bu ismin onun ayırdedici özelliklerinden birini vurgulamasıdır. Seçtiğin ismin kendisini tanımladığı konusunda bir şüphesi olmamalı, “Bana neden böyle hitap ediyor ki, bu isim Hande’ye daha çok yakışırdı” diye düşünmemeli.
Bir diğer kural, ismi ilk kez kullanmadan önce neden o ismi taktığını anlaşılır kılacak bir konuşma geçmesi iyi olur. Damdan düşer gibi takma isim kullanmaya başlama, konuştuğunuz bir konudan isim çıkar. Böylece gerçekten size özel, paylaşılmış bir geçmişle bağlantılı olur.
Dikkat etmen gereken bir diğer nokta, ismi ilk kez kullanırken keyifli ve eğlenceli bir havada olmanızdır. Bu hem kendisine isim takmana tepki göstermesi riskini ortadan kaldırır, hem de sonrasında kullandığında hoş şeyler çağrıştırır.
Son kural, ismi sahiplenerek yaymaktır. Yani artık onun takma ismini her karşılaşmanızda kullanmaya ve çevresindekilerin de bunun aranızda özel bir şey olduğunu bilmelerini sağlamaya başlamalısın. Böylece başkaları da aranızdaki ilişkiye karışamayacaklarını düşünürler.
Birkaç örnek vereyim: Kızın tipine göre çilli, tavşan kız, pıtırcık, cimcime... Davranışlarına göre uykucu, hanımağa, tatlı cadı, kelebek... gibi.
Artık sen de isim takmaya hazırsın. Kızla sohbet et, dikkatini onu tanımlayacak sempatik özelliklerine ver ve yaratıcılığını kullan... Bu kadar basit. -
15.
0Ona kendin hakkında hangi mesajı veriyorsun?:
özellikle bir kızla ilk yakınlaşma sürecinde etkili bir teknikten bahsetmek istiyorum. Son derece basit olmasına rağmen, doğru uygulandığında kolay ve hızlı sonuç veren bir teknik bu. Yalnız bu tekniği uygulayabilmen için yakın bir arkadaşının yardımına ihtiyacın olacak.
Hoşlandığın kızın da bulunduğu bir ortamdasın, tabii ki arkadaşın da yanında. Diyelim ki kızın “maceracı” tiplerden hoşlandığını biliyorsunuz. Muhabbetin uygun bir yerinde arkadaşın rahat ve eğlenceli bir şekilde “Kabul etmeliyim ki X (senin adın) hayatımda tanıdığım en çılgın insan, onunla birlikte olduğun her an yeni sürprizlere hazır olmalısın, ama Allah için, ayakkabı seçimi berbat. Şu ayağındakilere bir baksana, sahilde gezmeye çıkmış sanki” gibi bir şey diyor. Sen de gülümseyerek “Her an sahile gidebilirim de, hazırlıklı olmak gerek” diyerek cevap veriyorsun.
Şimdi bu kısa diyalog süresinde olup biteni bir inceleyelim:
1- Arkadaşın kıza senin son derece maceracı biri olduğun mesajını verdi.
2- Kızın aklına seninle birlikte olarak sürprizlerle dolu bir hayat yaşama fikrini soktu.
3- Ayakkabı seçimine takılarak seni övüyor gibi görünmekten kurtuldu, aslında seninle ilgili bir eleştiri yapmak amacıyla konuşuyor havası yarattı. Bu noktada kız onun senin maceracı kişiliğin hakkındaki iddiasını sorgulamak yerine ayakkabı seçiminle ilgilenmek durumunda.
4- Verdiğin yanıtla sürprizlerle dolu bir tarzın olduğu fikrini besledin.
5- Eğlenceli bir konuşma ortamı yarattınız.
6- Eleştirilere karşı alıngan olmayan bir karakterin olduğunun ipuçlarını verdin.
Bu senaryoyu uygularken gerçekten çirkin ayakkabılar giymemen gerektiğini söylememe gerek yok herhalde.
Tabi bu sadece BiR örnekti. Vermek istediğin mesajları önceden düşündüğün sürece kıza bir çok başka mesaj daha verebilirsin. Mesela ilk yurt dışında yaşamaya başladığım zamanlar yeni bir kızla tanıştığımda arkadaşlarım “Harun serserinin biri. Zaten Türkiye’de de modellik yapıyor derlerdi” Hehe. Tabi bu biraz abartı bir söyleyiş biçimiydi ama kızlar model olduğumu duyduklarında genel olarak bana farklı yaklaşıyorlardı. Yanında güvenip bu konuları açabildiğin bir arkadaşın olduğu sürece bu gayet etkili bir tekniktir. Uygula ve gör * . -
16.
0Davranışlarınla onu kendinden uzaklaştırıyor musun: ]
Sosyal ilişkilerde önemli bir kural vardır: Karşılıklılık kuralı. Bugün bu kuraldan biraz bahsedeceğiz.
Eğer biri bizim hiçbir önerimizi kabul etmiyorsa, tüm ikramlarımızı geri çeviriyosa, biz de onun tekliflerine karşı isteksiz oluruz. Teklif ettiğimiz bir şeyi kabul eden biriyle ise aramızda karşılıklı bir iyi niyet ve alış-veriş kapısı açılır. Bu kuralı destekleyen bir de nezaket kuralı vardır: Sunulan bir şeyi geri çevirmek kabalık olarak algılanır. Örneğin misafirlikte sana ikram edilenleri reddetmek, ev sahibine karşı kabalık olarak görülür.
Bu basit gerçek, sunulan bir şeyi reddedersek iyi niyet kapısının kapalı kalmasına neden olacağımız sonucunu doğuruyor ki, pratikte de bunu çok rahat gözlemleyebilirsin. Yeni tanıştığın birinin tüm teklif ve ikramlarını reddet, yeni tanıştığın başka birinin tekliflerine karşı ise daha olumlu karşılık ver. Sonuçta birinci kişinin sana karşı daha soğuk davranmaya başladığını, ikinci kişininse sana daha da yaklaştığını göreceksin. Ben bunları zamanında bir çok kez test ettim ve her seferinde aynı sonuca ulaştım.
Bu durumda, hoşlandığın kız eğer sana bir ikramda bulunuyorsa, örneğin elindeki açık bir paket bisküviyi sana doğru uzatıyorsa, reddetme, mutlaka bir-iki bisküvi al. Eğer bir yere gitmeyi öneriyorsa, kabul et. Bu senin sosyal olarak etkileşimde olmanı sağlamanın ötesinde, onunla aynı zevkleri ve bakış açılarını paylaştığını, yani ortak yönleriniz olduğunu gösterecektir.
Dikkat etmen gereken şey, bu davranışı abartmamaktır. Verilen her şeyi alıp her öneriyi kabul edersen, kendi karakterini ortaya koyamayan koyun modeli değersiz ve kişiliksiz biri olarak algılanırsın.
Tabi bu hayata pozitif bakan mutlu biri olman konusuyla da birleşiyor. Herşeye “Hayır hayır istemem. Yok almıyım. Kalsın” bakış açısıyla yaklaşan birinin yanında çok fazla insan takılmak istemez. Dolayısıyla tekliflere açık olman karşı tarafın seni olumlu gözlerle görmesine de neden olur.
Bugünkü tekniği kısaca toparlamak gerekirse: Özellikle ilk yakınlaşma sürecinde her dediğine evet dememek kaydıyla kızın tekliflerine olumlu yaklaş.
edit:burası yeter la amk bende aynı anda okuyorum biraz sonra tekrar devam ederim. -
17.
0eyvallah panpa şukuyu hakettin
-
18.
0@17 kes sesinide oku işte bin.
- 19.
-
20.
0@19 gibtire gibtire genişlettiğin zütünü gördükten sonra ben.