Beyler artık içimde tutamıyorum, rahatlamam içi anlatmam lazım bende sizinle paylaşmak istedim. Tipim şöyle böyle ortalamanın şu kadar üstünde yakışıklıyım falan demeyeceğim, bu kavramlar kişiden kişiye değişir. Uzun hikaye olacak başlıyorum..

6 yıl önce 8. sınıfta kilo problemim olduğu için basketbola yazıldım. Koç bende yetenek görmüş olmalı ki, özel olarak ilgilenmeye başladı. 4 ay içinde kilo problemim ortadan kalkmış ve takımın guardı olmuştum. Takım dediysem de öyle efes falan değil, kıytırık bi okul takımı. Ben başladıktan 5-6 ay sonra takımın kız takımı oluşturuldu. Onların antrenmanı bizimkinden önce başlardı. Biz soyunma odasından çıkarken onlar giriyor olurdu. Böyle geçen 1-2 haftadan sonra gözüme biri takılmaya başladı. Sarışın mavi gözlü bir ay parçası...
Utangaçtım o zamanlar beyler tek kelime edemezdim kızlarla, bende kendimce yaşadım içimde ama arkadaşlarıma bile söz edemedim bu durumdan, öyle bir kız bana bakmazdı çünkü, öyle düşünüyordum o zamanlar.

Sezon araya girdi bizde maçlarımız olmayan bir dönemde kamp yapmaya karar verdik. Nevşehir'e 1 haftalığına gidecek, hem gezip hem çalışacaktık. Tabi kampın asıl güzel yanı kız takımınında gelecek olmasıydı. Aramızda kızlarla ilgili muhabbet geçiyordu, arada yok şunu böyle giberim bunu şöyle yaparım diyenler oluyordu ara sırada benimkine laf etmemeleri için dua ediyordum. Yani susturamayacağımdan değil beyler sevdiği kıza laf söyleten sevmesin zaten ama biri ona laf ederse benim ondan hoşlandığım bir şekilde belli olacaktı. Bu arada kızın adı Dilara. Muhabbet sürekli dönüyordu ama laf eden olmadı çok şükür.

Hazırlandık ettik çıktık yola. Otobüste onlar önde biz arkada oturuyorduk, herkes kızları tavlamak için birbirini ezmeye çalışıyordu klagib erkek ortamı işte. Hiç girmedim o muhabbete çünkü tutamam kendimi biliyorum. Geç olunca herkes yavaş yavaş uyumaya başladı, bende taktım kulaklığı yattım, dinlediğim müziği hatırlıyorum, çünkü onunla bağdaştırdığım ilk müzikti. Duman-Senden Daha Güzel. Belki diyeceksiniz ulan 8. sınıfta ne bu tripler diye ama yaşıtlarıma göre her zaman daha olgun oldum yani şimdiki tüm işleri lol oynamak olan mal çocuklar gibi değildik biz daha düzgün bir nesildik. Yolculuktan sonra otele geldik odalarımıza yerleştik. Ben takımın en bini ama adam gibi adam olan Batuyla kalıyordum. Benim tam aksime kızlarla nasıl konuşulacağını bilir, 5 dk da muhabbet kuramayacağı kız yoktur. Koç 2 sat sonraya idman koydu alarmı kurup uyuduk bizde

Salon çok büyüktü ama idmanımızı yine kızlarla farklı zaman koymuşlardı. Daha ilk günden canımızı çıkardılar odaya gelir gelmez tekrar uyumuşum. Kış dönemi olduğundan otelde sadece biz ve turistik amaçlı gelen 4-5 tane japon vardı. Yemekte kızlarla muhabbet ediyorduk ama dilaranın yüzüne bakmaya bile utanıyordum. Benim huyum böyledir normal gördüğüm başka duygular beslemediğim kızlarla çok rahat konuşurum ama hoşandığımın yüzüne bakamam. Yemekleri yedik 9 da yatmamız gerekiyordu sabah 7 de idman vardı. Batu ilk günden 2 kızla muhabbeti kurmuştu. Bizimkiler daha oturuyordu aslında çok sıkılmıştım ortamdan ama sırf Dilaraya yavşayan olursa diye bende oturuyordum. Ama oda benim gibi düşünüyor olacak ki iyi geceler herkese diyip odasına çıktı. Fırsat bu fırsat diye ondan 5 dk sonra bende odama çıktım o gün öyle bitmiş oldu

Erken uyanmıştım kahvaltıya indim, Dilara gizem diye bi arkadaşıyla kahvaltı ediyordu. Onlara günaydın diyip tabağımı hazırlamak üzere açık büfeye yöneldim. Kızlar bir masada erkekler bir masada oturuyordu normalde. Bende tek başıma oturmak için bizim masaya yöneldim o sırada gizem seslendi 'Miles gel bizimle otur daha var onların uyanmasına'. Canıma minnet tabi. Tabiri caizse uçarak gittim masaya oturdum, gizemin yanına dilaranın karşısına oturmuştum. Sohbet sohbeti açtı ve bu sayede birbirimizi tanımış olduk, nerede okuduğunu, ailesini ve hakkında bazı şeyleri öğrenmiştim. Ama arada sanki hiç bir sesi duymuyordum, 1-2 kere o masmavi gözlerine dalmıştım ve yakalanmıştım sanırım. Çünkü bizimkiler geldiğinde ben kendi masama geçmek için kalktığımda gizem afiyet olsun diyip bin gülüşü attı.

Ben utandığımda kıpkırmızı olurum saklayamam hiç. Gizemin dediği yüzünden yine kıpkırmızı olmuştum. O sabah bir daha hiç konuşmadık. Çift idman bittikten sonra yine odama gittim uyumak için, tam kapıyı açarken gözüm sağa kaydı, Bizim takımdan utku diye bir çocukla dilara asansöre biniyordu ve ikiside gülüyordu. Normalde uyumak için gittiğim odadan üstümü değiştirip çıktım. Duş almadığım içinde deodorantı boşaltmıştım üstüme. indiğimde lobide oturuyorlardı başbaşa. Utku laftan anlamayacak çocuk değildi akşam konuşurum diye düşündüm çünkü o an gitsem çok belli edecektim. Yani kimdim ki ne hakla karışıyordum, Sadece 1 kere aynı masada oturup sohbet etmiştik. Bende bizimkilerin yanına gittim. Yarım saat sonra beraber içeri girdiler. Utku masaya geldikten sonra kardeşim yemekten sonra konuşalım bi seninle dedim. Anlamadı ne olduğunu tamam kardeşim konuşuruz dedi.

Yemek bitti çıktık dışarı utkuyla. Dedim kardeşim Dilarayla sizi lobide gördüm ne iş. Kanka bitek sana söylüyorum ben gizemden hoşlanıyorum o yüzden gittim dedi. Bende tamam kardeşim anladım kusura bakma ben yanlış anlamışım dedim. Çocuk salak değil anladı tabi ne olduğunu ama dillendirmedi. iyi çocuktu utku severdim. Kaptan olduğum için takımdakilerin hepsiyle yakındım zaten. Tekrar geçtik içeri oturduk bizimkilerle o akşam kimse kızların yanına gitmedi neden bilmiyorum. Normalde abazalıktan düz duvara tırmanan adamlar cemaat evinde gibi oturuyorlardı. Neden böyle olduklarını sordum, meğerse kızların koçu azarlamış bunları siz buraya serserilik yapmaya gelmediniz diye. Kızların koçunu sevmezdim, kızlar buna biraz ilgi gösterince zütü kalkar bizi ezerdi hep, ama inat değil mi anasını satıyım kızların yanına hiç gitmeyen ben bundan sonra gizemle konuşma bahanesiyle gidecektim, hem dilarada orada olurdu belki

Ertesi sabah belki yine orada olurlar umuduyla saatimi erkene kurdum. Zor uyandım ama değmişti. Yine gizem ve dilara oturuyorlardı. Bu sefer davet beklemeden gittim oturdum başladık sohbete. Koçlarından açtım konuyu bizimkilere böyle demiş falan diye abartıyo bence dedi dilara, bana hak vermesi hoşuma gitmişti. 15-20 dk sonra utku geldi yanımıza oturdu. O dilaranın ben gizemin yanında oturuyordum. O gün çok güzel sohbet ettik sonra kızların koçu geldi. Bizi masada görünce adamın yüzü kızardı resmen. Geldi hemen kalkın bakalım kendi masanıza dedi. Kızlara döndü kızlar aileniz sizi bana emanet etti ona göre dedi. Ben ne kadar sevmesemde büyüğüme laf edemem saygısızlıktır ama utku öyle değildi. Patavatsızdı biraz ağzına geleni söylerdi. Koç kötü bişey yapmıyoruz sohbet ediyoruz sadece dedi. Ben anlamam geçin masanıza dedi, geçtik bizde paşa paşa. Bu muamele benim hoşuma gitmemişti gittim bizim koçla konuştum anlattım, Adamın dibidir sağolsun hak verdi bana tamam ben konuşurum dedi.

O akşamın gecesinden itibaren bir daha bizimkilerden hiç birine laf ettiğini görmedim. Bizim çocuklar mutluydu baya. 2-3 gün böyle geçti son gecemizdi kampta. O gece izin vermişti koç saat sınırımız yoktu. Milli Basketbol Maçı vardı o gece. Batu bu arada işi ilerletmiş Ece diye bir kızla çok yakınlaşmıştı. Lobide otururken Batu aradı, kardeşim ben ecelerin odaya gidiyorum maçı izlemeye giyin gel çok bekletme dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım tamam ulan adamsın sen dedim. Çünkü ece dilarayla beraber kalıyordu. Çıktım odaya hazırlandım parfümü dayadım. Gittiğimde maç başlamıştı. Odada batu ece ben ve dilara vardık. Batu ve ece sevgili gibi davranıyorlardı zaten tek yatağa yatmışlar sarılmış maçı izliyorlardı. Ben koltuktaydım dilara öbür yataktaydı. Çok heyecanlı maçtı beyler son saniye basketiyle kazandık yanlış hatırlamıyorsam. Hepimiz çok mutlu olmuştuk milli maç sonuçta. Dilara işte bu bee falan diye bağırıyordu sırayla herkes birbirine sarıldı sonra dilarayla göz göze geldik. Kollarını açtı bana doğru geldi, sarıldım bende anasını satıyım. Hemde ne sarılma, ilk o zaman çektim burnuma o güzel saçlarının kokusunu.

Böyle farkında olmadan salak salak gülümsersiniz ya, o gece o durumdaydım işte. Hiç bi halttan haberim yoktu o zaman. Belkide hayatımda ilk defa aşık olmak üzereydim. Maçtan sonrada yaklaşık gece 2 ye kadar onların odasında oturduk. Sakızdan muhabbet açıldığını hatırlıyorum herkesin canı çekti bende almaya aşağı inmek için ayağa kalktım. Dilara dur bende geliyim yalnız gitme dedi. Eceyle batuyu odada beraber bırakmak için mi yoksa benimle gelmek için mi bilmiyorum. Asansöre binerken bana sen bırak sakızıda bana numaranı ver dönünce kopmayalım antrenman saatlerimiz farklı dedi. Zaten mutluydum o öyle dedikten sonra ne diyeceğimi şaşırdım tamam yaz bakalım dedim numrayı söyledim. Ne diye kaydedicek diye bakmaya devam ettim telefona. Bay Parfüm diye kaydetti. Ben ne alaka diye sorunca idmandan sonra bile parfüm kokan adamı başka nasıl kaydedeyim dedi. Gerçekten öyleydi çok dikkat ederdim hala dikkat ederim kötü kokmayı sevmem. Gece 3 gibi odasına bıraktım batuyu alıp kendi odama gittim.

O gece onu düşünerek uyuyakaldım. Çok zor uyandık batuyla alarm kurmayı unutmuşuz. Otobüs 20 dk bizi bekledi ve gecikmeli kalktı. Biz binince ece ve dilara gülmeye başladı çünkü saç baş yapmaya fırsatımız olmamıştı yataktan kalktığımız gibi gelmiştik. Molada abur cubur almak için indik markete gittik. Dilarayı çakmak alırken gördüm ve gidip çakmak ne alaka diye sordum. Eceye alıyorum ben kullanmıyorum sigara merak etme dedi ama çok inanmamıştım. Ecenin sigara içtiğini biliyordum ama sanki yalan söyler gibiydi. Tekrar yola çıktık ben kulaklığı takıp yattım. Tam uykuya dalmak üzereyken telefon titredi. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti, açtım mesajı ' Ön taraf çok sıkıcı' yazıyordu. Burasıda çok farklı değil arkana bir bak istersen yazdım ve bende kafamı uzattım. Göz göze geldik gülmeye başladı. Çok mutluydum be beyler, inanın çok mutluydum ve sanırım yavaştan aşık oluyordum

Kendi şehrimize döndükten sonra vedalaştık ama çok resmi bir şekilde çünkü yanında babası vardı, o sırada babasıyla tanışma fırsatım oldu iyi ama otoriter bir adama benziyordu. Annemlerle hasret giderdikten sonra dilaraya mesaj attım ve o gece geç saate kadar mesajlaştık. Evini öğrendim yakın yerlerde oturuyorduk. ben 8. sınıftım ama dilara 7 ye gidiyordu, 1 yaş fark vardı yani aramızda. Ben sınava hiç çalışmadım ama yapabiliyordum yinede. iyi bir Anadolu lisesi kazanmayı başardım bu yüzden ailem çok laf etmediler. Dilarayla konuşmlarımız artmıştı, artık mesajla sınırlı değildi, o arıyordu ben arıyordum sürekli. Ama bir türlü ilerlemiyordu. Yani arkadaşla sevgili olma arasında o saçma durumda kalmıştık.

Artık batuya danışmam gerektiğini düşündüm çünkü bu işlerin adamı oydu. Konuyu ona açtığımda belliydi zaten tahmin etmiştim hayırlı olsun şimdiden dedi. Dur ortada bir şey yok dememe rağmen beni sürekli umutlandırıyor, kız salak değil istemese bu kadar sık konuşmaz seninle diyordu. Bir yandan haklıydı aslında ama ben en kötü ihtimale hazırlıyordum kendimi fazla üzülmemek için çünkü artık çok bağlanmıştım. Onunla bu konularda daha cesur olmamı, utanmadan konuşmamı söyeldi. Her ne kadar yapamam desemde yapmazsan kızı unut dediği an başka çarem olmadığını anladım çünkü resmen yerimizde sayıyorduk. dilarayı aradım ve buluşmak istediğimi söyledim, kabul etti ama hala nasıl açılmam gerektiğini bilmiyordum, en son kendim olmaya karar verdim. Tavsiyelerle hiç bir şey yürümezdi sonuna kadar. Bu konuyu kendim halletmem gerekiyordu

En sevdiği müzik grubunu, çiçeği ve hayvanı biliyordum, bunlardan yürümem lazımdı. ilk işim kartallı bir kolye almak olmuştu. Oda benim gibi hasta Beşiktaşlıydı. Sonra kafamda bir plan belirdi. Kız istemeye gider gibi bir elimde çiçek bir elimde hediye gidemezdim. Evimizin yakınlarında bir çardak vardı. Etrafını papatyalarla süsledim ve tepeden sarkacak şekilde kolyeyi bıraktım. Onu aradım parka gelmesini, çardakta olduğumu söyledim. Sonra bir ağacın arkasına geçip beklemeye başladım, 5 dk sonra geldi ve beni göremeyince seslenmeye başladı. Papatyalardan yol yapmıştım çardağa onu takip ederek geldi ve kolyeyi aldı eline. Tam o sırada çıktım ağacın arkasından ve yanına gittim. Beni görünce şaşırdı, bunlar ne dedi. 'Sence' diye cevap verdim ve sarıldım, Karşılık verdi oda sarıldı. Eee konuşma hazırlamadınmı diye sordu, aslında hazırlamıştım ama o an unuttum hepsini. Bende konuşmaya ne gerek var ki benimsin bundan sonra dedim. O an gözünden yaş aktığını gördüm bana 'Daha önce hiç kimse bana böyle bir şey yapmadı çok teşekkür ederim' dedi. artık başlamıştı işte, benimdi sonunda, bende onundum ama zannettiğim gibi sonsuza kadar sürmeyecekti bu durum

Çok güzel bir kızdı onun için sayısız kez kavga ettim çünkü yolda yürürken bakan ve ilgilenen çok oluyordu. Artık lisedeydim, yaşıma göre büyük duruyordum kantin sırasında beni 10-11. sınıf zanneden çok kişi oldu. insanlar kendimden küçük bir sevgilim olduğunu duyunca biraz garipsiyorlardı ama umurumda olmadı hiç bir zaman, seviyordum çünkü başkalarının ne dediği önemsizdi. Çok mutlu geçirdiğim 2 yılım oldu onunla, hemde çok mutlu.. Artık oda liseye başlamıştı ve çevresinde çok insan vardı. Büyük gözüktüğüm için çoğu benden korkuyor, Dilaraya yaklaşamıyordu ama arada itlik yapanlarda çıkıyordu. Sinirlendiğim olay şu değil, herkes birinden hoşlanabilir ona açılabilir. Ama bazı karaktersiz köpekler var ki onlar yanında erkek arkadaşı varken kızın dibine düşerler ya da daha kötüsü yavşamaya kalkarlar. Böylesine de Eyvallah denmez, Çok şükür demedim de zaten.

O benden daha iyi bir yeri kazanmıştı akıllı kızdı. Çok sağlam dostlarım oldu lisede, hiç bir zaman yarı yolda bırakmayan adam gibi adamlar. Bu işler hep aynıdır zaten itin teki havlar durur, susturunca bir daha orda hiç kimse havlayamaz. Bizde de aynı durum oldu. Dilarayı rahatsız eden 2-3 kişiyi ayıkladıktan sonra okulunda bir daha kimse sarkıntılık etmedi. Aramız git gide soğumaya başlamıştı. Anlamadığım bir şekilde aramıza mesafe giriyordu.

Yani hala seviyorduk birbirimizi en azından ben öyle düşünüyodum çünkü deli gibi aşıktım ve bu aşkım hiç bir zaman azalmadı. Benim bu kadar kavga etmemden rahatsızdı başıma bir şey gelmesinden korkuyordu, onun için ettiklerimin içinde sopa bıçak, hiç emanet yoktu, çünkü gerek olmadı hiç. Ama semtte çıkan mevzularda ekgib olmazdı bunlar. Aslında hiç sevmem emanetle kavga edilmesini, hırsın vardır bire bir açılır halledersin işini adamlık budur yani bence işin içine emanet girdiği zaman Allah korusun hayatın kayar bir bıçak darbesiyle. Haklıydı o konuda sonuna kadar hiç bir şey diyemem ama kardeşim dediğim adamları yalnız bırakamazdım, hepsi canımdan candı onlara ben yokken bir şey olsa kendimi affedemezdim

Gittikçe soğumaya başladı benden ve bir gün hep beraber gittiğimiz cafe de bir çocukla otururken gördüm onu. Donakaldım hiç tepki veremedim, gözümden bir damla yaş aktı sinirden, ilk sigara paketimi aldım o gün. Daha önce denemiştim ama hiç başlamamıştım. Bizim çocukları aradım her zaman oturduğumuz çardaklara çağırdım, ona çıkma teklif ettiğim çardaklara...

Çocuğu dövemezdim, zaten benden soğuma sebebi buydu. Yanlış anlamayın beyler kavgacı bir tip değilim son çaredir benim için ama arkadaşlarım öyledir, bende yalnız bırakamam hiç. 1 hafta boyunca ne o yazdı ne ben yazdım. iyice koptuk birbirimizden ama ben o 1 hafta sadece sızdığım zamanlar uyuyabildim. En son okul çıkışına gittim çıkmasını bekliyodum ki yanında yine o çocuk vardı. Gördü beni suratı asıldı yanıma doğru gelirken arkamı döndüm yürümeye başladım, çünkü orda biraz daha kalsam işin boyutu değişicekti. Arkamdan koşarak geldi zannettiğin gibi değil dedi. Cafede öyle gözükmüyodunuz dedim ağlamaya başladı. Dayanamam ben hiç bir kızın ağlamasına oda bunu biliyor, ama o an umursamadım çünkü öfkem acıma duygumun önüne geçmişti

Tam döndüm arkamı gidiyorum o lavuk geldi kıza niye ağlıyosun canım dedi. Kan beynime sıçradı o an kontrol edemedim kendimi, döndüm arkamı 1 kelime etmeden koydum kafayı ite. Arkadaşları geldi bunun hemen bende bizimkileri aradım. O sırada dilara yanıma geldi, kendini benden soğutmaya devam mı etmek istiyosun dokunma ona kavga etmeyin dedi. O 1 haftalık lavuğu benden çok önemsiyordu lan. Dayanamadım bende eğer sevgilin olduğunu unutmasaydın bunlar olmazdı dedim. Tekrar ağlamaya başladı, ama tutamıyodum artık kendimi kontrolü kaybettim resmen, geldi bizimkiler teke tek açıldık ağzına sıçtım lavuğun birdaha seni dilaranın yanında görmiycem dedim yolladık çocukları, yanındakiler laf edemedi zaten bizimkilerin hepsi at hırsızı gibi. Sonra dilaranın evine gittim kapıyı annesi açtı tabiki tanıyodu beni. Nasıl dedim, kötü gel istersen dedi. Gittim odasına kitliydi kapısı 10 dk sonra açtı ve konuşmaya başladık