/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Tam net hatırlamıyorum o gece mi yoksa başka gece miydi. Abimin tuvalete gitmesi gerekiyordu. Tek başına eve giremeyeceğinden annemle birlikte eve girmişlerdi. Tuvaletim yoktu fakat "Evlere girmeyin!" yasağı ortalıkta dolaştığından eve girmek cezbediyordu beni. Ben ve benim asi ruhum *
    Annem abimi tuvalete sokmuş ben ise evin annemin talimatı üzerine giriş kapısında bir asker edasıyla nöbet tutuyordum. Kapıyı açık tutacaktım ki yine bir sallantı olursa kaçmalarına yardımcı olacaktım. Arada kapıdan kafamı uzatıp dağılmış evi inceliyordum. Sonra bir silkelenip görevimi hatırlıyor kapıyı tutmaya devam ediyordum. içerdeki sesler 2 saniye kesilse hemen bağırıyordum. Anneee! iyimisiniiiiiizzz?! Aslında tek olmaktan korkuyordum ama bozuntuya veremzdim. Annem ise hemen anlayıp "iyiyiz merak etme!" diyordu. Anlamı burdayız korkma olduğunu büyüyünce farketmiştim...
    ···
  2. 27.
    +1
    Annem sırf beni tehlikeden uzak tutmak için kandırmış askersin görevin bu demişti. Sanki geleceği görmüş gibiydi. Karanlikta kapıya yaslanmış bir elimde tutuğum ufak el feneriyle diger elimle duvarda gölgelerle şekil yapmaya çalışıyordum. Tam o sırada bir artçı daha başlamıştı. Annem kaç diye bağırmıştı. Bunu duyar duymaz koştum. Bir binanın sesi olur mu? Belki hayal gücümün eseriydi ama bunu duymuştum. Duvarlardan geliyordu galiba o sesi açıklamak zor çıtırtılar sürtünmeler bilmiyorum. Apartmanin kapısından dışarı çıkmıştım ki. Kapının önünde bulunan kaldırım yerine boşluğa basıp yüz üstü kapaklandım. Arsaya gitmeliydim orada olmalıydım. Dizlerimin ve ellerimin üzerinde tam kalkmaya hamle yapıyordum ki bir kol belime dolandı. Havalanmış sarsıla sarsıla bana doğru koşan babama yaklaşıyordum. Yere indiğimde farketmiştim ki Halit abi beni kolunun altına aldığı gibi arsaya koşmuştu. Hemen ardından annemlerin gelişi beni biraz olsun rahatlatmıştı. Çok garipti yine ağlamamıştım...
    ···
  3. 28.
    +1
    Beyler bu gece bu kadar yarın gece bitecek gibi duruyor. Sorularınız olursa bittikten sonra tek tek cevaplarım. Çokta zor olmaz zaten fazla okuyan yok gibi :D
    ···
  4. 29.
    +1
    O dönem sabah aksam farketmeden belki 20-30 belkide daha fazla deprem yaşamiştik. Yaklaşık 1 ay tüm mahalle arsada uyumuştuk. 1 ay zarfında arsada büyük değişiklikler yapılmıştı. Her yeri demirden kutu halinde bir oda yapılmıştı. Arsanın etrafı çitlerle çevrilmişti. Yeniden elektrik kesintisi olması ihtimaline karşı orta yere kamp ateşi için ufak bir çukur kazıp etrafını taşlarla cevirdiler. Hatta bir köşeye odun bile yığdılar. Artık evlere giriliyor, normal yaşama dönülüyordu. Yinede tedbir elden bırakılmıyordu. Kapıya yakın yere deprem çantası hazırlanmıştı. Deprem çantası.. O güne kadar bu tabiri ilk defa duymuştum. Haberlerde sürekli aynı şeyler dönüyordu deprem çantası nasıl hazırlanır? Neler koyulur? Medya sağolsun deprem dede diye bir adam türemişti. Ahmet Mete Işıkara ismini ilk kez tanıyordu insanlar. (Allah rahmet eylesin) Bende ilk kez duymuştum. Beyaz saçlı nur yüzlü tonton bir dede insanları bilinçlendiriyordu. Böyle bir sempatik bir insan her karşımıza çıktığında felaketi çağırıştıyordu bize. Sonrasında her popüler şeyin takunu çıkardıkları gibi bu adamıda reklamlarda, haberlerde, sabah programlarında heba ettiler...
    ···
  5. 30.
    +1
    Haberlerde artık başka bir haber verilmiyordu. Dümdüz olmuş yıkıntılarla dolu bir istanbul silüeti gösteriliyor. Ağlayan insanlar, yıkıntıların altından çıkarılan cesetler...
    Zaten pgibolojisi alt üst olmuş insanların beynine daha fazla korkunç görüntü yüklüyorlardı. Hiç unutamadığım bir sahne vardı. Yemek masasında oturmuş haber izlerken görmüştüm o sahneyi. Bir bina enkazı dozer tarafıdan kaldırılıyordu. Haberciler gördüğüm en dehşet verici sahnelerden birini çekeceğinden habersiz enkaz kaldırma çalışmalarını çekme niyetinde gelmişlerdi. Dozer kepçeyi enkaza daldırmış kaldırmıştı. Kepçenin ucuna pantolonundan takılmış havada sallanan bir ceset çorbayı boğazıma düğümlemişti. Üstüne yetmezmiş gibi pantolon sıyrılmış ceset yarı çıplak yere düşmüştü. Hemen masadakilere döndüm hepsi şok olmuştu. Babam elinde çorba dolu kaşığı ağzına zütürürken dona kalmış faltaşı gibi açılmış gözlerle bakıyordu o sahneye...
    ···
  6. 31.
    +1
    Kaşığı tabağa bırakıp kumandaya uzanırken söyleniyordu. "insanda iştah bırakmıyorlar!" daha sözü bitmeden televizyonu kapatmıştı. Her zaman kendimi biraz sıyırmış biri olarak görüyorum. Arada bir kendi kendime sorduğum "deli miyim lan ben?" sorusunun en büyük sebeplerinden biri bu sahnedir. O yaşta bir çocuğun görmemesi şeyleri görmüştüm. O mahşer gecesi anlatdıklarımdan daha şiddetli daha kasvetli geçmişti. Belki de hatırlayamadığım daha korkunç şeyleri yaşamıştım...
    ···
  7. 32.
    +2
    Sonuç olarak böyle bir olay atlatmıştım. Yaşadıklarımın hepsi gerçek miydi yoksa hayalgücümün etkisi var mıydı bilmiyorum. Rüyam, o karga, arsada yaşananlar gerçekti. Uğultu gerçekmiydi emin değilim yaşayan hatırlayan varsa banada anlatsın. Aslında afilli bir son yazmam gerekiyordu galiba. Ama bitti işte...
    ···