/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Tam net hatırlamıyorum o gece mi yoksa başka gece miydi. Abimin tuvalete gitmesi gerekiyordu. Tek başına eve giremeyeceğinden annemle birlikte eve girmişlerdi. Tuvaletim yoktu fakat "Evlere girmeyin!" yasağı ortalıkta dolaştığından eve girmek cezbediyordu beni. Ben ve benim asi ruhum *
    Annem abimi tuvalete sokmuş ben ise evin annemin talimatı üzerine giriş kapısında bir asker edasıyla nöbet tutuyordum. Kapıyı açık tutacaktım ki yine bir sallantı olursa kaçmalarına yardımcı olacaktım. Arada kapıdan kafamı uzatıp dağılmış evi inceliyordum. Sonra bir silkelenip görevimi hatırlıyor kapıyı tutmaya devam ediyordum. içerdeki sesler 2 saniye kesilse hemen bağırıyordum. Anneee! iyimisiniiiiiizzz?! Aslında tek olmaktan korkuyordum ama bozuntuya veremzdim. Annem ise hemen anlayıp "iyiyiz merak etme!" diyordu. Anlamı burdayız korkma olduğunu büyüyünce farketmiştim...
    ···
  2. 27.
    +1
    Beyler bu gece bu kadar yarın gece bitecek gibi duruyor. Sorularınız olursa bittikten sonra tek tek cevaplarım. Çokta zor olmaz zaten fazla okuyan yok gibi :D
    ···
  3. 28.
    +1
    O dönem sabah aksam farketmeden belki 20-30 belkide daha fazla deprem yaşamiştik. Yaklaşık 1 ay tüm mahalle arsada uyumuştuk. 1 ay zarfında arsada büyük değişiklikler yapılmıştı. Her yeri demirden kutu halinde bir oda yapılmıştı. Arsanın etrafı çitlerle çevrilmişti. Yeniden elektrik kesintisi olması ihtimaline karşı orta yere kamp ateşi için ufak bir çukur kazıp etrafını taşlarla cevirdiler. Hatta bir köşeye odun bile yığdılar. Artık evlere giriliyor, normal yaşama dönülüyordu. Yinede tedbir elden bırakılmıyordu. Kapıya yakın yere deprem çantası hazırlanmıştı. Deprem çantası.. O güne kadar bu tabiri ilk defa duymuştum. Haberlerde sürekli aynı şeyler dönüyordu deprem çantası nasıl hazırlanır? Neler koyulur? Medya sağolsun deprem dede diye bir adam türemişti. Ahmet Mete Işıkara ismini ilk kez tanıyordu insanlar. (Allah rahmet eylesin) Bende ilk kez duymuştum. Beyaz saçlı nur yüzlü tonton bir dede insanları bilinçlendiriyordu. Böyle bir sempatik bir insan her karşımıza çıktığında felaketi çağırıştıyordu bize. Sonrasında her popüler şeyin takunu çıkardıkları gibi bu adamıda reklamlarda, haberlerde, sabah programlarında heba ettiler...
    ···
  4. 29.
    +1
    Haberlerde artık başka bir haber verilmiyordu. Dümdüz olmuş yıkıntılarla dolu bir istanbul silüeti gösteriliyor. Ağlayan insanlar, yıkıntıların altından çıkarılan cesetler...
    Zaten pgibolojisi alt üst olmuş insanların beynine daha fazla korkunç görüntü yüklüyorlardı. Hiç unutamadığım bir sahne vardı. Yemek masasında oturmuş haber izlerken görmüştüm o sahneyi. Bir bina enkazı dozer tarafıdan kaldırılıyordu. Haberciler gördüğüm en dehşet verici sahnelerden birini çekeceğinden habersiz enkaz kaldırma çalışmalarını çekme niyetinde gelmişlerdi. Dozer kepçeyi enkaza daldırmış kaldırmıştı. Kepçenin ucuna pantolonundan takılmış havada sallanan bir ceset çorbayı boğazıma düğümlemişti. Üstüne yetmezmiş gibi pantolon sıyrılmış ceset yarı çıplak yere düşmüştü. Hemen masadakilere döndüm hepsi şok olmuştu. Babam elinde çorba dolu kaşığı ağzına zütürürken dona kalmış faltaşı gibi açılmış gözlerle bakıyordu o sahneye...
    ···
  5. 30.
    +1
    Sende iyi gerilim romancısı olur kardes
    ···
  6. 31.
    +1
    Annem sırf beni tehlikeden uzak tutmak için kandırmış askersin görevin bu demişti. Sanki geleceği görmüş gibiydi. Karanlikta kapıya yaslanmış bir elimde tutuğum ufak el feneriyle diger elimle duvarda gölgelerle şekil yapmaya çalışıyordum. Tam o sırada bir artçı daha başlamıştı. Annem kaç diye bağırmıştı. Bunu duyar duymaz koştum. Bir binanın sesi olur mu? Belki hayal gücümün eseriydi ama bunu duymuştum. Duvarlardan geliyordu galiba o sesi açıklamak zor çıtırtılar sürtünmeler bilmiyorum. Apartmanin kapısından dışarı çıkmıştım ki. Kapının önünde bulunan kaldırım yerine boşluğa basıp yüz üstü kapaklandım. Arsaya gitmeliydim orada olmalıydım. Dizlerimin ve ellerimin üzerinde tam kalkmaya hamle yapıyordum ki bir kol belime dolandı. Havalanmış sarsıla sarsıla bana doğru koşan babama yaklaşıyordum. Yere indiğimde farketmiştim ki Halit abi beni kolunun altına aldığı gibi arsaya koşmuştu. Hemen ardından annemlerin gelişi beni biraz olsun rahatlatmıştı. Çok garipti yine ağlamamıştım...
    ···
  7. 32.
    +1
    O gün bizimkiler evde hummalı bir çalışma yürütüyordu. Evin yatak odasının zemin tahtası boyanıp verniklenecekmiş. Zaten bu gece kondular da tadilat işleri hiç bitmezdi. Açıkçası evde bu tarz işlerin olmasını hiç sevmezdim. Hala daha sevmiyorum. Herkes bir telaş içinde oradan oraya koştururdu. Mutlaka bana da bir iş düşerdi ve bu benim üşengeç yapıma çok ters bir durum.
    Neyse ki işler pek uzun sürmemiş komşuların da yardımıyla hemen bitmişti. Yatak odası kapısı annemin 2. bir emrine kadar açılmamak üzere kapanmıştı. Eve geniz yakan bir vernik kokusu çökmüştü. Bu gece annem ve babam bizim odada yatacaktı. Şuan düşünüyorum da alınan ufak kararlar, yapılan ufacık işler nasıl da etkiliyor her şeyi. Hani şu kelebek kanadı kasırga muhabbeti işte. Kader, alın yazısı yada her ne ad verirseniz işte.
    ···
  8. 33.
    +1
    Annem oflamayla karışık derin bir iç çekerek beni tam ayağa kaldırmıştı ki. Gecenin sessizliğini bir karga bozmuştu. O zamana kadar bir kargadan bu denli bir ses çıkabildiğini bilmiyordum. Belkide gecenin derin sessizliğinin karşısında çok görünüyordu. Ayakta iken tam karşımda odanın penceresi duruyordu. Camın karşısında bulunan sokak lambası, kapalı perde ile savaş halinde içeri ışık sızdırmaya çalışıyor gibiydi. Dışarıyı çok net görebiliyordum. Karga sanki görünmek istercesine tam direğin altında yere vuran güçlü ışığın göbeğine konmuş zıplayarak kendini parçalarcasına bağırıyordu. Resmen insanları uyandırmaya, gelecek felaketi haber vermeye çalışıyordu. Uzaklardan köpeklerin ulumayla karışık havlamaları geliyordu. Geceyi hayvanların korkunç çığlıkları doldurmuştu. Her yönden gelen onlarca ses beni o kadar korkutmuştu ki hemen yanımda dikilmiş camdan dışarı şaşkın, korkmuş en çokta anlamsız bakışlar atan anneme baktım. Tam bu sırada babam "Bu hiç hayra alamet değil" derken aniden ayağa fırlamış pantolonunu giymeye çalışıyordu. Hayvan sesleri daha da şiddetleniyordu sanki...
    ···
  9. 34.
    +1
    Rezzzz. Xx
    ···
  10. 35.
    +1
    Meğer yataktan aksi yönde yatan babamın ayaklarının üzerine düşmüşüm.
    Uyku sersemi balkondan düşmemin rüya olduğunu anlayınca derin bir rahatlama gelmişti. Ne garip rüyaydı öyle gerçekle rüya birleşmişti. Gözlerim açık halde bunları düşünürken babamın uykusunun bölünmüş olmasının verdiği sinir ve huzursuzlukla anneme sitemli seslenişini duydum. "Çocuk düştü kalk yerine yatır." Kolum acıyordu. O nasıl bir ayak lan öyle taşa düşmüştüm sanki. Naftalin kokusu ne güzeldi lan. Tam kafamın altındaki yorgandan buram buram geliyordu. Uykum da vardı oradan hiç kalmak istemiyordum babam niye dedi ki öyle kaldır falan...
    ···
  11. 36.
    0
    anlat panpa dinliyorm
    ···
  12. 37.
    0
    Ne zaman yazacaksın merakla bekliyorum hadiii
    ···
  13. 38.
    0
    Rez devam oçe
    ···
  14. 39.
    0
    Yaz panpa
    ···
  15. 40.
    0
    haydi kardeş
    ···
  16. 41.
    0
    şuku şuku
    ···
  17. 42.
    0
    Rezerved
    ···
  18. 43.
    0
    rezervatullah devam iinşAllah
    ···
  19. 44.
    0
    Geldim panpalar başlıyorum.
    ···
  20. 45.
    0
    Her gece olduğu gibi olağan bir şekilde uyuduk. Aslında diğer gecelerden çok farklı olacağından haberimiz bile yoktu. Derin uykudayken çok enteresan bir rüya gördüm. Küçükken bu gördüklerim anlamsız gelmişti. Şimdi şimdi anlamlandırabiliyorum (oha o nasıl kelime lan) o rüyayı. Akşam vakti bizim binanın 3. katındaki balkonda karpuz yeyip çekirdekleri aşağı tükürürken havada süzülüşlerini izliyor hunharca eğleniyordum. Etrafımdaki binalardan ve sokak lambalarından gelen ışık mahallemizi gündüze çevirmişti. Kafamı gökyüzüne çevirdiğimde ise yıldızsız zifiri bir karanlık beni izliyordu. Nedense hiç garipsemiyordum. Balkon demirlerine yaslanmış çekirdekleri tükürmeye devam ediyordum. Birden yaslandığım balkon demirlerinin kollarımın arasından yok oluşunu hissetmiştim ve aşağı hızla düşmeye başladım. O an vücudumda onlarca duyguyu aynı anda hissetmiştim sanki. Tam yere değdiğim an kolumda bir ağrıyla gözümü açtım.
    ···