/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +11 -3
    Evet beyler o çocuk benim. Hayatım boyunca her ağustos ayının 15 ile 20 si arası deprem kabuslarıyla uyanmanın nedenlerini, deprem öncesi ve sonrası yaşadığım enteresan olayları anlatmak istedim. Emin olun size şöyle bir şey anlatmam. "Bi sallandı bizde gaçtık." Evet aslında bizde kaçtık ama bu kadar basit değildi. 6 yaşında tam deprem öncesi uyanık olan bir çocuk için daha fazlasıydı.

    Aslında bu hikayeyi dün bir not defterine yazmaya başlamıştım. Birkaç part hazır olsun insanları bekletmem diye düşündüm. Fakat bugün istanbul'da yaşanan 4.2 lik deprem benim için korkutucu bir tesadüf olmuştu. Bir işarettir belkide 3-5 reze başlıyorum.
    ···
  1. 2.
    +2 -6
    ananla biz her gün deprem yapıyoruz xd
    ···
  2. 3.
    +2 -1
    3 5 şukuya niye başlıyorsun koduğum anlat beğenen üç beş şukular seni
    ···
  3. 4.
    0
    şuku şuku
    ···
  4. 5.
    +2
    3-5 şukuya başlıyorum nedir amk ya. hadi bi kaç rez dersin anlarım dinleyenler var diye anlatıyosundur da şuku istiyo adam. demekki amacı başka
    ···
  5. 6.
    +3
    17 Ağustos 1999 yaklaşık 20.000 kişinin öldüğü, bir o kadarının da yaralandığı ve milyonların pgibolojik açıdan zedelediği o gece. Saat 03:02 de insanları uykularının en tatlı yerinde yakalamıştı. Ne yazık ki beni uyanık halde bulmuştu. Keşke uyuyor olsaydım da uyku sersemi pek bir şey anlamasaydım diye düşündüğüm çok oldu.
    Çocukluğum istanbul Kadıköy'ün bir mahallesi olan Fikirtepe'de geçti. Bol gecekonduların olduğu varoş bir mahalleydi. Hayatımın en fakir ama en güzel yıllarını (yaklaşık 16 sene) o mahallede yaşamıştım. Belki de elimde olmayan şeyler o kadar çok ve o kadar uzaktı ki bende elimde olanlarla mutlu olmayı öğrenmiştim. 3 katlı bir binanın en alt katında oturuyorduk. Apartman kapısını açtığınızda soldan merdivenler yükselirken tam karşıda 3-4 adımlık mesafede bizim evin kapısı görünüyordu. Sokağı anlatacak olursam genelde en yükseği 3 katlı olan eski binalardan oluşuyordu. Dar sokakları içinde her türden insanı barındıyordu. Tam karşımızda gecelere kadar top, misket vs. oynadığımız yemyeşil boş bir arsa vardı. Tüm komşularımız o kadar yakın ve samimiydi ki orası bana kocaman bir ev gibi gelirdi. Depremin yıkamadığı sokağımızı, evimizi kentsel dönüşüm adına yıktılar. Koca bir taş yığınına çeviriler. Her neyse konuya dönüyorum.
    ···
  6. 7.
    +1
    Rezzzz. Xx
    ···
  7. 8.
    0
    haydi kardeş
    ···
  8. 9.
    +1
    O gün bizimkiler evde hummalı bir çalışma yürütüyordu. Evin yatak odasının zemin tahtası boyanıp verniklenecekmiş. Zaten bu gece kondular da tadilat işleri hiç bitmezdi. Açıkçası evde bu tarz işlerin olmasını hiç sevmezdim. Hala daha sevmiyorum. Herkes bir telaş içinde oradan oraya koştururdu. Mutlaka bana da bir iş düşerdi ve bu benim üşengeç yapıma çok ters bir durum.
    Neyse ki işler pek uzun sürmemiş komşuların da yardımıyla hemen bitmişti. Yatak odası kapısı annemin 2. bir emrine kadar açılmamak üzere kapanmıştı. Eve geniz yakan bir vernik kokusu çökmüştü. Bu gece annem ve babam bizim odada yatacaktı. Şuan düşünüyorum da alınan ufak kararlar, yapılan ufacık işler nasıl da etkiliyor her şeyi. Hani şu kelebek kanadı kasırga muhabbeti işte. Kader, alın yazısı yada her ne ad verirseniz işte.
    ···
  9. 10.
    0
    Rez devam oçe
    ···
  10. 11.
    +2
    Akşam olmuş yemek çay faslı bitmişti. Sabah ki tempolu işin vermiş olduğu yorgunluk herkesin gözünden okunuyordu. Annem hemen yatağımın yanına yere kocaman bir döşek sermişti. Çocukluğun verdiği coşkuyla hemen koşup üstüne atlamış tepiniyordum. Döşek ve yorgandan gelen hafif naftalin kokusu çok hoşuma gidiyordu. Her zaman şikayet ettiğim odamdaki bir dolabı işgal eden dev yün döşeklerdendi. Kullanılmıyorsa neden duruyor ki burada sorunun cevabını almıştım o gün. O gece farklı bir şey daha vardı sanki. Hava biraz kasvetliydi. Belki de sıradan bir gündü sadece bana öyle geliyordu. Ama farklı hissettiğim kesindi.
    ···
  11. 12.
    +1 -1
    Biriniz canlılık göstersin lan. Bugünlük bu kadar yarın akşam devam.
    ···
  12. 13.
    0
    anlat panpa dinliyorm
    ···
  13. 14.
    0
    Rezerved
    ···
  14. 15.
    0
    rezervatullah devam iinşAllah
    ···
  15. 16.
    0
    Geldim panpalar başlıyorum.
    ···
  16. 17.
    0
    Her gece olduğu gibi olağan bir şekilde uyuduk. Aslında diğer gecelerden çok farklı olacağından haberimiz bile yoktu. Derin uykudayken çok enteresan bir rüya gördüm. Küçükken bu gördüklerim anlamsız gelmişti. Şimdi şimdi anlamlandırabiliyorum (oha o nasıl kelime lan) o rüyayı. Akşam vakti bizim binanın 3. katındaki balkonda karpuz yeyip çekirdekleri aşağı tükürürken havada süzülüşlerini izliyor hunharca eğleniyordum. Etrafımdaki binalardan ve sokak lambalarından gelen ışık mahallemizi gündüze çevirmişti. Kafamı gökyüzüne çevirdiğimde ise yıldızsız zifiri bir karanlık beni izliyordu. Nedense hiç garipsemiyordum. Balkon demirlerine yaslanmış çekirdekleri tükürmeye devam ediyordum. Birden yaslandığım balkon demirlerinin kollarımın arasından yok oluşunu hissetmiştim ve aşağı hızla düşmeye başladım. O an vücudumda onlarca duyguyu aynı anda hissetmiştim sanki. Tam yere değdiğim an kolumda bir ağrıyla gözümü açtım.
    ···
  17. 18.
    +1
    Meğer yataktan aksi yönde yatan babamın ayaklarının üzerine düşmüşüm.
    Uyku sersemi balkondan düşmemin rüya olduğunu anlayınca derin bir rahatlama gelmişti. Ne garip rüyaydı öyle gerçekle rüya birleşmişti. Gözlerim açık halde bunları düşünürken babamın uykusunun bölünmüş olmasının verdiği sinir ve huzursuzlukla anneme sitemli seslenişini duydum. "Çocuk düştü kalk yerine yatır." Kolum acıyordu. O nasıl bir ayak lan öyle taşa düşmüştüm sanki. Naftalin kokusu ne güzeldi lan. Tam kafamın altındaki yorgandan buram buram geliyordu. Uykum da vardı oradan hiç kalmak istemiyordum babam niye dedi ki öyle kaldır falan...
    ···
  18. 19.
    +1
    Annem oflamayla karışık derin bir iç çekerek beni tam ayağa kaldırmıştı ki. Gecenin sessizliğini bir karga bozmuştu. O zamana kadar bir kargadan bu denli bir ses çıkabildiğini bilmiyordum. Belkide gecenin derin sessizliğinin karşısında çok görünüyordu. Ayakta iken tam karşımda odanın penceresi duruyordu. Camın karşısında bulunan sokak lambası, kapalı perde ile savaş halinde içeri ışık sızdırmaya çalışıyor gibiydi. Dışarıyı çok net görebiliyordum. Karga sanki görünmek istercesine tam direğin altında yere vuran güçlü ışığın göbeğine konmuş zıplayarak kendini parçalarcasına bağırıyordu. Resmen insanları uyandırmaya, gelecek felaketi haber vermeye çalışıyordu. Uzaklardan köpeklerin ulumayla karışık havlamaları geliyordu. Geceyi hayvanların korkunç çığlıkları doldurmuştu. Her yönden gelen onlarca ses beni o kadar korkutmuştu ki hemen yanımda dikilmiş camdan dışarı şaşkın, korkmuş en çokta anlamsız bakışlar atan anneme baktım. Tam bu sırada babam "Bu hiç hayra alamet değil" derken aniden ayağa fırlamış pantolonunu giymeye çalışıyordu. Hayvan sesleri daha da şiddetleniyordu sanki...
    ···
  19. 20.
    0
    reserved
    ···