1. 76.
    +9
    lise 2 nin ilk dönemi geride kalıyordu
    2 hafta kalmıştı okulların bitmesine

    takdir alacaktım bu sefer.

    ...

    sabah okula giderken bacağımda bir ağrı hissettim
    anneme söyledim.
    hastaneyi aradık, gelin dediler.
    gittik hastaneye.
    ameliyatımı yapan doktor beni tekrar o makineye bağladı.
    sonra kas filmini çektiler

    ameliyattan sonra dikilen bir damar tekrar kopmuş.
    onun için bir ameliyat daha olmam gerekiyormuş.
    yarına gün verdiler
    durduk yere bir ameliyat çıkmıştı başıma

    daha yeni iyileştim derken.
    ···
  2. 77.
    +9
    akşam herkese haber verdim
    bu sefer apar topar değil, bile bile gidecektim hastaneye
    fevzi, beni mezarlıkta baygın halde bulmayacaktı.
    yanımda olacaktı mesela.

    sabah oldu, okul yerine hastaneye gittik.
    adem fevzi ve melis okuldan çıktıktan sonra geldiler.
    ameliyata girdim
    tekrar ağzıma kapandı maske.
    sonra sessizlik.

    gözümü açtığımda yoğun bakımda değildim
    direk normal odaya almışlardı bu sefer.
    yanımda sadece melis vardı
    annem babam yemekhaneye inmişlerdi.
    çocuklar da sigara içmeye

    melis "iyi misin aşkım" dedi.
    "iyiyim bitanem" dedim.
    "doktor ameliyatın çok iyi geçtiğini söyledi
    zorlamışsın bacağını çok
    o yüzden böyle olmuş
    o kadar çalıştın ama takdirini almaya gelemeyeceksin
    sağlık olsun" dedi ve güldü.

    "sen ol yeter aşkım" dedim.
    öpüştük..
    ···
  3. 78.
    +9
    benim ağrım tuttu
    oturduk koridordaki sandalyelere
    "giberim dersi girmeyelim" dedi fevzi.
    girmedik.
    ne yapıcan lan şimdi dedi
    bilmiyorum başım çatlıyor amk sigaran var mı dedim.
    son dersti zaten
    çıkışta içeriz dedi sıkma canını.

    çıkışta büfeye gidip dal sıgara aldık.
    köşesine geçip içmeye başladık
    benim sırtım okula dönüktü
    fevziyle konuşuyorduk.

    fevzi kaşlarını arkaya kaldırdı
    "la gelene bak" dedi
    kafamı çevirdiğimde serveti arkamda buldum.
    ağzımdaki dumanı yüzüne üfledim.
    "hayırdır genç?" dedim

    biraz konuşabilir miyiz dedi.
    randevu defterimize mi bakacaz oğlum
    konuş ne konuşacaksan dedim.
    "yalnız" dedi.
    fevzi kahkayayı bastı
    "tamam la yalnız konuş, yürek yemiş gelmiş zütoğlanı"
    az uzaklaştı bizden.

    servet yanımda kaldı.
    konuşmaya başladı.
    "melisle ayrılmışsınız?" dedi.
    yaa öyle mi olmuş ben niye duymadım dedim.
    alaylı konuşma benle, düzgün düzgün anlat dedi.
    emniyet amiri misin yarram sana ne anlatıcam dedim bağırarak.
    fevzi duyup hazırlıklı olsun diye.
    "gerekirse anlatacaksın lan" dedi.
    yaa sor başka ne anlatayım abi dedim hala taşak geçiyordum.
    anlatacağın değil, isteyeceğim şeyler var dedi.
    melisle bitti artık bunu kabul et ondan uzak dur dedi.
    dinlemeye devam ettim.
    yaklaştı daha da
    "yoksa diğer bacağını da ben keser kopartırım."
    anlamsız anlamsız bakıyordum.
    fevzi ilerden seslendi.
    "aslanım" dedi.
    "o kopartığın bacağın ananın dıbına sokarım senin."
    servet üstüne atladı fevzinin
    fevzi yer mi dıbına koyim.
    altı altına gibti ecdanını.
    çocuğun kaderi olmuştu bizden dayak yemek.

    millet ayırdı bunları.
    gitti servet
    fevzi yanıma geldi
    "hay kulağını gibeyim nasıl duydun" dedim.
    "iki kulağım var al gib birini işin görülsün" dedi.

    sonra durdu.
    lan o değil de
    bu ağzını gibtiğim neye güveniyor da dayılanıyor
    neydi ne oldu dedi.
    dur bakalım dedim, anlarız.
    ···
  4. 79.
    +9
    beyler şimdi çıkıyorum yarın 3.yıl'a başlıycam.
    sizin deyiminizle 3.sezon : )

    şimdi oraya girersem daha çok küfür yerim yarıda bırakınca
    kısa bir fragman geçeyim:

    • maminin mahkemesi
    • melisin dönüşü ve ailesiyle tanışma
    • babamın hastalanması.

    vidanjör adem reyiz'le ilgili bir sürpriz.

    haydi kalın sağlıcakla.

    up.
    ···
  5. 80.
    +9
    bir sabah melis bana bi sürprizi olduğunu söyledi.
    "yarın babam seni akşam yemeğine çağırıyor" dedi.
    tamam geliriz dedim
    ne o hiç heyecanlanmadın dedi melis.
    heyecandan sıçmıştım haberi yoktu.
    yok heyecanlanacak bişey yok da şaşırdım sadece dedim.
    yaa hep sen mi şaşırtacaksın al sana işte dedi, güldü yine
    yanaklarında gamzeleri belirdi.
    öptüm yanaklarından.
    içimden geldi dedim.

    akşama kadar bizimkilerle bi durum değerlendirmesi yaptık
    adem rahat ol dedi
    fevzi, özgüvenini belli et dedi.
    adem, çalışkan görün dedi
    fevzi, kendinden emin görün dedi.
    sonra dedim elim boş mu gidiyim
    çiçek çikolata mı zütüreceksin amk dedi fevzi.
    lan dedim hiç olmazsa bi tatlı mı ne alsam dedim.
    durdular aslında haklısın dediler
    aradım melisi kaçta geliyim dedim.
    8'de aşkım dedi.
    ben 7,30 da evden çıktım.
    jilet gibi giyinmiştim.
    mümkün olduğunca sendelememeye çalışıyordum.

    gittim tatlıcıya baktım şöyle bi
    saray sarması diye bi tatlı vardı, bilmiyorum hala var mıdır.
    ondan aldım 1 kilo.

    melislere doğru yola koyuldum
    ···
  6. 81.
    +9
    "kapıda duydum sizde ne adetmiş" dedi babası.
    "yeni gelinen bi eve tatlı getirilir bizde" dedim.
    yaa ne güzel adetmiş dedi

    yemek bitti, tekrar oturduk salona
    çay geldi
    içtik, nazik davranmaktan iflahım gibilmişti.
    kıçımdan oluk oluk ter akıyodu nerdeyse stresten
    bi ton soru cevapladım
    derslerimin iyi olduğunu
    henüz 3 senedir burada olduğumu söyledim

    gece sonunda babası annesi çok rahatlamıştı
    polis gibi sorgulamışlardı beni.
    ben biraz daha oturup müsade istedim.
    dışarı çıkıp telefona sarıldım
    "fevzi, ademi de al gel buraya 2-3 bira içelim geberdim stresten."
    ···
  7. 82.
    +9
    ikinci turda
    rakibi 3-1 yendik
    servet bu yarışmalara gelmemiş
    mazeret bildirmişti.
    hocamız idare ediyordu.

    komşu ilçeden bi okulla çeyrek final yapacaktık.
    1 hafta sonra tekrar oraya gittik.
    servet gelmişti bu sefer.
    sorular soruldu
    rakip dişliydi
    2-2 bitti normal sorular.
    yedeklere geçtiler.
    ilkini iki taraf da doğru cevapladı
    hoca erdem'in yanına geldi
    sen yoruldun geç kenara otur, servet gelsin dedi.
    servet geçti oturdu yanıma
    hiç konuşmuyorduk.

    soru soruldu.
    gib gibi kalmıştık.
    çok alakasız yerden geldi soru.

    "1998 dünya kupası nerede düzenlenmiştir."

    bende bişey yoktu
    yanımda kız vardı, zaten o soruyu duyunca şok oldu.
    servet kendi kendine fısıldadı.
    ne diyosun lan dedim
    "fransa" yaz fransa çabuk
    sunucu sayıyordu 5 4 ..
    yazdım
    rakip kağıdı boş bırakmıştı.
    bizim cevap yanlış olursa onlar kazanacaktı.
    kaldırdım kağıdı.
    sunucu karşıya baktı, boş.
    bizde "fransa" yazıyor.

    doğru cevap.
    "fransa" dedi.
    servetle ben sarılmıştık.
    ···
  8. 83.
    +9
    melis bana
    ne zamandır birlikte vakit geçirmiyoruz aşkım dedi.
    gerçekten de dedim, seni çok özledim ben,
    bi türlü baş başa kalamıyoruz artık.
    işte ben de bunu düşünerek,
    böyle bişey yaptım dedi
    çantasından 2 bilet çıkardı.
    ismini hatırlamıyorum, ama yine bir aşk filmiydi.
    biletin tarihi ise bu akşamda.
    melis, sinemadan sonra bana bi sürprizinin olduğunu söyledi.

    akşam sinemaya gittik.
    film yine melisin zevkine göre ve uyutucuydu
    takıldım biraz,
    aşkım ben uyuyorum bitince uyandır falan diye
    durmadan dürttü film boyu,
    ya izle, yaa şuraya bak falan diye.
    neyse zor bela izledim filmi.
    çıkışta bi kafeye oturduk çantasından bi kutu çıkardı.
    "sen unuttun dimi" dedi.
    vay amk.
    herşeyi tutuyodum aklında doğum günü
    sevgililer günü falan geçmişti.
    neydi neydi derken
    kutuyu masaya koyup söyledi
    "bugün 3.yıldönümümüz" dedi.

    nasıl aklında tutmuştu bilmiyorum.
    ben herşeyi hatırlamama rağmen bunu unutmuştum
    unutmak değil de hiç kutlamamıştık aslında.
    o yüzden, hatırlamıyordum
    melis de tesadüfen rastlamıştı
    9.sınıftaki bir defterini karıştırırken bişey bulmuş
    onu kutuya koymuştu
    bu benim yazımdı, onun defterine yazmıştım.

    yazıyı görünce eski bir dostumu görmüş gibi oldum
    hayatımda sadece bir kere böyle birşey yapmıştım
    defterin bi yanını açıp günlük tutmak değil de
    düşüncelerimi kusmak istemiştim
    melisle yan yana oturuyorduk
    o dalgınlıkla onun defterine yazmışım
    sonra ara ara bulamadım bu yazıyı.
    meğer ondaymış 3 yıldır
    o da bu hafta bulmuş.

    yazıda melise olan aşkımdan
    onun bana yüz vermeyişinden falan bahsetmişim
    okuduk okuduk güldük o akşam
    bol bol öpüştük.
    melis, tek gerçeğim.
    ···
  9. 84.
    +9
    aşkımızın tazelendiği zamanlar olurdu melisle
    sanki herşeye yeniden başlamış gibi olurduk
    onun doğum günleri, benimkiler
    sevgililer günü..
    hep, aynı günün heyecanını hissederdik kalbimizde.

    ona bir gün hotel california şarkısının hikayesini anlattım
    ağladı.
    bizim şarkımız olsun mu dedi.
    olsun aşkım dedim

    melisle tuttuğumuz ilk ve tek şarkı

    the eagles- hotel california ' dır.

    şarkının hikayesini bilmeyenler için özet geçeyim.
    bir erkek bir kız aynı gün california'ya gidiyorlar
    hotel california'da kalıyorlar.
    iş dolayısı ile
    orada tanışıp deli divane aşık oluyorlar
    birlikte oluyorlar orda.
    john ve maria bu gençlerin ismi

    maria diyor ki ben sadakat'e inanan birisiyim.
    yarın buradan ayrılıcam
    1 yıl sonra tekrar burada olucam
    o gün sen de burada olursan
    senin beni gerçekten sevdiğine inanıcam.
    evlenicez diyor.

    aradan bir yıl geçiyor, bu sırada john new york'da
    maria başka bir yerde yaşıyor
    aynı gün john gidip bir uçak bileti alıyor ve
    california'ya gidiyor.
    gittiğinde otelin yerinde yeller estiğini görüyor
    her taraf enkaz harabe.
    yangın çıkmış.
    ve
    önceki gece çıkan yangında ölenlerin listesinde.
    maria'nın da adı var.
    maria 1 gün de erken gelip sürpriz yapmak istiyor.
    ama,
    kader.

    işte şarkı: http://inci.ca/ucr5z64e5d
    ···
  10. 85.
    +9
    --- 4.sene (4.sezon) ---

    4.senemiz,
    melis'imle.
    4 koca yıl.
    lisede geçirilen 3 sene.
    ve dolu dolu yaşanacak son senemiz.
    işte insan,
    ne kaderini kendi yazıyor.
    ne de "ben bunu beğenmedim, yaşamam" diyor.

    biz de öyle olduk işte.
    kaderimizi beğenmedik
    ama yaşamak zorunda kaldık.

    esenler otogarındaydım.
    muğla'dan gelen otobüsün
    perona yerleşmesini izledim.
    sigaramı söndürüp koştum otobüsün yanına.
    melis, ailesinden erken gelmişti.
    çok özlemiştik birbirimizi.

    indi otobüsten,
    saçları savruldu rüzgarda, gözleri beni aradı.
    "melis" dedim
    "aşkııııım" diyerek koştu atladı boynuma

    arkadan gelen bi kadın melise seslendi
    "bak kavuştuk yavukluna haydin gozun aydın."
    ···
  11. 86.
    +9
    "okul da başlıyor dıbını yiyim"
    "dıbını yiyim ne lan"
    "ne biliyim"

    adem ve fevzi konuşuyordu.
    fevziye gömlek alıyorduk
    ayı gibi olmuştu bu sene, bi tek o yeni kıyafet aldı.
    ben okul gömleğinin üstüne giymek için
    farklı farklı kazaklar almıştım.
    "kaç gün kaldı lan" dedim
    3 dedi adem.
    3 gün sonra başlayacaktı yine okul denen hikaye
    ama biz şanslıydık
    yarı dönem gelmeyecektik nerdeyse
    "üniversiteye hazırlanıyorum" bahanesiyle.
    dersaneye de gidiyordum.

    bu sene ne okuldaki mal mal adamları
    ne de abuk sabuk dersleri görecektim.
    aldıysak çıkalım dedim
    çıktık.

    okul gününe kadar uyudum evde,
    akşdıbına traş oldum, saç sakal.
    duş aldım, uyudum erkenden
    ilk intiba önemlidir, her sene
    ···
  12. 87.
    -9
    kim dinler lan 6 yılı

    edit: o eksileyenin elleri kırılsın.
    ···
  13. 88.
    +9
    melisle buluşup söyledim.
    çocuklar gibi sevindi, inanamadı.
    nasıl yani, şimdi biz sözlenecek miyiz? dedi.
    evet, dedim.
    evet dedikçe havalara uçuyordu, evde söyle dememe rağmen,
    annesini aradı hemen,
    annesi de güzel karşıladı, telefona beni istedi.
    "ne zaman isterseniz gelin" dedi.
    "valla annemler yarın akşam istiyorlar" dedim.
    "tamam uygundur" dedi.

    gelip bizimkilere anlattım.
    bu geceden telaş başladı evin içinde.

    ertesi akşam, babam bayramdan bayrama giydiği siyah takım elbisesini giymiş
    kravat bağlamaya çalışıyordu.
    ben bağladım kravatı,
    annem de güzelce giyinmişti,
    "biz şimdi bir nevi istemeye gidiyoruz" dedi. babam
    "ilk isteyecez, sonra yüzükleri takacaz" dedi.

    babama uyacaktık.
    melislere doğru çıktık yola.
    ···
  14. 89.
    +9
    "aşkım bu harika bişey, neden böyle bişey aldın, kim bilir ne kadardır"
    diyordu "prensesim"in mesajı.

    "senden kıymetli mi?" dedim, gülümsedi.
    "o değil de artık sözlendik resmen" dedim.
    "ee nişan nasıl olacak şimdi yine böyle merasim mi yapcaz" dedi.
    "hayır ya biz direk evleniriz * " dedim ben de.

    • **

    sınav sonuçlarımız geldi
    her şey istediğim gibiydi benim.
    tercihlerim kafamda şekillenmişti.
    melis'in de puanı iyiydi.

    tercihleri yapmaya fevziyle gittik.
    o başladı yazmaya
    makine, inşaat, makine, kontrol, harita, makine...

    ben aldım listeyi önüme puana baktım
    ilk sıraya yazdım cerrahpaşa tıp.
    "o ne lan" dedi fevzi.
    "olum ilk onu yazıyorum ki yarın öbür gün ilk tercihine yerleşti demesinler dedim
    güldük
    "hay dıbına koyim çocuk yaz da gidelim" dedi.
    devam etti
    inşaat, gemi, makine..

    benim tercih listem ise

    cerrahpaşa, inşaat, inşaat, inşaat'tı.

    verdim öylece.

    4 tercih yapılır mı dıbına koyim dedi fevzi

    asıl seninki gibi yapılır mı dedim, yannan gibi doldurdun kağıdı
    iddaa mı oynuyosun amk alt-üst-alt-üst

    aga makina gelecek dedi.

    hadi bakalım dedim, bana ya inşaat gelecek ya gibin ucu.
    ···
  15. 90.
    +9
    melis gece mesaj attı "korkuyorum" diye
    "ne oldu" dedim
    "babamlar tekirdağ'a gittiler, amcam hastaymış, yalnızım" dedi.
    bütün gece mesajlaştık.
    korkmaması için herşeyi yaptım.
    aradım, konuştum güldürdüm.

    sabah sonuçlar geldi:

    girdim odaya "baba" dedim inşaat mühendisliği (puanım 460 küsürdü)
    "hay allahına kurban lan" dedi atladı boynuma
    gol atmış gibi seviniyorduk
    tribündeydik.

    ne zaman bu benzetmeyi yapsam aklıma sadri alışık gelir.
    bu bir maçtı be bir maç ama hayat sahasında oynanıyor
    oyuncularıda bizleriz.

    golümüzü atmıştık işte, ofsayt değildi.

    "kızı ara, o ne kazandı" dedi annem
    "pgiboloji" anne dedim.
    burda mı dedi
    "evet ikimiz de burda kazandık.

    ara tebrik edelim dedi.
    aradım
    çaldı
    çaldı
    açılmadı telefon.
    ···
  16. 91.
    +9
    bağırmaktan ağlamaktan nefesim kesilmişti.
    kalabalık toplanıyordu aşağıda, etrafımda
    yukarıdaki aranıyor diyordum herkese
    arayın polis arayın, arayın diyordum
    telefonum çaldı, açtım adem
    "o allahsız gelmiş beni aradı" dedi
    "gel lan melisin evine giberim telefonunu" dedim kapattım.

    herkes toplanıyordu, öğlen saatleriydi,
    mami tekrar aradı,
    "olum bu işin çıkarı yok lan polis gelecek birazdan ben yandım
    senin de ciğerini yakacam" dedi.

    "lan huur çocuğu, ben seni polise bırakacak mıyım lan" dedim.

    adem ve fevzi geldiler o an yanıma fevzi kaptı telefonu,
    "nerdesin lan kalıbını gibtiğimin bini" dedi.
    camdan bir el daha sıktı mami.
    adem "vay ananı gibiyim o ne" dedi
    etraftakiler yukarda yukarda dediler.
    fevzi:
    "vay dıbına koyduğumun çocuğu o mermi kovanlarını ananın dıbına dizecem senin" dedi.
    ···
  17. 92.
    +9
    dıbına kodumun esenler otogarına indik.
    "bura gibisi yok" dedi melis
    istanbul başka.

    ya haklısın tabi, hiç benzer mi hiçbir şehir istanbula dedim
    bizimkilerle buluşalım mı çok özledim herkesi dedi
    bugün olmaz, yol yorgunuyuz gidip dinlenelim yarın buluşuruz aşkım olmaz mı dedim
    olur dedi melis, eve bırakıp eve geçtim ben de
    annem ve babam sordular nasıl geçti falan diye,
    anlattım her şeyi.
    sevindiler,
    babam da "sana bi müjde verim lan" dedi.
    hayırdır baba dedim.
    "maaşıma zam geldi" dedi.

    bahsettiği zam 15-16 tl bişeydi
    ama "zam" kelimesi babamı mutlu etmişti

    babam güldü
    ben de güldüm.
    sarıldım babama..
    ···
  18. 93.
    +9
    melis aradı,
    ne oldu babam sinir küpü dedi.
    ona sorarsın melis, sinirim çok bozuk, birbirimizi kırmayalım, iyi geceler dedim.
    peki dedi.
    ama üzme kendini ben halledicem

    babası kararlıydı kıza test yaptırmaya
    evde söylediğinde de farklı bir tepki almamış
    melis ve annesi de benim gibi tepki vermişler.
    inadı inattı ama şerefsizin -ki hala sevmem-
    yaptıracaktı.

    1-2 gün sonra beni aradı
    "ayrılacaksınız" dedi.
    "ya ne saçmalıyorsun sen" dedim
    "yüz yüze konuşalım" dedi
    iyice saykoya bağlamıştı adam.
    "yüzyüze de konuşmam senle telefonla da konuşmam" dedim
    kapatıp melisi aradım.

    "durumu biliyosun heralde" dedim
    biliyorum.
    ne düşünüyorsun
    tabi ki yaptırmıycam aşkım öyle saçma şey mi olur dedi.
    baban beni aradı ayrılmamızı istediğini söyledi. dedim
    "ne" dedi, şaşırdı
    "dur ben onunla konuşucam şimdi" diyip kapattı.

    biraz sonra tekrar aradı, bi yer söyledi
    oraya gel yüzyüze konuşalım dedi
    gittim, kimse yoktu
    az sonra melis ve babası geldi.
    ···
  19. 94.
    +9
    okullarımıza devam ediyorduk.
    bir gün melis dedemler geldi dedi.
    kendi dedem gelmiş gibi sevindim.
    gittim evlerine.

    beni görünce çok mutlu oldular
    oturduk konuştuk
    "görüşmeyeli 2 ay falan oldu" dedi dedesi
    "evet ya oldu dede, valla ben çok özledim sizi" dedim.
    "biz de özledik ya" dedi.

    çaylarımızı içtik.
    "bak" dedi
    "sen yarın öbür gün bu kızla evlencen ya"
    gülümsedim.
    "onu üzersen, iki elim yakanda olsun senin çocuk" dedi.

    ben göremem belki sizin mürvetinizi.
    aman dede ağzından yel alsın falan dedik.
    yok öyle öyle kızım, bir durun dinleyin hele bişey anlatıcam. dedi
    ···
  20. 95.
    +9
    @941 kardeş ben sana bişey demiyorum.
    insan gibi soru sorsan yanıtlarız heralde.
    kurşun girmiş, süngü girmiş
    anlatırken bir öyle bir böyle anlatıyordu 3-4 kere dinledim aynı hikayeyi
    sen bi kore gazisiyle sohbet edip pgibolojisini anlamaya çalıştın mı hiç.

    bir kere kurşun girmiş bir kere süngü girmiş demişim diye
    yalancı yaftası yapıştırıp,
    iyi salla falan diyosun.

    hızlı entry yazmaya çalışıyorum,
    hızlı hatırlamaya çalışıyorum.
    beni anlayan anlıyor..
    ···