6 senelik aşk hikayemi anlatıyorum

sabah döndük istanbula..
ben kendimi iyice geliştirmek,
dil konusunda bi sıkıntı çekmemek için
bi kaç kursa katıldım

melis de kendini geliştirmek için
bol bol kitap okudu

mutluyduk.

bu arada fevzi ve gamze de kendi aralarında sözlenmişti.

--- 5.yılın sonu. ---

hemen 6 ya başlıyorum ayrılmayın beyler
bu gece bitecek bu hikaye.

--- 6.sene (6.sezon) büyük finalimiz beyler ---

2013..
bu sene..
2 ayda ne yaşadık..

melis 2.sınıfa geçmişti
ben 1.sınıfa daha yeni girmiştim
alay ediyordu benle.
ben de, "ben bi kere, dil biliyorum kızım" diyordum.
uğraşıyordu hala, uslanmıyordu.
illa kavga ettiriyordu.
hala ediyoruz bazen
tabi tatlı kavgalar bunlar.

geldim beyler toplanalım devam edicem, bu arada bir ricam var sizden.
sadece benim entrylerimin okunabileceği bir link verebilir misiniz?

malum @15 gibi huur dölleri var.

boş dersdeki muhabbetlerimiz şöyle devam etti.
benim memleketi anlattım ben adem ve fevzi'ye
onlar da benim gibi gariban çocuklardı çabuk kaynaştık
onlar aşklarını anlattılar.
olum ben hiç böyle olmamıştım dedim.
sanki kalbimde asfalt delme makinası var
nasıl yapıcaz?
ilk önce şişko bini ordan kaldırmalıydık.
bu arada şişkonun adı hikmetti.
ve hikmet, binin tekiydi.

servis okulun kapısından çıktı, gitti.
filmlerdeki gibi bi sahne yaşadım o an servis çıkınca arkasında
bi çocuk belirdi
benden uzun ve kalıplı.
sivildi.
"hişt koçum bak buraya bi" dedi.
"efendim" dedim.
"gelsene seninle biraz konuşalım" dedi.
o sırada bana doğru yürüyordu.
okuldan çıkıp yürümeye başladık
"hayırdır" dedim.
"onu sen söyleyeceksin aslanım" dedi.

takip edenler bişeyler yazsın amk duvara anlatıyor gibi olmayayım.
reserved alınıyor, yorum da yapın mümkünse

dedim tamam telaş etmeyin.
çıktık koridora
melis de üstünü giyinip çıkmıştı
bu arada gamze de gelmişti
tuğçe ise salondaydı hala kızlar yanına gitti
melis çıkıp beni kenara çekti.
"nolucak şimdi" dedi
bilmiyorum dedim.

güzel günün sonu tak bitmişti
ademe laf arasında artık evlendiricez sizi şakaları yapsak da
iş ciddiydi
"gibinin kemiğine sokayım, aklını gibtiğimin maymunu" diyordu fevzi
"ne gerek vardı öp kokla bırak yani, hiç mi insanlığın yok"

adem cevap vermiyordu
kara kara ne yapacağımızı düşündük o gece

eyvallah beyler aklınıza takılan bişey varsa sorun olay akışı içinde.

--- 2.yıl ---

bütün yaz tatili iş aramıştım.
bulduğum işlerde 1 hafta çalışıyordum ya kovuluyordum
ya da bir iki gün gitmeyince gibtir çeken bir telefon
konuşması yapıyordum.

cebimde tatil boyu 400 tl birikti
teşekkür için, babama bab 100 tl versen yeter dedim.
vay daşşağını yiyim bakışlarıyla 100 tl yi verdi konu kapandı.
zaten lise 2 de karne hediyesi falan istemeyecektim
büyümüştüm amk.

cebimdeki 400 tl nin 60 ını spor salonuna verdim
bi arkadaş sayesinde tanıştığım hoca benden yarı fiyat almıştı.
kick box öğrenecektim aynı zamanda fitness yapacaktım salonda.

melisle hep mesajlaşıyorduk artık kontör sıkıntım yoktu.
sakal bıraktım yaz tatilinde
melis bak bak doyamadı.
hep seviştik, ne zaman buluşsak
birbirimize tutamayacağımız sözler verdik.

adem ve fevzi kardeşten öte olmuşlardı benim için

zaten tek çocuktum ne abla ne abi ne kardeş kimse yoktu.

okulların tekrar açılmasın 1 hafta kalmıştı.

gece adem aradı.
"birader gelsene aşağıdayım" dedi.
sarhoş olduğu belliydi amk.
indim aşağıya.
ne oldu lan dedim.
tuğçe dedi ağlamaya başladı karı gibi ağlıyordu amk.

bu arada biz melisle nasıl iyiysek
adem de tuğçeyle öyle arayı yapmıştı
çok iyi gidiyorlardı.

lan dedi bu kız beni aldatıyor heralde
dedim ne alakası var olum nerden çıktı
dur anlat hele dedim
sonra durma iflahını gibiyim gel 3-4 bira alalım
yayılalım orda anlat dedim
aldık biraları başladık dertleşmeye.

tuğçeyle bi cafeye gitmişler.
tuğçe tuvalete gittiğinde çantayı masada bırakmış.
bu da mesajlarını karıştırmış.
sanal ciks mesajları görmüş yok şuan şöyle domalttım seni
böyle geçiriyorum falan.
dedim ee adem ne yaptın
ne yapacam kalktım gittim dedi.
e dedim dıbına koyim, kız noldu?
bilmiyorum dedi.

der demez anlaşmış gibi tuğçe beni aradı.
"adem yanında mı"
evet dedim ama konuşamaz şimdi
" benim onunla konuşmam gerek
off allah beni kahretsin,
neden öyle gittiğini biliyorum beni yanlış anladı."
dedi.
tuğçenin evi bize yakında
gel lan gidelim kız senle konuşsun dedim
aldım ademi zütürdüm
ben uzakta durdum bi sigara yaktım.
bunlar konuştular.

geldi, barışmışlar saflar.
ama bu sanal ciks işi benim kafama takılmıştı.

fevziyi aradım,
"kardeşim para domalmadan alabileceğimiz bi hat var mı?"
ayarlarız dedi.
"peki" dedim bi de telefon lazım.
olum onu da yaparız da, hayırdır dedi.
ayrıntıları yarın anlatırım kardeşim buluşalım yarın dedim.

buluştuk, hat telefon hepsini getirmişti fevzi
sanal ciks mevzusunu buna anlattım.

tuğçe dedim böyle böyle mesajlaşıyormuş
ben bu kızı bi deniycem eğer harbi kaşarsa göstericem mesajları ayrılsın adem
giberim amk dedim.

nasıl yapıcan olum sanalda tuğçeyi mi gibecen dedi.
yok be oğlum hattı telefonu boşuna mı istedim dedim.

"bin" dedi.
3 kelime ile hayatımı özetledi "bin" fevzi.

film başladı orta sıralardan yer almıştık.
oturduk
yabancı yabancı konuştular 5-10 dk
benim canım sıkıldı
ama melis bi filme bakıyor
byazıya
yetiştiriyor hepsini
bazen gülüyor
o gülünce ben de gülüyorum
melis filmi
ben melisi izliyorum
saçlarını, gülüşünü, dişlerini...
aşkım diye fısıldadım birden
efendim sevgilim dedi.
seni seviyorum dedim.
ben de seni seviyorum
-da nerden geldi bu romantizm dedi gülerek
filmin etkisi dedim
yaa dedi, sanki filmi izliyorsun da
izlemez olur muyum dedim
ben hayatımın en güzel filmini izliyorum.
filmin başka etkileri de oldu bende dedim.
ne gibi dedi

yapıştım dudaklarına.

eve döndük.
ben melisi eve bıraktım
ardından eve gittim
ayaklarım kopacak gibiydi.
yattım uyudum hemen.

ertesi sabah da spor salonuna gittim
bol bol kum torbası tekmeledim.

ben hala tek bacak kaldığımı sanıyordum
adem gelip de yatağın başını 60 derece yapana kadar
kafam biraz dikilince anladım bacağımın yerinde durduğunu.
e ama hissetmiyordum bacağımı
baba dedim bacağım yok
hasbinallah, ne diyon oğlum yerinde bacağın çok şükür.
bağırdım
baba, hissetmiyorum ki
ağlamaya başladım
adem girdi araya
dur lan bi dur dedi.
hissetmezsin tabi
o bıçak bana girse ben kendimi hissetmem.
kaç santim sustalı girdi lan o bacağa hissetmezsin tabi.

az bir dur, duruyor bacağın yerinde.
ağlamaya devam ediyordum.
doktoru çağırdılar.

doktor anlattı.
seninle açık konuşacağım dedi.
ameliyatın iyi geçti ancak sinir damarlarında yoğun zedelenme var.
kangren değilsin korkma bacağın kesilmeyecek
ama bekleyeceksin
bi his gelene kadar beklemek zorundasın
1 aya da gelebilir
..
sustu.
ee dedim
10 yıla da gelebilir.

içimden dedim "10 yıl gibeyim ananı ne biçim doktorsun sen."
dışımdan dedim "tamam."

fevzi inemiyorum aşağı
bi bakıp gelsene dedim diğer tenefüs.
gitti geldi.
onun yanında da servet bini oturuyor dedi.
ne oluyor dıbına koyim meydanı boş buldular lan dedim.
kalktım yerimden adem o trabzon şivesiyle
(adem sinirlenince şive yapardı)
"ya bi dur dıbına goyayim ya gibicem serveti de seni de amk patlatacan gene bi yerini"
dedi.
o cümlesini bitirdiğinde ben sınıftan çıkmıştım.

merdivenlere doğru gittim.
aklımda bi fikir parladı çocukken yaptığımız.
tutundum merdivenin demirine aşağı kadar kaydım.
direk 2. kattaydım

o anda herkes dersine girmişti.
bizimkiler benim için hocam tuvalete gitti demişler
hoca da oğlum biriniz yanında gidin demiş
fevzi gelmişti peşimden
nöbetçi çocuğu çağırdım bak dedim
gidip sınıfın kapısını çal
de ki melis ... 'i müdür yardımcısı çağırıyor.
çocuk gitti
melis çıktı sınıftan.
müdür yardımcısına gidiyordu
"hey ben çağırdım" dedim, döndü.
bu sefer gülmedi..

"ne var ne oldu" dedi bu ne cesaret.
"biraz konuşmak istiyorum" dedim
buyur dedi.
bak o kız bana sadece soru soruyordu yanlış anladın
zaten yanlış anlayacağın bişey yapmadım dedim.
hıı belli dedi.
tavırları sabrımı taşırmıştı.
sanki kızla bastın beni ha dedim.
terbiyeli konuş.
-terbiyeyi senden mi öğrenicem
bana özge için kızıyosun yanında servet oturuyor
dedim.
sustu bi müddet.
geveledi.
"bırak melis bırak" dedim.
"ben kötü günümde yanımda olacak birini istiyorum" dedim.
ben senin için o çocuğu, yanındakileri okulun önüne halı niyetine serdim.
sen ne dedin ?
"söyleseydin ben konuşmazdım"
iyi ki konuşmadın ya dedim.

yani, gelip benden özür diledi. dedi.
çok mu hoşuna gitti
o zaman ben de özür dileyeyim
özür dilerim, beni gerçekten seviyosun sanmıştım dedim.

melis hızlıca sınıfına döndü.
fevzi arkamdan,
"lan o sonuncusu iyi oldu da, sanki biraz şey oldu" dedi
ne dıbına koyim ne oldu?" dedim
boşver dıbına koyim dedi
iyi dedin.

okul açıldı.
ben son 1 haftadır aldığım dambıllarla
kol göğüs omuz çalışıyordum
bacak çalışmam, salona gitmem kesinlikle yasaktı.
ben de üst vücuda yükleniyordum.
kendimi daha iyi hissetmek için.

okulun ilk günleri pek gitmedik
yoklama falan alınmıyordu.
bir gün okula diye çıkıp nargileye gittik.
çok güzel geçti.
hasret giderdik bol bol, melisle.
canımın biraz sıkkın olduğunu anladı
anlat falan dedi.
ben de anne babasından bahsettim.
biraz kafam karıştı
yarın öbür gün ayak uydurabilir miyim falan dedim
düşündüğün şeye bak
sanki onlarla bir ömür geçireceksin dedi.
haklıydı,
ben, melisle bir ömür geçirecektim.

yine aynı şekilde dizildik duruşma salonuna
herkes geçen duruşmada ne dediyse aynısını tekrarladı
bizim avukat çok iyi anlattı derdini.

16 yıl hapis istiyorum falan dedi.
öbürü yok şu kadar yıl olsun paraya çevrilsin dedi.

hakim kararı açıkladı ayağa kalktık.

sanık muhammet ... 'in "kesici veya delici alet ile adam yaralama,
öldürmeye teşebbüs" suçlarından 15 yıl hapsine
hakkında
arama ve yakalama emri çıkarılmasına
mahkeme masraflarının davalı taraf tarafından karşılanmasına
karar verilmiştir dedi.

artık mami, aranan ve bulunduğunda 15 yıl yatacak olan
bi zanlıydı.

bir kere haberlere çıktı star'dı yanılmıyorsam.
zaten o haberden sonra,
mami yer yarıldı içine girdi.
dalgasını geçerdik bazen,
saddam gibi bi kuyudan çıkacak diye.

ardından ben çıktım.
moralim bozulmuştu.
şimdi servetle aynı takımda olacaktık
işin yoksa uğraş'dı benim için.

çıktım jürinin karşısına.
il soru geldi.
"çalıkuşu kimin eseridir?"
reşat nuri güntekin dedim.
1 de 1 .

ardından matematik sorusu geldi.
kağıt kalem olmadan çözemem dedim.
verdiler yazdım soruyu
1 dk süre istedim
tamam dediler, soru 1 dk da çözülürdü gerçekten
kafadan yapılacak bişey değildi.
kağıda yazdım hesapladım olmadı
kafam durdu
lan dedim bi yardım dıbına koyim kafamı kaldırdım
fevzi, meireles'in hakeme yaptığı hareket gibi bişey yaptı.
jüriye döndüm.
"sıfır" dedim.
matçı doğru dedi.
2 de 2 olmuştu.
ah ulan fevzi dedim içimden yine..

genel kültür sorusu geldi.
"sınırları olmasına rağmen, merkezleri birbirine en uzak illerimiz hangileridir?"
aklıma ankara-konya geliyordu.
haritayı gözümün önüne getirdim
bi fikir parladı kafamda
bulmuştum.
"antalya-mersin" dedim.

doğru.
3 de 3 .
benim de adımı yazdılar.

devdıbını izlemedik seçmelerin.
bildiğim 4 kişi alacaklardı biri ben biri servetti.
çıktık, ertesi gün öğrendim ki 2 kişi de 12 lerden alınmış.

ilk yarışma 1 hafta sonraydı.

ikinci dönemin ortalarına doğru babama bir telefon geldi.
arayanın kim olduğunu bilmiyorduk
+75443.. falan diye bişeydi ankesörlü mü çevirmeli mi
acayip bi telefon numarası.

muhammet'i harcadınız lan dedi.
babam kimsin dedi.
-kim olduğumu öğreneceksiniz yakında, yazık ettiniz.
bu yanınıza kalmayacak.
+onun da dıbına koyayım senin de dıbına koyayım kimsin ulan
-ben oğlunun hayatını giberken rahat rahat izlersin beni.
+lan züt, seni bulursam sülaleni giberim ,kimsin
-...
+alo aloo kapattı şerefsiz.

bu telefon konuşmasından sonra mami olayı tekrar gündeme geldi.
huur çocuğu 1 yıla yakındır yoktu ortalıkta.
polis bulamamıştı
en son sivasa gitti dediler.
akrabaların evini didik didik ettiler ama yoktu.

ben temkinli olmaya başladım.
temkin bir yana
telefondaki mami değildi,
onun intikdıbını alacak biriydi
belki de biz öyle sandık,
neden mami olmasındı ki ?

dersaneye okula falan giderken
etrafa baka baka gidiyordum
durumu bizimkilere anlattım
onlar da panik oldular.
herkesi paranoya almıştı
aman dedim melisin sakın haberi olmasın.

o gün melis bana kendine sürekli telefonlar geldiğinden bahsetti.
ağzını aramak için
kimmiş o ya numarasını ver falan dedim.
numarası yok ki acayip bişey dedi.
gösterdi.
babamı arayan telefonlar aynıydı numara
+753.. falan dı

durumu çaktırmadım melise
bi daha ararsa açma falan dedim
geçiştirdim
bişey diyor mu dedim?
hiç, saçmalıyor dedi.
"kurtarıcam seni" falan diyor dedi.

hiç bi tak anlamamıştık bu işten.
ama sonu kötü olmaması için dua ediyorduk
durumdan bizim avukatı haberdar ettik.
sonradan bi aksilik çıkmasın diye.