1. 1.
    -1
    (anlatsam mı anlatmasam mı)
    dan sonra yazdığım 6. hikayedir. bilen bilir
    ···
  2. 2.
    0
    *önce okuyun, daha sonra açıklama yapacağım..

    öyle özlüyorum ki seni
    melodisini bile hatırlayamadığım şarkının
    zihnimde kayıp sözleri gibi
    öyle bekliyorum ki seni
    kötü sesli küçük kızın aynı karşısındaki performansı gibi
    ve öyle seviyorum ki seni
    hergün, bıkmadan
    kimseler duymadan
    ama içimden haykırarak
    hiç mi merak etmezsin be adam
    hiç mi yolun düşmez buralara
    tamam söz kızmayacağım sana
    hakkımı helal etmemiştim ya
    o da helal olsun valla billa
    hem nolur ki gelsen
    geldim desen
    neden gittin ki zaten
    saçma
    bi daha yapma
    bakma tamam gözlerime de bakma
    ama beni şaşkın koyma
    ya da koy koyver gitsin
    herşey çok saçma
    aşkımla nefretimin ortasında
    göğe umutla bakışım ile
    düşüncelerimin en dibindesin
    bir dilek tut
    belki mutlu olursun
    sevinirim..


    -ablaaaa
    bi sen ekgibtin
    bu gelen ailenin ajanı kardeşim
    hakkımda soruşturma yapıyor
    amacı bu halde oluşuma dair ipuçları toplamak
    bi de düzenli olarak ilaç ve yemek takibimi yapıyor
    tüm bu bilgileri aileme raporluyor
    ailenin büyük kızına ortak ilgilenim diyebiliriz
    bi saniye

    -efendimm
    -napıyorsun
    -beni rahat bırakman için dua ediyorum
    -yaa abla yaa
    -lütfen ama annem de sende bunalttınız artık, bişeyim yok diyorum

    aile ile bağlar ne kadar iyi olursa olsun bazı şeyler onlara anlatılamıyor maalesef
    anlatılsa bile bazı sorunlar ile kendisi başa çıkmak istiyor insan
    özellikle sorun geçmişte kalmış ise
    işin daha kötüsü
    yalnız kalmak istediğimiz veya hissettiğimiz anlarda
    çevremizdeki bizi seven insanların
    sürekli iyi misin, neyin var, anlatmak ister misin demesi
    yalnız kalmak istiyorum söylemindeki samimiyeti anlayamıyor insanlar
    bazen hatayı kendilerinde aramaları da mantıksız
    yalnız kalmak istiyorum seninle alakası yok desen bile işe yaramıyor
    bi de onların kalbini kırdığına üzülüyorsun


    e haklılar tabi
    bende bir anne veya kardeş olsam
    1 haftadır işe gitmeyen
    zorlama olmasa yemek yemeyen
    odasından bile çıkmak istemeyen bir aile bireyimle
    elimden geldiği kadar ilgilenirdim
    hele bir de sorunun ne olduğunu anlayamamışsam
    anlatmamakta ısrar ediyorsa
    intihar eğilimde olma şüphesi varsa
    sürekli üzgünse ve
    herkesten ayrı tek başına yaşıyorsa
    o yüzden kızamıyorum onlara
    1 haftadır nasıl yalnız kalabilirim'in derdindeyim
    aslında O hariç kim gelirse gelsin düzelmeyeceğe benziyor durumum
    belki de zaman sadece kim bilir?


    ismim nisa 26 yaşındayım
    x köyün y diyarlarında
    göçebe bir öğretmen ailenin ilk kızıyım
    alanlarında oldukça iyi iki öğretmen olmanın yanı sıra
    modern aile ebeveynlerine sahibim
    her öğretmen aile gibi okullardaki tatil dönemlerinde
    ailemin memleketine gidip geldiğimiz için
    tüm akrabalar tarafından sevilen özlenen
    ve öğretmen olmalarından dolayı saygı duyulan bir ailenin kızı olduğum için
    başta tüm akrabalar olmak üzere
    ailemin de yoğun ilgisi ile büyüdüm
    bu büyüme evresi beni oldukça şımarık birisi yapsada
    nerde saygılı olunması gerektiği konusunda
    ailemden gerekli yerlerde dur demeden
    durabilmeyi öğrenebildim
    ben kendime dur diyebiliyordum ama
    gelişim çağlarımda genç kızlığa girişim
    ve gelişimim sebebi ile çevremde bir sürü erkek oldu
    fiziki kurgum ilk bakışta avantaj gibi gözüksede
    bunaltıcı boyutlara geldi
    bunun bir diğer sebebi de
    kötü bir tecrübe ile çocuk istismarı teşebüsüne maruz kaldığım
    ve bunu kendi içimde unutmaya çalıştığım için erkeklere olan ilgim genelde düşük seyretti

    erkeklere olan ilgisizliğim
    onları reddetmeme terslmeme ve
    bu bağlamda da okul ve yaşadığım çevrece burnu kalkmış ve şımarık olarak tanımlanmamı sağladı
    ama aşkı yaşamayı
    anlatılan duyguları hissetmeyi
    bende en az herkes kadar istiyordum
    bazen bunalmışlıktan
    bazen denemek adına erkek arkadaşlarım oldu
    okul çağlarında olanları tecrübe olarak adlandıracak
    olursak pek de tecrübeli sayılmayacak bir şekilde lise dönemimi geride bıraktım
    erkekler bana o kadar yanlış yaklaşıyordu ki
    ulaşılmaz gördükleri kız
    aslında sadece samimi ve aşkın alt yapı olduğu bir ilişki istiyordu
    sırf zorunluluktan alınan çiçekler
    ha işte onun gönlü olsun diye düşünülerek atılan
    mesajlar-aramalar
    saçma sapan şiirler
    sevgisini kanıtlamak adına yapılan sözde kahramanlıklar
    zor elde ettikleri için kaybetmeme çabaları
    sürekli kıskançlık çatışmaları
    hiçbir yaşadığım ilişkide sağlıklı bir mutluluk veremedi
    samimiyetsizdiler
    kim di o diye avaz avaz bağıran bi adamın
    birden aşkımmmm demesi
    dondurmanın güneşle imtihanı gibiydi
    e artık yenilmezsin ki sen!

    aşk denilince hayal gücüm o kadar da yüksek değildi
    aslında sev-sevil-güven gerisi kaderin işi

    şımarık kızın okuması gerekiyordu
    çünkü tüm akrabalar tarafından böyle bir beklenti vardı
    yıllarca sevdikleri
    küçük yeğen/torun/kuzenlerine
    akıllı diye de iltifat ediyorlardı
    aslında benim de başka seçeneğim yoktu
    zor değildi ve beni zorlamayan derslerle başa çıkmak pek te sıkıcı gelmiyordu

    gittiğim üniversitede aşk yönünden ezik bir kızdım
    hak ettiğimi düşündüğüm bir aşkla karşılaşmadım
    arkadaş olarak edinmeye çalıştığım erkek kişilerin
    hepsinin hakkının yememek kaydı ile
    bir süre sonra benden daha farklı beklentiler içine girmekle beraber
    biraz cesaretle bana aşk yönünden açılmaları
    veya açılma ihtimalleri beni geriyordu

    yine genç kızlığın getirmiş olduğu ve bazen çok ağır baskılar yapan
    elini tutucak
    tuttuğunda hayaller kurdurucak
    bir gönül yandaşı lazımdı bana

    ilk bakışta kimse cazip gelmiyordu ama lazımdı
    kim olduğunu bilmeden kapının çalmasını beklemek gibi
    ufukta görünen her arabanın sizi gideceğiniz yere zütürecek olan mı? bakışı idi benimkisi

    üniversitede ki rahatçılık
    okulu, aileye hesap vermeden kırabilme lüksü
    ve genç olmanın verdiği enerjiyi durduracak
    ve bir nevi kötü şeylerden korunma taktiği olarak
    sevgili iken iyi bir profil çizmek zorunda olunması gerektiğini düşündüğüm için
    uzun süredir arkadaşlık yaptığım
    hani hadi lan desem aşka koşucak bi delikanlıyla çıkmaya başladık
    arkadaşken ki samimiyet
    arkadaşken ki değişik konulardan konuşabilme yeteneğimizi kaybettiğimi anlamam çok da uzun sürmedi

    zor bir kız değildim aslında
    sadece bir genç kıza nasıl davranılması gerektiği konusunda
    yeterli bilgiye sahip olmayan
    sevgiliyi sahiplenmeyi köpek eğitimi şeklinde yapmaya çalışan
    bir genç kızın bazı heveslerine müdahele ederek
    hem özgürlükten hem aşktan kısan erkeklerle tanıştım sadece
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    kendi içgüdülerinde ne kadar haklı olsalar da
    benim için anlayışta bir erkekte bulunması gereken özelliklerden bir tanesiydi

    sözün özü arkadaşlığımızın başkalaşımı
    beni olumlu yönde etkilemedi
    hem aşkı yine yine yine yaşayamadığıma yandım
    hemde artık tekrar arkadaş olabilme saçmalığının sıkıntılarını çektim
    öyle ki doldukça taşan bir kap gibi
    periyodik aralıklarda tekrar mı denesek boyutlarına gelmesi de beni ayrıca üzdü
    anladım ki emin olmadan aynı çevrede bulunmaya devam edeceğin hiç kimse ile çıkmayacaksın Nisa

    olacak olsaydı benim de hissetmem lazımdı
    hem üzmemek hemde hatayı kendimde aramak adına tekrarlarımız oldu ama
    her seferinde onunla dalga geçtiğimi düşünmesi
    onu oyaladığım fikri
    hayatını çaldığım iftirasına maruz kaldım
    sonuç olarak büyük bir ahh alarak ilişkiye nokta koymuş olduk


    üniversitenin ilerleyen yıllarında artık doğru kişinin gelmemiş oluşundan
    yanlış yerlerde arıyor olduğumu düşünmemden
    çevreye zütü kalkmış bir kaltakmış gibi davranmaktan kurtulmak adına
    bi kaç kez daha deneyimlerim oldu
    ama olmadı
    her seferinde ah aldım
    aşkı bilmez aşktan anlamaz olarak adlandırıldım
    doğru tabi adam üniversite de okuyordu
    ve manita yapmalıydı
    yaptıktan belli zaman sonra da onu yatağa atmalıydı
    altına yatınca elaleme göre huur
    yatmayınca yatmadığıma göre huur olabiliyordum
    zaten cinselliğe ufacık bir kızın orasını burasını ellemeye çalışan
    karısını bile becermekten aciz şu an muhtemelen cayır cayır yanmakta olan
    bir huur çocuğu yüzünden soğuktum
    bir de sürekli hadi amaaaaa diye ısrar edince olmuyordu
    tek kabaran sen değilsin ki
    bende arzu sahibiyim
    ama eşşeğin arkasından iteceğine
    önüne geçip karpuz kabuğuyla çağırmayı denesene ey erkek cemaati

    lezbiyen olmayı bile denedim ama kısa sürdü tabi o da değildim

    okul dönüşü artık aynı aile ile yaşamak olmuyordu
    ailemin de başka bir şehirde olan kuzenimle beraber başka bir eve geçmeme onay vermesi ile
    Oun olduğu ile taşınmış oldum
    taşındıktan sonra 2 sene aynı şehirde yaşamışız
    birbirimizden habersiz
    girdiğim iş yerinde yükselme olarak gösterdiğim ivme
    iyi bir iş kadını olabileceğimin sinyallerini veriyordu
    maaşım gereğinden fazla olduğu için
    ve sürekli artmakta olduğundan ipin ucunu eğlence anlamında kaçırmalarım olduysa da
    bu kaçışların hiç birisini bir erkekle yapamıyordum
    üniversitedeki önce arkadaş sonra sevgili olduğum kişiden dolayı
    iş yerindeki kişilerle olacak olan bir ilişkiye sıcak bakmıyordum
    bana bakan çoktu
    hediyeler davetler notlar sıkıcıydı
    be adam bi dik dur karşımda
    aradığın kişi benim
    o benim diyebil gözlerime bakarken
    ne o elindeki çiçeği aşk yalvarışı ile verme deneyimsizliği
    nedir abi konuşurken ki ses titremeleri heyecan mı?
    yemişim heyecanınızı
    iftar sofrasına olan ezan öncesi bakışlarınız gibi bakmayın o zaman
    karın doyurulacak olan ben değilim
    ben de senin gibi ezanı bekleyenim



    çok ukalayım dimi
    kendimi beğenmiş
    ya da nasıl yorumlarsanız artık
    24 yaşıma kadar sürdü herşey
    kuzenim evlendi
    tek kalmama ailem işimin devamı için müsade etti
    zaten artık kocaman kızdım onların gözünde
    üniversite döneminde başarmıştım bunu
    ben ayrı eve taşındım
    ilk iki ay hiç haberim bile olmadı varlığından ama
    tüm erkeklerden aldığım bedduaların acısını
    tek bir erkek çıkardı benden
    hemde fazlası ile
    karşı komşum Ayaz


    -ablaaaaa
    -ne var cemre
    -ilaçlarını aldı mı diye soruyor annem...
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    Ayaz'ı anlatmak kendimi anlatmaktan daha zor olucak
    hani bi erkek nasıl tarif edilir az çok bilirim ama
    ayazın benim için olan değeri çok farklı olduğu için
    ve yaşanmışlar üzerine anlatacağımdan dolayı
    yanlı bir tarif yapmak istemiyorum
    tek kelime olarak onu tarif et deseler
    bin kurusu ile dünyanın en değerli insanı arasında gider gelirim


    benimle ne kadar hem fikir olursunuz bilmiyorum ama
    anlattıkça anlamanız daha kolay olucak sanırım
    ayaz karşı komşum
    balkonlarımız arası daha sonra yaptığımız hesaplara göre 7 metre var
    annesi ile yaşıyor
    yeni evime taşındıktan sonra hiç farkına varmadığım bi komşu aslında
    bazen göz ucu ile görmüşlüğüm olsa da
    yeni bir eve taşınmış namuslu genç kız dalgasına
    çevredeki kimseyi gözetlemiyordum
    zaten işte yükselme ve kariyer derdine düştüğüm için
    evle de pek alakam yoktu
    evin yalnızlığına alışamadım da diyebiliriz aslında
    akşama kadar bilgisayar başında proje hazırlamak
    kağıt evrak işleri
    akşamları yeni yeni edindiğim kız arkadaşlarla zaman öldürmece derken
    balkona çıkıp ta onun varlığından haberdar olma şansım olmuyordu
    eve de yeni taşındığım için balkonda bir oturma lüksünü henüz hazılamamıştım
    hem iş stresinden kurtulabilmek
    hemde yeni çevrede bir türlü bulamadığım aşk huzurunu arararken
    bir takım kız arkadaşlar edinerek aslında

    hayattan gün öldürüyordum
    o kadar hızlı akıyordu ki zaman
    yalnızlığım bir seri katildi farkında olmadığım

    kız arkadaşa sahip olmak ne kadar hoş olsada
    kötü yanları da mevcuttu tabiki
    sürekli değiştirdikleri veya sabit kaldıkları erkek mağduriyetlerini
    benimle paylaşıyorlardı
    ulan ben zaten erkekten muaf yaşıyorum hayatı
    bana ne anlatıyorsun
    yani bazen o kadar gıcık ediyorlardı ki
    sırf onlara garezimden birini bulup böyle yaptı böyle dedi
    kafalarını şişirmek istiyordum
    iyi bir kız arkadaş olmakta ayrı bir zorluk zaten
    içimden her ne kadar oh olsun sana
    öyle mallık yapıp elindekinin değerini bilmezsen böyle olur
    da diyesim geliyordu
    madem erkeklerden bu kadar dertlisin
    neden bırakıp hem beni hemde kendini kurtarmıyorsun da
    ama diyemiyordum işte
    geçer-düzelir-üzülme-ağlama vs vs
    işin daha garip tarafı kendileri bu kadar dertliyken
    bana da birini bulma çabalarıydı
    hoş bende istiyordum sevicek birini ama
    ne o öyle görücü usulü gibi
    aha sana bu sapı bulduk
    bi deneyin der gibi tanıştırmalar falan
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    gel zaman git zaman kız aklına uyup denediklerimden de
    kalbimle ortak karar olarak olumsuz cevaplar verdik, tekliflere
    kabullenmeye başlamıştım artık
    seçim daha doğrusu mecburiyet olarak da
    denememeye karar verdiğim dönemlerdi
    hiç yanılmamışım
    bir arkadaş ortamında tanıdığım kız arkadaşım
    tanımadığım erkek arkadaşına
    benden bahsederken
    ayrı arkadaş ortdıbına davet edildim
    can sıkıntısından gittiğim
    bu davet-sinema-yemek olayları esnasında
    yine korktuğum başıma geldi
    bariz bir şekilde asılınıyordu bana
    hoş bi çocuktu aslında
    ağırdan da alıyordu ama
    yoldan geçen bir köpeği sevdim diye
    evimin adresini kız arkadaşımdan alıp
    eve hediye köpek göndermek nedir?
    hiç mi düşünmezsin be adam
    ben yokken o köpeğe kim bakıcak?
    sen tut köpeği akşam üzeri benim işten çıktığım
    ve eve gideceğim saatlere yakın köpeği evime getir
    tasmasından kapıya bağla
    sonra da çek git
    akşamın bilmem ne vakti eve gel
    köpek kapıda içeri alsan bi dert
    almasan bi dert
    çok düşünceli ya arkadaş!
    mamasını da almış sağolsun!!
    bi de üstüne üstlük kız arkadaşım beni arıyor
    eve geldin mi canım diye
    sen böyle ararsan anlarım tabi senin de bu işte parmağın olduğunu
    sıçtım ağzına deyimini burda müsadenizle kullanıyorum
    telefonu da suratına kapatmadan önce kim getirdiyse söyle yarın zütürsün burdan
    yazık hayvana nasıl bakıcam
    ben gündüz işteyken diye düşünürken daha akşamdan bakamayacağımı anlamıştım zaten
    tuttu çişini salona bırakıverdi
    2 aylık ya var ya yok kıyamıyor da insan bir temizle iki temizle
    hadi bi gecelik eyvallah da
    sürekli sevilmek istiyor
    koltuklara çıkıyor düşücek diye korkuyor insan
    rahat durmuyor ki hayvan enerji patlaması var
    bhavanın da güzel olmasından faydalanarak balkona bir minder atıp
    taşınırken kullandığım kutulardan birinden bir köpek kulubesi yaparak
    yatmadan önce onu balkona bıraktım
    sabah ola hayrola derken
    şerrin sesiyle uyandım
    ben nerden bileyim köpeğin sabahın köründe kalkıp yalnızlıktan ağlayacağını
    ağlarken uluyacağını-havlayacağını
    bu sesleri çıkarırken tüm komşuları rahatsız edeceğini
    tüm komşular içinden mırıldanabilirken
    Ayaz öküzünün balkona çıkıp köpekle köpek olacağını
    ufacık hayvana sussana huur çocuğu diyeceğini?
    köpeğin altta kalmayıp havlamaya devam edeceğini
    ayazın küfürleri ve köpeğin havlaması ile balkona çıkacağımı?
    ve bana kuracağı ilk cümlenin
    sustur şu itiolacağını
    sakalı uzamış saçlarının bi tarafı yastıktan olsa gerek kabarmış
    maganda gibi böğüren bi adama karşı sessiz kalmalıydım ama

    -ufacık hayvana küfür etmeye utanmıyor musun dedim
    -ufacık hayvanı annesinden ayırırken sen utanmıyorsun da benim küfürüm mü battı dedi
    ve içeri yöneldi
    sinirlendim
    -pardon kış uykunu böldük dedim arkasından
    ama bunu derken çok korktuğum kalp atışlarımdan belli oluyordu
    ya adam bir sapıksa karşı balkonunda duran
    yalnız bi kadına zarar vermeye gelirse diye düşünemeden söylemiştim bunu
    adama resmen ayı demiştim
    -bekle orda dedi
    ne yapacağımı bilmiyordum
    kaçmaya mı çalışsam yoksa kapıyı kıramacağından emin mi olsam diye düşünürken
    salona doğru yönelmişti aslında ama mutfak kapısından girmeye karar verdi
    ve köpekte hala havlıyordu
    ben beklerken aşşağı da bakıyordum
    eğer bizim binaya doğru gelirse bağırıp yardım isteyecektim aslında
    tekrar balkona geldi
    elindeki muhtemelen kurban dan kalmış ve buz tutmuş
    1 kilo civarındaki et parçasını benim balkona attı
    -bu ikinize de yeter deyip içeri geçerken ne diyeceğimi bile bilemiyordum
    annesi de dışarı çıkıp onu içeri almaya çalıştı
    kusura bakma kızım deyip içeri geçtiler


    bu olayın yaşandığı gün
    hem köpekten hemde o kız arkadaşımdan kurtuldum aynı zamanda
    o evden de bir an önce ayrılmayı düşünüyordum
    ama ayazın annesi beni apartmanın girişinde bekleyip
    kusura bakma günlerdir uyuyamıyordu
    o yüzden sinirlenmiş özür dilerim onun adına derken
    ayazdan bir zarar gelmeyeceğine o anlık inanmıştım
    hem çocuk oyuncağı değildi bir kız için sürekli yeni bir ev bulmak
    ama nolur nolmaz bir kaç gün başka bir kız arkadaşımda yatıp
    ilerleyen günlerde de eve gizli gelmeye başladım
    gizlice gelip yatıyordum
    uyuyamadığım zamanlarda ise perde arkasından onların balkonu gözetliyordum
    artık bende refleks haline gelmeye başlamıştı

    ayaz her akşam üzeri neredeyse sabaha kadar balkonda oturuyordu
    bazen televizyonu açıyor
    bazen bilgisayarda oyun oynuyordu
    annesi ona çay yemek su getirirken
    konuşmalarına şahit oluyordum ve annesi genelde ayazın her söylediğine katılarak gülüyordu
    ama kendisi hiç gülümsemiyordu
    ya annesi çok güler yüzlüydü
    ya da ayaz çok komik
    1 hafta kadar süren saklambaç oyunumdan sıkılmaya başlamıştım artık
    ne olucaksa olsun diyerek
    biraz da ayazın beni görünce tepkisinin ne yönde olacağını merak ettiğim için
    başka bir kız arkadaşımı da bende kalmasına ikna ettiğim bir akşam
    balkona bende çamaşır asma bişey silkme gibi bahanelerle çıkmaya başlamıştım
    işin garip tarafı ise ayaz
    bana bir kez olsun dönüp bakmıyordu
    çoğu zaman
    koltuğa oturuyor baş parmağı kulağının altında
    diğer parmakları kulağının üstünde olucak şekilde durgun durgun dalıyordu
    bazen birden canlanıp bilgisayarı açıyor oyun oynuyor
    içeri giriyor çıkıyor yemek yiyor
    geri geliyor çay içiyor
    tekrar düşünüyor
    balkondan aşşağı bakıyor
    annesi ile konuşuyor kısacası herşeyi yapıyor ama bana hiç bakmıyordu
    bu olay o kadar uzadı ki artık
    balkona kitap okuma bahanesi ile çıkıp
    yan gözle onu izlemeye
    balkonda internete giriyormuş gibi yapıp yine gözümün onda olmasına
    hatta ve hatta odamın perde arkasından belirli aralıklarla ona bakmaktan vazgeçemediğimi farkettim
    korkudan mıdır?
    meraktan mı?
    ya da hep beklediğim gibi bana asılması gereken bir erkeğin
    hiç benimle ilgilenmemesine anlam veremeyişimden mi bilmiyorum ama
    ayaz çok garip birisiydi

    bir hafta sonu balkonda otururken
    cinsi olmayan 3 aylık civarında bir sokak köpeğini evine çıkarmış
    köpeği masanın üzerine koymuş
    kuyruğundan bastırıp otur diyor
    alttan kaldırıp kalk komutu veriyordu
    köpek eğitim şekli pek takdire şayan olmasada komik olduğu kesindi
    o eğitimi en az 2 saat tekrarlaması olayı komiklikten çıkardı
    annesi müdahale edip köpeği elinden alınca
    hem köpek hemde benim ayaz hakkındaki şüphelerimde ortadan kalmış oldu
    bir diğer huyuda sabahları gün ağarırken
    balkon kenarlarına ekmek-salatalık-mısır-bezelye parçaları koyması
    ve kuşların onları yemesini izlemesiydi
    belkide bunu her sabah yapıyordu ama
    ben sadece hafta içi hava nasıl diye bakmak için dışarı baktığımda denk gelirse farkediyordum

    işlerdeki yoğunluk da devam ederken
    ayaz benim için bir nevi eğlence kaynağı olmuştu
    tiyatroda tek kişilik performans sanatçısı izler gibi onu izliyordum
    bu dönemlerde projeler için
    e-mailleri kontrol edip projenin takviyelerine
    evimin balkonunda devam edebiliyordum
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    0
    edindiğim izlenime göre ayaz bir deliydi
    tam olarak deli denemese bile zihinsel sorunları olduğu ve çok farklı bir dünyada yaşadığı belliydi
    bir kere çalışmadığı kesindi
    ve annesinin onunla çok fazla ilgilenmesi
    onun yardıma ihtiyaç duyan bir insan olduğunu gösteriyordu
    böyle birisine aşık olmuyacaktım tabiki
    ben bir iş kadınıydım ve hayalimdeki evlilikte
    en az benim gibi çalışan
    daha mantıklı şeyler yapan bir adam olmalıydı
    hem annem de beni ziyarete geldiği zaman
    ayaz ı görmüş
    -kim bu diye sorduğunda mahallenin delisi işte demiştim
    ailem de böyle birini kabul edemezdi
    yok yok bu iş kesin olmazdı
    hem bi hafta sonu
    bir kız gelip nerdeyse sabahtan akşama kadar çocuğuyla beraber onun yanında oturup
    ona olan sevgisini fazlası ile belli etmişti
    ayaz a sarılıyor sürekli onunla konuşuyor
    elini ise nerdeyse bırakmıyordu
    kız bana sık sık bakıyor
    bazen imalı gözlerle de süzüyordu
    ama ayaz hiç bakmıyordu
    tahminlerime göre karısı ve çocuğu olabilirdi
    ama bu durumundan dolayı ayrı yaşıyor olmaları çok muhtemeldi
    bu dönemlerde ayazın bana en büyük faydası
    kaybettiğim kitap okuma alışkanlığımı geri kazandırması olmuştu
    o kız yine gitti ve kendimce hem sıkılmışlıktan
    hemde meraktan ayazın dikkatini daha farklı şekilde çekmeye çalıştığım da oldu
    aslında bunu yaparken ki amacımı hiç bilmiyordum
    tipim olmayan ve hayallerimde yer barındırmayan bir erkeğin ilgisini neden çekmek istiyordum ki?
    hemde perdeyi aralık bırakıp sadece onun göreceği açıda soyunup giyinerek
    adrenalin diye özeteyeyim de huur demeyin arkamdan
    ama ayaz hala bana bakmıyordu
    utanıyor olabilir miydi?
    annesi kızmış, oğlum bi bayanla nasıl konuşuyorsun dediği için
    kendisinden utanıyor olabilir miydi?


    balkona çıkıp soyunup giyinemezdim
    ona heyy naber de diyemezdim
    aslında onunla konuşup konuşmamak istediğimi bile bilmiyordum
    ayaz yaptığı şeyler konusunda sabırlı insandı
    ama ben aynı sabırda değildim
    onun gibi hep evde kalamıyordum
    çünkü dışarlarda bir yerlerde benim de atlı bir prensim duruyor olmalıydı
    aramaya çıktım mı tabiki
    gezdim dolaştım eskisi kadar ayazı gözlemez oldum
    bazen onu sabahın köründe aparmanın önüne inmiş
    kaldırımı süpürür görüyordum iş servisini beklerken
    süpürmekten daha çok sabah sporu yapıyormuş gibi gözükmesi
    faraş kullanmaması da ayrı konuydu

    ayaz da espirisini kaybetmeye başlamıştı benim için
    çünkü bir deli olduğuna inanmaya başlamıştım
    bi insan film veya maç izlerken çekirdek kabuklarını bi sağa bi sola atıp
    her on dakikaya bir kalkıp yerleri süpürür mü
    atmasana manyak
    tuttuğu takımın bayrağı da balkon korkuluğunda asılı dururdu
    sanırım kazandığı hafta dışarı sarkıtıp
    kaybettikleri zaman ise balkonun içine alıyordu
    türk bayrağı sabitti ama


    hem annesine hem de ayaz a acır ve üzülür bile olmuştum
    onlara yardım etmek bile geçiyordu aklımdan ama
    gidip ben sizin oğlunuza yardım etmek istiyorum desem
    ve bunu yanlış anlasalar
    karşı apartmanda yaşamaya devam etmek zor olabilirdi
    bananeydi
    ben hayatıma devam etmeliydim
    ettimde azalmış arkadaş çevrem vardı
    tekrar erkek arkadaş rezaleti istemiyordum
    ama gerçekten sevecek birisini istiyordum
    ne zor şeydi ya doğru kişiyi bulmak
    hayat benim için
    ayaz'ı bir aklı havada komşu olarak görmeye devam ederken
    bir sabah onların evinde uyandım
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    korkunç bir baş ağrım vardı
    gözlerimi açtığımda uyandığım yerin
    kendi evim ve yatağım olmayışı
    beni hafızamı zorlamaya iterken
    düşüncelerim hatta hafızam bile titriyordu korkudan
    nerdeydim ki ben
    hem bu giydiğim kıyafetler de kimindi
    bulunduğum odadan çıktım
    ayazın annesi mutfaktaydı
    bir an rahatlasam mı?
    yoksa daha mı çok korksam hiç bilemedim

    -uyandın mı kızım dedi
    gece de yavaş yavaş canlanmaya başlamıştı gözümde
    doğruya dışarı çıkmıştım ben arkadaşlarla
    eğlenirken oturur olduğumdan sarhoşluğunda farkına varamamıştım
    daha sonra wc ye gitmiş
    ve midemin bulandığımı farketmiştim
    geri masaya bile dönemeyecek kadar kötü hissedip
    kusunca rezil olmamak için
    taksiye atlayıp eve dönüyordum
    offf çok hızlı sürüyordu
    midemi allak bullak etti
    arabaya da kustum dimi ben?
    yoksa neden bağırıp çağırsın ki taksici bana
    haa evet çantam da masada kalmıştı
    yoksa kayıp mı etmiştim nerdeydi?
    ee taksiciye parayı nasıl vericektim bu kim?
    ayaz'ın ne işi vardı aşşağıda
    hemde annesi ile
    ayaz taksiciye niye sövüyordu
    taksi paramı ödemişlerdi sanırım

    -tut oğlum deyip beni kaldırmaya çalıştı ayaz
    bağırdım bana dokunma diye
    -bırak anne sarhoşlamı uğraşcam ne tak yerse yesin mi dedi o ayı bana
    yok canım dememiştir herhalde
    annesi kızdı ayaza
    ayıp kız böyle bırakılmaz burda
    off ayaz benim hakkımda
    -yarı çıplak sarhoş olurken düşünseymiş dedi
    evet evet hatırlıyorum dedi bunu pislik
    evime taşıyorlardı beni çok sarsıyordu ayaz
    hiç kibar değildi
    annesi de görünmesi muhtemel mahremlerimi örtmeye çalışıyordu
    bırakın da yürüyeyim desem ayakta duracak halim yoktu
    ne ara sarhoş olmuştum ben bu kadar
    ···
  8. 8.
    0
    -ee anahtar dediklerine göre anahtarımı bulamıyor olsalardı gerek
    telefon açsam o da yok
    çalınmış olduğundan şüphelendiler
    çilingir çağırmayı düşündüler
    hafızamda numara olup olmadığını sordular
    sonra ayaz

    -bırak koyalım buraya sabaha kadar burda sızsın aklı başına gelsin anne dedi

    annesi kızdı tabiki
    tut zütürelim bizde yatsın
    yarın kendisi ayarlar anahtarını dedi
    hayvan ya
    insan kucağında zütürür
    itfaiyeci taşıma tekniği ile omza almak nedir
    nereye zütürüyorsunuz diye kızmıştım sanırım onlara
    direnmeye çalışıyordum ama
    sallanmaktan ayazın kolunun arkası ile sırtına kusunca
    utancımdan sesimi de çıkaramaz oldum
    tak vardı o kadar içecek
    sonrasını hatırlamıyorum zaten


    -günaydın diyorum
    -aaa merhaba ben şey çok özür dilerim dün gece için
    -dert etme gençsin olur öyle şeyler
    -çok mahçup oldum sağolun
    -gel kahvaltı yap
    -yok ben gideyim
    -nereye gideceksin kızım anahtarın yok otur bi kahvaltı yap önce
    tüm mideni boşalttın dün gece


    o utançla oturulur mu orda teyze yaa
    hem bu üzerimdekiler kimin
    ne salaş şeyler bunlar
    -kızımın bunlar,iyi denk geldi sana
    dur şurda bi çilingir numarası olucak arıyalım da açsın kapını
    istersen duşunu da al dicem ama rahat edemem dersen sen bilirsin

    bu kadın ne iyiydi yahu
    o iyiydi de ben ne kötüydüm
    hala başım çatlıyordu
    o manyak ayazı görmeden kaçmam lazımdı
    gece bana bişey yapmamıştı dimi deli
    yok yapsa hissederdim
    yok yok bişeyim yok çilingir çağırıldı
    kapım açıldı
    biraz daha uyudum
    öğlenden sonraya doğru kız arkadaşım
    çantamı ve anahtarlarımı getirdi
    gece getirmemesinin sebebi onların da çantayı unuttuğumdan haberdar olmaması
    ve benim telefon rehberimden
    en son aranan arkadaşımın bulunması

    aman allahım bi ayıya bi deliye muhtaç kalmıştım
    muhtaçlıktan öte ona mahçuptumda
    adamın resmen üzerine kusmuştum
    ona bir t shirt almalıydım
    almalıydım da alınca nasıl ve ne diyerek vermeliydim
    off şimdi gerçekten o evde duramazdım
    aramızda bi muhabbet oluşacaktı
    ve bir delinin bana aşık olması ile uğraşıcaktım
    kargo ile göndersem ayıp olur du dimi?
    amaaan hiç göndermese miydim yoksa
    beni bir oraya bir buraya taşıyan bir adama gerçekten ayıp olurdu
    off ağzına sıçayım nisa
    hem nasıl bi tshirt alıcaktım ne giyerdi ki bu adam
    kürk alsam çok mu manidar olurdu

    ya beğenmezse nolur nolmaz diye bi gömlek bir t shirt almaya karar verdim
    gittim lüks mağazadan lüks birer seçim yaptım
    bu aynı zamanda benim erkeklerin giymesinden hoşlandığım tarzda gömlek ve tshirttü
    alışveriş tamamdı
    ama asıl sorun ne yüzle vereceğimdi
    üzerine kustum kardeş kusura bakma kendimi affettirmek için bunları sana aldım
    güle güle kullan desem miydi acaba
    yok en iyisi ayaz a hiç bulaşmamaktı
    annesine verip kurtulabilirdim
    bu arada balkona veyahut pencereden
    ayaz a da hiç bakamıyordum
    ayazın uyuduğunu tahmin ettiğim bi vakitte kapılarını çaldım
    annesi açtı buyur kızım dedi
    yok yok bu anne çok iyi bir kadındı bu kesindi
    tam ağzımda eveleyip gevelerken içeri davet ediliverdim
    aslında korkuyordum
    yaptığımın ve attığım her adımın yanlış olup olmadığını sorguluyor gibiydim
    hiç bilmediğim bir patikada
    karanlıkta yol almak gibiydi herşey
    girmesem bu iyi niyetli kadına ayıp olur diye girdim
    salona buyur edicek sandım
    mutfağa geçtik
    mutfak masalarına oturduk
    elimdeki paketlerden bişeyler getirdiğimi anlamıştı kadın
    ama keşke kahvaltılık börek falan da mı alsaydım
    sonuçta annesi olmasa ayaz ın beni orda bırakacağı kesindi
    aşşağı bile ineceğinden şüpheliydim
    esas teşekkür annesine edilmeliydi
    sözü uzatmadan ve beni kötü tanımaması için
    direkt olarak aldığım şeyleri vererek ortamı yumuşatmak istedim
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    -bunları ayaza aldım sanırım o gece üzerini mahvettim dedim
    -boşuna zahmet etmişsin dedi
    ben ne zahmeti demeye çalışırken
    -ayaz almaz bunları kızım dedi
    -niye diyebildim
    -yanlış anlamanı istemem ama kendin dene istersen, almayacağından nerdeyse eminim dedi

    ee şimdi napıcaktım
    ona mı verseydim
    orda bırakıp gidip şansımı denesem daha mantıklı göründü
    ama annesi ona da izin vermedi

    -bana da kızar,o tshirt derdinde değil,hem yıkadım tshirtünü aldırış bile etmeden giydi tekrar dedi

    yuh ya ben giyemezdim şahsen midem bulanabilirdi pofff
    annesi de ne yapacağımı bilmez bi halde olduğumu gördüğü için
    istersen akşam gel ver kendisine dedi tekrar

    bi dakika bunun altında bi art niyet aramalı mıydım??
    annesi acaba beni bir gelin olarak beğenmişte deli oğluna yamamaya
    bi nevi onunla tanışma zemini yapmaya mı çalışıyordu?
    olabilir miydi?
    olabilirdi tabiki
    olmayabilirdi de
    yok be napsın kadın sarhoş gelini
    daha fazla utanmadan gitmek istedim bir an önce ama çayı çoktan doldurdu kadıncağız
    içmemek ukalalık ve ayıp kaçar diye düşündüğüm için
    en azından hızlı hızlı içerek o zaman zarfında bi bahane bularak kaçmayı düşünmeye başlamıştım bile
    çayı yudumlarken bi kaç soru sordu annesi

    nerelisin çalışıyor musun
    seri kısa cevaplar verdim
    -hangi okuldan mezun olduğum konusuna girdik birden
    söyler söylemez de ayaz konuya müdahil oldu
    inanmayacaksınız ama o da üniversite mezunuydu
    hemde yabana atılmayacak bir üniversite
    -nasıl yani çıktı ağzımdan gayri ihtiyari olarak
    bu nasıl yani deyiş bi nevi ayaz'ı aşşağılayıcı bir laftı da
    nasıl olur da böyle biri üniversite mezunu olur der gibiydim ayaz için
    annesi gocunmadı anlattı

    -kötü günler geçirdi ayaz
    çok başarılıydı okulda bir çok arkadaşı vardı
    sonra bişeyler oldu çocuğa
    eve bi kapattı kendini bi daha dışarı çıkartamadık
    derdin sorunun ne olduğunu da anlayamadık
    doktorlara mı gitmedik
    doktorlar da mı getirmedik
    ama çözüm bi kaç sakinleştirici vermelerinden öte gitmedi
    hiçbiri de fayda etmedi
    delirdiğini düşündük ama daha çok içine kapanmış gibi gözüküyordu
    ne yaptık ne ettik evden çıkmasını başaramadık
    konuşmak da istemiyordu
    yemekte, içmekte
    odasını kilitliyordu
    babası kaç defa kapısını kırdı
    oturup bağırdı çağırdı
    sorunu anlatması için
    ama ayaz tokat bile yemesine rağmen konuşmadı hiç
    benimle ve ablası ile konuşuyordu ama
    sorunun ne olduğunu
    neden birden böyle olduğunu hiç anlatmıyordu
    yok bişeyim anne merak etme abla

    daha sonra babası ile de aramız yavaş yavaş bozulmaya başladı
    çok üstüne gidiyordu
    aslında babası da haklıydı
    ondan çok büyük umutları vardı
    en iyi dostuydu babasının
    onun bu haline o da çok üzüldü
    daha sonra bir arkadaşı oldu
    öyle sıradan bir arkadaş değil
    odadan çıkmadığı dönemlerde
    mahalleye bi aile taşındı
    senin oturduğun daireye
    bi çocukları vardı 16 yaşında bulut
    zihinsel engelleydi
    vücudunu kontrol sorunu çekiyordu
    yürüyebiliyordu
    elleri ile kavrayabiliyordu
    ama yavaştı biraz
    aynı zamanda konuşma güçlüğü ile zihinsel olarak geriliği de vardı
    mahallecek üzüldük bulutun haline
    en çok sevdiği şey ise arabalardı bulutun
    balkona çıkar araba görünce de avaz avaz bağırırdı
    sevinme nidalarıydı bunlar
    rahatsız edici ses çıkarsada şikayetçi olmak vicdana aykırı olucaktı
    kimse de olmadı
    iyi ki de olmamış
    ayazın odasından çıkmasına bulut vesile oldu
    bulutun bağırmasından rahatsız olan ayaz dışarı çıkıp onu izliyordu
    bulutun annesi de o kadar iyi bir kadındı ki
    hem haline üzüldüğüm
    hemde benzer ortak kaderimiz olduğu için yakınlaşmıştık
    bize ailecek gelirlerdi
    gündüzleri oturur balkonda konuşurduk
    ayaz bulutu çok sevdi
    o kadar sevdi ki aylar sonra ilk kez evden
    bulut grip olduğu için yataktan kalkamayınca yanına ziyarete gidecek kadar
    ayaz vicdanı çok yüksek bir çocuktur
    acıklı film izleyemez çocukluğundan beri
    o yüzden soramıyordu da kimseye
    ama bana anne hiç mi düzelmezmiş bu çocuk diye sordu
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    ona sarılıp
    -bana oğlun hiç mi düzelmiyecek diye soruyorlar ben ne cevap vereyim ayaz diye sordum
    ama konuyu hemen kapattı
    bende bulutun annesinden öğrendiğim kadarı ile zaten tedavi için bu ildelerdi
    ama çözüm maalesef yoktu
    doğuştan gelen bir engeldi bu
    bulut haftada iki gün engellirlerin okuluna gidiyordu
    ama daha 10 a kadar bile sayamıyordu
    bulut da ayazı çok sevdi
    ayaz a gülümsüyordu
    onu görünce araba görmüş kadar seviniyordu
    ayaz ona filmler izlettirmeye çalıştı
    beraber oturdular çizgi film izlediler
    araba yarışı olan filmlere baktılar
    ayaz ona araba yarışı oynatmaya çalıştı
    ayaz ona uydu arabalara beraber bağırdılar balkondan
    o dönemde başladı ayazın buluta saymayı öğretme çabası
    bıkmadan usanmadan hergün her geçen araba sonrası
    bir-iki-üç saydı
    tekrarlamasını söyledi hiç vazgeçmedi
    6 ayda saymayı öğretmişti
    ama bulut hep karıştırıyordu
    en büyük zevkleri çekirdek yemekti
    ve bulut ayazın espirilerine ve komikliklerine çok gülüyordu
    bazen biz de yanlış anlıyorduk ayaz ı
    çünkü bişey yerlerken o da ağzını tutturamıyormuş gibi yapıp
    dalga geçiyor gibi gözüküyordu
    bi kaç kez uyardım yapma oğlum ayıp annesi üzülür dedim
    ama bana cevabı
    -dalga geçmiyorum ki anne,zor yemesinden utanmaması için bende onun gibi yiyirum diyordu
    çekirdekleri sağa sola atarlar sonra sırası ile faraş ve fırçayı alıp süpürürlerdi
    maç izlerlerdi
    bulutun babası çok kızardı ayaz a tuttuğun takımın formasından buluta da almıştı çünkü
    ama babası aynı takımlı değildi
    kimse de sorun etmedi
    çünkü bulut ilgilenildiği zaman bağırmıyordu
    bu da herkes için iyi birşeydi
    futbol izlerlerken onları görmeliydin
    ayaz ortada hiç bişey yokken
    gooool diye bağırıyordu
    bulut da onu taklit ediyor gibiydi
    bi maçta en fazla 20 kere gol sevinci yaşarlar
    futbolcuları taklit ederlerdi
    maçta hiç gol olmasa bile

    ayaz onu alıp animasyon filmlerin yeni çıktığı dönemlerde sinemaya bile zütürür oldu
    babaları ile bi gün kavga bile etmiş sinemada
    buluta sessiz ol diyen birine
    -elinde olan bişey değil kardeşim bunu izlemek onunda hakkı demiş
    -cd sini alıp evde izlet o zaman bilader diye diklenince adam
    sinemadaki diğer insanlar homurdanmaya başlamışlar
    tartışmaya susun sessiz olun diye
    ···
  11. 11.
    0
    sinema görevlisi ışıkları açıp filmi durdurmuş
    bulutun babasıda üzülmüş kalkmışlar
    bulutun halini görmesine rağmen hala konuşan adamın yanına gidip kulağına bişey söylemiş ayaz


    -ne söylemiş?
    -onu bir bulut bir de o adam biliyor bi de ayaz tabi
    bulutun babası gidelim ayaz çok rahatsız ettik milleti zaten sıkıldı sanırım demiş
    bu sırada o adam yanına gelmiş koşarak
    adam sorgusuz sualsiz vurmaya başlamış ayaz'a
    ayaz hiç karşılık vermemiş
    ben dayağı sende o lafı hakettin demiş


    bulutun babası da kavgaya girecek olmuş ama hiç gerek kalmamış
    zaten o bulutu zorla tutuyormuş
    adamı tutmuşlar sinirden bişey diyememiş
    tam giderlerken adam koşarak tekme atmış ayaza
    kolu ters gelmiş çatlamış
    en çok bulut üzülmüş
    ayaz düşüp kolunun ağrısından sancılanınca
    bulut sinir krizi geçirmiş
    ayaz da sırf bulut orda diye bişeyim yok hadi gidelim demiş
    çatlak koluyla bulutu eve bıraktıktan sonra kolunu alçıya aldılar
    ayaz'ın kolundaki alçıya
    sadece bulutun bişeyler yazmaya veya çizmesine izin veriyordu
    oğlum aylar sonra sadece ve sadee bulutun suratına karşı gülümsüyordu

    otururlar karşılıklı tavla oynarlardı
    bulut her seferinde tavla zarlarını yere düşürürdü
    ama ayaz hiç üşenmez kalkar toplar geri gelir
    yine attırırdı buluta
    komiklik yapıcak ya
    kendisi de dışarı atardı
    bulut da artık evladımız gibi olmuştu
    ama bir gün hepimizi üzdü
    ayaz'ın üzüleceğine mi üzüleyim
    bulutun annesine babasına mı üzüleyim
    yoksa benim de benimsediğim bir çocuğun ölmesine mi üzüleyim
    öncelik veremedim hiç birine

    -ayyyy hadi yaa
    -evet maalesef bunu en kabullenemeyen ise ayaz oldu
    yine kapandı içine
    günlerce konuşmadı bulutun ailesini bile görmek istemedi
    birgün kahvaltıda ayazın babası
    -kurtuldular dedi bulutun ailesi için
    çok sinirlendi ayaz
    balkona çıkıp bağırmaya başladı
    bu aslında buluttan sonra ağlayamadığı ve içine attığı acıydı
    babası susturmaya çalışırken durduramadı
    vurmaya başladı ayaz a
    hiç karşılık vermedi ama
    bağırmaya devam etti
    içeri sokmaya çalıştı ayazı
    girmedi
    ben araya girmeye çalıştım
    bana da vurdu
    sen yüz veriyorsun bu çocuğa diye beni suçladı
    daha da delirdi ayaz
    kolu alçıdayken tekrar kırdı kolunu balkon korkuluğuna vurarak
    büyük kavga ettik babası ile
    sizle mi uğraşcam dedi
    bi baktım boşanma davası
    zaten çalıştığı işyerinden uzun süredir beni aldattığını düşündüğüm bi kadınla olan ilişkisinden şüpheleniyordum
    bu bir mazaret olmuştu onun için
    boşanalım dedi bana
    zaten aynı evde kalmaya devam etmesi
    ayaz için de kötü olucaktı
    nafaka anlaşması ile kabul ettim
    bende dolmuş olan emekliliğimden faydalanarak emekli oldum
    o günden beride böyleyiz
    bi kızım var evli arasıra gelir
    bi de büyük oğlum var
    o da evli ama o hiç gelmez
    ayazla konuşmuyorlar
    daha doğrusu ayaz onunla konuşmuyor
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    -tamam da hediyeyi neden almaz peki? sonuçta kirlettim ve hatamın bir bedeli olarak vermek istiyorum
    -birgün bulutun annesi ayaz a hediye almış yeni takım forması
    ve 10 kilo çekirdek
    ilgilendiği için hemde sevdikleri için
    -eee
    -o zamanda almadı, küçükken de almazdı doğum günlerinde elinde hediye ile gelenleri içeri almazdı
    -tamam ama bir sebebi var mı?
    -doğum günlerinde bana değil annemle babama alın hediyeyi der hep
    bulutun annesine de bunları siz verirseniz
    bakıcı gibi hissederim
    ama bulut kendisi verirse dostu olarak alırım dedi
    sonra buluta vermiş annesi
    bulut gülerek gülümseyerek verdi ayaz a
    ayaz t shirtünü çıkardı bulutun
    sonra da kendisinin kini
    formayı giydi hemde en nefret ettiği takımın formasını
    bulut a da kendinin kini giydirdi
    bulut ne kadar kavrayabiliyordu yaşananları bilmiyorum ama
    en büyük dostunun ayaz olduğunu anlayamayacak kadar da almamıştır rab aklını

    -çok üzüldüm buluta
    -sonra yine gülmeyi bıraktı ayaz
    odasından yine çıkmıyordu
    balkonun kapılarına çivi çaktı
    ağlamalarıma dayanamadı
    yine ablasının yalvarmalarına dayanamadı
    kırmadı bizi dışarı çıkar oldu
    sonraları sokakta bulduğumuz köpeği boynuna ip takıp gezdirmeye çalışan çocuklar gibi olduk
    zorla sürükledik oraya buraya ayazı
    ama zevk almıyordu
    yanlış yaptığımızı düşündüğümüz için vazgeçtik
    biliyoruz ve inanıyoruz ki bir gün yine düzelicek
    gülmeye başlayacak
    şimdilik de baya yol katettik bizi güldürüyor hala eskisi gibi ama
    kendisi gülmüyor
    hiç gülmesin en azından yaşıyor olması bile mutluluk bizim için


    annesi ile bunları konuşurken daha doğrusu annesini dinlerken
    ayaz lavaboya kalktı
    onun varlığı çok garip bir duyguydu
    hem ondan kaçasım hemde içine girip onu yaşayasım vardı
    belki bende acıyordum
    ya da çok merak ediyordum anlatılan insanın nasıl bu hale gelmiş olabileceğini
    kimse ile konuşmadan lavaboya geçti
    annesi arkasından seslendi
    uyuyamadın mı oğlum diye

    -odaya çiş yapma yasağını kaldırma konusunda ciddi ciddi konuşmalıyız anne dedi
    annesi gülümsedi ve bana dönüp
    -böyle yapıyor ya deli de diyemiyorum ona manyak ta
    normalde olsa derdim ama kafasında bu izin oluşmasını istemiyorum
    sonra lavabodan çıktı beni farketti
    annesi sanırım ters tepki vermesinden korktuğu için
    -oğlum nisa sana tshirt getirmiş senin kini kirlettiği için dedi
    bakmadı bile bana
    gözlerini bile açmıyordu nerdeyse
    -anneme ver bana kalsa orda bırakırdım seni, taksi parasını ver yeter çekirdek paramdı o benimdedi
    ve içeri gitti
    annesi kusuruna bakma dedi
    hasgibtir yanıma hiç para da almamıştım
    rezilik
    ben önemli değil deyip müsade istedim ama
    önemliydi kimdi lan o
    bana bu artislikleri yapıyordu
    kendini beğenmiş
    ukala soğan cücüğü pislik
    ulan zaten hiç bir erkeğe işin düşmesin


    -ablaaaa
    -ablanın ağzına sıçayım cemre
    -onu yapabilmen için yemen lazım gel çabuk sofra hazır
    -yemicem
    -iyi annemi arıyorum o zaman
    -kimi ararsan ara git başımdan
    -yeter ama sıkıldım senin bu nazlarından sana iyilik yapmaya çalışıyoruz burda
    -iyilik isteyen yok cemrecim gidebilirsin
    -blöf te mi yapmayalım canım ablam benimmmm
    ablacımmm ablaların bir tanesi hadi kırma beni
    -tamam tamam


    az bi yemek yeyip geliyorum ben
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    0
    ayaz'ın bu tepkileri
    benim alışkın olduğum ve kaldırabileceğim tepkiler değildi aslında
    tamam bana yardımcı olmuş olabilirdi
    ama beni aşşağılamaya ,
    sürekli sarhoş muamelesi yapmasına da gerek yoktu
    gençtim sonuçta
    ve içmekte de br sıkıntı görmüyordum
    ayrıca kendi kazandığım parayı harcıyordum
    senin yaptığın insaniyetlik ndıbına
    tuttun evime getirdin
    hoş ben olsam yapar mıydım
    taşımazdım tabiki ama
    en azından polis çağırır açıkta o halde bırakmazdım

    tamam biraz fazla içmiş olabilirdim ama
    ne olursa olsun bir bayan olarak
    sürekli kibar davranılmasına alışkındım
    ayaz'ın annesi arkamdan
    kusuruna bakma dedi
    ben de artık bakmıyacaktım zaten
    deli ile mi uğraşcaktım
    deli olmasının yanısıra
    yaptığı şeyleri sürekli başa kakan
    ve bundan bir beklenti içinde olan birisine de benziyordu ayaz
    ne hali varsa görsün moduna geçtim

    hafta içi çalışmaya vermiştim kendimi
    hafta sonu ayazın uyuduğu gündüz vakti
    balkona çıkmamda bir sakınca yoktu
    nasıl olsa gündüzleri uyuyordu
    balkonda otururken onların balkonundan
    ayaz'ın annesi bana seslendi
    efendim dedim
    -kızım eşofmanları bulamıyorum getirmiş miydin dedi
    haydaaa vermemiş miydim onları geri ben yaa
    ···
  14. 14.
    0
    kıpkırmızı oldum
    sanki o eşofmanlara muhtaçmışım gibi oldu
    -kızım geldi de akşam burda kalıcak o yüzden sordum yoksa önemli değil dedi
    ayaz'ın ablası da
    -gerek yok anne eşref'i (kocası)ararım getirir dedi
    yok öyle şey mi olurdu
    hemen zütürmem lazımdı
    onlara gelin alın demek te ayıp olurdu
    hemen getiriyorum diyerek içeri geçtim
    hakkımda kötü düşünmemeleri için de biraz parfümümden sıktım
    plan çok basitti
    kapılarına gidip eşofmanları verip geri gelicektim
    çaldım kapıyı
    merhaba merhaba
    ablası karşıladı
    geçsene içeri dedi
    yok canım gelmiyim dedim
    ama ne tak yemeye giriyorsam yine girdim
    annesinin de daveti mi etkili oldu ne
    bi baktım balkona geçmişim bile

    -ayaz uyuyor korkma dedi annesi gülümseyerek
    bu arada olanlardan da ablası haberdar edilmiş
    çok rezil olmuştum
    yine sarhoş olduğum mevzuu açılmıştı çünkü
    olaydan sıyrılmak ve onlara kötü bir kız izlenimi vermemek için sanırım
    içkime ilaç attılar o gece yoksa sadece iki bardak içmiştim yalanını attım
    inandılar
    vah vah dediler
    ucuz kurtulmuşsun dediler
    evet artık bir yalanla sarhoş kız izleniminden
    masum ve o gece için üzülünen kız rolüne geçmiştim bile
    ablası da çok iyiydi bu ayazın
    kız muhabbeti bilirsiniz
    saçların ne güzelmiş
    boyası bilmem nerden
    ojeler küpeler
    alışverişlerin nerden yapıldığı
    birbirimizi inceler iltifatlar eder olduk
    erkeklerin kadınlar hakkındaki
    çenesi düşük deyimine genelde kızarım aslında ama
    galiba haklılar
    en azından bazen
    konuları esnettikçe esnettik
    bitirdiklerimizin üstüne yeni konular ekledik
    derken bela yine uyandı
    2 saat ne ara konuşmuştuk ki
    içerden bağırmaya başladı ayaz

    -saygıdeğer yavşak hırsız hazretleri
    işin gereği sessiz olman gerekiyor
    sessiz çal ne çalacaksan amk bıdı bıdı uyuyamıyorum
    bu cümleler ayaz a ait
    gülsen bi dert
    gülmesen başka
    ablasının öyle bir sorunu olmadığı için güldü
    gülme sesine
    -lannn bu ablaların adriana liması değil mi dedi koşarak balkona geldi
    aralarında çok büyük bir bağ olduğu belliydi
    beni hiç farketmeden sarıldılar
    belki de görmezden geliyordu
    ablasına elini öptü harçlık istedi
    ablası bildiğimiz 50 kuruş verdi
    allah bereket versin derken beni görüp
    -bu sarhoş bizle yaşamaya mı başladı anne dedi
    ablası kızdı nasıl konuşuyorsun misafirle çok ayıp diye

    -neyse adaşım nerde dedi
    adaşı kimdi ki bunun?
    -içerde uyuyor sakın kaldırma zorla uyuttum ayaz dedi
    -bi öpim olm dedi
    ablası yine mani olmaya çalıştı yalvarır sözlerle
    -sakalların batar uyandırırsın gece uyutmuyor nolursun dedi
    bu arada ablası da bana oğlunun isminin de ayaz olduğunu söyledi
    ayaz içeri geçti 5 dakika sonra geri geldi
    ben dahil hepimiz krize girdik
    çünkü geri geldiğinde traş olmuştu ama sadece
    dudaklarının birer cm kenarlarını
    oval bi şekilde traş etmişti
    dudakları ve dudaklarının etrafı parlıyordu sadece
    diğer sakallar olduğu gibi duruyordu
    şimdi mazeretin yok kızım öpücem dedi
    içeri koştu ablası gülmekten cevap da veremedi
    içerden yine seslendi ayaz
    -anneee cetveli nereye koydun diye
    annesi ile ablası sakın yapma uyandırıcaksın dedi
    ben ne yapıcak cetveli diye düşünürken
    tekrar balkona geldi
    zaten dudaklarının kenarı bıyıklarının altı traş edilmiş oldukça komik duruyor bir de

    -bu çocuğun pipisi hiç uzamıyor lan deyince iyice koptum ben
    artık güldüğümü görmesin diye elimi bile koyamıyordum ağzıma
    komikti lan bu çocuk ama deliydi de
    -gel otur dedi annesi
    -ben biraz daha yatayım siz ayıltırsınız bunu dedi beni imaa ederek
    yine kalkmak istedim ama hem annesi hem ablası yine kızdı ona
    -oğlum kızın içeceğine ilaç atmışlar 2 bardak bile içmemiş,
    ondan öyle olmuş dedi
    -sizde inandınız öyle mi?dedi
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    beni düşünün çok sinirli
    normal şartlarda herhangi bir erkek beni böyle rencide etse
    çirkefliğin nirvanasına çıkarım
    ama hem yalan söyledim
    hemde utanıyorum artı ailesi de orda
    ve muhattap olacağım kişi de bir deli
    sustum içime attım
    elbet elime düşücekti bu uyuz
    evet artık ordan gitmem gerekiyordu
    zaten nasıl oluyorda bu sıklıkla onlara gidiyordum onu bile anlamıyordum
    ayazın bana söylediklerine bozulmuş olarak gitmek
    hem annesini hemde ablasını üzer diye düşündüğüm için
    hemen gitmek için müsade istemedim
    aslında ayaz'a misafiri kaçırdın diye yüklenmelerini istemedim
    ne de olsa ayaz yalan söylediğimi anlamıştı
    nasıl yapmıştı bilmiyorum ama anlamıştı
    bir bildiği varsa
    bunu da annesi ve ablasına anlatırsa
    yalan attığım iyice ayyuka çıkar
    ve karşı balkon komşularıma
    masum görünümden
    yalancı artı sarhoş bir kız izlenimine dönüşebilirdim

    ablası ortamı yumuşatmak ister gibi ayazın resimlerinin olduğu telefonunu açtı
    tamam iyi güzel hoş çocuğunuz komikti ama hayvandı
    resmen onun yüzünden özgüvenimi kaybettim ben
    haftalarca yoksa artık yaşlanıyor muyum
    kimse beni beğenmeyecek mi düşüncelerine kapıldım
    saçlarıma yeni modeler aradım
    çirkinleştim mi acaba diye bir sürü kreme para verdim
    ama keşke parayı vermeden önce dışarı çıkıp gezseymişim
    herkes yine bana bakıyor
    yani gayet normal alımlıydım hala
    onun güzel kızdan haberi yoktu
    öküzzzzzzz



    bu muhabbet aynı zamanda uzun süre onlarla görüşmememi de sağladı
    hem ortada onların tekrar yanına gidicek bir sebepte kalmamıştı
    artık nadiren annesini görürsem gülümsüyordum
    ayaz aynı ayaz balkonda oturuyor saçmalığa devam ediyordu
    bir cuma akşamı yine dışarı çıktım
    çok eğlenceli ortamdı aslında ama nolur nolmaz diye 3 bardaktan fazla içmedim
    bu beni sarhoş etmezdi
    ayaz da beni tekrar taşımak zorunda kalmazdı
    gece bir kız arkadaşımı bizim evde kalması için ikna ettim
    sanırım öğlene kadar uyumuştuk
    daha sonra beraber kahvaltı yapıp alışverişe gitmeyi düşünüyorduk
    kahvaltıyı hazırlarken arkadaşım güzel havadan yararlanmak isteyip
    balkonda yapalım kahvaltıyı teklifini yaptı
    olmaz dedim önce ama ayaz nasıl olsa kalkmamıştır diye de neden olmasın dedim
    kahvaltıyı yaptık
    gerçekten de yoktu balkonda
    annesi vardı
    elinde el işi yapıyordu
    kahvaltı bitti ben hem duş yapıp hemde üzerimi giyinmek için içeri geçtim
    arkadaşım balkonda kalıp kahvesini içmeye devam etti
    ben banyodayken ayaz elinde tavla ile dışarı çıkmış
    annesi ile oynamaya başlamış
    hani normal karşılıklı bir oyun olsa arkadaşımın da dikkatini çekmezmiş ama
    ayaz annesine sadece fincan içinde zar attırıp
    hem annesinin hem kendi yerine oynuyormuş
    ayrıca dudağının kenarlarındaki sakal diğerlerini henüz yakalayamadığı için de
    hala komik görünmesinden dolayı arkadaşımın ilgisini çekmiş
    aynı zamanda annesinin durup durup ayazın konuşmalarından kahkalar atması
    gözlerini ayırmadan onları izlemesine sebep olmuş
    hadi gidelim hazırım diye geri geldiğimde bu kim dedi

    -amaan delinin teki boşver hadi gidelim dedim
    -çok hoş çocukmuş bu ya kirpikleri ne güzel dedi
    insan bir saniyede arkadaşından soğur mu?
    soğumaz tabi
    ben neden soğudum o zaman bu kızdan
    bir anda neden bir daha evime gelmesin bu dedim içimden
    hatta dışarı çıkma hevesim bile kaçtı
    kıskanmak mı bu yok bee
    daha neler bir deliyi mi kıskanıcaktım
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    0
    ben aklı başında güzel bi kızdım
    ben aklı başında güzel bi kızdım
    ben aklı başında güzel bi kızdım
    yalnızdım sadece ve
    bu yalnızlık beni ayaz'a yönlendiriyordu
    onun ilgi çekici saçmalıkları da tuz biber oluyordu
    aşk değildi bu
    aşk ise bile çok saçmaydı
    dedim ya ben aklı başında bi kızdım
    güzelliğimi de kullanıp başka bir erkeğin yörüngesine girmeye karar verdim
    bunun asıl amaçı bir deliye aşık olma korkum da olabilirdi
    ben aklı başında güzel bir kızdım
    zorda olmadı
    bi kaç güncel teklif içinden elemeler yapıp
    bir tanesine karar kıldım
    çocuk çıktığımıza inanamaz halde mutluyken
    ayazın bana söyledikleri ve davranışına bakarsak doğru olanı yapmıştım
    çocuk kızlar arası hoş tabir edilebilecek
    daha önce çıkma deneyimleri yaşamış
    nerde nasıl oturulup kalkılacağını
    ve aslına bakarsanız bir kadına nasıl davranılacağını iyi bilen birisi idi
    ne ilgi delisi
    ne de ilgisizlik şikayetçisiydi
    yaptığım ya da yapacaklarımı sorgular değil
    ne yapacağımı da bana bırakan birisiydi
    onunla ilk çıkmaya başladığımız gün kendimi daha zirvede hissettim
    erkekler bazen hakkımdaki iltifatlarını abartıp saçmalasada
    güzel şeyler duymak hoşuna gidebiliyordu insanın
    aynı akşam eve geldiğimde ayazların evinde ışık yanmıyordu
    bu ilkti
    ayaz dışarı çıkmayan
    herakşam balkonda oturan
    film izleyen bilgisayarda oyun oynayan
    annesi ile makara yapan
    saçmalıklar prensiydi
    nereye gitmişti ki?
    merak etmedim değil
    sanırım gündüz de uyumamıştı o yüzden erkenden yatmıştı
    iyi ama annesi nerdeydi
    aman zaten yaşlı kadındı o da yatmıştır
    hem banane benim artık bir erkek arkadaşım vardı
    yattım kalktım yüzümü bile yıkamadan ilk iş olarak yine onların evine baktım yoktu
    gece ara ara uyanıp baktıklarımı saymıyorum bile
    ama hala yoktu

    yeni erkek arkadaşımın
    günaydın mesajına istekli bir cevap göndermeliydim
    içimden gelmedi
    işe gidesim gelmedi
    dışarı çıkmak istemedim
    üzülüyordum
    korkuyordum
    belki de canım yanardı ona bişey olsaydı
    annesine üzülürdüm
    en azından bulut yaşanmışlığından sonra
    oğlunun başına bişey gelmesinden çok korkar bir anne olmasından dolayı
    ablasına üzülürdüm
    üzülürdüm işte
    ama evde öylece oturup onu beklemek beni sürekli olumsuz
    ve kötü şeyler düşünmeye ittiği için
    kalkıp işe gitmeliydim
    zaten bir sürü de proje vardı hazırlamam gereken
    ama iş yerindeyken ayaz'ı görmüş kirpiklerini beğenmiş kız arkadaşım
    sürekli onun hakkında sorması
    hoş olmuyordu
    kızdan daha bi soğudum
    ulan zaten adam yok ortalıkta
    bi de sen ne aklıma sokup duruyorsun

    yoktu
    yine yoktu
    ertesi günde yoktu
    diğer günde
    aşk vardı o yoktu
    annesi de yoktu
    ben vardım
    ben aklı başında güzel bi kızdım
    o yoktu
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    0
    tam 6 gün geçti
    ben bu zaman zarfında aklıma
    şiddetleri ve yapma arzuları değişik olmak kaydı
    ile 10 kez evlerine gidip kapılarını çalma
    açma veya açmama durumlarına göre yan komşularına sorma
    teşebüsünde bulundum ama hiç birini tam olarak gerçekleştiremedim
    işin aslı onların binasına bile giremedim

    sen kimsin ki diye gelebilecek bir sorudan
    ayaz a bişey olmasını duyunca üzüleceğimin endişesinden
    ayaz'ın veya annesinin ayaz'ın peşinde olduğumu düşünmesini istemediğimden
    veya henüz bilemediğim sebeplerden dolayı yapmıyordum bunu

    evde ikiside bir şekilde zehirlenmiş
    ya da başka sebepten ölmüş olabilirler miydi?
    olsalardı ablası mutlaka haberdar olurdu
    çünkü sürekli telefonda konuşuyorlardı
    günde en az bir kez
    ablası mı öldürmüştü acaba onları
    neden hep ölüm sahneleri vardı ki kafamda
    içime doğuyor dedikleri bu muydu ki?


    -ablaaaaa
    -biraz zamana ihtiyacım var
    -ne zamanı abla
    -sana demedim canım


    yeni sevgilime biraz zamana ihtiyacım olduğunu söyledim
    kafam karmakarışıktı
    en azından tedirginlik ve bekleyiş durumum vardı
    ben sanırım düşündüğümden daha meraklı birisiydim
    erkek arkadaşımın bunu pek anlayışlı karşıladığını söyleyemem aslında

    neden ve niçin soruları vardı onunda kafasında
    anlatmak da zordu derdimi
    en azından onu üzmeden
    bir deli ortada yok ve bu beni tedirgin ediyor diyemezdim
    zaman isteme sebebi olarak


    ayrılacağım sevgilim (ogün)
    ana haber bülteni gibiydi aslında
    hayatımda başlaması hiç heyecan verici olmayan
    ama yine de izlenen
    ayaz ise bir dizi olmuştu çoktan
    her bölümünü merak ettiğim
    ben aklı başında güzel ve meraklı bi kızdım ben meraklı bi kızdım

    ogün ile zamana bırakılmış havada bir ilişkim
    ayaz ile meraka bulanmış benliğim vardı

    apartmanlarına gittim
    katlarına çıktım
    kapılarını kokladım
    içerden ceset kokusu gelmiyordu
    kapılarını çaldım
    ilk denemede açan olmadı
    2. ve üçüncüde de açan olmadı
    sonra hiç kimse açmadı
    geri dönmeliydim artık
    açan yoktu
    ama ben meraklı bi kızdım
    yan komşularının kapılarını çaldım
    ayaz nerde diyemezdim
    kız kardeşinin adını biliyordum
    onun okuldan arkadaşı olduğumu söyleyebilirdim
    ben aklı başında güzel ve zeki bi kızdım
    ···
  18. 18.
    0
    -iyi günler ben ayçanın okuldan arkadaşıydım,
    kapılarını çalıyorum ama açan kimse yok taşındılar mı acaba?
    -sen eski bir arkadaşı olmalısın
    ayça evlenip taşındı kızım
    -hmm hadi yaa peki sağolun
    -seni bir yerden tanıyor gibiyim gelir miydin ayça'nın yanına sık sık

    hass kadın beni mahallede veya buraya gelirken mi görmüştü acaba
    tüm mahalle hakkımda yalancı dedikodusu çıkarmadan kaçmam lazımdı

    nasıl kaçacağımı düşünürken kadın
    -ayçanın annesi geçen gün fenalaştı, ambulansla hastaneye kaldırdılar sonra noldu bilmiyoruz

    eh be kadın insan komşusunu merak edip bi sormaz mı?
    hastaneye gitmez mi?
    annesi ölmüştü de memleketlerine defnetmeye mi gitmişlerdi
    öyle olsa bile ayaz nerdeydi
    ya da kim bakıcaktı ayaz'a


    daha fazlasını yapıp araştırabilirdim
    hastaneler falan ama
    kadına tekrar gidip hangi gün fenalaştığını hangi saatte gittiğini falan sormam gerekiyordu
    ki bu kadarını yaparsam merakın takunu çıkarmış olabilirdim
    bazı şeyler zamana bırakmak gerekiyordu
    çünkü ben aklı başında ve güzel bi kızdım

    aynı gün akşam balkona çıktım
    ben çalışan proje yetiştirmesi gereken
    muhtemelen beni ömrümün sonuna kadar çok mutlu edicek bir erkekten
    gün içinde ayrılmış
    bir deli peşinden ne amaçla bile koştuğunu bile bilmeyen bir kızdım

    projelerimi hazırlarken ayazların evinde ışık yandığını gördüm
    15 dk boyunca da açık kaldı
    ısrarla balkona çıkıcak birisini bekledim ama kimse çıkmıyordu
    daha sonra da ışıklar kapandı
    kimdi ki eve giren hırsız mı diye düşünürken
    ablası ayça'yı aşşağıda bir arabaya binmek üzere iken gördüm
    seslenmek ile seslenmemek arasında iken
    o yukarı bakıp beni farketti el salladım

    -nasılsın diye seslendi
    -iyiyim canım sen nasılsın dedim
    -uğraşıyoruz işte sünnet düğünü var ayaz'ın dedi
    -hmm geçmiş olsun annen de mi rahatsızlandı diyemedim
    çünkü nerden duydun derse bu onları araştırmış olurdum
    -şimdiden geçmiş olsun dedim
    -sağol deyip bindi arabaya

    oğlunun sünnet olacağını biliyordum ama
    ayaz ve annesinden haberdar değildim henüz
    ama sünnet yaptıklarına göre annesi ölmüş olamazdı

    15 dk kadar geçtikten sonra aşşağıda bir korna çaldı
    aşşağı eğilip baktığımda
    ayça göründü
    -kaç numaraydı canım diye daire numaramı sordu söyledim
    kapıya geçtim saçımı başımı düzelttim
    belki de yanlış birşey yapıyordum
    ablası katil olabilirdi
    ve benim cinayeti gördüğümü düşündüğü için beni öldürebilirdi

    -ya kusura bakma, sünnet düğünü var dedim ama
    seni davet etmeyi unuttum
    eğer bi planın yoksa yarın saat 16.00 da
    kayınvalidemin bahçesinde yapıcaz dedi
    -aaa bilmiyorum diyebildim
    çünkü korktum
    beni başka bir yere zütürüp öldürmek istiyor da olabilirlerdi
    -gelmek istersen adres burda ve telefon numaram da yazıyor görüşürüz canım deyip yine gitti



    davete gitmek veya gitmemek konusunda oldukça kararsızdım
    aslında gitsem ayazı görebilirdim
    hem davet edilmiştim bu da bir nevi benden bir takı takılması beklentisini barındırıyor olabilirdi
    belki de sadece iyi niyetlerinden karşı komşum oluşlarından
    ve geçen gün ki konuşmamızdan zevk aldıkları ve
    ayçanın beni bir arkadaş gibi benimsemesinden de davet ediliyor olabilirdim
    ama kötü ihtimaller de vardı
    düşündüğüm gibi beni öldürme planları yapıyor olabilirlerdi
    veya ayaz ablasına beni de davet etmesini söylemiş olabilirdi
    çünkü ayaz a göre de ben aklı başında güzel bir kız olabilirdim



    annemi aradım bir komşumuz beni
    oğlunun sünnet düğününe davet ediyor gitmeli miyim sence dedim laf arasında
    davet ettilerse bi çeyrek altın al git kızım
    sıkılırsan çıkarsın hemen
    akılda kalan takın olur dedi
    mantıklıydı


    en azından şansımı denemeliydim ama dediğim gibi korkuyordum
    ertesi gün oldu ve
    ogün beni arayıp nasıl olduğumu sordu
    bu konuşmanın sonunda bir buluşma daveti olacağını
    veya benimle tekrar sevgili olma konusunda konuşmak isteyeceğini biliyordum
    uzun da sürmedi
    -vaktin var mı? bişeyler içelim mi dedi
    -aa yok dedim direkt olarak
    sonra çok direkt söylediğimi anladığım için açıklama yapmak ihtiyacı hissettim
    bir arkadaşımın oğlunun sünneti var ona gidicem dedim
    -ben bırakayım seni istersen dedi
    inanmıyor olabilir miydi ki bana?
    evet bu yüzden ben bırakabilirim diyor olsa gerekti
    bi taşla iki kuş vurabilirdim
    beni ogün zütürebilirdi arabası ile
    adrese geldiğimizde sünnete benzer bişeyler görürsem tehlike yok demek olucaktı
    eğer ortalık sessiz sakinse beni öldürmeleri teorim doğru olucaktı ve
    ben ogün'ün arabasına tekrar binip ordan uzaklaşabilirdim

    -olur dedim neden olmasın sen zütür
    uygun saatte geldi
    saçları olağandan daha bakımlı
    kıyafeti eski bir sevgiliyi bir noktadan diğer noktaya zütürmek içinde çok şıktı
    bu çocuk bana aşıktı
    adrese gitmeden önce kuyumcuya uğradık
    bir tane almayı düşünüyordum ama çalıştığım işten çok para kazandığımı ayça'ya anlatmıştım
    sadece bir çeyreği azımsayabilirlerdi
    ama ben aklı başında güzel bir kızdım
    iki tane çeyrek aldım
    birini takıp diğerini tepkilere göre takabilirdim


    verilen adrese geldiğimizde
    gelen seslerden ve etrafı gözetleyince
    içerdeki kişi sayısından gerçekten bir sünnet olduğunu anladım
    ve bunu anladığım içinde ogün'ün seni çıkışta alabilirim teklifine
    -hayır ben kendim dönebilirim dedim
    nankör müydüm biraz?
    işi bitince bir kenara atılmış gibi hisseder miydi ki ogün?
    -tamam yine de bişey olursa arayabilirsin dedi
    -sağol görüşürüz dedim ve gitmesini bekledim
    misafir çocuğu gibiydi ogün
    sevilesi
    ama başka işin varken musallat olunca
    dövülesi

    içeri girdim gözüm tanıdık 3 kişiyi aradı
    ayaz ayça veya anneleri
    herkes bana bakıyor gibiydi
    bi bey karşıladı beni
    -merhaba ben eşref hoşgeldiniz dedi
    hemen kendimi tanıtmam gerekiyordu
    ayçanın arkadaşı olduğumu söyleyince
    aa tabi karşı komşusunuz nisa hanımdı sanırım
    ayaz da bahsetti sizden dedi


    ne diye bahsetti diye sormayı o kadar istedim ki o an
    ama sormaya vakit kalmadan
    -ayça içerde ayaz'la uğraşıyor
    buyrun geçin isterseniz dedi
    içeri yönelirken sanırım
    insanlar ayaz derken hangi ayazdan bahsettiklerini henüz kavrayamamamıştım
    çünkü karşı komşum deli ayaz
    üzerinde bir sünnet elbisesi ile ortalıkta dolaşıyor
    ve gidip takıldığı herkesi gülme krizine sokuyordu


    beni görmesini istemediğimden olsa gerek içeri doğru kendimi yönlendirmeye devam ettim
    ayça ile karşılaşmak beni ve onu oldukça mutlu etti

    geldiğim için teşekkür etmeler
    adresi kolayça bulup bulmadığımı sorgulamalar derken

    -ben oğlunuz sünnet olucak sanmıştım dedim
    -oğlum sünnet olucak zaten dedi şaşkın bir suratla
    sonra ne demek istediğimi anlayıp
    -aa ayaz'a diyorsun bakma sen o şakrabanlık olsun diye sünnet kıyafeti aldırttı eniştesine
    palyaçodan daha çok dikkat çeker enişte
    bırak makara yapalım biraz dedi
    o yüzden kıramadık dedi
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    0
    olay aslında sünnet düğününden çok daha öte bişeydi
    küçük ayaz çoktan hastanede sünnet edilmişti
    gelen misafirlere mangal hazırlanmıştı
    ayazın henüz dikkatini çekmemiştim
    yaşça büyük olanlara bel altı şakalar da yapıyordu ayaz
    eteğinin altından patlıcan çıkarmak gibi seviseyiz şakalardı bunlar aslında
    ama erkekler benim gibi düşünmüyordu
    ayazın amacına uygun gülümsüyordu herkes


    daha sonra küçük ayaz da bahçeye taşındı
    yatağı tek kişilik olmasına rağmen ayaz da yanına sıkışmakta ısrar ediyordu
    annesi de gelip yerini alınca yaşıyor olduğuna inandım
    gidip onunla konuşmak istedim
    nerde olduklarına annesi cevap olabilirdi oldu da

    fenalaşmış tansiyonu çıkmış hastaneye kaldırmışlar
    bi kaç ilaç yazmışlar
    doktor kendisine dikkat etmesi gerektiği
    ve hem ayaz a hem kendine bakmak zor olacağı için geçici süre kızının yanına taşınmış
    sünnet düğününden sonra da dönüceklermiş zaten


    ayaz muzipliklerine elinde pilav tepsisi ile dolaşarak devam etti
    herkese pilav yedirme telaşındaydı
    ama bunu bana o pilavın bülüklü pilav olduğunu söyledikten sonra yedirseydi
    daha az çığlık atabilirdim belki de
    ya da ona hiç gerizekalı demek zorunda kalmazdım
    hızımı alamayıp allahın delisi manyak şey demesem annesi de daha az üzülebilirdi belki
    ama ablası yüreğime su serpti
    kesilen parça hastanede kalmıştı
    ve o pilav tüm ısrarlara rağmen ayaz tarafından yapılmıştı


    ayaz yapmış olduğu şakalara rağmen hiç gülümsemiyordu
    ayrıca güzel olan sadece kirpikleri değil gözleriydi de
    ayaz sakalı olmadan
    oldukça yakışıklı bir deliydi

    ondan özür dilemek istemiyordum aslında ama
    annesi üzülmesin diye dilemek zorunda olduğumu hissettim
    -kusura bakma dediğin şeyin pilavın içinde olduğunu düşününce
    birden düşüncesizce kullandım o kelimeleri özür dilerim dedim
    -ana bacı saymak veya sadece gülümsemek seçimlerine hazırlıklıydım dedi
    annesi bir miktar daha kızdı ayaz'a oğlum o şaka herkese yapılmaz diye


    herkes sessiz sakin otururken
    sünnet duası başladı
    onun okunduğu esnada annesi ayaz a seslendi
    ayaz çabuk buraya gel diyordu ama
    ayaz onu hiç dinlemiyordu
    ayazın annesi bana dönüp
    -kızım ayaz a söyle çabuk buraya gelsin lütfen dedi
    dua devam ediyordu hareket etmem çok saygılı bir davranış olmazdı ama

    asıl sürpriz ayaz'ın sünnet kıyafeti giymesi değil
    ayaz'ın babası ve abisinin de o törene davet edilmesiydi
    annesinin telaşı da o yüzdendi
    ayaz a seslendim annen çağırıyor dedim
    -kesin kilot giymediğimi anladı taku yedim ben diyip annesine yöneldi

    uyuz pislik terbiyesizzzzzz

    annesi kulağına eğilip bişey söyledi
    ayazın birden rengi değişti
    etrafına baktı
    eniştesine yöneldi
    eniştesi ayaz'ı sakinleştirmeye çalışıyor gibiydi
    daha sonra ayaz annesini çağırıp ordan gitmek ister gibiydi
    bir miktar daha tartıştılar
    bu tartışmaya ayazın ablası da dahil oldu
    bir nevi aile toplantısına dönüştü herşey
    ama ayaz'ı sakinleştiremediler
    yumruk attı masaya ortalık gerildi
    ayaz annesinin elinden tutup dışarı yöneldi
    bende ne yapacağımı bilemiyordum
    onlar gidince kalmam anlamsız gibiydi
    arkalarından bende yöneldim

    ben onlara yaklaşırken abisi ve babası olduğunu düşündüğüm kişiler
    ayaz ve annesinin önüne geçtiler
    konuşmaya çalıştılar
    ayaz dinlemeden aralarından sıyrılmak istedi
    abisi kolundan tuttu ayaz'ı
    ayaz ona döndü
    burun buruna geldiler
    nerdeyse gözlerini hiç ayırmadan birbirlerine baktılar
    ayaz abisine kafa atmak ile ona sarılmak arasında gözüküyordu
    gözlerinden yaş geliyordu
    başını sağa sola yavaşça salladı ve devam etti
    ayazı ablası tuttu
    dur ayaz diye
    ayaz cebinden bir madeni para çıkarıp ablasına verdi
    annesinin elini hiç bırakmıyordu
    eniştesi bekleyin ben sizi zütüreyim dedi
    arabanın kilidinin açılmasını beklerken babası geldi ayazın yanına
    bişeyler söyledi


    ayaz babasının yüzük parmağından tuttu
    boş olan parmağına bir süre baktıktan sonra
    annesinin tuttuğu elini kaldırıp hala duran evlilik yüzüğünü ön plana çıkararak
    kendi kalbine zütürdü
    ayaz babasının elini de aşşağı alıp babasının kasıklarına zütürüp orda bıraktı
    mesaj çok açıktı

    bazıları kalbiyle bazıları kasıklarıyla sever


    ben tüm bu şaşkınlıklar içinde onları izlerken
    annesi bana seslenip
    -hadi kızım dedi
    bende bindim arabalarına
    ayaz öne binmişti
    annesi ile ben de arkasına


    arabada konuşulanlardan anladığım kadarı ile
    ayazın ablası ailenin tekrar barışmasını istiyordu
    bunun için plan yapmıştı ama
    hesaplayamadığı şey ayazın tepkisiydi
    enişte belki kendini savunmak
    belki de eşini korumak için
    -gerçekten haberim yoktu sizi barıştırmak istemiş bunda art niyet aramayın lütfen dedi

    ayaz eniştesine durmasını söyledi
    bu sözün üzerine araba sadece bi kaç metre ilerlemiş olmasına rağmen
    ayaz hareket halindeyken kapıyı açtı
    annesi bağırdı
    -eşref dur oğlum lütfen dedi
    enişte yavaşlayıp durdu

    annesinin kapısını açtı
    -in anne dedi
    bana bakmadı bile
    ben de hiç tanımadığım bir adamın arabasında kalmayacaktım tabiki
    bende indim ayaz eniştesine dönüp
    -karının aklı başına gelmeden bir daha yanıma getirme dedi
    ve yürümeye başladı
    annesinin elinden tutarak
    sokakta 3 kişi yürüyorduk
    erkek olanımız da sünnet kıyafetli birisiydi
    çevrece oldukça dikkat çekici olduğumuz için
    bize bakmaları oldukça normaldi aslında
    enişte yaklaştı kayınvalidesine yalvardı nerdeyse en azından eve zütüreyim diye
    ama annesi
    -bırak biraz yürüsün kendine gelsin oğlum dedi
    kızgın değildi damadına

    yürümeye devam ettik ayaz sinirliydi hala
    yerde önüne çıkan şeylere tekme atıyordu
    ona bakanlara ne bakıyorsun lan diye de sert tepki gösteriyordu
    çok muhtemelen bi kavga çıkacaktı
    çünkü bildiğim kadarıyla bu koca şehirdeki tek manyak o değildi
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    0
    en son ona bakan ve gülen iki kıza
    -hacmini küçülttüm ama siz böyle kırıtarak gülünce büyüyor kızlar dedi
    der demez de annesinden bir tokat yedi

    bi taksiye binelim yürü diye de kolundan asıldı

    evet bence de taksiye binmeliydik
    hem onlara bi taksi borcum vardı
    sarhoş olduğum gece taksi paramı onlar ödemişti

    ben öne bindim onlar arkaya
    adresi verdim annesi ile ayaz hiç konuşmuyordu
    ama ayaz annesinin elini de hiç bırakmadı
    evin önüne tam gelmeden ben ödemek istediğim için taksi parasını çıkarıp verdim
    teşekkür etmediler ama sanırım kafaları bunu söylemek için oldukça karışıktı

    annesi ayaz'a yukarı çıkmasını
    kendisinin onun için eczaneden sprey ve yara temizleyici malzemeler alacağını söyledi
    ben alayım isterseniz dedim
    -gününü yeterince mahvettik sağol kızım diyerek yürümeye başladı
    ayaz kaldırıma oturdu
    annesi bi kaç kez daha yukarı çıkmasını söyledi ama ayaz kalkmadı
    -yola çıkma ayaz o zaman burda bekle dedi
    yürümeye devam etti


    benim de ayaz'ı orda öylece bırakmak içime sinmedi
    ama gidip yanına da oturamazdım
    yanlış anlaşılabilirdi mahallece
    bi kaç metre uzaklaşıp sigara yaktım
    onu izliyordum
    yola birden koşarsa onu yakalayabilip yakalayamayacağımı hesaplıyordum
    babasına olan tepkisini anlayabilmiştim
    ama abisi ile olan hesaplaşmasını çözemiyordum
    bana döndü

    -bi sigara ver dedi
    efendim? dedim
    vermeli miydim?
    annesi kızar mıydı ki bana
    onu hiç sigara içerken görmemiştim çünkü
    bende zaten günde 4-5 tane içen birisiydim
    -bi sigara ver dedim diye tekrarladı
    -çok kibar istedin dedim zaman kazanmak için
    -vermezsen verme esrar var gider onu içerim dedi
    ayağa kalktı
    şaka yapıyor olmalıydı ama ayağa kalkması
    beni telaşlandırmış olucak uzattım bir sigara
    aldı eliyle çakmak işareti yaparak çakmak da istedi
    onu da uzattım
    yaktı bi nefes çekti
    bi nefes daha
    -bişey değil dedim
    -ciğerlerimi mahvettiğin için mi dedi
    -ama sen istedin hem vermesem esrar içecektin dedim
    -esrar içtikten sonra da kendimi öldürücem dedi
    -komik olduğunu mu sanıyorsun sen dedim
    -kim kendini öldürdükten sonra güldün de,komik olduğunu düşünüyorsun dedi
    -şaka anlayışını kastediyorum dedim
    -iyi o zaman beni ciddi bir adam olarak anarsın dedi
    -yapmıyacaksın dimi dedim
    -çaresizlik nedir bilir misin diye sordu
    -yani evet bi hastalığa yakalanmak gibi mesela dedim
    -çoğalt örneği dedi
    -ne bilim 5 kuruşsuz kalmak aç kalmak, terkedilmek sevdiğini kaybetmek diye sıralarken
    -hepsinin en az bir çaresi var kendini öldürmek,
    ama ben onu da yapamıyorum çünkü söz verdim
    annem ölmeden kendimi öldürmeyeceğime
    -ciddi olduğuna inanmıyorum dedim
    ürperiyordum
    mimiklerinde hiç sapma olmaması beni daha çok ürpertiyordu
    annesi gelsin istiyordum bir an önce
    ama bir dakika bu annesi öldükten sonra kendini öldürecekse
    neden bana bugün söylemişti ki bunu
    yoksa annesini mi öldürecekti
    ben aklı başında güzel ve çok şüpheci bi kızdım
    ayrıca endişeli


    -ciddi değilsin dimi dedim tekrar konuşmadı
    -ablan çok üzülür yeğeninde var yani onları da düşünmelisin dedim yine konuşmadı
    -belli ki çok üzülmüşsün ama herşey kader kendini toparlamalı ...

    -sus ben bunları çok duydum
    ben zaten yıllardır amı zütü dağıtmışım
    kaderle taşşak geçmek benim haddim değil
    aşk derinliğine daldırıp susuz bırakan bi güç haddim değil
    bir eli alev topu
    bir çift gözü gökyüzünün en parlak yıldızları
    ağzından çıkan her sözü şiir olarak sunup
    sonra alev topunu kalbime gönderen
    yıldızlarımı başkasının da yıldızı yapan
    ve aslında her sözüyle bana küfür ettiğini anlatan bir güç
    benim haddim değil
    annemi üzmek de benim haddim değil
    ama üzecek kimsem kalmayınca yaşamak da haddim olmayacak


    -ben ne diyeceğimi bilemiyorum aslında yani kötü bir şaka olduğuna inanmak istiyorum
    ama eğer anlatmak istersen dinlerim
    -başkaları için üzülmemeyi öğrenmelisin
    tam durduğun yere en iyi dostum düştü
    -evet çok üzüldüm bulut'a
    -başkaları için üzülmemeyi öğrenmelisin
    başkasıydı dostum oldu üzüldüm
    başka bir kadındı sevdim üzüldüm
    başka birisiyim, üzülme


    -ayaz sen hala burda mısın?? hadi çabuk yukarı
    -manitayı ayarlayıp da çıksam olur mu anne dedi
    -gel buraya gezevelik etme dedi annesi
    ayaz bana dönüp
    -bu şakaydı tipim değilsin dedi


    tipini yesinler senin uyuzzzzz
    gıcıkkk


    -kime bağırıyorsun ablaa
    -yok bişey cemrecim
    -iyi hadi gel o zaman
    -işim varrrrrr



    yukarı çıktım
    işim vardı projelere devam etmem lazımdı
    bende akşam üzeri balkona gözüm ilişti
    ayaz esrar yakmış kimseden korkmadan içiyordu
    annesi elinden almaya çalışıyordu ama beceremiyordu
    benim korktuğum şey esrar içmesi değil
    kendini öldüreceğine inanmaya başlamış olmamdı
    ayazın ablası ve kocasıda geldi balkona
    ayazın eniştesinin elinde polis telsizi vardı
    sivil polis miydi ki?
    ayaz ona rağmen esrar içmeye devam ediyordu
    tipim değilsin demek ne demekti ya
    ben çirkin değildim ki
    ben aklı başında güzel bi kızdım
    Tümünü Göster
    ···