1. 1.
    0
    2 tanesini tanıyorum, daha varsa ses etsinler bakayım.
    ···
  2. 2.
    0
    yok lan caps de yolladı bir tanesi, halis mulis 41 allama.
    ···
  3. 3.
    0
    @7
    1.55 lik türk kızı alert.
    ···
  4. 4.
    0
    @13
    almanları bilmiyorum ama hollandalı hatunlar gayet giyiyor. ayağı 40'dan ufak olanını görmedim nerdeyse amk.
    ···
  5. 5.
    0
    uplamakta faide görüyorum.
    ···
  6. 6.
    0
    40'a da razıyım...
    ···
  7. 7.
    0
    size diyorum.
    ···
  8. 8.
    0
    @41
    baylıyorum büyük ayaklı kızlara lan, ne gülmesi ne dalga geçmesi amk?
    ···
  9. 9.
    0
    hişşş.
    ···
  10. 10.
    0
    evet kızlar.
    ···
  11. 11.
    0
    çekinmeyin.
    ···
  12. 12.
    0
    confess!
    ···
  13. 13.
    0
    sabah kalktığımda yağmur hala dinmemişti gri renkli hava ruhumun daha fazla sıkılması için yeterliydi,
    aceleyle hazırlanıp işe yetişmem gerekiyordu şu an mutlu olmam için tek sebeb bu günün cuma olması ve
    business casual giyinmemdi toprak rengi keten pantolonumu giydim üzerine bordo lakost tshirt oh ne rahat
    şimdi kendimi daha iyi hissediyorum, evden çıkıp arabaya doğru hızlı adımlarla yürüdüm ıslanmak pek hoşuma
    gitmez özellikle işe giderken. acıbadem den e-5 e bağlanıp bostancı istikametine doğru ilerlemeye başladım
    yağmurlu olmasına rağmen trafik fena değildi yavaş yavaş gidiyordum birden aman allahım ! nasıl unutabilirim
    bugün fulyayı alacaktım bugün mutlu olmam için en önemli nedeni unutmuş olmama inanamıyordum, şimdi daha hevesli
    bir şekilde arabamı sürmeye devam ettim bostancı köprüsünden sahil yoluna doğru döndüm rampa aşağı devam ettim
    ve bostancı gösteri merkezinin köşesinden sola dönüp ilerledim fulya binanın önünde beni bekliyordu.

    fulya ile bir yıldır birlikte çalışıyoruz iş ortağım diyebilirim aynı odayı paylaşıyoruz günün 3/2 lik bölümünü
    birlikte geçiriyoruz ortak projelerimiz devam ediyor ve nerdeyse birbirimize yapışık yaşıyoruz çok eğlendiğimizide
    söyleyebilirim yalnız hala aramızda bir elektrik olduğunu ikimizde kabul edemedik, oldukça çekici bir başak kadını
    fulya, yaklaşık 1,70 boylarında kumral dalgalı saçları her zaman bakımlı ve makyajlı güzel gülümseyen yüzü, enerjik
    yapısıyla çok pozitif tatlı bir kız olmasına rağmen aşırı titiz kontrol meraklısı obsesif tavırları ile sizi çileden
    çıkarabilecek şeytani bir yanıda olduğunuda kabul etmem lazım.

    fulya'nın 38 numara ayakları oldukça bakımlı ve cekiciydi genelde sürekli pedikürünü yaptırır koyu renk ojeleri
    tercih ederdi tırnaklarını çok uzun bırakmamasına rağmen düzgün ve iri tırnak yapısından dolayı oldukça hoş görünürlerdi
    hafif etli tabanları ve pürüzsüz topukları ile beni her zaman hayal alemine zütürürdü, birlikte uzun zaman geçirdiğimizden
    ayaklarını inceleme şansım bir çok kereler olmuştu ama o güzelim ayaklarını sadece seyretmek ve hayal kurmak
    onlara dokunamamak, öpmemek,koklamamak benim için büyük eziyetti cesaret edip hiç bir zaman söyleyemedim...

    arabaya binmesi için bulunduğu kaldırıma kadar yanaştım kapıyı içerden açtım kocaman etkileyici bir gülümseme
    ile günaydın diyerek bir çırpıda yanıma oturdu hafif göğüs dekolteli beyaz bir body altına koyu lacivert nerdeyse
    streç denilecek kadar vücudunu saran bir kot giymişti beyaz şoset çorapları beyaz puma spor ayakkabıları ile çok
    çekici görünüyordu, özellikle beyaz çorapları ile fulyanın ayaklarını düşünmeden edemedim.

    arabaya bindiğinde sağ ayağını yukarı kaldırıp sol dizinin üzerine koydu ve spor ayakkabısını bir hamlaede çıkardı
    beyaz çorap içindeki ayak tabanı bana doğru bakıyordu ayağının kıvrımları parmaklarının şekilleri çorabın üzerinden
    belli oluyordu o an yaklaşıp yüzümü o tabana yapıştırmamak için çok zorlandım fulya ise :

    fulya : hakan bir baksana ayağıma bir şey batıyor sanki canım çok acıyor

    hafif eğildim ayağını avucumun içinde incelemeye başladım yavaşça çorabını sıyırdım işaret parmağımla okşar gibi
    yavaş yavaş tabanında elimi gezdirdim yakından görebilmek için yüzümü iyice tabanına yaklaştırtım hayalini kurduğum
    ayaklara bu kadar yakınken dudaklarımı yapıştırmamak için kendimi zor tutuyordum kalp atışlarım bile hızlanmıştı
    biraz daha elimi ayağında gezdirdikten sonra

    • ben bir şey göremedim istersen öpeyim geçsin?

    ağzımdan dökülen kelimeler bunlardı yüzüme doğru gülümsedi "çok tatlısın" dedi bir şaka olarak algılamıştı zaten
    ciddiye alsa ne diyeceğimi bilmiyordum zaten, uzanıp spor ayakkabısını elime aldım içine doğru baktım iyice görebilmek
    için yüzüme çok yakın tutuyordum bir an ayakkabıyı koklamak için bir hamle yapmayı düşündüm ayaklarının kokusunu hissetmek
    istiyordum kokuyu iyice içime çekmek istiyordum, öylece ayakkabının içini inceledim parmaklarının ezdiği yerler koyu
    renk olmuştu ayağının şeklini ayakkabının iç tabanında görebiliyordum dilimi oralarda gezdirebilmenin hayaliyle
    iyi zaman geçiriyordum, fulyanın beni izlediğini fark edince ayakkabının içindeki minik taş parçasını çıkarıp
    "işte kaçağımız burda burda" diyebildim gülümseyerek.

    fulya herhangi bir tepki vermedi çorabını düzeltip ayakkabısını giydi bacak bacak üstüne atarak arkasına yaslandı
    iş hakkında konuşarak şirkete geldik, günlük iş koşturması faslı başlamıştı herkez bir şeylerle uğraşıyordu bende
    koltuğumda arkama yaslanıp kendimi işe verebilmek için uğraşıyordum aklımdan hala fulyanın ayağı ile ilgili
    fantazilerim geçiyordu. biraz sonra fulya iki fincan çay ile yanıma geldi yetiştirmemiz gereken bir proje için
    akşam işten geç çıkmamız gerektiği konusunda beni ikna etmek istiyordu normalde mesai için pek olumlu davranmam
    ama şirkette sadece ikimizin kalacağını düşünerek olur tabi diyerek konuyu uzatmadan kabul ettim ,şimdi akşam olmasını
    bekleyerek daha doğrusu akşam ile ilgili fanteziler kurarak zaman geçirecektim bu gün iş benim için zor geçeçekti.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    sonunda akşam olmuştu şirkette kimse kalmamıştı dinlenme odası olarak kullandığımız odada iki adet üç kişilik
    rahat koltuk geniş bir sehpa televizyon, mini buzdolabı, müzik seti, kahve makinesi ve çay makinesi yani her şey vardı
    bizde çalışmak için orayı seçtik dışardan söylediğimiz yemeği atıştırdıktan sonra çalışmaya başladık vakit çok hızlı
    geçiyordu saat 10 u biraz geçmişti işimiz de nerdeyse bitmişti, fulya kendini üçlü koltuğa yatar vaziyette bıraktı
    spor ayakkabılarınıda ayaklarından destek alarak çıkardı biri koltuğun üstüne biride yere düştü ohh diye bir ses yükseldi
    dudaklarından

    fulya : çok yoruldum ayaklarım inanılmaz ağrıyorrr...
    • haklısın yorucu bir gündü bekle biraz seni rahatlatayım

    diyerek üçlü koltuğa doğru ilerledim ayaklarını uzatmış olduğu tarafa oturup ayaklarını kucağıma aldım fulya sadece
    beni izliyordu hiç bir şey söylemedi sağ ayağını iki elimle avuçlarımın içine aldım baş parmaklarım tabanında kalacak
    şekilde hafif hafif masaj yapmaya başladım topuklarından başlayıp parmak uçlarına kadar aşağı yukarı tabanına başınç
    uygulamaya başladım bir yandan fulyanın yüzüne bakıyordum gözlerini kapatmış huzurlu bir gülümseme ile hhmmmmm diye
    mırıldanıyordu halinden memnundu bu beni rahatlatdı şimdi gözlerim fulyanın ayaklarında idi bir yandan masaj yapmaya
    devam ediyor bir yandan da çorabın içinde bile şekli çok net gözüken ayaklarından gözlerimi alamıyordum artık ilerleme
    zamanı gelmişti çorabının topuğundan çekip ayağından sıyırarak çıkardım tabanları gerçekten pürüzsüzdü parmakları da
    şekilli ve uzun gözüküyordu ayağını biraz daha öne eğip üstten ayağını incelemeye devam ettim tırnakları uzun değil ama
    dediğim gibi iri ve düzgün dü bu gün oje sürmemişti beni etkileyecek türden olduğunu söylemem lazım tırnak diplerinde
    herhangi bir et parçası yoktu onlarda pürüzsüzdü sanki mermer ustası tarafından düzeltilmişti ve gerçekten inanilmaz
    görünüyorlardı hafif hafif masaja devam ediyordum bende halimden memnundum tabiki.
    sol ayağına geçtiğimde kendini daha rahat bir pozizyona sokarak ayağını bana doğru uzattı çoraplı ayağını burnuma
    dayayıp koklamak geçti içimden ama acele etmek istemiyordum yavaşça çorabını çıkardım ve ellerimle masaja başladım
    tabanlarına başınç uygulamaya devam ettim parmaklarını ayağının parmak aralarına sokarak hafif sıkmaya başladım
    bütün ayağının parmaklarını tek tek kendime doğru çektim ve bıraktım iki ayağınıda elime alıp tabanlarını seyretmeye
    başladım fulya halinden memnun görünüyordu artık hamle yapmanın zamanı gelmişti dudaklarımı sağ ayağının başparmağına
    yapıştırtım ateşli ve ıslak bir öpücük kondurdum fulya gözlerini açtı bana doğru bakıyordu bende gözlerimi kaçırmadım
    gözlerinin içine bakarak bütün parmaklarını tek tek aynı şekilde öptüm tabanına doğru ilerlemeye devam ettim yavaş yavaş
    ve hiç bir noktasını kaçırmadan ayağının tabanını öpmeye devam ettim, nazikçe ayağını kucağıma bıraktım ve beklemeye başladım.

    fulya : devam et lütfen

    diyerek sağ ayağını yüzüme doğru uzattı artık beni engelleyecek korkum kalmamıştı bu sefer ayağının topuğundan başladım
    öpmeye dudaklarımı yapıştırıp içime çekerek emiyordum tabanının her noktasını emerek parmaklarına kadar aşağı yukarı devam
    ettim ara sıra fulyanın yüzüne bakıp kontrol ediyordum yine gözlerini kapatmış tatlı bir gülümseme belirmişti yüzünde
    ayağının başparmağını ağzıma alarak emmeye başladım bir çoçuğun emzik emmesi gibi hevesli bir şekilde tek tek bütün ayağının
    parmaklarını emdim ama bana yeterli gelmiyordu dilimle yalamaya başladım ayağının tabanını aşağı yukarı sürekli yaladım
    parmak aralarını yavaş yavaş yaladım, fulyanın bundan hoşlanıyor olması beni daha çok tahrik etmişti ayaklarının ikisinide
    elime alıp yüzümü tabanlarına yapıştırdım bir süre hiç bir şey yapmadan sadece ayaklarını kokladım bütün gün spor ayakkabı
    içinde olan ayaklarının benim heryerini yalamamla ortaya daha fazla çıkan kokusunu derin derin içime çektim hissettiğim
    koku büyük haz almamı sağlıyordu ne kadar süre öylece durdum bilmiyorum ayaklarını kucağıma koydum ve geriye doğru bende
    kendimi bıraktım.

    fulya : çok hoşuma gitti yaptıkların ayaklara ilgin olduğunu bilmiyordum
    • artık öğrendin !!
    fulya : hımmmm her zaman istiyebilirim haberin olsun
    • ne zaman istersen

    saate baktığımda gece yarısını geçmişti hemen toparlandık ve çıktık arabada fulya arkasına yaslanmış çalan müziğin keyfini
    çıkarıyordu herhangi bir şey konuşmadık evine geldiğimizde yanağıma bir öpücük kondurdu iyi geceler diyerek ayrıldı ben se
    evime gidene kadar yol boyu bu akşam olanları aklımdan tekrar edip durdum.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    up in the air.
    ···