4 yıl

bebek muamelesi gün 1;

çorbanı içtin mi seko?
yemeğini bitir seko
ilaçlarını al seko
bişey ister misin seko?
meyve suyu seko
meyve ye seko.

- ehhh ulan yeter. dışarı çıkıcam ben.
- hop efe nereye?
- sıkıldım dede ya.
- otur oturduğun yerde şimarma.
- ya dede.
- otur dedim.
- peki.

abim ps'i almış gelmiş tvye kuruyor.

- nabıyon?
- iyi ps'i kuruyorum oynarız. bende burdayım nasılsa.
- he iyi alayım ifadeni.
- hadi bakalım sövmeden nasıl yapacaksan.
- sansürlü arena. küfüre karşıyız.
- görecez

bi günde yapmadığımız kadar maç yaptık halimize bak amk.

@12 http://inciswf.com/1296317785.swf

annemlerde tv izleyemedikleri için tribünleri oynuyorlardı. artık kim yener diye tartışmalarda bulunuyorlardı. şimdi düşünüyorum da yazık lan. epey zorluk çıkarmışız insanlara. neslihan benden uzak duruyordu vebalıymışım gibi. gelip öpmüyordu bile,

dedem de ki;

- oğlum gelirken ayrı geldiniz ses etmedim. doğru düzgün bi araya gelmediniz gene bişey demedim. ama bu bardağı taşırır. sende verem mi var böyle bi ucunda duruyor salonun.
- ne bileyim dede hiç anlamıyorum bu aralar.
- e oğlum gönder o zaman senden kıymetli mi?
- olmaz o dede
- ne bileyim evlat
- kapatalım bu konuyu dede.
- tamam bişey demedik hiddetlenme çocuk
- pardon dede.

annem ile neslihan mutfakta birşey konuşuyorlardı duyabiliyordum ama anlayamıyordum. nitekim çıktı kokusu

- ben yarın dönüyorum istanbul'a seko
- sebep?
- işler akasamasın
- hı hı evet eminim biz burdayken aksar toplanıtımız bile olmamasına rağmen
- gidicem ben
- tamam git gitme diyen yok.

ve işte giblememezlik çanlarımda gelip çatmıştı.

herkes donmuş bana bakıyordu neslihan kızardı, arkamı döndüm uyuycam ben dedim kolu attım elimden. bi anda bağarmaya başladı;

- bu kadar mı takmıyorsun beni?
kolundan tutup içeri zütürdüm.
- sen nasıl bağrırsın bana ailemin önünde!
- sen niye bağrıyorsun. gidişimi bile giblemyorsun.
- sen beni gibliyorsun deme sanki?
- ne alaka?
- vebalıymışım gibi yanıma bile yaklaşmadın
- saçmalıyorsun seko!
- hep ben saçmalıyorum zaten.

adeta ateş çıkıyordu kulaklarımdan. arabanın anahtarına yapıştım üzerimde pijama, kapının çarpmasını duyan abim balkona fırlamış

- seko!
- ne var be?
- ne ebenin dıbına gidiyon?
- gidiyom işte.
- o arabaya binersen giberim çocuk seni
- hadi eyvallah
- bekle dıbına koyim bekle geliyom.

abimin aşağa gelmesi 10 saniye sürmemişti. ayakkabılarını bile arabada bağlamıştı. sormadı da nereye diye hadi dedi.

ana caddeye ordan kuşadası yoluna çıktım. yanlaya yanlaya sinir ata ata gidiyordum.

yarın devam beyler

bin ettin bizi seko...

vay amk ne gıcık yerde bitirmişin lan yanlaya yanlaya okuyodum amk.

7000 devirle girdiğim viraj çıkışlarım yine aşağa yukarı aynı devirde oluyordu, abim

- az düz git la
- niye?
- niyesi mi var amk bi saattir sigara yakmaya çalışıyorum.
- peki 10 saniye yeter herhalde.
- hay dıbına kodugum delisi ya.

kuşadasına kadar gelmiştik. telefonum çaldı abime verdim açsın diye açtı. arayan neslihandı bana verdi.

- sen daha gitmedin mi
- yok seni bekliyorum.
- gelmicem git sen.
- sen bilirsin.

vay amk yok olmaz falan bile demedi.

partla bizi seko. aha partlamış muallak.

detay:

"güneş yüzünü batmaya döndüğünde yoğunlaşır duygular, kimileri o güneşte aşkı görür, kimleri acıyı, kimleri kazancı, kimileri kaybedişleri. kimi ise güneşe batırmak zorunda kaldığı sevdasını görür. aşkının gözünden göremediklerini hisseder aynı yerden batan güneşe bakarken, rüzgar eşlik eder. pişmanlıkları savurur, keşke o cümleyi kurmasaydım dersin. ama nafiledir boşunadır. kifayetsiz kalmıştır geride kalmıştır akrep yelkovandan, büyüktür aslında her daim ama hızı belirleyicidir yelkovan için. dener ama yetişemez, uzanır tutamaz saatte 1 bir araya gelirler. 1 dakika beraber kalırlar. gün boyu kovalaşırlar. akarken yaşam kimse kayle almaz seni sevgini...

Kim olduğunu söylemeyeceksen nasıl olduğum seni ilgilendirmez. diyecek kadar üslubunu unuturlar"

saat 10 gibi atarım part

biz eve vardığımızda hastalığa dair herşeyi üzerimden atmıştım. neslihan gitmemişti. uyuyordu. attım anahtarı vestiyere mutfağa yöneldim elma suyu içtim odaya yöneldim. yatakta yatıyordu karşısındaki çekyata oturdum. ayaklarımı uzattım. uyurken o kadar güzel görünüyordu ki... sonra bi anda hiç bişeyin uyku kadar güzel olamayacağı böyle kalamayacağı aklıma doldu. gözlerini açtı uyanmıştı epey sert bakıyordu.

- hayırdır gitmemişsin?
- seni nasıl bırakırım salak?
- her zaman yaptığın gibi.
- herşey sana gayet kolay.
- sana daha kolay gibi görünüyor.
- seko istanbul'da halletsek.
- istanbuldayken burda burdayken istanbulda halledicez nasıl olacak? evlenince de sehir mi değiştircez sürekli?
- ya ne alakası var?
- tamam yok bişey.
- tamam madem.
- kay az öteye.
- gel
- gerçi virusluyum ben
- üfff sus be.

başımı yastığa koyar koymaz mışıl mışıl uyudum.

ilk ve son kez bu başlıkta üçleme yapacağım beni aydınlatın;

hayatımda var olan 3 kadın; ilişkiler bazında değerlendiricek olursam

1 - neslihan, konuyu biliyorsunuz zaten
2 - şu anki kız arkadaşım, beni 4 yıl boyunca beklemiş, şu an gayet düzgün ve monoton giden ilişkimin kahramanı.
3 - hayatıma beklemediğim anda giren ve ismini vermeyeceğim güzel bayan, onunla her konuştuğumda yüzümde oluşan gülümsemeyi bi 5 yıl önce falan yaşamaıştım herhalde en son. ama beni kendine bu kadar yakınlaştırmışken bi anda kenara itti. sövmeyin özünde benim düzenimin bozulmaması için, sırf beni düşündüğünden yapıyor bunu. ama ben onu hayatımın her kulvarındaki hayallerime çoktan dahil ettim. bana yazdığı son satır hoşçakal oldu.

şimdi ne yapmalıyım beyler?

ruh halimi en iyi özetleyen parça budur herhalde

http://inci.ca/uk_stcsrcl

doldurun kadehlerinizi o zaman

http://inci.ca/ukjilg73hz

ohaaaa neler olmuş amk

1 neslihan bitti zaten amk gibleme daha

2 senin hayatının kadını seni bekledi güzel

3 o kız seni düşündüğü için yapmış ama bence kendi cıkarlarıda var

:60 ayraç

(bkz: constantinople ün fethindeki mantık hatası/#74112724)

üzüldüm la senin kadar çıkmaza giren insan var mıdır acaba ?

bugün bi karar verdim beyler;

"istanbul'u terk ediyorum, ankara'dan gelen iş teklifini sırf senin için sırt çevirdim. Antalya'ya da gitmeyeceğim. Kararım basit Bodrum'a gideceğim. Bodrum'a yerleşeceğim haftasonları izmir'e gideceğim. köpeğimle dağ bayır koşacağım. arabamı yenileyeceğim. Bodrum'dan yeni işler alacağım, zaten büyümekte olan bi kent. bi triplex ev tutacağım kendime, yanlızlığım içinde yankılansın diye. yayılacağım evimde, tv izleyeceğim, arkadaşlarımı arayacağım. organizasyon organizasyon gezeceğim. bunların hiç birinde sen olmayacaksın."

http://fizy.org/#s/16y6c1