4 yıl

reserved

ertesi gün yola çıkacaktık, abim hazırdı çantalarımız sırtımızda, motorların 2 çantaları da dolu. evdekilerle vedalaştık, neslihan "bende geliyorum" dedi. sahiden geliyordu hazırdı. dünkü konuşma işe mi yaramıştı. kafamda binbir saçma soru dönerken, abim bana bi baktı " hay allah'ım yarağa yedik" gördüm yüzünde. atladık motorlara bastık yola abim önde bende hemen arkasında, nazi kasklarımız guneş gözlüklerimiz on numara bi şekilde yoldaydık. Neslihan her fırsatta boynumdan öpücük alıyordu. çok hoşuma gidiyordu sımsıkı dolanmıştı belime. şarkılar söylüyordu, yarım yamalak duyabiliyordum. ilk mola yerimize varmıştık, bafa. bilen bilir bafa, akbük'ü geçince, milas'a bağlı, bi göl. kenarında restorantların bulunduğu çok pahalı olmayan bir yerdir. Merak edenler için söylüyorum, o ada harbiden yüzüyor. Neslihan bu tarafı daha önce hiç görmemişti. göl kenarına oturduk abim wc2ye gitmişti. neslihan bana sarılırken;

- hayatım. dedi
- efendim sevgilim.
- özür dilerim. dün söylediklerini çok düşündüm haklı olduğuna karar verdim.
- sağol hayatım bana hak verdiğin için.
- seni çok seviyorum.
- bende seni çok seviyorum hayatım.

abim geldi. "güneş batmadan gökovada oluruz herhalde" dedi.

- acelemiz ne?
- 5 günde maksimum yol yapalım diye düşünüyorum işte akşam gökovada kalırız ordan devam. orayı hızlı bitirip dönüş yolunda şirinceye de uğrarız.
- bak o zaman uyar.
- e hadi kalkın o zaman.
- hadi.

Şirince, izmir'in selçuk ilçesine bağlı eski bir rum köyü. şarapları mükemmel ötesidir. Tabi kahvaltılıkları da.

yolumuza devam ettik, yolda 3 motorlu daha gördük selamlaştık, süperdi tüm motorcular böyleymiş. selam alıp verirlermiş. onları geçip yolumuza devam ettik. milas'ı geçtik, mis gibi çam kokusu arasında yolumuz akıp gidiyordu. neslihan yol boyunca şarkılar söylemeye devam ediyordu. yol aktı muğla'daydık. benzinliğe girdik. benzinci "abi sizden önce bi kafile uğradı, onlardan mısınız?" dedi. "abim yok biz ikili takılıyoruz böyle" dedi. gülüştük. neslihan wc'ye gittiğinde sohbet fırsatımız oldu.

- böyle iyi oldu be seko
- oldu tabi ya, özlemişim buraları da.
- bende, yanlız ilk geliyorum.
- bence daha çok eğlenirsin.
- sende yanlız olaydın iyidi.
- bi gun önceki kavganın sonuçları aga yapacak bişey yok gelmicekti normalde biliyorsun.
- biliyorum biliyorum.
- gökova'da bi gece mi kalcaz?
- bilmem bi gidelim de.
- tamamdır.

Marketten çikolata aldım, motor üstündeyken uzun sürüş ise vücut ısınız düşer, düzenlemenin en iyi yollarından bar çikolata yemektir.

benzinlikten çıktık 40 dakika kadar yolumuz kalmıştı. ula'dan sonra sakar geçidine vardık tepeden tüm gökova manzarası ayağımız altındaydı. efsanedir o manzara benim için hemen kenarında akyaka vardır. adı kadar temiz bir yer. milli parka doğru sürdük. çadır alanına geldik. yeri beğendik. çadır kuruldu. tahminimizden erken varmıştık, yorgunduk, ama kısa tatilde değerlendirmek gereken çok zaman vardı. hemen merkeze indik mangallık bişeyler aldık, biraz gezdikten sonra çadır alanına döndük. yemek yedik. denize atlayanlara bakıyorduk. abim "S" neslihan "n" bende "b"

s - atlayalım mı lan?
b - bana uyar.
n - ordan atlanır mı?
b - neden olmasın?
s - çok güzel atlanır hemde.
n - çok korkunç.
b - ohooo birşey olmaz sen atlama istersen.
n - atlamam zaten.
b - sen bilirsin hayatım.

abimle koşup atladık hemen. yüzdük falan derken epey yorulmuştuk, sabah erkenden marmarise yola çıkacaktık, erken yatmak lazımdı. çıktık duş aldık hemen kurulandık tulumlarımıza attık kendimizi.

sabah 7de kalktık, kahvaltı ettik düştük eski marmaris yoluna, neden diyeceksiniz. eski marmaris yolu dümdüz okaliptüs ağaçlarıyla bezenmiş mis kokulu bir yoldur. araba da geçmez artık yeni yol hemen yan tarafı çünkü. çok iyi anlatamadığımı düşünürek buyrun capsi.

http://www.incicaps.com/r/265010622634.jpg/

önce köyceğize gidecektik, orası da şahane bi yerdir. küçük bi gölü var ama yüzülebiliyor. piknik masaları falan koymuşlar gayet nezih bir yer yani. Neslihan buraları hiç görmemiş olduğundan ağzı açık izliyordu her yeri durmadan fotoğraf çekiyordu.

- buraları çok güzel.
- öyledir tabi hayatım.
- burda yaşayalım evlenince
- neden olmasın.
- dalga geçmiyorum.
- tamam bebeğim bende geçmiyorum.
gülüştük öpücükler falan. Abimin yanında çok fazla yapmak istemiyordum. adama nispet gibi olurdu. yazık lan üzülüyordum onu öyle görünce.

şimdilik bu kadar, akşam 9 gibi gelirim.

vay moruk girmişin yine bi kaç part..

edit: okundu..

olum eski marmaris yoluna bittim lan..

geldim beyler gibleyen varsa yazıcam part

belki bi ara okurum

@653 eyvallah

burdayız seko

köyceğiz'den marmaris'e aktı yol. kuş sesleri, öğlen sıcağındaki esinti ile beraber. Marmarise vardığımızda otelde kalacaktık rezervasyonlar yapılmıştı. güzel 4 yıldızlı bir otel. begonyaların arasından girişi olan uzun giriş yolu vardı. abim;

- gibseler ben bu yolu yürümem dedi, kapıda durduğumuzda.
- e yürüme yolu değil ki zaten.
- onu demiyorum motorla çıkarız dolaşmaya.
- e yani bende yürümem onu kastetiyorsan.
- başka ne kastetcem lan.
- tamam be.
- kız atarı yapma bana hadi sür.
- tamam.

Girişte valeler karşıladı bizi, şu araba parkedenler. Motorlara baktılar. "biz size otoparkı göstersek siz bıraksanız biz sizi baggie ile alsak?" "olur" dedik. Korkmuşlardı muhtemelen hayatlarında motor almamışlardı. önde onlar yolu gösteriyor, arkada biz. Motoru parkettikten sonra resepsiyona geldik. işlemleri yaptık odalara geçtik. Abim bi kız düşürse de kafası rahatlasa diye düşünüyordum. Marmaris'e çıkmadan önce amele yanıklarından kurtulmak lazımdı. motor üzerinde çok yanmıştık ama dirseğe kadar.

havuza indik, yerimizi belirledik, bardan birşeyler almaya gitti ulan yarım saat oldu yok. bi kaldırıp bar tarafına baktım, çökmüş oraya hatunun biriyle muhabbet ediyor. vay dedim olaya gel. gittim bara, ona hiç yanaşmadım bile

- 2 mojito lütfen.
- tabi ki. Nerelisiniz?
- izmir. bahşiş koparmaya çalıştığı belliydi, ama üzerimde hiç para yoktu aklıma gelmedi odadan almak.
- izmir güzeldir.
- gittin mi?
- evet 2 kez
- neresine?
- alsancak.
- başka?
- o kadar
- e o zaman izmir'e gelmemişsin sen.
- nası anlayamadım?
- alsancağa gelmişsin başka yere gitmediysen. o sayılmaz. gülüştük epey. aldım içkileri, üzerime para almadım kusura bakma bi dahakine hesaplaşırız dedim. tamam dedi. ama suratı düştü, birşeyler sıkıcam sanmıştı ki sıkacaktım akşama 5 saat kadar bekleyecekti sadece

bu akşam hızlısın panpa devam et

devrezerv

yerimize döndüm neslihan "abin nerde?" dedi.

- ya bırak abimi bebeğim.
- nerdeki?
- kız ayarlamış barda çaktırmadan bak
- vaayyy süper ya.
- kafası dağılır biraz.

akşam üstü dışarı çıkılacak, abimin verdiği saatte lobbyde buluşucaktık. lobbye indik ayağamda vazgeçilmez shortum, üzerimde kolsuz body. neslihan da short giydi, üzerine kolsuz. renk uyumumuz tamdı. bende yeşil short, beyaz body, onda ise beyaz short yeşil t shirt. Abim aşağa bi geldi oha o kızla

- hazır mısınız?
- valla siz hazırsanız bizde hazırız.
- e tamam o zaman.
- nereye doğru?
- marinaya doğru.
- tamam göster bakalım yolu. kafiyeye güldük o an falan bagie ile otoparka geçtik, motorları aldık, marina'ya doğru yola çıktık.

Okuyoz motor guzelmis :d

@658 hızlı başladık panpa
@661 eyvallah panpa *

marina'ya geldik motorları uygun bir yere parkettik. Lan kızla abim sarmaş dolaştılar bu beni çok şaşırtmıştı. ne çabuk lan diyordum kendi kendime, ne çabuk adapte oldu yaşama. bana olsa aynısı yataktan çıkamazdım herhalde. arkadan arkadan yürüyorduk biz aşk tazeliyorduk. Dondurmacı gördü, "dondurma istiyorum" dedi.

- abi dondurma yer misiniz?
- olur. deyip ilerden geri döndüler.
dondurmacı bağrıyor maraş bu maraşş diye. abim dedi ki bak oyun yapmaya kalkma hiç hoşlanmam. dondurmacı dedi "tamam abi" ulan bilirsiniz o binleri yapacak işte. dondurmayı uzattı önce abime, abim uzandı hop dedi, çekti. abim "bak yapma ver şunu" dedi. 2.de uzattı tam çekerken abim sert bi hareketle demiri tuttu "lan ben sana yapma demiyor muyum" dedi. "git turistlere yap bu şakalarını" adam bembeyaz oldu dondurma kadar beyazdı. herkese efendice verdi dondurmasını. yürümeye devam ettik. Neslihanla hayaller kuruyorduk, bizde böyle bir motor yat alalım diye. hiç eve ihtiyacımız olmazdı.

- hayatım
- efendim bebegim.
- iyi ki gelmişim.
- evet hayatım katılıyorum.
- duyamadık ama
- iyi ki gelmişsin bebegim.
- zorla aldık ama olsun. demesiyle burnuna sürdüm dondurmayı. güldü, abimin taklidi yapıyordu, ver lan dondurmayı. gülüşüyorduk, abim

- hızlanın lan şurda güzel bi bar var dedi.
- tamam nası bi bar.
- rock bar işte club olcak hali yok ya
- hee iyi tamam gidelim olur uyar uygundur.
- sus dıbına koyim be.
- tamam be.

bara girdik, sap ve kız sayısı hemen hemen eşit görünüyordu. oturduk, canlı müzik vardı. genç bi grup duman falan çalıyorlardı iyiydi binler. biraver geldi ortaya, dayandık tabi buz gibi bira. şarkılara eşlik ediyorduk, kız abimin omzuna yaslanmıştı vay dıbına koyim yaz aşkına bak hele sen. neslihan dedi ki

- bak bizim ilk günümüz
- evet hayatım.
- mutlu olacaklar, beraber yatacaklar, sevişicekler, kavga edicekler, özür dileyecekler.
- ayrılıcaklar
- nasıl yani ne demek istiyorsun.
- yaz aşkı modu muhtemelen kavga bile etmezler. biz gideriz ilişkileri biter.
- ya saçmalama.
- gör bak hayatım, sen herkesi bizim kadar azimli mi sanıyorsun?
- ne bileyim. aman neyse anı yaşasınlar işte.
- hee bırak napıyolarsa yapsınlar.

çok içmedik motor kullanacağımız için, bir biraver bitti, saat 12 civarı çocuklar sahneden indi, yerlerine daha paspal death metal yapmaya çalışan bi grup çıktı. baş şişirici olacağı belliydi o yüzden kaçalım dedik. biraz daha dolandıktan sonra otele dönüp, lobby barına geçtik.