1. 1.
    -2
    bundan 4 yıl önce yaşadığım inanılmaz sevişme. evet beyler başlıyorum anlatmaya. söyleyeceklerimin 1 kelimesi bile yalan değildir, yalansa muallakler kovalasın. başlıyorum... dinleyecekler 5 dk'a rizorvıd yapsın
    ···
  2. 2.
    -1
    22 geçe başlıyorum beyler , okumuycaklar boşu boşuna entry girmesin
    ···
  3. 3.
    -1
    bi akşam evde oturuyorum sercan aradı "kardeşim napıyosun bu akşam benim hatunun doğum günü hadi sen de gel, arkadaşları falan gelecek." ulan dedim bu saatte mi haber verilir. ee nerde olacak muhabbet? "yeri daha tam kararlaştırmadık, ama sen iskenderuna gel , gelince yine beni ara. eh iyi madem dedik duş yaptık, giyindik falan atladık minibüse
    ···
  4. 4.
    0
    beyler okuyanlar ben anlattıktan sonra entry girsin ki biliyim okuduğunuzu
    ···
  5. 5.
    -1
    neyse antakya'dan atladım minibüse. iskenderunda indim. iner inmez aradım sercan'ı nerdesiniz diye. "yakamoz'dayız kardeşim iskelenin üstü" dedi. (o zaman mekanın ismi yakamoz, şimdi deniz yıldızı oldu. liseliler bilmez)... ulan dedim bulmuşsunuz kol gibi hesap geçirecek mekanı. kazandığımız 3 kuruş para. neyse girdim mekana uzun bi masa yapmışlar, herkes manitasıyla gelmiş bi ben varım sap olarak. aha dedim sıçtık... bütün gece kös kös oturucaz...
    ···
  6. 6.
    0
    oturdum masaya. sadece iki kişiyi tanıyorum masadan. sercan ve manitası. geri kalanların hepsi çift. ben de yalnız gelince diğer erkekler bi gerildiler. kimse benimle muhabbet bile etmiyor. bu gece bitmez derken canlı müzik başladı mekanda. millet hoppidi hoppidi el çırpıyor falan derken bi baktım masada tam karşımda oturan adını bile bilmediğim bi kız ha bire bana bakıyor. yanında sevgilisi olmasına rağmen. herhalde bana öyle geliyor dedim ama ne zaman dönsem kız tuhaf bi şekilde beni kesiyo...
    ···
  7. 7.
    -1
    @12 değil panpa bu sercan hafif kel pekekent biri bi adam.

    bu arada karşımdaki kız hiç konuşmuyo benimle , ama sürekli bakıp gülümsüyor. bi ara sevgilisi tuvalete gitti, o da muhabbete girdi. bu arada sercan da tanıştırdı. ilkay'mış adı. gece bu şekilde bitti. aradan 1 hafta geçti ben bi hastalandım. grip oldum. ama nasıl grip ölecem nerdeyse. evde tek başımayım ölsem sıçanlar yicek cesedimi... tam böyle düşünürken telefon çaldı...
    ···
  8. 8.
    -1
    dinliyor musunuz amk kendi kendime mi anlatıyorum
    ···
  9. 9.
    0
    ... bi baktım tanımadığım bi numara. lan diyorum bu kim bu saatte. açtım telefonu.

    -alo x sen misin?
    -evet benim. siz kimsiniz?
    -ben ilkay...
    -ee pardon ama tanıyamadım. hangi ilkay?
    -ya sercanın kız arkadaşının arkadaşı olan. doğumgününde tanışmıştık ya. o işte...
    -haaaa tanıdım. naber ilkay nasılsın?
    -iyiyim sne nasılsın?
    -çok fena hastayım. ölüyorum ya. boğazım şişti. ateşim var vs vs vs...
    -aaa geçmiş olsun. ben de şey dicektim işin yoksa bana gelsene. antakya'da evim. canım sıkıldı da 2 laflarız dicektim..
    -aa aharika olurdu ya (ananı gibiiimm) ama yerimden kalkamıyorum ilkay. acaip hastayım...
    -yaa gel işte. sana çorba yaparım ben. terlersin hemen iyileşirsin..

    beyler yemin ediyorum. kıpırdayacak halim olsa uçarak gidicem. tarif ettiği eve gidip varmam 10 dk. ama kıpırdayamıyorum dıbına koyim. o gece gidemedim maalesef. sonra haberleşiriz tekrar diyerek kapattık telefonu... aradan birkaç gün geçti...
    ···
  10. 10.
    +1 -1
    amk 1 kişiye hikaye anlatıyoruz neyse durmak yok yola devam

    işten yeni çıkmışım perişanım. zırr telefon. bi baktım ilkay. aha dedimm oluyoorrr.. nerdesin dedi. dedim eve doğru yürüyorum. iyileştin mi dedi. evet dedim. hadi bana gel film falan izleriz.. ee iyi madem dedi. ben bi eve gidiim gelirim dedim. koşarak eve gittim.

    Beyler böyle bir andaki heyecanı bilirsiniz. yeni bir kadınla ciks yapma umudu. adamın kalbini pırpır eder. aha ben de pırpırlayarak eve gittim ve alelacele duş aldım, parfüm sıktım, giyindim ve belediye otobüslerinin kalktığı yere gittim. atladım otobüse. aradım ilkayı ben geliyorum dedim. ben snei duraktan alırım dedi... otobüsün en arka kısmına geçtim. ve birkaç saat sonra olası gibişi hayal etmeye başladım. ama bir yandan da içimde "lan sevgilisi yok muydu bunun?" yoksa sdece muhabbete mi çağırıyor diye bi sıkıntı var. bu hayallerle otobüs yanaştı durağa..
    ···
  11. 11.
    0
    5 kişi olana kadar anlatmıyorum amk konuya giricem kimse okumuyor
    ···
  12. 12.
    0
    tamam amk senin için anlatıyorum
    ···
  13. 13.
    -1
    belediye otobüsünden bi indim. aha karşımda. altında gri bi eşofman. üstünde krem renk bi mont. gittim yanına "naber" diye öperken bi baktım saçları şampuan kokuyor. ahaaa dedimm duş almış hazırlanmış. bir de parfüm sıkmış bolca. peki parfümü ne? bilenler iyi bilecektir hypnotic poison. ne zaman duysam beni şaha kaldıran koku. puzzle yavaş yavaş tamamlanıyordu. muhabbet ede ede eve doğru yürümeye başladık. tam bi tekel büfesinin önünden geçiyoduk. bu içeri girdi bira mı? votka mı diye sordu... al işte puzzlea bi arça daha eklendi. içer misin diye sormuyo bile. ne içersin diye soruyo direkt. dedim ben votka içerim. enerji de varsa daha çok içerim. 1 şişe smirrnof aldı. 4-5 tane enerji. 1 tanede portakal. o portakallı seviyomuş. şu kızlar alkollü içkileri bin etmeseler olmaz dıbına koyim... neyse eve doğru yürümeye başladık... eve yaklaşınca "ya sen benden 5 dk sonra gelir misin, ev sahibi hemen alt katımızda oturuyor, sorun olmasın" . iyi dedim ben sonra gelirim... bu önden yürüdü girdi eve...
    ···
  14. 14.
    -1
    ben az ilerde bekliyorum ama içim içimi yiyor. acaba ne olacak, verecek mi, sabah iş var, bu gece burda mı kalırım yoksa eve mi giderim.. sorular dolu kafamda. neyse diyorum su akar yatağını bulur. ben de dalıyorum apartmana. kapının önüne geliyorum tam vuracakken açıyor kapıyı. fısıltıyla "hemen gir diyor"... montumu alıyor önce. sonra odasına giriyoruz. yalnız mı kalıyosun sen diyorum. "ya normalde ev arkadaşım var, ama karşıda erkek arkadaşında kalıyor hep" diyor. iyiymiş diyorum sinsice. hemen koyyiim diyor... nasıl yani?ne? diyorum.. votkayı.. hemen koyyim mi? yoksa sonra mı içersin diyor.. haaa , hemen içerim ben ya diyorum...

    odayı tarif edeyim. kapıdan girdikten sonra tam karşıda kalıyor odası. odaya girince tam karşıda bi pencere var. sağda dolap var. solda yatak ve yanında çekmece vs. odanın ortasında da bi sehpa ve etrafında minderler var.

    minderlerin üstüne oturuyorum. merakla odayı süzüyorum. dolabına biir sürü fotoğraf yapıştırmış. evet bildiniz. sevgilisinin fotoğrafları. hay dıbına koyiiim diyorum. galiba bişey olmucak... sonra mutfaktan o geliyor...
    ···
  15. 15.
    +1 -1
    tepsiye hazırlamış bardakları. cips de var. hem de en sevdiğim. lays baharatlı. bi de mum var tepside. o ne la diyorum. tak ışığı kapatıyor. sadece mumla kalıyoruz. "romantik oldu di mi kikikikik" diyor. kafam karışıyor. dıbına koyim sevgilisi var ona rağmen böyle davranıyor. lan diyorum galiba hedefe yaklaşıyoruz. sonra gelip yanıma oturuyor. o parfüm yok mu o parfüm... yemin ederim başım dönüyor. bi daha yazıyorum bak beyler. hypnotic poison. böyle azdırıcı tahrik edici bi koku yok. sonra ilk tanıştığımız geceden açılıyor konu. ben kimseyi sallamamışım o masada, bu yüzden dikkatini çekmişim. lan diyorum içimden hala bu numaraları yiyen hatunlar varmış demek ki. sonra da şarkı söyleyince iyice hoşlanmış benden. bu arada ben sevgilisinden laf açmamaya gayret ediyorum. eğer açarsam yan yattı çamura battı durumu olabilir. daha önce başıma geldi. vicdan yapıyo kahpeler bazen... bu arada o bana soruyor sevgilin var mı falan diye. ben de yok diyorum. ama ben hiç sormuyorum senin var, neden böyle yapıyosun diye. sonra birden ayağa kalkıyor... cama gidiyor...
    ···
  16. 16.
    -1
    camı açıyor... lan diyorum şimdi donacaz. ve eğiliyor. eşofmanından beli açılıyor. allaaam o ne güzel görüntü. pürüzsüz. gamzeleri olan bi bel çukuru. ben böyle dalmışken bana sesleniyor "gelsene , bak burdan manzara daha güzel görünüyor." "aa gerçekten mii" diyerek zıplıyorum yanına. o pencerenin sağında. ben sol tarafındayım. zaten ufacık pencere. neredeyse üstüne abanmış gibi duruyorum. sağ kolum da pencere kenarında eğilip manzarayı görmeye çalışıyorum... yine parfüm kokusu. dayanamıyorum dıbına koyim. vermese de tecavüz ederim bu kokudan sonra kesin... başımı hafif yanağına doğru zütürüyorum. saçları yüzüme değiyor, kokusu içime işliyor...
    ···
  17. 17.
    -1
    sonra fısıltıyla "biliyo musun, bu koku beni delirtiyor diyorum".. "evet biliyorum" diyor. "nasıl ya?". "özge söylediii, sen çok sever mişsin bu kokuyu kikikiki" diyor. özge dediği de sercanın manitası. vay dıbına koyim diyorum içimden, olaya bak. o kadar yakındayken artık durduramıyorum kendimi önce tepkisini ölçmek için ufak bi öpücük konduruyorum dudaklarına. tuhaf tuhaf gülümsüyor. eyvah diyorum şimdi işle taka saracak. sonra "ee bu kadarcık mı?" diyor. lan diyorumm içimden , tombeleyyo tombeleyyoo... yapışıyorum dudaklarına. bu arada hala camın önündeyiz ve öyle bi soğuk var titriyoruz...
    ···
  18. 18.
    -1
    öpüşe öpüşe minderlerin üstüne uzanıyoruz. ben direkt üstünü çıkarmaya abanıyorum. "lütfen durrr, yavaş yavaş, acele etmeyelim"diyor. acele etmeyelim de arkadşa balta sapı gibi oldum. zaten parfüm delirtti. sonra öpüşme. saat de ilerliyor. sabah iş var... peki diyorum. uzuun uzuun öpüşüyoruz. boynuna inince resmen minderleri yoluyor tırnaklarıyla. bazen ısırır gibi öpüyor. bazen çok hafif. ufak ufak... sonra ben minderlerde oturma pozisyonuna geçiyorum. o da kucağıma geliyor. kalçalarını avuçlayarak öpüşmeye devam ediyoruz. beyler bir kalça var. yemin ederim taş. kalçalarını sıktıkça iyice deliriyor. aha diyorum bi noktayı bulduk. kalçacı bu da... sonra üstündeki fermuarlı eşofman üstünü çıkarıyorum. sadece askılı badisiyle kalıyor. yeşil bi badi. içinde sütyen yok. içinde sütyen olmayan badi giymiş bir hatun hayal edin. göğüs uçları dikleşmiş... iyice deliriyorum. göğüslere dalacam. ama yine yavaşş der diye temkinli davranıyorum...
    ···
  19. 19.
    -1
    başlıyorum badinin üstünden göğüslere dokunmaya. aha itiraz etmiyor. iyice avuçlamaya başlıyorum. bu arada o da kucağımda aletin üstünde sürttürüyor. iyice deliriyor. beni kendisine doğru çekiyor ve sewatimi çıkartıyor. heh şöyle ya diyorum.et ete değmeye başlasın artık. boynumdan aşşağı doğru yalıyor. deliriyorum dıbına koyim. direkt üstünü başını parçalayıp gibmek istiyorum. ama sakin olmam lazım. herşeyi berbat edebiliriz... ben göğüsleri badi üzerinden okşarken lan diyorum yeter bu kadar. çatt diye çıkarıyorum badisini üstünden. işte bu an beni dünyanın en mutlu adam eden anlardan biri. daha önce yalamadığınız, öpmediğiniz, emmediğiniz, kokusunu bilmediğiniz yeni bir çift göğüs karşımda. o heyecanla hemen yumuluyorum. fazla abanmış olabilirim. kız "off biraz yavaş, canımı acıtmaa" diyor inleyerek. uzuun uzuun yalıyorum, emiyorum göğüslerin. ellerime arada da kalçalarını avuçluyorum. en çok hoşlandığı şey de bu. ne zaman kalçalara dokunsam deliriyor... sonra kalkıyor üstümden elimden tutuyor beni de kaldırıyor.. aha diyorum.
    ···
  20. 20.
    0
    amk 1 kişiye hikaye anlatıyoruz ya devamı yok 15 dk upluycam amk başlığını
    ···