1. 26.
    0
    solcu bir siyasi örgüte üye olduğu için 1980 darbesinden sonra üç yıl hapis cezasına mahkûm oldu. hapishane yıllarında edebiyata ilgi duymaya başlayan demirkubuz, yazmaya başladı. dostoyevski’nin, özellikle suç ve ceza’nın üzerindeki kalıcı etkileri o yıllarda oluştu.
    ···
  2. 27.
    0
    tahliyesinden sonra anadolu’nun çeşitli kentlerinde işportacılık yaptı. askerliğini erteleyebilmek için okula dönmeye karar verdi ve liseyi dışarıdan bitirerek i̇stanbul üniversitesi i̇letişim fakültesi’ne girdi. sinemaya 1986 yılında zeki ökten’in asistanlığını yaparak başladı. i̇lk uzun filmi c blok’u (1994) çekene kadar çeşitli yönetmenlerin asistanlığını yaptı. c blok’tan sonra demirkubuz, kendi senaryolarını yazan bağımsız bir yönetmen olarak çalışmaya devam etti. uluslararası eleştirmenler ve izleyiciler, demirkubuz’u venedik film festvali’nde gösterilen ikinci filmi masumiyet’le tanıdılar. demirkubuz’un üçüncü filmi olan üçüncü sayfa, türkiye’deki film festivallerinin yanı sıra locarno ve rotterdam film festivalleri de dahil olmak üzere avrupa’da yapılan çok sayıda film festivalinde gösterildi. bu dönemde zeki demirkubuz “karanlık üzerine öyküler” adını verdiği üçlemesinin çalışmalarına başladı. üçlemenin ilk iki filmi, yazgı (2001) ve i̇tiraf (2001), 2002 yılında cannes film festivalinin “un certain regard” bölümünde gösterildi. üçlemesini başrolünü de üstlendiği bekleme odası’yla (2003) tamamlayan demirkubuz, daha sonra masumiyet’in başlangıç öyküsünü anlatan kader’i çekti. (2006). demirkubuz’un son filmi 2009 yılında gösterime giren kıskanmak
    ···
  3. 28.
    0
    tuncel kurtiz (d. 1 şubat 1936, bahçecik, kocaeli[1]), sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen, yapımcı, senarist.
    üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, pgiboloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı.[1] i̇lk kez 1959 yılında dormen tiyatrosu'nda oyunculuğa başlamış olan sanatçı, sinema filmlerinde rol aldı. sürü filmiyle zirveye çıkan sanatçı, doğayla içiçe yaşamayı sever. hacı ve asi adlı dizilerde başrol oynamıştır. 2009 yılının başında vizyona giren olan güz sancısı filminde kamil efendi karakterini canlandırmıştır.şu anda ezel adlı dizide ramiz karaeski karakterini canlandırmaktadır.2010 yaz döneminde ntv yeşil ekranlarında edremit'in çamlıbel kasabasında zeytinbağı adlı işletmede dostlarını ağırlayarak tuncel kurtiz ve dostları adlı program yapmaktadır. ayrıcı bbc'nin hayat (life) belgeselini seslendirdi
    ···
  4. 29.
    0
    reo speedwagon is an american rock band. formed in 1967, the band grew in popularity during the 1970s and peaked in the early 1980s. hi infidelity is the group's most commercially successful album, selling over ten million copies and charting four top 40 hits in the us. over the course of its career, the band has sold more than forty million records and has charted thirteen top 40 hits. reo speedwagon's popularity has declined over the years but the band still tours regularly, and remains popular on the fair and casino circuits and teams up with other acts to play larger venues.[1][2] in summer 2010, the band
    ···
  5. 30.
    0
    keita, fildişi sahili millî futbol takımı'nda kanat oyuncusu olarak oynamaktadır. klagib 4-4-2 taktiğinde orta sahanın sağında görev yapabilen keita, 4-3-3 sisteminde kanat forvet olarak da oynayabilmektedir. halen fildişi sahilleri millî formasını giyen forvet oyuncusu, futbol kariyerine 1999-2000 sezonunda africa sports'da başladı. daha sonra sırası ile étoile du sahel, [[[al ain fc|al ain]], al-sadd, lille ve o.lyon takımlarında forma giydikten sonra 2009-2010 sezonu başında galatasaray'a transfer oldu. kısa sürede galatasaray taraftarının gözdesi haline gelse de kendi isteğiyle o sezonun sonunda katar'ın al sadd takımına transfer olmuştur. fildişi sahilli oyuncu galatasaray'da aldığı 2.5 milyon euro olan yıllık ücretini katar’a giderek neredeyse ikiye katlamış ve yıllık 4 milyon euro’ya ‘evet’ demesiyle galatasaray yönetimi de bu transfere onay vermiştir.[1] keita, halen futbol hayatını orada sürdürmektedir.
    ···
  6. 31.
    0
    shaggy (orville richard burrell, d. 22 ekim 1968, kingston), jamaika asıllı amerikan müzisyen ve yapımcıdır. sahne ismi shaggy'yi scooby-doo isimli çizgi filmdeki karakter shaggy'den almıştır. reggae tarzı müzikleriyle tanınmaktadır.
    ailesiyle birlikte new york’a taşınmasının ardından 1988 yılında ilk single’ını çıkardı. yerel bir başarı kaydetti ama aynı yıl orduya katılınca müzik kariyerinde bir duraklama yaşandı. körfez savaşı sırasında irak’a giden sanatçı, dönüşünde müzik kariyerine yönelmeye karar verdi.
    1993 yılında ilk single’ı "oh carolina"ı yayınladı ve i̇ngiltere listelerinde bir numaraya yerleşti. 95 yılına kadar çeşitli projelerde yer aldı ve 1995 yılında, 90’lı yılların en tanınan şarkılarından biri olan "boombastic"i yayınladı. albüme adını veren single, pop listelerinde 3 numaraya, r&b listelerinde ise 1 numaraya yükseldi. albüm "en i̇yi reggae albümü" dalında grammy ödülünü aldı.
    bu başarının ardından dünya turnesine çıkan shaggy, 1996’da maxi priest ile düet yaptı ve "that girl"ü yayınladı. 1997 yılında midnite lover adlı albümünü piyasaya süren sanatçı, bu albümün pek de başarılı olmaması nedeniyle plak şirketiyle olan anlaşmasını kaybetti.
    shaggy, film müzikleriyle çalışmalarına devam etti. "luv me, luv me" ve "hope" singlelarıyla yine dikkatleri üzerine çekti ve bu başarı ona başarılı bir plak şirketiyle yeni bir anlaşma kazandırdı. 2000 yılında çıkardığı hot shot albümü, çok başarılı oldu ve bu albümden çıkan "it wasn’t me" single’ı 2001’de listelerde 1 numaraya ulaştı.
    shaggy, 2002’de bir 'greatest hits' albümü yayınladıktan sonra lucky day albümünü yayınladı. bu albüm, hot shot kadar başarılı olamadı ve shaggy’nin bir sonraki albüm çalışması ise 2005 yılında geldi. ancak clothes drop adını taşıyan bu albüm de beklediği kadar ilgi çekmedi.
    2007'nin ekim ayında yayınlanan intoxication albümünün ilk video klibini "church heathen"'a çeken shaggy, sonraki single için akon'la ortak çalışması "what's love"'ı seçti. ardından da "bonafide girl", "donya" , "feel the rush" ve "like a superstar" parçaları geldi.
    2009'da gary "nesta" pine ile ortak çalışması "fly high" adlı single parçasını piyasaya sürdü. 2010'da ankaralı namıkla çıkardığı kaymak lazım adlı parça piyasaya sürüldü ve dünya çapında hit parçalar arasına yerleşt
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    okudum ıbretlık herkes okusun
    ···
  8. 33.
    0
    pink floyd, ingiliz progressive ve psychedelic rock grubu. 20. yüzyılın efsanevi müzik gruplarından biri olarak nitelendirilir
    ···
  9. 34.
    0
    1964 yılında syd barrett (gitar), roger waters (bas gitar), nick mason (bateri) ve rick wright (klavye) tarafından kurulmuştur. syd barrett grup kurulduğunda sigma 6 olan ismini iki blues ustası pink anderson ve floyd council'in isimlerini birleştirerek "the pink floyd sound" olarak belirlemiştir. ilk zamanlar yerel bir kitleye sahip olsalar da kullandıkları görsel efektler ve sahne performansları ile kısa denilebilecek sürede ulusal kitleye sahip olmuşlardır. kurulduğu zamanlar grupta bob klose adlı bir gitarist daha bulunmaktaydı. 5'li "lucy leave" ve "(i'm a) king bee" şarkılarını kaydettiler ancak daha sonra grup bluestan uzaklaştıkça bob klose müzikal farklılıklar yüzünden ilk tekli arnold layne kaydedilmeden gruptan ayrıldı
    ···
  10. 35.
    0
    grubun ilk oluşumundan sonraki kayıtları ve çalışmaları psychedelic rock tarzından oldukça uzaktı. ve grup o zamanlar ciddi anlamda dinlenen ve de beğeni toplayan jazz müziğini, alt yapıları olarak benimsedi ve müziklerindeki bateri ve gitar alt yapılarını jazz akorları üzerine kurarak başarı sağladı. daha sonra kendilerini geliştirerek kendi müziklerini oluşturdular. bunun ismi ne jazz ne de psychedelic rock'tı. bu, dünyada ilk defa diğer müzik türlerinden farklılığını gösteren bir müzikti. bu pink floyd gerçeğiydi. o zamanlar tüm dünya pink floyd'u konuşuyordu. müzik otoriteleri bile ne yorum yazabileceklerini bilmiyorlardı.
    grup "psychedelic rock" tarzları ve görselleri çok iyi kullandıkları konserler ile londra yer altının en önemli gruplarından biri haline gelmişti. 1966'da daha bir firmayla anlaşmamışken gazeteci peter whitehead'ın çektiği tonite let's all make love in london belgeselinde şarkılarıyla yer aldılar.
    1966'da ilk kez bir müzik şirketiyle anlaştılar. 1967'de arnold layne single'ı ile müzik dünyasına girdiler. 20. olan bu single'ı see emily play takip etti. şarkı 6. olmuş ve grubu ünlü program "top of the pops"'a çıkartmıştır. i̇lk albümleri the piper at the gates of dawn bir şarkı dışında tamamen barrett imzalıydı. albüm i̇ngiltere'de büyük bir başarı kazandı. amerika'da albüm çok iyi satmasa da grup jimi hendrix ile beraber turneye çıkıp kendini tanıtt
    ···
  11. 36.
    0
    (burası önemli !! )

    kompleks bir sound'a sahip bu albümden sonra syd barrett ruh sağlığını gittikçe kaybediyordu. stüdyolara katılmayan, konserlerde iyi performans göstermeyen barrett'in yanında grup elemanlarının arkadaşı david gilmour da gitara alındı. a saucerful of secrets grubun beş kişi ile yayınladığı tek albümdür. ancak barrett, sadece jugband blues adlı şarkıyı yazmış ve remember a day'de gitar çalmıştır. sorunlarının artmasıyla sadece söz yazarı olarak grupla anlaşan syd daha sonra gruptan ayrılmıştır.
    yeni pink floyd, grubun beyni barrett'ten sonra kendilerini bulmak için stüdyoda uzun zaman geçiriyordu. grup zaman zaman careful with that axe, eugene gibi uzun ve deneysel şarkılar üzerinde çalışıyorlardı. vokalleri ise waters, gilmour ve wright üçlüsü değişerek yapıyorlardı. grup 1969'da more filminin soundtrack'ini yaptılar. albümde daha önceden yaptıkları bestelerin yanında film için özel besteler yaptılar.
    pink floyd 1969'da ilk iki lp'lik albümleri ummagumma'yı çıkarmışlardı. i̇lk lp'si 4 tane canlı performanstan ikinci lp ise grubun solo çalışmalarından oluşmuştu. i̇kinci disk'te bulunan solo şarkılardaki psychedelic özellikler hem dinleyiciler hem de eleştirmenler tarafından çok başarılı bulunmuştu.
    ···
  12. 37.
    0
    (beyler/bayanlar kalkışa geçiyoruz)

    1970'de atom heart mother yayınlandı. grup albümün ilk şarkısını 23 dakikalık bir beste olan "atom heart mother"ı bir orkestrayla kaydederek oluşturmuştu. grubun üç elemanının da solo eserleri ve bir tane daha deneysel parçadan oluşan albüm floyd'un o dönem en çok satan albümü olmuştu. grup üyeleri daha sonra bu albümü beğenmemiş olsalar bile deneyselliği, ses efektleriyle pink floyd ile bütünleşecek elementlerin bulunduğu ilk albüm olmuştu. floyd albümün başarısıyla ilk amerika turnelerine çıkmıştı.
    grup 1971'de ilk dönemlerini anlatan relics albümünü çıkardı ve zabriskie point albümüne şarkılar verdi. aynı yıl içinde bulunan "echoes" parçasıyla dikkat çeken meddle yayınlandı. ses efektlerin daha da dikkat çektiği albüm, grup tarafından da grupça çalıştıkları ilk albüm olarak görülmüştü. albüm i̇ngiltere listelerinde 3 numaraya kadar çıktı.
    1972'de çıkan obscured by clouds, "la vallee" adlı filmin film müziğiydi. albüm bir önceki meddle'a göre daha sade olmasıyla dikkat çekiyordu. albüm eleştirmenler tarafından çok beğenilmese de ilk kez amerika listelerine ilk 50'den giriyordu. free four şarkısı ise amerika'da bir hit haline geldi. şarkı daha sonra çok konu olacak roger waters'ın babasıyla ilgiliydi. albüm waters gruptan ayrılana dek david gilmour'un son yazdığı sözleri içeriyordu
    ···
  13. 38.
    0
    (buraya dikkat! )

    1973 yılında çıkardıkları dark side of the moon adlı albüm 40 milyondan fazla satarak dünyanın en çok satan ikinci rock albümü olmuştur. bu albümle beraber grubun basçısı waters'ın grupta egemenliği daha ön plana çıkmıştır. 1969'dan beri i̇ngiltere'de single yayınlamayan pink floyd bu albümden money şarkısını yayınlamış ve bir numaraya oturmuştur.
    albüm diğer pink floyd albümlerine göre büyük farklılıklar içeriyordu. saksafon kullanımı ve wright'ın piyano stili bazı parçalara bir caz havası katıyordu. albümde bayan vokalistler yer alıyordu. grup elemanları arkadaşlarıyla günlük hayatın sorunlarını tartışmış ve bu kaydettikleri ses kayıtlarını albümde kullanmıştı. şarkıların da her biri arı bir konuya odaklansa da albüm bir konsept olarak insan hayatını temel alıyordu.
    albümün başarısı a nice pair (i̇lk iki albümün birlikte olduğu bir toplama), syd barrett (barrett'in iki albümünün beraber olduğu bir toplama) ve pink floyd: pompeii konseri gibi materyallerin yayınlanmasına neden oldu. bu toplamalar pink floyd'un ilk dönemlerini de yeni dinleyicilere daha yakından tanıtt
    ···
  14. 39.
    0
    hepsini iki kez okudum
    ···
  15. 40.
    0
    1975'te wish you were here piyasaya çıktı. albümde yer alan shine on you crazy diamond ve wish you were here barrett'ın anısına yapılmıştır. "shine on you crazy diamond" içindeki slide guitar ve psychedelic havayla barrett günlerine bir gönderme yapıyordu. şarkının sonunda rick wright see emily play'den bir bölüm çalıyordu. diğer şarkılar ise müzik endüstrisine karşı bir eleştiriydi.
    albüm kayıtları sırasında syd barrett stüdyoyu ziyaret etmişti ancak grup elemanları fiziksel olarak değişmiş syd barrett'i tanımamışlar, tanıyınca da gözyaşlarına boğulmuşlardı. ona besteledikleri şarkıları dinletmişlerdi ve daha sonra barrett stüdyodan ayrılmıştı. bu grubun barrett'i son kez gördüğü andı.
    ···
  16. 41.
    0
    bu albümden sonra pink floyd çalışmalarına iki yıl ara verdi. 1977' de yine bir harvest yapımı olan animals'ı piyasaya çıkardılar. george orwell'in ünlü eseri hayvan çiftliği'ne nazireten, çeşitli kişilik yapılarının birer hayvan olarak sembolize edildiği albüm oldukça ilgi çekti. bir gilmour / waters şarkısı dışında her şarkı roger waters'a aitti. aynı yıl haziran ayında bir abd turu yaptılar. turnede albüm kapağında da kullandıkları büyük domuz da konserlere çıkıyordu.
    turnede bir hayranıyla kavga eden roger waters kafasında seyirciyle kendisinin arasına bir duvar örme düşüncesini yaratmıştı. daha sonra konsepti geliştirerek bir insanın tüm insanlara karşı olması olarak büyütmüştü. animals' ın ardından 1979 yılında piyasaya çıkan the wall bu konuları işleyen pink floyd'un bir diğer önemli albümüdür. bu albümde "pink" adındaki bir karakterin doğumundan itibaren olan süreç incelenmiş, savaş, babaya duyulan hasret, eğitim sistemi, aldatma gibi konular işlenmiştir. aynı ismi taşıyan bir filmi de vardır.
    albümün kayıtları sırasında waters egemenliği eline almıştı. albümde olması gerekenler yüzünden grup elemanlarıyla kavga ediyordu. özellikle albümde rick wright'ın katkısı çok azdır. tüm bu kavgalara rağmen another brick in the wall (part 2) ve comfortably numb gibi şarkılar büyük başarı kazanmıştı. albüm kayıtları sonrası wright gruptan ayrılmış ancak konserlerde bir turne müzisyeni olarak çalmıştır.
    1983'te, the wall'dan artan parçalar ile yapılan the final cut, aynı zamanda grubun bir kriz içerisinde olduğunun açık göstergesi olmuştur. roger waters'ın, rick wright'ın albümde çalmasına izin vermemesi ve nick mason'ın albümdeki bazı parçalarda çalmasını istemeyişi sonucu kavgalar yaşanmış, david gilmour da sadece tek parça seslendirmiştir. gilmour, waters'a albüm için besteler yapabilmesi için albümü geç yayınlamasını teklif etmiş ancak waters bunu kabul etmemiştir.
    albüm savaş karşıtı bir albümdü ve bir çok yönden the wall albümünü hatırlatıyordu. albüm eleştirmenler tarafından beğenilse de diğer pink floyd albümleri kadar iyi bir satış başarısı kazanamadı. albümün turnesi de yapılmadı ve grup elemanları solo çalışmalar için pink floyd'dan bir süre uzak kaldılar. bir süre sonra roger waters ile david gilmour arasındaki anlaşmazlık sonucu roger waters grubu dağıttığını açıkladı. ancak david gilmour pink floyd adını devam ettirmek istedi ve davayı kazandı
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    0
    1983'ten sonra 1994'e kadar grup elemanlarının solo albümleri yayınlamakla beraber, 1987 yılında roger waters olmadan yaptıkları ilk albüm olan a momentary lapse of reason piyasaya çıktı. ancak roger waters'ın grubu dava edeceği yönündeki tehditleri sonucu, albümde pink floyd adı altında sadece david gilmour ve nick mason çalmış, rick wright ise albümde çalan diğer sanatçılar arasında gösterilmiştir. albümde dışarıdan bestecilerle beraberle çalışılmış ve grup bu yüzden eleştirilmişti.
    grup 1992'deki la carrera panamericana filmi için dark side of the moondan bu yana ilk kez beraber beste yaptılar. 1994'te david gilmour, wright ve mason the division bell albümünü yayınladılar. bu albüm çıkışından iki hafta sonra abd' de 1. sıraya yükseldi. şarkı sözlerinin çoğunu gilmour karısı polly samson ile yazmıştı. pink floyd aynı yıl içinde iki cd'den oluşan p•u•l•s•e adlı konser albümünü çıkardı. 1995'te ise "marooned" ile tek grammy ödüllerini kazandılar.
    ···
  18. 43.
    0
    chubacabra ilk kez 1995 yılında porto riko'da görüldüğü iddia edilen keçi, tavşan, köpek, tavuk ve benzeri hayvanların kanını emerek öldürdüğü söylenilen efsanevi bir yaratıktır. amerika'daki iddialara göre tüysüz bir köpeğe benzediği söylenen bir yaratık, porto riko'daki söylentilere göre ise iki ayakları üzerinde durabildiği söylenen korkunç görünümlü bir canlıdır. cabra; keçi, chupa; emen anldıbına gelir.[kaynak belirtilmeli]
    hayal ürünü bir yaratık olduğuda söylenmektedir. tüysüz olmasının ya da öyle görünmesinin nedeni bazı uzmanlar tarafından uyuz olmuş bir köpek olabileceği yönündedir. mexico'da çiftçiler tarafından görüntüleri ve fotoğrafları çekilmiştir. ekipler tarafından araştırılıyordur.
    ···
  19. 44.
    0
    karınca, karıncalar (formicidae) familyasını oluşturan, yaban arıları ve arılarla birlikte zar kanatlılar (hymenoptera) takımında yer alan, sosyal yaşam gösteren böceklere verilen ortak addır. karıncalar, kretase dönemi'nin ortalarında, 110 ile 130 milyon yıl önce yaban arısına benzeyen hayvanlardan türemiş ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından sonra çeşitlenmiştir. günümüzde 12.000'den fazla türü sınıflandırılmıştır ve yaklaşık 14.000 civarında türü olduğu sanılmaktadır.[1][2] dirsekli antenleri ve ince bellerini oluşturan düğümsü yapıları ile kolaylıkla tanınırlar.
    karıncalar, boyutları küçük doğal boşluklarda yaşayan birkaç düzine avcı bireyden, çok büyük bölgeleri kaplayan ve sayıları milyonlarca bireyi içeren oldukça yüksek oranda organize kolonilere kadar oluşan topluluklar içinde yaşarlar. büyük koloniler çoğunlukla "işçi" ve "asker" sınıflarını oluşturan kısır dişilerden oluşur. bu kolonilerde aynı zamanda verimli erkekler ile bir ya da daha fazla ve "kraliçe" adı verilen verimli dişiler de bulunur. bu koloniler bazen "süperorganizmalar" olarak tanımlanır çünkü karıncalar tek bir vücut hâlinde koloniyi desteklemek için bir arada çalışırlar.[3]
    karıncalar dünya üzerinde hemen hemen her kara parçasında bulunur. kendine özgü karınca türleri bulunan ender yerler antarktika ile birlikte bazı uzak ve yaşama uygun olmayan adalardır. karıncalar ekosistemlerin çoğunda yaşayabilir ve kara hayvanları biyokütlesinin yaklaşık %15 ile %25'ini oluştururlar.[4] bu başarıları sosyal örgütlenmelerine, yaşam alanlarını değiştirebilmelerine, kaynaklardan yararlanmalarına ve kendilerini savunmalarına bağlanmıştır. diğer türlerle birlikte geçirdikleri uzun evrim sürecinde, benzerlik, ortakçılık, asalaklık ve karşılıklılık içeren türler arası ilişkiler geliştirmişlerdir.[5]
    karınca topluluklarında iş bölümü, bireyler arası iletişim ve karmaşık problemlerin çözümüne rastlanır.[kaynak belirtilmeli] i̇nsan toplulukları ile olan bu paralellikler, birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur.
    birçok insan kültüründe karıncalar, mutfakta, ilaçlarda ve ayinlerde kullanılır. bazı türler biyolojik zararlı kontrolünde önemli rol alır.[kaynak belirtilmeli] ancak kaynaklardan yararlanma özellikleri, karıncaları insanlarla çatışma içine sokar çünkü tarımsal ürünlere zarar verebilir ve binaları işgal edebilirler. kırmızı ateş karıncaları (solenopsis invicta) gibi bazı türleri, kazara sokuldukları yeni bölgelerde kendilerine bir yer edinebildikleri için yayılmacı türler olarak görülürler.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    0
    ejderha , ejder olarak da bilinir, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçiminde ki efsanevi canavar. tarin öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. yunancadaki drakon sözcüğü başlangıçta hertürlü büyük yılan için kullanılırdı.
    efsanevi bir yaratık olan ejderha (türkçesi evren) çoğunlukla büyüsel veya ruhani güçlere, özelliklere sahip, kuvvetli ve büyük bir kertenkele veya başka bir sürüngen olarak tasvir edilmiş, tanımlanmıştır. genellikle ağızlarından ateş çıkardıkları da söylenmektedir. batı tasvirleri genellikle kanatlıyken, doğu'daki tasvirlerde genellikle kanat bulunmaz. ejderhalarınkine benzer özellikler içeren efsanevi yaratıklar neredeyse her kültürde mevcuttur. hatta ejderha çin ve diğer uzak doğu ülkelerinin simgesidir. ve çoğu zaman iki yüzlü düşmanları belirtmek için 2 başlı ejderha deyimi kullanılır.
    avrupada uğursuzluk getirdiklerine innanılır ;fakat uzakdoğuda uğur ejderha ile bir tutulur. çin de oniki burçtan biri ejderhadır. avrupada pek çok efsanede kötü karakterdir;fakat uzakdoğuda ejderhalar sonsuz iyilik ve bilgelik getirdiklerine inanılır.pek çok insan ejderhaların gerçekte yaşayıp yaşamadığı konusunda tartışmalar yapılmıştır ,ve hala yapılmaktadır. hatta ejderhalar hakkında belgeseller bile yapılmaktadır. şüphesizki geçmişte bulunan(bazı istisnalar hariç)ve ejderha iskeleti sanılan iskeletler dinozor iskeletleridir. efsanelere göre yumurtlarlar. bazı mitlere göre yavrularına karşı şaşırtıcı derecede iyi anne olabilirler. hazine biriktirirler ve onları korurlar. dünyanın hemen her yerinde ejderha efsanelerine rastlamak mümkündür.
    "kainat, acun, var olan her şeyin tümü" gibi anlamlarda kullandığımız evren sözcüğü de etimolojik olarak kökenini ejderha figüründen almaktadır. türk mitolojisinde dünyanın bir ya da daha fazla ejderha tarafından döndürüldüğü yani "evrildiği" düşünülürdü. bu ejderhaya da "eviren" denirdi. daha sonra "i" harfi düşmüş ve sözcük "evren" halini almıştır.
    ···