+8
beyler bazen cansız nesnelerin canı kanı olsa ne düşünür nasıl hayalleri olur hayattan beklentileri ne ölçüde karşılanır diye düşünüyorum. genelde tuvalette sıçarken düşünüyorum bunları ama olsun.
mesela bir peçete. havlu kağıt yada tuvalet kağıdı. kanlı canlı olduğunu düşünsene. birde cinsiyeti olsa erkek olsa mesela. doğduğu gün biliyorki insanlığa hizmet etmek için geldi hayata ve bu konuda üzerine düşen görevin bilincinde.
tek istediği, güzel genç bir kadının, dolgun dudaklarındaki kırmızı ruj lekelerini silmek ve onunla ölmek, dıbını parmaklayan bir kadının kasıklarına kadar akmış sıvıları silip o sıcak am dudaklarını ateşi azgınlığı hissetmek yaz günü boğazından göğüslerine akan ter damlalarını alıp içine hapsetmek yada ne bileyim en kötü züt yanaklarının arasında parçalanıp kalmak.
gel görki bu talihsiz peçete belkide hayatına sivilceli bir huurçocuğunun daşşaklarını yada gibinin başını silerek veda edecek. okuldan gelen ergenin evde kimse olmamasından kaynaklı aceleci tavrıyla arkadaşlarının yanından hızla koparılarak alınacak. leş gibi pis ellerle tutulup bir bamyayı andıran o et parçasıyla yakınlaşacak ve sonunda ergenliğinin o anlamız çığlıklarını üzerine boşatıp tuvaletin deliğine atıp basacak sifona.
neler hayal etti neler buldu. zavallı peçete. belki şimdi o suyla toprağa karışacak belki o topraktan bir ağaç olarak yükselecek tekrar belki tekrar bir peçete olacak. hayat nelere gebe kimbilir o yinede umudunu kaybetmeden bekliyor. şans seninle olsun zavallı peçete.