-
172.
+3Yarın devam edeceğiz...
-
171.
+4En azından kahve sözünü almıştım, bu da bir şeydi. O gece, biraz daha konuştuktan sonra Connected.me’deki profilini öğrenmiştim. Kendi fotoğrafı yoktu ama kendisini tanıttığı bölümde, bir şiirden dizeler vardı; “’Ah’lar Ağacı”nın dizeleri… Muhabbetimizden sonra mı yazmıştı bunu yoksa önceden var mıydı bilmiyordum ama bildiğim tek şey, bu tesadüfün beni heyecanlandırdığıydı… Bir şeyler olacaktı ve bu kadın kaybolmayacaktı. Ben de kaybetmeyecektim onu…
-
170.
+2-Ne zaman varacaksın Ankara’ya?
+Sabaha karşı ya 6 gibi filan.
-Ya ne bileyim, saçma biraz da ama garip bir bağ hissettim seninle. Sabah kahvaltıya gelsene bana.
+Daha adın bilmiyorum, adresini bilmiyorum, sen beni bilmiyorsun, nasıl olacak?
-Onlar halledilir bir şekilde ya. insan istesin yeter.
+Doğru diyorsun ama sabah eve gitmem lazım. Teklifini uygun bir zamanda kahveyle değiştirebiliriz istersen tabii hala geçerli olursa.
-Olmaz mı, sen gel yeter... -
169.
+2Normalde sapık gibi görünmemek ve öyle hissetmemek için, kendileri teklif etmedikçe insanlardan pek iletişim bilgisi istemiyorum ama nedense bu kişiden istemem gerekirmiş gibi geldi. Sanki sormazsam, onu bir daha göremeyecekmişim ve buna çok pişman olacakmışım gibi hissediyordum. O yüzden, fikrimi değiştirmeden önce yazdım:
-
168.
+2Muhabbet akıcı bir şekilde ilerliyordu. Genelde böyle internet platformlarında, güzel bir sohbet de etseniz, arka arkaya bir dünya mesaj da yazsanız, birbirinize sürekli fotoğraf da atsanız, insanlar anında kaybolabiliyor. Bunu çok yaşadığım için, muhabbeti devam ettiriyor ama çok da bağ kurmak istemiyordum. Sonuçta anonim olarak yazan bir insandı, bir mesaj sonrası sonsuza dek yok olabilirdi. Bunu engellemek için, bir şeyler yapmalıydım.
-
167.
+3-Pişman oldum şu an, seni üzmek istemezdim.
+Ama beni tanımıyorsun bile...
-insan kimseyi üzmek istemiyor zaten de hele tanımadığı bir insanı üzmeyi hiç istemiyor ya.
+Keşke herkes senin kadar hassas olsa. Zaten üzülmeye yer arıyordum ya, ağlamak iyi geldi aslında.
-En azından olumlu tarafından bakabiliyorsun, bu da bi şeydir.
+Tabii ya, ne demezsin. Didem Madak’ı çok severim bu arada, güzel bir seçim olmuş teşekkürler.
-Ne demek. Aslında pek şiir okumak tarzım değildir ama nedense ansızın o geldi aklıma ve anlık olarak okudum.
+Benim dönüp dönüp okuduğum bir şiir ya, çok güzel denk gelmiş. -
166.
+4Nedendir bilinmez, daha mesaj görmeden heyecanlanmıştım. “O” olduğunu umarak, mesajı açtım: “Beni ağlattığın için teşekkür ederim, çok yardımcı oldun” yazmıştı. Bir garip oldum; hem kaydı beğenmesinden ve etkilenmesinden dolayı mutlu olmuştum hem de onu üzdüğüm için kötü hissetmiştim. Kendimi, hiç tanımadığım bir insanı düşünürken bulmuştum. Tuhaf bir duygunun içindeydim ve neden olduğunu anlayamıyordum. Bu hislerle, cevap verdim:
-
165.
+4Dedim ve aklıma ansızın Didem Madak gelmişti. Açtım, çok sevdiğim “’Ah’lar Ağacı” adlı şiirini kaydedip gönderdim. Baya bir süre geçip cevap gelmeyince beğenmediğini düşündüm. Çok içten ve duygulanarak okuduğum için biraz buruldum beğenmemesine ve neyse diyip dizi izlemeye koyuldum. Diziyi açtıktan 2-3 dakika sonra, Connected.me’den mesaj geldi.
-
164.
+2Bahsettiğim gibi, Y ile Connected.me adlı sitede tanıştık. Dalgasına açtığım bu hesaba, kendi seslendirdiğim düzyazılar, şiirler, kısa öyküler vs. koyuyor, gelen isteklere göre yenilerini kaydedip isteyenlere yolluyordum (Devam ediyorum). Bu günlerin birinde, Ankara’da öğrenci olan biri yazdı bana:
-Burada gördüğüm en güzel hesap!
+Teşekkür ederim. istediğin bir şey varsa, sana okuyabilirim.
-Şu anda Ankara’ya dönüş yolundayım. Sen seçsene bir şeyler?
+Tamam, birazdan gönderiyorum. -
163.
+4Benim “istekli utangaçlık” diye tabir ettiğim bir durum var kadınlarda. Hem seni istediği belli hem de bunun utangaçlığı içinde. Hem seninle her şeyi yaşayacak kadar tutkulu hem de sevişme sonrası minik bir kediye dönüşecek kadar masum. Hem seninle gülüp eğlenebilecek hem de bedeninde kaybolabilecek biri. Hem yan yana olduğunda gözlerinin içine bakarken kızarıp yüzünü boynuna gömecek kadar şirin hem de boynunu morartacak kadar vahşi. Hem tatlı hem ciksi. Gerçek bir kadın. Seni hem arşa hem de mahva zütürebilecek bir afet. Uğruna dünyayı dize getirebileceğin ya da bu yolda öleceğin bir varlık. Benim için, bu sahtelikte saklanan gerçek bir inci tanesi. Bir Tanrıçayı nasıl kendinize bağlarsınız? Ona her an Tanrıça olduğunu hissettirerek. Ben de öyle yaptım…
-
162.
+2Ya bu Y. Benim kriterlerimde efsanevi bir kadın. Hayatımda bir şeyler yaşayıp da en beğendiğim 3 kadından biridir diyebilirim. Her şeyiyle bana uygun biri o. Fiziği, bakışı, duruşu, yataktaki halleri, konuşması, gülüşü… Eğer aşık olabiliyor olsaydım, kesinlikle kara sevdaya tutulurdum. Öylesine benlik… Tabii dediğim gibi bu tamamen öznel bir yorum. Belki sen görsen “hadi lan, bu muymuş?” diyebilirsin. Ama benim için, ilk andan son ana kadar tapılası bir kadın var karşımda…
-
161.
+2Burada anlatacağım 3. Kadın, Connected.me sitesinden tanıştığım Y.
-
160.
+2Devam...
-
159.
+177 ye rez
-
158.
+172 ye rez
-
157.
+143 e rez
-
156.
+2Arkadaşlar yarın anlatacağım kız evine çağırdı onda kalacağım bugün, partlar da bilgisayarda kaldı tabii. Bugünü telafi etmek için yarın 2 günlük part atacağım, kusura bakmayın. Yarın bol bol görüşmek üzere.
-
155.
+1Rezerved
-
154.
+1Rezerved
-
153.
+1Rezerve
başlık yok! burası bom boş!