-
212.
0yaşayan var mı
-
211.
+1Abi uzun süre sonra gezinirken bi bakıyım dedim vay be üstünden 1 yıl geçmiş ..Koskoca 1 yıl..
Şuan ne sıkıntılar içerisindesin bilmiyorum ama bence artık devam etme vaktin çoktan geldi Kral ;) :( -
210.
+1Beklettiğim herkesten özür dilerim. Çok acayip zamanlardan geçiyorum. Bu hikayeyi mutlaka bitireceğim, hem de yeni yaşanılanları da dahil ederek. Bu hikaye bitince, üyeliğim de gidecek. Şimdilik buralardayım...
-
209.
0Vay dıbına koduğum izmir de ne yaptın da burayı unuttun aq
-
208.
0Rezerve
-
207.
0Yaz abi be bak 1 aydir yoktum. daha hala yazmamisin ama ben bitirecegine inaniyorum. unutmuş olamazsın *
-
206.
0Burayı unuttun be reyiz
-
205.
+1Kolay gelsin reyiz burdayız.
-
204.
+1Arkadaşlar, izmir'de mecburi bir süre daha kalmak zorundayım bazı nedenlerle. Partlar Ankara'daki evdeki bilgisayarda hazır duruyor, dönünce atmaya başlayacağım merak etmeyin. Hikaye tam ga devam edecek. Görüşürüz...
-
203.
+1Rezlimastriklia ektropgibus
-
202.
+1116 ya rez
-
201.
+1 -4Mecburi bir ara, izmir'e gidiyorum. Pazartesi akşamı devam...
-
200.
+2Hem dudaklarıma sigara dumanı üfleyecek kadar pervasız hem de yaramazlık yapıp yakalandığında utanacak kadar masum. Gittikçe daha çok istiyordum onu… Sanırım, hislerimiz karşılıklıydı ve bunu test etmenin zamanı gelmişti…
-
199.
+2Hem gülen gözlerle bana bakıyor hem de bakışları istemsizce dudaklarıma kayıyordu, hissediyordum. Çünkü benim fark ettiğimi görünce hemen toparlanıyor ve etrafa boş gözlerle bakıyordu ancak aradan çok zaman geçmeden dayanamayıp tekrar dudaklarıma bakmaya başlıyordu. Bu durum, çok hoşuma gitmişti, hele yakalanınca kızarmaları…
-
198.
+2Sürekli gülüyordu! Enerjisi o kadar güzeldi ki, ona bakarken gülümsememek ve mutlu olmamak imkansızdı. “Gözlerinin içi gülmek” diye bir laf var ya hani, onun doğru olduğunu ve ne kadar güzel olabileceğini ilk olarak Y.’de gördüm. O gözlerde, 2. Kahvesini yudumlarken başka bir şey daha gördüm: Tutku…
-
197.
+2Ben bu düşüncelerin ve duyguların yarattığı karmaşaya dalmışken, Y.’nin bana bakıp kahve fincanını sallamasıyla kendime geldim:
-Huhuu, orda mısın?
+Aa, evet ya bi an dalmışım pardon.
-Allah Allah, nerelere daldın bakalım ben yanındayken?
+Valla, anlatsam da inanmazsın ya boşver. Kahven mi bitti?
-Anladın sonunda ya. Kahveyi çok beğendim, bi tane daha doldurur musun?
+Tabii, ne demek. -
196.
0Böyle bir zarafet, böyle bir özgünlük, böyle bir doğallık… Böyle birinin salonumda kahve ve sigara içmesini bırak, gerçek hayatta var olabileceğine bile ihtimal vermiyordum. Yaşam, adeta sel suları gibi Y.’yi kapıp evimin ortasına getirip bırakıvermişti. Bu hediyenin kıymetini bilmeliydim…
-
195.
+1Dedi ve kahvesini içmeye başladı sigarasıyla birlikte. Tabii ben de onu izlemeye ara verdiğim anlarda kahvemi içebiliyordum, haliyle kahve buz gibi olmuştu. Kimin umurunda? Y. ise izlendiğinin tamamen bilincindeydi ama hareketlerinde en ufak bir yapmacıklık yoktu. Her hareketi olması gerektiği gibiydi ne ekgib ne fazla… Hayat, onun doğal akışının fonunda sürüp giden bir manzaraydı sadece; o yaşıyordu, arkadan hayat geçip gidiyordu…
-
194.
+3-Sen bir ruh hastasısın.
+Senin gibiyim.
-Bak onu doğru dedin. insan her zaman kendisine benzeyeni bulamıyor.
+Artık arayışa girmene gerek yok. Ben buradayım.
-Vaay, iddialıyız da aynı zamanda. Göreceğiz bakalım ne zamana kadar buradasın.
+Göreceğiz. Hadi, kahveni soğutma.
-Tamam tamam. Güzel bahane buldun lafı değiştirmek için yalnız, bravo. -
193.
+1Dedi ve yanıma sokuldu. Gözlerimin içine bakarak, zarifçe sigarasından bir nefes aldı, dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve yavaşça üfledi. Baş döndürücü bir an… Hem sigara dumanının verdiği rahatsızlık hem öksürme hissi; hem hoşuma gitmesi hem de gözlerimizin birbirinden ayrılmaması… Bir sürü duyguyu, üstelik çoğu da birbirine tabana zıtken, aynı anda yaşıyordum. Güldü:
başlık yok! burası bom boş!