-
126.
+1Rezzan kiraaaz
-
127.
+1Okuyacam lan rezzz işyerim kuğulunun orda çünkü
-
128.
+1Okuyacağım
-
129.
+2Hocam çok az yazıyorsun biraz daha fazla part atabilir misin?
-
-
1.
0Az olduğunu düşünmüyorum ya, içleri de uzun oluyor genelde. Ama daha çok atmaya çalışacağım, sağol .
-
1.
-
130.
+3Devam...
-
131.
+3Sarışını evine bıraktıktan sonra, yol boyunca ß’nin geceyle ilgili geyiklerini çekmek zorunda kaldım. Arabaya bindiğimiz gibi başladı yavşak:
+Ulaaan ilik gibi karıydı şerefsizim benimki, en kısa zamanda çakmam lazım çok fena oldum amk.
-…
+Sen de harbi çakalsın kardeşim ha, kızı iyi tavladın bence. Gözlerinin içine bakıyordu lan.
-…
+Hişşt bana bak lan, numarasını aldın di mi?
-…
+Tamam amk ya uzatmıyorum yine kalayı basacaksın bana. Yarın esas ben basıcam o sarışına ama göreceksin.
-... -
132.
+3ilk defa, ß’yi azarlamak yerine gülümseyerek onu dinledim; daha doğrusu dinliyormuş gibi yaptım çünkü aklımda sadece C. vardı. Eve gittiğimde direkt ses kaydımı ona yollamalıydım ama ya beğenmezse? Acaba beklenti yaratarak hata mı etmiştim? Ses kaydını bugün değil de yarın mı yollasaydım acaba? Bugün yollasam çok mu üstüne düşmüş olurdum yoksa yarını beklesem kendini beğenmiş bir tip gibi mi görünürdüm? Tüm bu düşüncelerin içindeyken ß’nin saçma sapan konuşmaları bana adeta bir fon müziği gibi geliyordu! Nihayet eve gelmiştik. Güç bela ß’yi kendi evine gitmesi için ikna ettikten sonra, hemen whatsapptan C.’ye yazdım:
-
133.
+2-Ya göndericem ama açıkçası beğenmezsin diye de endişeleniyorum. Birbirimizi daha iyi tanıyınca mı göndersem?
+Saçmalama lütfen. Çok istiyorum dinlemeyi, merak ediyorum. Valla uyuyamam bu gece.
-Ahaha tamam ya riski alıyorum o zaman. Yalnız kayıtla ilgili senden bir ricam var…
+Söyle söyle, yerine getireceğim mutlaka. Yeter ki gönder sen.
-Dinlerken kulaklığının takılı olmasını istiyorum.
+Elbette, seni öyle çok daha net duyabilirim. Başka?
-Yatağında uzanmış bir şekilde dinlemeni istiyorum.
+Ben de kendimi tam öyle düşünüyorum. Evet?
-Bi de odanda hiç ışık olmamalı. Beni karanlıkta dinlemelisin. Bu kadar.
+Tamamdır, pozisyonumu aldım, bekliyorum. Hadi gönder hemen.
-Yüklüyorum şu anda. Lütfen dinlemen bitince beni haberdar et.
+Elbette. -
-
1.
0Uzun bir hikaye bu, daha anlatılacak çok şey var. Ne zaman biteceğini ben bile bilmiyorum ama bu gece bitmeyeceği kesin kardeşim.
-
1.
-
134.
+4Cesaretimi toplayarak, ses kaydını C.ye attım ve beklemeye başladım. Yaklaşık 15 dakikalık bir kayıt olduğu için, bu sürenin sonuna kadar beklemesini ümit ederek, evin içinde dolanıyordum. Bir şeyler izlemeye çalıştım ama hiçbir şeye konsantre olamıyordum! 5 saniye sonra aklım hemen C.’ye gidiyordu. Şu anda napıyordu mesela? Konuştuğumuz şekilde mi dinliyordu kaydı? Yoksa hiç dinlemeyip kendi kendine zamanın dolmasını mı bekliyordu? Beğenmeyip kapatmış mıydı yoksa? Belki de bana bu durumu uygun bir dille nasıl anlatabileceğini düşünüyordu? Her zamanki gibi hayatı varsayımlar üzerinden kendime zindan etmeyi başardıktan sonra, tam ümitsizliğin dibine vurmuştum ki, mesaj geldi. Beklediğim kişidendi, hem de bir sesli mesaj!
-
135.
+1Şöyle demişti: “Ben hayatımda hiç bu kadar içten okunan bir şey dinlememiştim ya, o kadar etkilendim ki! Bilmiyorum, çok duygulandım…” inanamıyordum! Hem de bunları gerçekten ağlamaklı bir sesle söylüyordu! Hemen yazdım:
+Ya seni üzdüm gibi; beğendiğine sevinsem mi, tanıştığımız günün gecesi seni ağlattığıma üzülsem mi bilemedim açıkçası… Çok karmaşık duygular içerisindeyim…
-Bence duyguların hiç karışmasın, çok güzel hissettirdin bana… içimde uzun zamandır dokunulmayan yerlere dokundu sanki sesin…
-O kadar güzel yorumlar yapıyorsun ki C., şu anda yanımda olup yüzüme bunları anlatmanı isterdim…
+Ben de onu isterdim biliyor musun… Çok mu hızlı oldu sence bu sözler?
-Rollerden bıkmış bir insanım, senin de öyle bir insan olduğunu düşünüyorum açıkçası… O yüzden, ne hissediyorsak ortaya dökebiliriz bence.
+Doğru düşünmüşsün ya, evet rol mol olmasın aramızda. Valla ben senden etkilendim, ne oluyorsa olsun ya!
-Aynı duygular içerisindeyim C. Mümkün olan en kısa zamanda görüşmek istiyorum seninle; maskeleri de çıkarttığımıza göre, baş başa görüşmek istediğimi de söyleyebilirim sanırım…
+Zaten öylesinin güzel olacağını düşünüyorum ben de! Yarın biraz işlerim var ama, diğer gün görüşelim mi?
-Muhteşem olur! Haberleşiriz… -
136.
+3Telefonu elimden bıraktığımda, içim içime sığmıyordu resmen! Hayır; kesinlikle aşk değildi bu, önceden o lanet duyguyu yaşamıştım ve bir daha hayatıma sokmamaya kararlıydım, daha çok beğendiğim bir kadınla, fazla insanla kuramadığım bir bağ kurabilmiş olmanın sevinciydi. Kimseye anlatamadığın bir şeyini anlattığın kişi, artık senin için özel bir insana dönüşüyor çünkü. O insana bir daha asla sıradan gözlerle bakamıyorsun; o senin hayatında olmasa bile, varlığı ya da yokluğuyla sende özel bir yere sahip oluyor. C.’yle aramızda oluşan bağ da, aynı bu şekildeydi. Daha ilk günden hayatımda önemli bir yere sahip olmuştu. Onu, gerçek kimliğimle tanıştırmaya kararlıydım…
-
137.
+2Ertesi gün uyandığımda, telefonda C.’den gelen “günaydın” mesajı karşıladı beni. Sabahları zombi gibi kalkan beni gülümsetmeyi başarmıştı. Hemen mesaj attım ve bu mesajlaşma bütün gün sürdü. En sevmediğim şeylerden biri olan mesajlaşma bile, C.’nin tatlılığı ve verdiği enerjiyle hoşuma gitmeye başlamıştı. Resmen flört etmeyi özlemiştim! Tabii bu kadar konuşunca, konu ister istemez ilişkilere de kaymaya başlamıştı. Bana; uzun süredir yalnız olduğunu, kendisiyle baş başa kalmanın iyi geldiğini ama artık bir şeyler yaşamak istediğini anlattı. Hemen hemen her şeyi açık açık anlatıyordu ve bu özelliğine bayılmıştım! O yüzden, ben de ilişkilerden neler beklediğimi, ilişki yaşamaktan kaçınmamın sebeplerini, kadınlarla ve erkeklerle ilgili düşüncelerimi gerçek hislerimle birlikte anlattım. Birbirimizin ne dediğini gerçekten dinliyor ve ona göre yorumlar yapıyorduk, böylece gün içinde mesajlaşmalar akıp gidiyordu. Uzun zaman sonra bir kadını bu kadar çok dinlemiştim! Ve böylece, ileride yaşayacaklarımız için güzel bir temel atmayı başarmıştık. Ve bir sonraki gün… C.’yle Tunalı’daki Boteco’da buluşmak için sözleşmiştik…
-
138.
+3Bugün inci'ye girmekte çok sıkıntı yaşıyorum sürekli hata verip duruyor, çabuk yükleyemiyorum partları buraya. O yüzden; bugün yükleyeceğim partları, yarınki partlarla birleştirip dolu dolu atacağım. Yarın büyük ihtimalle daha erken saatlerde başlarım, gece için misafirim olabilir. Yarın görüşmek üzere...
-
139.
+3Bu akşam atacaktım partları ama bazı işlerim çıktı, şimdi atmaya başlıyorum... Devam...
-
140.
+6O gün, çok heyecanlı bir şekilde uyandım. C., 6 gibi Boteco’da olacağını söylemişti. Benim ev de oraya yaklaşık bir on dakika olduğu için, vaktim vardı. Akşamın sonunda belki gelir diye evi temizledim, duş alıp C.’yle buluşmak için çıktım. C. “ben geldim” diye yazdığında, mekânın kapısına gelmiştim. içeri baktığımda, onu ilk gördüğüm andaki gibi yoğun hislerle doldum; muhteşem görünüyordu… Üstünde beyaz bir tişört, altta bacaklarını saran koyu bir kot ve spor ayakkabılar… Buluşmaya böyle rahat ama şık bir şekilde geldiği için çok mutlu olmuştum, demek ki kendini benim yanımda rahat hissediyordu, buluşma niyetine kasmamıştı… Üstelik bu giyimi, benimle ciddi bir sevgililikten ziyade takılmak istediğinin bir ipucuydu adeta. Bu da bana en çok uyan durumdu zaten. O yüzden, iyice rahatlamış bir şekilde yanına gittim.
-
141.
+3Beni gördüğünde resmen gözlerinin içi gülmüştü! Son derece doğal ve içten bir tavırla kalktı ve tokalaşacağımızı beklerken bana sımsıkı sarıldı. Muhteşem kokuyordu! Ben de onun bu sıcaklığını takdir edercesine belinden sarıldım ve kısa bir an için de olsa, bedenini sarmanın hazzını yaşadım. Aramızda kesinlikle bir şeyler dönüyordu ve o anda ten uyumumuzun büyüleyici olacağını anlamıştım. Adeta bir puzzle tamamlanmıştı sarıldığımızda. istemeden de olsa nihayet ayrılabildiğimizde, ikimiz de heyecanlıydık ve aptalca gülümsüyorduk. Yerlerimize geçip oturduk ve yanında atıştırmalıklarla birer bira istedik.
-
142.
+3Saat 22 civarlarına kadar doludizgin muhabbet ettik, çoğunlukla ilişkilerden konuştuk ama bunun yanında yabancı dizilerden, sinemadan, edebiyattan; kısaca hemen hemen her konudan bahsettik. Hem çok güldük hem de ciddi bir şekilde dünyadaki gelişmelerden konuştuk. C.’yle her şeyi ama her şeyi konuşabiliyordum ve bunun yanında onu öpmeyi, karşı konulamaz bir şekilde istiyordum. O konuşurken, bir şeyler düşünürken ya da ilgiyle benim anlattıklarımı dinlerken; kısaca her an, dudakları muhteşem görünüyordu! Dolgun ve biçimliydiler, öpülmeye doyulamaz gibi duruyorlardı. Hafif alkolün de etkisiyle, o konuşurken dudaklarından başka bir yere bakamaz olmuştum. O da bunun farkındaymışçasına, git gide gülümsemesi artarak konuşmaya devam ediyordu. En sonunda dayanamadım:
-
143.
+4-Ya, dudakların çok güzel!
+Ahaha sen beni hiç dinlemiyorsun sanırım.
-Dinlemeye çalışıyorum ama dudaklarına kitlenip kalıyorum.
+Hmm. Tamam ben konuşmayayım o zaman, seni dinleyeyim.
-Ama o halde dudaklarına bakmak için bir bahanem kalmaz ki!
+Ya off.
-Tamam tamam, ben anlatayım bi şeyler.
Aklıma ne gelirse anlatmaya başladım; iş yerinde olanlar, ilişkiler, hayatla ilgili düşüncelerim. Vs. Tam kendimi kaptırmış anlatıyordum ki, bu sefer de onun bakışlarının benim dudaklarıma kitlendiğini gördüm. Bu fırsatı kaçıramazdım: -
144.
+3-Hayırdır, senin gözler gitti bu sefer de?
+Aa, nereye gitmiş benim gözlerim?
-Valla anlattıklarımdan çok dudaklarıma kilitlendin gibi geldi. Ne anlattığımı hatırlıyor musun?
+Tabii, hatırlıyorum. Müdürün zütlük mü yapmıştı neydi…
-Ahaha, o ne zamanın konusuydu. Yalan söylemeyi becerememen çok tatlı.
+Uff tamam ya bakıyodum nolmuş?
-Nolacağı daha önemli bence… -
145.
+3Dedim ve öne eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdum. Önce şaşırdı, sonra çok güzel ve istekli bir şekilde gülümsedi. Bu istekli ama utangaç hali, beni daha da tahrik etmişti. Artık onu daha yakından tanımanın vakti gelmişti. Elini tuttum, çekmedi. O şekilde biraz daha muhabbet etmeye çalıştık ama ikimiz de heyecanlıydık ve adeta yerimizde duramıyorduk. Aramızdaki çekim o kadar yoğun bir şekilde hissediliyordu ki, sanki elle tutulur, gözle görülür bir hale bürünmüştü. Mekânda sadece ikimiz var gibiydik; diğer insanlar umrumuzda bile değildi. Sadece ikimiz…
başlık yok! burası bom boş!