GÜN 6 - BiLGiLENDiRME

YAKLAŞMA KORKUSUNDAN KURTULUN

Başarılı bir ilişki kurmak ve geliştirmek üzerine uzmanlar tarafından söylenmiş milyonlarca bilge söz vardır ama iki sözcük hepsinin üzerindedir: Oynamazsanız kazanamazsınız.

Bu, sözün özüdür. Tekbenci mağaranızda kalırsanız asla yeni bir ilişki kuramazsınız. Evden çıkmalı ve yeni insanlarla etkileşime girmelisiniz.

Yaklaşma korkusu, erkekleri herhangi bir engel yokken etkileyici yabancılarla konuşmaktan alıkoyan içsel şeytana verilen bir isimdir. Yaklaşma korkusunu yaklaşma heyecanına çevirmenin yolları üzerine çalışmadan önce gelin, iki önemli kavramdan söz edelim: sınırlayıcı zihin ve özgür zihin.

Sınırlayıcı Zihin

Doğduğumuz zaman doğa içimize bizi güvende tutmak için iki içgüdüsel korku işler: yükseklik korkusu ve gürültü korkusu.

Ölçülü korku iyi bir şeydir. Bizi tehlikelerden korur. Örneğin, yükseklik korkusu bizi uçurumdan aşağı düşmekten korur. Gürültü korkusu, tehlike sinyallerine hızlı bir şekilde tepki vermemizi sağlar. Ancak sahip olduğumuz çoğu korku ve sınır doğanın değil, yetiştirilmenin bir neticesidir. Çocukluğumuzda yaşadığımız olumsuz deneyimlerin ve otorite figürlerinin etkilerinin bir sonucu olarak kendimize sınırlar koyarız.

Özgür Zihin

Biyolojik özgür zihin bize açlık, susuzluk ve üreme arzusu verir. Modern çağlarda, kariyerle güç, eğlenceyle zevk ve spiritüel deneyimlerle amaç için kültürel güdülere de sahibiz.

Sınırlayıcı zihnimiz ile özgür zihnimiz homeostatik bir dengede olduğu zaman her şey yolundadır. Dünyayla uyumlu bir şekilde yaşar, sorunları etkili bir şekilde çözeriz. Ama sınırlayıcı zihnimiz ile özgür zihnimizin dengesi şaştığında, çeşit çeşit sıkıntılar yaşarız.

Sınırlayıcı Zihninizi Belirleyin

Sınırlayıcı zihninizdeki çoğu inanç size ebeveynleriniz, koruyucularınız, öğretmenleriniz, din adamlarınız, arkadaşlarınız ya da büyürken hayranlık duyduğunuz diğer insanlar tarafından aşılandı. Kendi sınırlayıcı zihninizin kaynağını bulmak için iz sürmenin faydaları olsa da yapısını anlamak daha önemlidir. Sınırlayıcı zihin sürekli düşüş göstererek kendiyle beslenir. Sınırlayıcı zihninizde yer alanlar için başkalarını veya kendinizi suçlamak onu güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. En iyisi bağışlamak, unutmak ve yola devam etmektir.

iyileşme yolunda ilk adım kabullenmek, bir sorun olduğunu itiraf etmektir. Korkularımızın kaynağını aşmadan ikinci adım, onu bilinçaltı karanlığından alıp bilinçli farkındalığımızın aydınlığına çıkarmaktır. Ancak o zaman onu dağıtmaya, nasıl işlediğini görmeye ve hükümsüz kılmak için prosedürler yaratmaya başlayabiliriz.

Sınav haftamdayım, ardından tekrar beraberiz. O zamana kadar verdiğim görevleri yapıp tecrübelerinizi paylaşmanızı istiyorum...