1. 126.
    0
    @405 kusura bakma kardeşim çok yoruldum hakikaten. ortada bi yerde kalacaktı olay devam etsem bıraktığımda. şimdi bırakayım derli toplu olsun dedim
    ···
  2. 127.
    0
    eyvallah arkadaşlar. hepinize iyi geceler

    http://www.youtube.com/watch?v=Pv_B8Yq-LtM

    bu da gece şarkınız olsun. ama çok dinlemeyin hayata küstürür
    ···
  3. 128.
    0
    @417 çok ilginç. ben abartılı bir anlatım görmüyorum burada. dümdüz anlatıyorm her şeyi. aradaysa bazı betimlemeler yapıyorum gerekli anlarda o kadar. üstelik şuana kadar alatımımı samimi bulmayan tek kişisin. sana göre öyle olabilir ama ben belki de sözlükte yazılmış en kendine dönük, konu bazında saçmalıklara aşırılıklara kaçmayan çok sade şeyler anlattım size. bütün bu insanları yakalayan da bu sıradan olayların güzel anlatımı oldu. herkes kendi hayatından kesitler bulabilidi olayda. çünkü başımdan geçen ve herkesin başından geçebilecek şeylerdi anlattıklarım.

    ayrıca dediğin gibi yaşadıklarımız farklıdır. o yüzden insanların aşkı nasıl yaşadıklarını yalnızca kendileri bilebilir demektir bu.

    açıkçası ben seni anlayamadım ama yine de teşekkür ederim yorumun için
    ···
  4. 129.
    0
    https://www.youtube.com/watch?v=ILmvf1xpMFc

    siz bunu dinleyin. devam edicem birazdan arkadaşlar
    ···
  5. 130.
    0
    ev arkadaşım sabote ediyo beni adam yazmamam için elinden geleni yapıyo onun yüzünden geç kaldım biraz kusura bakmayın. devam ediyorum
    ···
  6. 131.
    +1
    "sonra konuşuruz" dedim. yanağından öpüp dönüp arkamı yoluma gittim. koşarak geldiğim yolu yerdeki taşları izleyerek geri dönüyordum. mutsuz falan değildim. hala birlikte yaşayacağımız hayatın hayallerinin coşkusu vardı içimde. ama şu sinekle ilgili olan hikayeyi bilirsiniz. büyütülecek şeyler değildi konuştuklarımız ama yine de mide bulandırıyordu.

    kapının önüne gelip durdum. cebimden anahtarları çıkarıp açtık kilidi. kimse yoktu evde. banyoya gidip duşu açtım. omuzlarımdan süzülürken sular ben hala az evvel kadından duyduklarımı düşünüyordum.

    belirsizlikleri hiç bir zaman sevmedim ben. insan mutlu olacaksa içinde şüphe olmayacaktı aynı şekilde yaşanan mutsuzluk da ne kadar net olursa değeri o kadar fazlaydı benim için. kötü duygular da değerli değil midir? içinden parçalar koparan şeyler önemli olmasalar seni böyle alaşağı edebilir mi? elbette en az güzel anlar kadar harekete geçirir mutsuz zamanlar da insanı. hatta kimi zaman daha da fazla. herkes hayatta en çok ve en içten güldüğü günü bulmakta zorlanır ama kimse yaşadığı yürek sökecek cinsten anları, yıkılıp darma duman olduğu anları unutamaz. aklımdan böyle şeyler geçiyordu kendimi suyla vaftiz ederken
    ···
  7. 132.
    +2
    şüphe diyorduk. şüphe. ne gece ne gündüz... ne sıcak ne soğuk... insan felaketlerden ibaret de olsa ne yaşayacağını bilmek ister. bu yüzden en eski mesleklerdendir falcılık. ben de bilmek istiyordum. küçücük bir kasabadan çıkıp içinde milyonlarca farklı canlıyı barındıran bir okyanusa gidiyordum. yıllarca bir fanusun içinde yaşamış zarsız ve savunmasız bir akvaryum balığıydım ve köpekbalıklarıyla boy ölçüşmeye karar vermiştim.
    ···
  8. 133.
    0
    herkes sıfırdan başlamaktan bahseder. yeni bir sayfa derler. yeniden doğuş derler. ben korkuyordum. yeniden başlamak muazzam bir kudret gerektiriyordu ama ben içimde o dermanın olduğundan şüpheliydim. bir kadının peşine takılıp kasabamdan ayrılmaya karar vermiştim. benim gibi bir korkak için fazla cesurcaydı bu karar. gidebilmem için karşıma çıkan bütün engelleri aştım. son engeli aşana kadar içimde bu denli hissetmemiştim korkuyu. ben galiba hep o engellere güvenmiştim. içten içe kendime hep başaramayacağımı söyledim. ayrılıp gitmek yaşadığım yerden bir fanteziden ibaretti belki de benim için. şimdiyse cebimde biletim elimde bavulumla bindiğim otobüsü canlandırabiliyordum kafamda. kanımı donduruyordu bu.

    kadına sarılırken korkuyu bu kadar derinden hissetmemiştim hiç. ama duyduğum son sözler bana kim olduğumu, koca evrende kapladığım mikroskobik alanı hatırlatmıştı. ben bir hiçtim. boyundan büyük işlere kalkışan bir hiç. rüzgarda savrulan ve nereye konacağını bilmeyen toz zerresiydim. bu defa belirsizlik hayatımın tümüydü.

    aklımdan bunlar geçerken ben, gün ortasında kafama battaniyeyi çekip uyuyarak ruhumu saran iğrençliklerden kurtulmaya çalışıyordum.
    ···
  9. 134.
    0
    belirsizliğin yarattığı sorular ve göğsümde bir muska gibi taşıdığım korkuyla günleri ardı arkasına geçirdim. ben ne kadar ağırlaşmasını istesem zaman o denli hızlanıyordu. rüzgarın bir çırpıda sonunu getirdiği takvim yaprakları gibiydi. gitmemize bir kaç gün kala biletlerimizi almıştık. yanyana koltuklarda oturacaktık ve otobüs seferini bir dünyadan bir başka dünyaya yapacaktı bu defa. içinde bizler gibi yaşadığı yerden kopan başka insanlarla birlikte.

    gün geldi ve biz kesilen kurbanlar gibiydik. dudaklarımız zorunda olmadıkça aralanmıyordu garajda karşılıklı durup ailelerimizin yanlarında beklerken. bavullarımız bagajlara dakikalar önce yerleştirilmişti. bize kalan sadece bir adımdı artık otobüsün ilk basamağına atılacak olan
    ···
  10. 135.
    0
    son sarılışlardı yaptıklarımız ve annelerimiz son göz yaşlarını döküyorlardı. otobüs muavvini göğsünde şirketinin amblemini taşıyan mavi tişörtüyle gelip bağırdı: "istanbul yolcusu kalmasın"

    küçükken taş atıp kızdırdığımız köpeğin zincirini koparıp, ayaklarım zütüme değe değe kaçarken arkamdan bana yaklaştığı andan beri ilk kez böyle korkmuştum. tek fark o zaman çocuktum ve avaz avaz bağırıyordum, şimdiyse bağırışlar göğsümün duvarlarına çarpıp içimde yankılanıyoru sadece. bir an durup kadının gözlerinde de aynı korkuyu görecek miyim diye baktım. gördüğüm ışıldayan gözlerden ibaretti.

    her zaman yaptığımı yaptım. sustum.
    ···
  11. 136.
    +1
    okuyo musunuz arkadaşlar? bir iki kişi var sadece ses çıkaran. ben onlar için de yazmaya devam ederim ama eğer okuyosanız bi burdayız diyin amk
    ···
  12. 137.
    0
    buraya kadar anlattıklarımla istanbul!a gelmeden önce nasıl bir hayatım olduğunu, kadınla nasıl tanıştığımı ve olayın benim dışımdaki kahramanlarıyla tanıştınız.

    şimdi olayı ileriye sarıyorum. yavaş yavaş olayın çözümleneceği zamanlara geliyoruz. ama öncelikle anlatımımın devamında istanbuldaki hayatımdan bahsetmem gerekiyor
    ···
  13. 138.
    0
    kasabamda tatmadığım görmediğim hatta adını bile duymadığım onlarca şeyle karşılaştım buradaki ilk günlerimde. sokaklarda yürümek güç, insanlardan yardım istemek utanç verici ve samimiyet gereksizdi. okyanusun kuralları akvaryumunkilerden çok farklıydı. burada öğrendiğim şeylerin ilki hayır diyebilmekti.

    gibik kursumuza katılmak ister misiniz? hayır.

    peçete satın almak ister misiniz? hayır.

    akşam parti var sen de gelsene? hayır.

    bu ne amk grubunun konseri var kodumun barında gidelim mi? hayır.
    ···
  14. 139.
    0
    ben kasabada konuştuğum herkesin çocukluğu biliyordum. kimin ne olduğunu bilip ona göre davranıyordum ama burada daha önce adını bilmediğim sesini duymadığım insanlar çekinmeden beni bi yerlere çekiştirip durmak istiyordu ve ben her defasında onlara hayır cevabını verip kadına koşuyordum.
    ···
  15. 140.
    +2
    yurttaki çocuklar da benden farksız oldukları için ilk başlarda onlarla vakit geçirmeye çalıştım. ama adım attığım herkesin aptal olduğunu öğrenmem çok zamanımı almıyordu ve ben geri basıyordum. çarşıdan rıhtıma doğru yürüyordum bir gece. yurttaki insanlara adım atmaktan vazgeçtiğim günlerdi. ellerim ceplerimde kafam yalnızlığımla meşguldü. henüz nerede ne olduğunu tam bilmediğim için birini durdurup nereden tekel bulacağımı sordum. cevabımı alıp adamın söylediği yöne doğru yola koyuldum. tekeli bulduğumda aklıma kazımıştım çoktan yolu. ihtiyacım olacağından emindim. içeri girip 3 tuborg alıp çıktım. moda sahili öğrendiğim ilk yerlerdendi o yüzden macera aramayıp orada oturmaya karar verdim. bir kaç dakika sonra rüzgar yüzümü yalıyordu oturduğum kayanın üzerinde. poşetten çekip biraları teker teker yuvarladım. yalnızdım ve her şeyden bihaberdim. gözüm sürekli arkamdaydı. her an başıma bir şey gelecekmiş gibi yaşıyordum burada. yıllarca televizyonda cinayet gasp kapkaç haberlerini izlerken sağ üst köşede istanbul yazdığı içindir belki de.
    ···
  16. 141.
    +1
    kendimi öyle kaptırmışım ki düşüncelere saatin geç olduğundan haberim yoktu. geri dönüp yurda gitmeliydim. kalktım etrafı kolaçan edip yürümeye başladım. haldun taner sahnesine yaklaştıkça kulağıma muhteşem bir ses çalınmaya başladı. hızlı adımlarla sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. zaten başka yöne gitmek mümkün değildi. ses beni içine çekiyordu. biraz daha ilerledikten sonra elinde bağlaması kafasında kasketiyle kısa göbekli bir adam gördüm. bir kaç saniye sonra adamın bir iki adım ötesine oturup gözlerimi ondan ayırmadan söylediği türküyü dinlerken buldum kendimi.

    https://www.youtube.com/watch?v=3_SgFDTTLck
    ···
  17. 142.
    0
    bi sigara içeyim hiç mola vermedim daha arkadaşlar. ben de finali yapmak istiyorum ama aklıma gelen şeyleri yazmadan da edemiyorum. sıkılan varsa kusura bakmasın
    ···
  18. 143.
    +2
    zaten istediğim an bitirebilsem bitiririm ama çok havada kalır yazdığın onca şey çöpe gider kardeşim. bu gece bitmesi zor duruyo saat 4e kadar falan yazarım ama biteceğini sanmıyorum ama yarın mutlaka bitiricem. ekgib kalan noktalar olsa bile. çok yıprattı beni de bu iş. başka hayatım yok gibi yaşıyorum günlerdir sizin için. çok yoruldum artık
    ···
  19. 144.
    +1
    adam söylemeyi kestiğinde ben kendime gelememiştim hala. kendime gelip kalktım oturduğum yerden. kaldığım yurda doğru yollandım. adamın söylediği türküler karanlık olan içimi zifiriye çevirmişti. ne yapacağımı neye tutunacağımı bilemiyordum. ben de her defasında eski arkadaşlarda aradım sohbeti. erkek olanla telefonda görüşmezdik pek. ikimizde hoşlanmazdık bundan. senede iki defa görüşebilceksek biz de iki defa görüşürdük. ama yüz yüze. dişi öyle değildi ama. benim yokluğuma alışamamıştı. duruma bakılırsa etrafımda kimse olmadığına göre ben de onun yokluğuna alışamamıştım
    ···
  20. 145.
    +1
    bir kaç gecede bir arayıp halimi sorardı. bu sohbetler beni de çok rahatlatıyordu. bildik tanıdık birine ihtiyacı her zaman vardır insanın. bazen sabah oluncaya dek konuşurduk. her defasında telefonu kapattığımda verdiğim nefesin ağzımdan daha rahat çıktığını hissederdim.
    ···