1. 76.
    0
    erkek olanın aksine o tam bir dialektikçiydi. hemen her zaman farklı düşünürdük. bazen ben bazen o ağır basardı. konuşulduğu gün bitmeyen, günler ve hatta bazen haftalar süren düşünme sürelerinden oluşan sohbetleri severdi. ben halimden memnundum. doyulamayan sohbetlerin her türlüsünü yaşatıyordu bu ikili bana. ama dişi ara ara öye zorlardı ki beynimi. yorulurdum. bazen arkadaşlığın 2'den çok 5'ten az kısmında yer alan ve üçümüzü birden tanıyan arkadaşlarım nasıl olduğunu sorarlar dişinin. cevabım her zaman birilerini yoruyordur olmuştur.
    ···
  2. 77.
    +1
    yan yana sıralarda otururduk dişiyle. erkek çok sevilirdi herkesçe ve etrafını sararlardı parazitler bu yüzden hastalık kapmamak için ondan uzak otururduk. biz iyiydik dişiyle. hiç bir dersi dinlemezdik. ben kırmızı o siyah mürekkepli kalemle sıralarımızda oturur, ikimiz için özel olan ve bugün hala sakladığım bir deftere çizimler yapar, ağzımızdan o gün içinde çıkan sıradışı cümleleri yazar ve çağrışım oyunları oynardık. hocalar bize karışmazlardı. çünkü ikimizin arasında konuşulanlar onun anlattıklarından çok daha gerekli şeylerdi insan olabilmek adına. bunu kendisi de bilirdi. bazen tartışma sırasında seslerimiz yükselirdi ve ders bırakılır ne üzerine konuştuğumuz dinlenirdi. kimseden çıt çıkmadan. hoca dahil
    ···
  3. 78.
    0
    gece yarıları arardı kimi zaman. sabahın köründe ettiğim ve aklına takılan bir söz için. çözüme kavuşturulmayan, anlamlandırılmayan her şey aslında hiçbir şeydi onun için. benim ağzımdan çıkmış bir sözün hiçbir şey olmasına katlanamazdı. bu yüzden yarım bırakmazdı hiç bir şeyi.

    tanıdığım en derli toplu insandı. anlayacağınız. daha önce hiç sevgilisi olmamıştı örneğin. kimsenin elini tutmazdı. bekleme taraftarıydı her zaman. o hep en doğru zamanda en doğru yerde olmanın peşindeydi. bu yüzden mutluluk kapısını hiç çalmıyordu. lise son sınıf 3 öğrencinin böyle olabilmesi belki de tuhaf gelecek sizlere. ama mesele tam olarak böyleydi. ne bir ekgib ne bir fazla.
    ···
  4. 79.
    0
    bir sigara molası daha veriyorum arkadaşlar. yüzlerce kelime çıkıyor beynimden ardı ardına. yoruluyorum
    ···
  5. 80.
    0
    @272 yıllardır bulduğum yere yazılar yazarım ben dostum. kadınla geçmişimi tadında bıraktığıma inanıyorum. şimdi biraz kendimi anlatıyorum. inan ki anlattığım hiç bi şey boşuna değil.
    ···
  6. 81.
    +1
    işte ben böyle biriydim kadını sadece uzaktan izlediğim zamanlarda. hayatımın vazgeçilmezleri bu kadarcıktı. bir aile, yaşayarak öğrendiğim değerler, küçük dünyam, ve 2 arkadaş

    daha evvel söylemiştim. kadını tanıdığım zamanlarda okulu bırakmıştım. ama tanımak değil de tanışmaktan söz edeceksek eğer bu lisenin bitişine bir kaç hafta varken oldu.

    yaz gelmiş. hava sıcak. insanlar girecekleri üniversite sınavının derdine düşmüş. benim dişi arkadaşım bile. daha önce zahmet edip tanışmadığım sınıf arkadaşlarım benden uzaklar. onları suçlayamazsın. kimsenin kimseye hak ettiğinden fazlasını vermediği ve hatta hak edilenin bile verilmediği zamanlar gelmişti artık. artık ne bizler sokaklarda top koşturuyorduk ne de yeni gelişen insanlık anlayışı gereği diğerleri bizler için son demlik çaylarını bisküvilerle ikram ediyorlardı. toplum sözleşmesi hasat zamanı gibiydi. yalnızca ektiğinizi biçiyordunuz bazen de zamansız yağmurlara yakalanıp bomboş avuçlarla kendi başınıza kalıyordunuz.

    o gün içimde bir buhran vardı. sınıftan çıktım kapının tam karşısına yürüyüp yerdeki toza aldırmadan sırtımı duvara verip yere oturdum. şimdi o sırada neyi düşündüğümü hatırlamıyorum. hiç bir önemi de yok. bu anın kutsallığının düşündüklerimle ya da yaptıklarımla hiç mi hiç ilgisi yok. o anı değerli kılan kadından başka bir şeyin olması mümkün değil
    ···
  7. 82.
    0
    arkadaşlar eğer izin verirseniz burada bırakmak istiyorum bugünlük. çok yoruldum 3 saattir yazıyorum. olur mu?
    ···
  8. 83.
    0
    @287 uyuyacağım falan yok ama inan ki yazmak beni hem bedenen hem ruhen yoruyo. sözlükten başka bi hayatım da var. ev arkadaşım 3 gecedir sövüyo oturup iki sohbet etmiyoruz diye. adam yanımda oturuyo ama kulaklığı takıp müzik dinliyo. ona da ayıp oluyo. o yüzden böylesi daha iyi.

    okuyan herkese teşekkürler. iyi geceler arkadaşlar
    ···
  9. 84.
    +2
    @298 sen sürekli aynı güçte devam eden yazılar istiyosun. kadınla aramızda olan bitenleri betimlediğim zamanlardaki gibi güzel düşlere dalmak istiyorsun. belki de haklısın kendince. ama bana uzun soluklu bir yazı göster ki en başından en sonuna kadar aynı güçle devam etsin. böyle bi şey olamaz ve olmamalıdır da. kimdi söyleyen hatırlayamıyorum şimdi ama biri şöyle söylemiş: "müziği yapan notalar değil, notaların arasındaki sessizliktir". aşağı yukarı böyle bi sözdü.

    işte yazılar da böyledir. o çok hoşuna giden cümlelerin özümsenmesi için düşürülür bazen yazarken kullandığın cümlelerin gücü. ne kadar güçlü yazılmış da olsa aynı renkte yazılmış yazı o cümlelere rağmen düz bir yazıdır. insanlardaki merakı ve beğeniyi uyandıran şey ortaya koyduğun eserdeki dalgalanmalardır.

    düşünsene dostum. klagib müzik dinliyorsun diyelim. birinci saniyeden son saniyeye kadar yükselen bir senfoni olabilir mi? mutlaka muhteşem çıkışların duruluşları vardır. bazen de tamamen kesilir ses ve sonra tekrar yükselir. bunun gibi işte.

    ben okudukça mutlaka yazdıklarımı seveceksin diyemem. bu ukalalık olur. ama sen okumaya devam et. belki de bulabilirsin aradığın şeyi olayı anlatmayı bitirdiğimde.

    teşekkürler yorumun için. bana da bi şeyler açıklama fırsatı vermiş oldun
    ···
  10. 85.
    0
    @308 ben hikaye yazmıyorum kardeşim. yaşadıklarımı yazıyorum. anıların içine biraz da farklılık olsun diyip başka olaylar mı eklicem insanlar farklılık görsünler diye. bana göre değil birader.

    bundan sonra yazacaklarımı edebi zevk için okuyanlar değil başıma neler geldiğini harbiden merak eden panpalar okusun. herkes için daha iyi olur böylesi
    ···
  11. 86.
    +4
    baba adamlar atraksiyon istiyo benden. mesela arjentine gidip sktiğim kadınlardan bahsetmem falan gerekiyo insanlara. ben kendi halinde bi adamım abi. evden dışarı çıkamıyorum aylardır. okula gidiyorum arada o kadar. durum bu. ben hangi atraksiyonu anlatayım size. yalan mı söyliyim amk

    genç bi adamın içinden geçenler ve başına gelen şeylerle ilgili bi olaydır benim anlattıklarım. 19 yaşında bi çocuğun miamide bi barda yaptığı pompa diye hikaye yazabilirim ama isteyenler için başka bi zamanda.

    ama hakikaten destekleyip içlerinde hissederek okuyan arkadaşlara gönülden teşekkür ederim.
    ···
  12. 87.
    0
    içinizde sevmeyenleri mutlaka vardır ama bu türkü benim hayatımla çok özdeşleştirdiğim bir türküdür

    https://www.youtube.com/watch?v=zotezFn0qIU

    siz dinleyin şunu. birazdan kaldığım yerden devam ediyorum
    ···
  13. 88.
    0
    o gün içimde bir buhran vardı. sınıftan çıktım kapının tam karşısına yürüyüp yerdeki toza aldırmadan sırtımı duvara verip yere oturdum. şimdi o sırada neyi düşündüğümü hatırlamıyorum. hiç bir önemi de yok. bu anın kutsallığının düşündüklerimle ya da yaptıklarımla hiç mi hiç ilgisi yok. o anı değerli kılan kadından başka bir şeyin olması mümkün değil

    gözlerim önümde ve koridora döşenmiş mermer taşların çizgilerini takip ediyorum, koridorun bittip merdivenlerin başladığı yere kadar. çizgiler ilerledikçe başımı havaya kaldırıyorum. ağır ağır. bir mermerden diğer mermere. çenem yere paralel oluncaya dek devam ediyorum ve donup kalıyorum.

    kadın merdivenlerin başında durmuş. kıpırdamadan bana bakıyor. o an içimden geçiriyorum " daha evvel de böyle bana bakmış mıydı hiç?" diye ve aklımdan geçenleri unutuyorum. iki koca göze kenetlenip kalıyorum.

    utanma yok, gözleri kaçırmak yok, dehşet verici bi güzellik görmüş gibi, tanrıyı görmüş gibi kalakalıyoruz. bakışlarımız sarmalıyor birbirlerini, denizin ortasında bir girdap gibi
    ···
  14. 89.
    +2
    sanki anlatmam gereken her şeyi birbirimize baktığımız anda anlatmışız gibi hissediyorum. daha adımı söylemeden onu öpebileceğimi düşünüyorum örneğin. nasılsa bakarken konuşmadık mı diyorum kendime. ama yerimden kalkamıyorum. yanına gitmekten korktuğum için değil. gözlerine bakmaktan bir an alıkoyacağım için kendimi. vazgeçip devam ediyorum oturmaya. bir saniye sonra gördüğüm şey o ana kadar gördüğüm en güzel şey oluyor.

    bir gülümseme...

    günün geri kalanını hatırlamıyorum.
    ···
  15. 90.
    +3
    bir sonrakinde bir bankta otururken görüyorum onu. tereddütsüzce kalkıp yerimden karşısına dikiliyorum. yanında oturan arkadaşına yana kaymasını söylüyorum. elinde bir poşet var. içinde yılın ilk erikleri. sormdan elimi daldırıp poşete biraz alıyorum. biraz sohbet ediyoruz. gözlerinde rahatsızlık görmüyorum. sonunda kendimi tanıtmak aklıma geliyor ve söylüyorum adımı. o bildiğini söylüyor. sanki binlerce havai fişek ardı ardına patlıyor göğsümde. avucumdaki erik bittiğinde tekrar poşete yeltenecekken içinin boş olduğunu görüyorum. son eriği dudaklarının arasına koyuyor. bir hamle yapıp eriği alıyorum ondan. teşekkür edip yoluma gidiyorum
    ···
  16. 91.
    +3
    tek tek olayları anlatmanın anlamı yok. yaz geliyor. ben okulu bırakıyorum. sürekli telefonla görüşüp arada sırada dışarı çıkıyoruz beraber. kapalıyken demir parmaklıkların üzerinden atlayıp eski okulumuza gidiyoruz, huzur evindeki yaşlıları ziyaret ediyoruz. bize nişanlı olup olmadığımızı soruyorlar. utanıyoruz. çocukken çekildiğim bütün fotoğraflarda imzası olan makineyi getirip eskiden olduğu gibi film alıyoruz makineye ve bizim için özel olan her herde fotoğraflar çekiliyoruz. evdeki en sevdiğim albümlerimden birini boşaltıp ona zütürüyorum. kendi albümümüz olamsı için. birlikte ağaç dikiyoruz mesela ya da evlerini ilk kez balkonundan içeri girip ocağın üzerindeki akşamdan kalma yoğurtlu sarımsaklı kızartma tabağını çalarken görüyorum. her zaman gittiğimiz bi parkta yere oturup ekmek bana bana yiyoruz ganimetimizi... bunlar hiç bitmez

    işte böyle yaşıyoruz. ve ben yeryüzünde var olagelmiş bütün aşkları küçümsüyorum o zamanlar.
    ···
  17. 92.
    0
    günler geçip gitti böyle. geçen her gün daha çok sevdim onu çünkü kadın, onun hakkında daha birbirimizi hiç tanımıyorken düşündüğüm hiç bir şeyi boşa çıkarmıyordu. hayallerle çizdiğim bir portrenin vücut bulmuş haliydi. o benim istediğim kadardı anlayacağınız. ne bir ekgib ne bir fazla.

    bir şeker bayrdıbının son günüydü. evde oturuyorum. kötü olan hiç bir şey yok. akşam olmak üzere. beni arıyor. o gün neler yaptığını anlatıyor. duyduklarımı algılamakta güçlük çekiyorum. tam olarak şöyle söylüyor:

    "huur çocuğu ve ben bugün birlikte huzur evine gittik. ismet amcayla fadime teyzeyi ziyaret ettik. çok sevindiler geldiğimize. sana da çok selam söylediler."
    ···
  18. 93.
    0
    ben hiç bir zaman kıskanç bi adam olmadım arkadaşlar. bilakis, özgür bırakmanın aşkı yücelttiğine inanırım. ama o an beynimden vurulmuşa döndüm. çünkü ben, o huzur evinin yollarında aşık olmuştum ona. bana göre dünyada kutsal olan yerler listesinde kabe'den önce o yollar gelirdi. hayatımın bütün detaylarını ona o yollarda anlatıp, onun hayatının bütün detaylarını o yollarda öğrenmiştim. şimdiyse karşıma geçip hiç bir şey olmamış gibi, ortada iğrenç bir şey yokmuş gibi, gönül rahatlığıyla gelip bana anlatıyordu bunları. bense o sırada yanık fren sesleri eşliğinde tekrar tekrar koca duvarlara çarpıyordum
    ···
  19. 94.
    0
    ben bi sigara molası veriyorum arkadaşlar
    ···
  20. 95.
    0
    olayın bu kısmında gerçekleşen huzur evine giden arkadaşın adı huur çocuğu olarak geçecek anlatımın devamında.

    kadın, erkek arkadaş, dişi arkadaş ve huur çocuğu olayın kahramanları
    ···