-
1.
0evet beyler 3 yıl önce bizi altımıza sıçırtacak olaylar nasıl başladı noldu onu anlatıcam. şeytanla felan savaşmadım dünyayıda kurtarmadım. olaylar gerçek yani.
edit: sadece benim yazdıklarım: http://inci.sozlukspot.co...n%C3%A7lu-olay/@karabudak
-
2.
0Biz uygur göçmeniyiz vaktiyle dedemler doğu türkistandan türkiyeye gelmiş. Türkiyede ev-tarla vs. vermiş. Uygurlarda büyü flan çok yaygındır. islamla da daha geç tanıştıklarından kültürlerinden kopamamışlar.
Dedemlerle beraber doğu türkistandan gelen yaşlı bir kadın vardı. Evi hemen dedemin evinin bitişiğinde yaşını bilmiyoz ama 90 var herhalde amk üstünde mantar bitmiş kadının. Türkçe felan da bilmezdi. Uygurca bilirdi böyle sayıklar dururdu amk sürekli. işte bi gün ankara’da bir barda oturuyoruz aradılar o nine öldü. iyi lan ölsün bana mı öldü. E atla kayseriye gel. Cenaze var. Lan nası erindim anlatamam. Ama uzun zamandır kardeşimi kuzenleri ailemi felanda görmediğimden bahane oldu amk. Atladım kayseriye gidiyom -
3.
0dinleyelim bakalım
-
4.
+1Geldim işte cenaze kurulmuş. Bol acılı uygur yemekleri yapılmış felan. Kardeşim selenge geldi sarıldı felan. O gün öyle cenazeyle geçti.
Ertesi gün kardeşim ben 2 de kuzen dışarı çıktık. Çekirdek çitip kola içiyoz grubun en büyüğüde benim işte. Lan diyom nerden geldim ankarada ağaçların altında sevgilimle oturmak varken burda bebelerle zaman geçiriyom felan diye düşünürken o ölen teyzenin evinin bi cdıbının kırık olduğunu gördüm. 1 metrelik duvardan profosyonelce atlayıp diğer bahçeye geçtim. Çocuklar şaşkın.( çocuk derken 16-17 yaşlarındalar. Bende 21 felan) -
5.
0reserved
-
6.
0rezerved inşallah güzeldir.
-
7.
021 filan ne lann yannanım yaşını bilmiyon mu
-
8.
0rezerved
-
9.
0Sonra onlarda geldi. Cam kırılmış yerine kağıt gazete gibi bir şey yapıştırılmış. Usulca yırttım gazeteyi. Bu cam bir kapının üstü gibi bir şey. Ama ahıra açılıyor. Kağıdı yırtıp elimi içeri sokunca ahırın kapısını açtım. Kağıtta uygurca bir şeyler yazıyor. Dikkatlice katlayıp cebime koydum.
Ahırdan eve geçiş vardı. Eve geçtik 4müz. Bildiğin tarih olmuş ev. 1980 den kalma takvim, köşeleri yanmış siyah beyaz fotoğraflar, evin duvarları dökülüyor amk zaten. Salona geçtim fotoğraflara bakıyorum. Arkalarına tarih düşülmüş. Hepsi ya doğu türkistan’da ya da ordan buraya gelirken yolda çekilmiş. Sonra bir defter dikkatimi çekti. Böyle dışı topraklı-kumlu gibiydi. Aldım uygurca yazılmış. Uygurca anlayabiliyorum ama okuyamıyorum. Alfabe garip biraz. Annemlere sorarım diye kitabı selengeye verdim. Ondan sonra dikkatimi çeken tek şey tavana asılmış örgü gibi bir ipti. Kısa 5-10 santımdi belki ama tavana asılmış. Bizimkiler kızmasın diye geldiğimiz yerden dışarı çıktık. -
10.
0Akşam olunca babama sordum. Bu ne diye. Babamla baş başayız çay içiyor başka kimse yok. Kendi içinden okumaya başladı. Sonra döndü. Bu günlük dedi, yolda göçle ilgili. Urumiçiden afganistana kadar yürüyerek gelmiş dedemler. Afgansitandan irana atlarla. irandan türkiyeye’de kamyon arkasında. Bilmiyom artık kaç yıl sürdü.
Sonra olay babamın ilgisnide çekti. Okudu okudu Türkçeye çevirdi günlüğü. Ben çoktan ankaraya döndüm tabi. Sonra bayram tatili oldu kayseriye gittim. Kuzenlerle kardeşimde tabi. O zamana kadar unutmuştum o kitabı. Selenge ‘’abi bir defter bulmuştuk noldu o’’ diyince aklıma geldi. Babama sordum. Lafı çeviriyor. Göstermemeye çalışıyor. Lan vay amk ne var içinde kafayı yiycem varya. Nasılda merak ediyorum. içim içime sığmıyor. Selenge’yle aynı odada yatıyoruz. Ranzada yatıyoruz üst kattayım ben. Kız diye fısıldadım aşağı indim yatağına oturdum. -
11.
+2-o defterde ne varsa babam göstermiyor lafı çeviriyor.
- Evet abi bende sordum banada söylemedi bende belki sen ısrar edersen söyler diye sana dedim.
-nereye saklamış olabilir?
-abi babam o defteri eve bırakırsa benim bulacağımı bilirdi. Ondan bence ya garajda, ya o ölen teyzenin evinde, yada tarlanın ordaki kulübede. Lan hava soğuk ama kabanımı giydim kardeşimide yanıma alıp sessizce pencereden atlayıp dışarı çıktık ev müstakil zaten. Garaja gittik aradık baya bulamadık. Garajda kulübenin anahtarını alıp hızla tarlaya doğru yürüdük. Saat gece 3 e geliyordu. Evet defter uygurca olanıyla beraber o züt kadarlık kulübedeydi. Onu alıp eve dönerken bir adam gördü selenge. Bak abi dedi. Evet bir adam vardı uzakta. Hava yeni yeni aydınlanıyor. Kim olduğu belli olmuyordu. Saçlarının çoğu dökülmüş biriydi. Kalan saçlarınıda havaya kaldırmıştı. Köşeleri açılmıştı yani saçlarının. Bir uygur kültürü gibi bişey bu. Uygurdu bu adam. Mahallemizde uygurlar, aleviler, kürtler beraber yaşadığından bu adamın bizden olduğunu görmek rahatlatmıştı. Alevilerle de aramız iyiydi ama kürtlerle düşman gibiydik. Siyasi olaylardan ziyade mahallede öyle bir kavga vardı.
Selamun aleyküm diye bağırdım. Cevap yok. Heeeey diye bağırdım ses yok. Sağ elimi kaldırdım selam vermek için. O da sol elini kaldırdı. Yaklaştık biraz adama. Adamın sakalları aynı benimki gibiydi keçi sakalı vardı, kirli sakalı vardı. Büsbütün uygurdu bu adam ama hareketsiz duruyordu. Banada acayip benziyordu. Saate baktım 6 ya geliyordu. Bizimk, iler uyanmak üzereydi vakit kaybetmek istemedim ve selengeyi kolundan çekiştirerek eve gitmeye başladık hızlı adımlarla. Arakama baktığımda adam bizi izliyordu. Baya korkmuştum lan. Altıma sıçacaktım. Ama selenge vardı yanımda belli edmezdim. Açık pencereden içeri atladık. -
12.
0MERAKLANDIM RESERVED.
-
13.
0lan okumuyorsanız yazmıyom amk bi ses verin
-
14.
0rezerved
-
15.
+1Reserved panpa
Apartmanda otururken alt komşunun çocuğu evin bodrumuna işeyeme kalkmıştı.Çarpıldı eleman Karanlık, izbe bodruma işeyecem derken arkadan bi tane atlı, üniformalı dayı dürtmüş bunu.1 sene kekeme gezdi eleman. -
16.
0-abi o adam sana çok benzemiyor muydu?
Lan bende bunda korkuyordum amk. Kuruntu diyordum ya adam harbi bana benziyordu. Defteri yatağın altına atıp. Uyuduk. 10 gibi uyandım. Defterde yazanları ölümüne merak ediyordum ama şimdi açamazdım çünkü bayram haliyle herkes bizim evdeydi. Selengeyle gözlerimiz mosmor halde uyandık. Aşağı yatağa indim.
-abisiyle geceleri defter avına da çıkarmış benim güzel kardeşim diyip saçıyla oynadım çimdikledim felan. Lan çok özlemişim kardeşimi. Kayseriye ayda yılda bir gelebiliyordum ve haliyle acayip biz özlem oluyordu. Kardeşimin yanına yattım.
-sevgilin yok demi lan? Varsa söyle gidip kafasını kırıyım.
-abi kafasına kıracaksan niye söyleyim diyip kikirdemeye başladı. Bende güldüm istemsizce
Kahvaltı yaptık. O günü geçirdik bi şekil. Gece oldu. Kardeşimle odama çekilince açtım defteri. Telefonun ışığında fısıldar halde okudum. Yaklaşık 40-50 sayfaydı. Defterde sadece göç yok amk. Kayseriye geldikten sonra yapılanlarda var. -
17.
0Defterde bir hikaye vardı ki, sanırım altıma sıçırmıştır. Özet geçiyom.
Urumiçi’den afganistana yayan giderken bir vadiden geçiyorduk. Gök gürültüsü, yıldırım, yağmur… hepimiz sırılsıklam olmuştuk. Vadinin iki tarafındaki dağlara kurtlar çıkmış uluyor serenad yapıyordu. Tüm bebekler sustu kurtları dinliyor. Bizse korkudan sadece dua ediyor ve yürüyorduk. Yağmurdan tüm yiyeceklerimiz yenmeyecek hale gelmişti. Biraz daha ilerleyince karşımıza 2 tane kurt çıktı. Renkleri bozdu. Erkekler öne geçip ateş etmek istediler ama yağmurdan barut ıslanmıştı ve tüfekler çalışmıyordu. Kurtlardan biri kafilenin arkasına geçti diğeriyse öne geçip bize yol gösterdi. Bir mağaraya getirdiler. Başta gitmek istemedik ama kafileden ayrılmaya çalışına arkadaki gelip engelliyor önümüze geçiyordu. 100 kişi mağaraya girince içerde ölü geyikler ceylanlar av hayvanları gördük. Ateş yakıp afiyetle yedik. Dönüm kurlara baktığımda ikisininde birer gözünün olmadığını gördüm. Gece rüyamda kurtları gördüm. Usulca yanıma geldiler yanıma gelince değiştiler. Yüzleri topak bir hal aldı. Dişleri kılıç gibi oldu. Sakalları çıktı. Çenelerinin altında az miktarda sakal vardı. Saçlarının köşeleri dökülmüştü ve kalan saçlarını havaya kaldırmıştı. iğrenç bir suratları vardı….
lan inanasım gelmedi beyler. efsane diyecektim ama yok amk. canlı kanlı yazmış adam. -
18.
0rezerved
-
19.
+1Devdıbını okuyamadım beyler ağlamaya başladım amk. Kardeşim se daha şiddetli hıçkırı hıçkıra ağlıyordu. Lan bu tarif bizim geçen gece kulübeye giderken gördüğüm adamla aynıydı. Yatağa oturdum. Defteri elime aldım. Selengede yanıma geldi sokuldu bana iyice. Okumaya devam ettik. Açıkçası defterde kalan şeyler çok ilgi çekici değildi. Yolda başlarından geçenler, geçtikleri şehirlerin özellikleri, türkiyedeki zorluklar vs. 40. Sayfadan sonra defter sapıtıyordu.
Görüyorum onlar yine geldi, derisini soydum, böriler geldi (kurtlar), gök rab neden neden. Çok esnedim. Esniyorum. Ahıra köpek gömdüm. Ölü gelengi(bir hayvan sanırım gelengi), özür dilerim.
Böyle saçma şeyler vardı. Şimdi yazarken korkmadım mesela ama o zaman korkudan karnım ağrımaya başlamıştı.
Defteri bitirip kapattık. –selenge? Yüzüm çok mu çirkin?
-nerden çıktı şimdi abi bu?
-sakalı vardı saçı dökülmüştü diyor. Suratları iğrençti diyor. Adam bana benziyordu diyoruz. Bende mi çirkinim lan?
-sana kızlar kurban olsun be abi. Ne çirkini. Hem elifle nasıl gidiyor?
-çok iyi değil be kuzu. idareten gidiyor. Neyse hadi uyu. Yoksa sabah nah kalkarız.
ve sabah kalktığımızda ikimizinde yüzü sapsarı, göz altları mosmordu. 2 gündür uyumuyorduk amk ona yordum. selenge baya makyaj yapıp toparladı biraz. bende giblemeden takımı giyip bayramın 2. tatilin 3. gününe hazırlandık. -
20.
+1beyler devdıbını sonra yazıcam. hem yoruldum hemde kafamda toparlama lazım. ama okuyonuz mu lan nasıl gidiyor bi ses verin.