-
51.
+3 -1söylediğim gibi yaptığımız her şeyden gurur duyuyorduk. yine duyduk. o yatakta, bizim yatağımızda birbirimizin olduk. tekrar ve tekrar ve tekrar...
yorgun ve çıplaktık. gözlerimizi tavana çakıp ellerimizi bir birbirinden koparmak isteyenler varmış gibi sıkı sıkı tutup ara ara az önce yaptıklarımıza güldük. büyüyorduk. birlikte. birlikte yetişkin oluyorduk. o yatakta geleceğin planlarını yapıp doğacak çocuklarımızın isimleri üzerine kavgalar ediyorduk. üşüdüğümüzde üzerimize yorganı çekmiyorduk mesela. o çirkin insanların, birbirinin gözlerinin içine bakmaya cesareti olmayanların işiydi bize göre. biz çıplak bedenlerimizi birbirine dayayıp buharlı nefeslerimizle ısınıyorduk -
52.
+2o bahsettiğim dünyanın içinde büyüyüp bana hayatımın en güzel günlerini ve cehennemi yaşatacak olan kadınla tanıştığım yaşlara geldim.onu tanımadan önce kendi halinde yaşayan bi genç adamdım. okulu bırakmıştım liseden sonra. sanırım sahip olduğum ufak dünya bana fazlasıyla yetiyordu. marangoz olmak isterdim çokça zaman. üretmek isterdim. insanlara benim elimden çıkmış şeyler vermek isterdim. basitti lan işte her şey. gülüşler zor ve de sahte değildi. en büyük derdim tuttuğum takımın kaybetmesi, en büyük mutluluğum dost meclislerinde sohbet edip ikişer bira içmekti.
-
53.
+2lan kız ölürse ben yakasında mhp rozeti olan ceketin üstüne kaban giyip dolanan adam bağıra bağıra ağlarım burda dıbına koyim
-
54.
+2şuana kadar anlattığım ne varsa hepsi o dönem içimde barındırdığım duyguları ve ilerleyen dönemlerde olacak olaylardan sonra hissettiklerimi tamamen olması mümkün olmasa da kısmen anlayabilmeniz içindi. benim hissettiklerimin zerrelerini dahi olsa içinizde uyandırabilmek içindi arkadaşlar. o dönem yaşadığım her gün birbirinden güzeldi ben sadece içlerinden birini anlatabildim. çünkü tamdıbını anlatmaya sayfalar kitaplar yetmeyecektir. inanıyorum ki hayatımdan sizlere sunduğum bu küçük kesit bile yeterli oldu. çünkü bana yoldaşlık yapan ve anlattıklarımı dinleyip ertesi günü bekleyen onlarca insana ulaşmayı başardım
olayın bundan sonrasında kadından daha bağımsız beni daha çok anlatan şeylerden söz edicem ta ki bütün parçaların birleşme vakti gelinceye kadar -
55.
+2athena'nın yalan şarkısında söylediği gibi aşk nefrete ne yakınsın.
siz de yaşadınız böyle şeyler. anlarsınız beni. öfkeden deliye dönmüştüm. kollarımdaki damarların belirginleştiğini görebiliyordum ve göğüs kafesim kalbimin vuruşlarına daha fazla dayanamayıp parçalanacak gibiydi. insan sevdiklerine ne kadar kötü konuşabilir ki? akıl sır eremiyecek kadar. ağzıma ne geldiyse söyledim ona. geçmişimizin bir parçasını kirlettiğini söyledim. o yolların artık birlikte yürünmeye değer yanının kalmadığını söyledim. küfürler ettim.
bencilceydi yaptığı bana göre. orası ikimizindi. ortak mülküyetimiz vardı ve benim topraklarıma benden habersiz girmişti birileri. bir an için huur çocuğunu bulup kemiklerini paramparça edene kadar dövmek istedim. ama suç onda değildi ki. yapamazdım. nitekim yapmadım da
ben bunu nasıl yapabileceğini söyledikçe. o yapmış olduğu hatayı kavrıyordu. aklının ucundan geçmemişti böyle tepkiler vereceğim. ona daha fazla kızamadım çünkü ne yaptığının farkında bile değildi. ben daha çok kendime kızmayı seçtim. o yolların ne demek olduğunu ona yeterince anlatamadığımı söyleyip durdum kendime.
uzunca süre yalvardı. suçu başkasının üzerine atmadı. yiğitçe suçluyum dedi bana göğsünü gere gere ve cezama razıyım.
şöyle söylemek çok da yanlış olmayacaktır herhalde: "nefret aşka ne yakınsın" -
56.
+2aylar geçti. kendimce zaten muhteşem olan küçük dünyama bir de kadın girmişti. masallarda olan hayatlardan yaşayacaktık işte. kasabamızdan ayrılmak aklımın ucundan geçmiyordu. böyle bi şeyi neden isterdi ki insan.
ben okulu bırakmıştım ama kadın öyle değildi. dershaneye gidiyordu ve durumu çok iyiydi. sınavlarında her zaman liste başıydı. hayalleri vardı anlayacağınız. paralar kazanacaktı. belki de ailesinden, çevresinden göremediği saygıyı böyle kazanacaktı. çok hırslıydı. ben her zaman küçük odasında yalnızlığa terk edilmişken kurduğu intikam planının bir parçası olduğuna inanmışımdır bunun. ve plan tıkır tıkır işliyordu. dersleri dışında bir tek bana ayırırdı zamanını. zaten onun zamanı dediğimiz şey anannesinden saklanarak odasında geçirdiklerinden ibaretti. böyle bir durumda ders çalışmaktan ya da bahsettiğim şiir tutkusunu körüklemekten başka bir şey yapılamazdı. o da öyle yaptı. -
57.
+2şüphe diyorduk. şüphe. ne gece ne gündüz... ne sıcak ne soğuk... insan felaketlerden ibaret de olsa ne yaşayacağını bilmek ister. bu yüzden en eski mesleklerdendir falcılık. ben de bilmek istiyordum. küçücük bir kasabadan çıkıp içinde milyonlarca farklı canlıyı barındıran bir okyanusa gidiyordum. yıllarca bir fanusun içinde yaşamış zarsız ve savunmasız bir akvaryum balığıydım ve köpekbalıklarıyla boy ölçüşmeye karar vermiştim.
-
58.
+2böyleydi işte. üzerim birbirimizden çekindiğimiz bi yığınla örtülüydü ve nefes almakta zorlanırdım. tüm karmaşanın içinde kalplerine dokunabildiğim, içimde dokunuşlarını hissettiğim 2 kişi vardı. erkek olan beni özgür kılar, dişi olan her hareketimin doğruluğunu sorgulamamı sağlardı. dişi olana her zaman şöyle söylerdim "sen benim, benden bağımsız yaşayan vicdanımsın"
iki arkadaşım da belki de hayatlarınızda karşınıza hiç çıkmamış olabilecek kadar zeki insanlardı. erkek olan sizi yormazdı. çünkü o özgür ruhlu biriydi. tıkanıp kalınan sohbetler etmezdi. akışkan olmalıydı onun için her şey. durağanlık boğardı onu. farklı fikirlerde olmamızdan hoşlanmazdı. onun söylediğini ben, benim söylediğimi o tamamlamazsa edilmeye değer değildi lakırdılar. eğer tıkanırsak dönüp ardını giderdi. ama hiç gönül koymazdım ona. bilirdim beni severdi. -
59.
+2aglattin huur cocugu. Eger bunlar gercekse eger sen kizdan gibtir taktan nedenden dolayi ayrildiysan senin amina koyarim. Amk beni anlattin lan sen huur cocugu. Eger kizdan ayrilirsan ya da geri donmezsen eger gurur yaparsan senin serefini gibeyim.
-
60.
+2@298 sen sürekli aynı güçte devam eden yazılar istiyosun. kadınla aramızda olan bitenleri betimlediğim zamanlardaki gibi güzel düşlere dalmak istiyorsun. belki de haklısın kendince. ama bana uzun soluklu bir yazı göster ki en başından en sonuna kadar aynı güçle devam etsin. böyle bi şey olamaz ve olmamalıdır da. kimdi söyleyen hatırlayamıyorum şimdi ama biri şöyle söylemiş: "müziği yapan notalar değil, notaların arasındaki sessizliktir". aşağı yukarı böyle bi sözdü.
işte yazılar da böyledir. o çok hoşuna giden cümlelerin özümsenmesi için düşürülür bazen yazarken kullandığın cümlelerin gücü. ne kadar güçlü yazılmış da olsa aynı renkte yazılmış yazı o cümlelere rağmen düz bir yazıdır. insanlardaki merakı ve beğeniyi uyandıran şey ortaya koyduğun eserdeki dalgalanmalardır.
düşünsene dostum. klagib müzik dinliyorsun diyelim. birinci saniyeden son saniyeye kadar yükselen bir senfoni olabilir mi? mutlaka muhteşem çıkışların duruluşları vardır. bazen de tamamen kesilir ses ve sonra tekrar yükselir. bunun gibi işte.
ben okudukça mutlaka yazdıklarımı seveceksin diyemem. bu ukalalık olur. ama sen okumaya devam et. belki de bulabilirsin aradığın şeyi olayı anlatmayı bitirdiğimde.
teşekkürler yorumun için. bana da bi şeyler açıklama fırsatı vermiş oldun -
61.
+4 -2KuZeniylemi bastın noldu
-
62.
+2sanki anlatmam gereken her şeyi birbirimize baktığımız anda anlatmışız gibi hissediyorum. daha adımı söylemeden onu öpebileceğimi düşünüyorum örneğin. nasılsa bakarken konuşmadık mı diyorum kendime. ama yerimden kalkamıyorum. yanına gitmekten korktuğum için değil. gözlerine bakmaktan bir an alıkoyacağım için kendimi. vazgeçip devam ediyorum oturmaya. bir saniye sonra gördüğüm şey o ana kadar gördüğüm en güzel şey oluyor.
bir gülümseme...
günün geri kalanını hatırlamıyorum. -
63.
+3 -1seni buldum onuzbu cucuğu
http://inciswf.com/253745974.swf -
64.
+2geçmiş zaman ekini farkettim ayrılık ölüm ile geldiyse ağlatırsın bak gece gece
-
65.
+3 -1dizime oturtup pijemalarını çıkartır üzerini giydirirdim. ayaklarını öptüğüm günler oldu çoraplarını giydirirken. o günlerden birinde yine yaptım tüm bu söylediklerimi. üzerini giydirdikten sonra kucağıma alıp masaya zütürdüm onu. bu defa güldüğünden emindim. kahvaltıyı gördüğünde şaşırdı. söyledim ya o hep şaşırırdı. bir "eş" nasıl olmalıysa öyle davrandım çayını doldurdum. ekmekten bir parça koparıp verdim ona. yemek istemediğini söyledi. ben de yemiyeceğimi söyledim. sonra iş oyuna döndü bana o yedirdi. aç kalmama dayanamazdı. evden yurda elinde kap kacakla gelip yaptığı yemeklerden az getirmedi bana. ben de her şeyi onun için yaptığımdan yememesi gibi bi durum olamazdı o yüzden ona da ben yedirdim naçizane kahvaltımızı. arada yerinden kalkıp kalkıp kucağıma oturdu ben istemedim yüzünü görmek istediğimi söyledim. bu şeyler eşler için önemlidir.
sıkıldığımız arkadaş toplantıları, beraber yapılan kahvaltılar, gidilen yerler. bazen bir şeyleri sırf kendi aile geleneğinizi bozmamak adına yaparsınız. yapmalısınız da. eğer kendinize aile diyorsanız, aile olmak bunları gerektirir. ve değerlidir -
66.
+1gib dıbınakoyduğum gib bi de sen gib yaaaaaaaaaa
-
67.
+1kardeşim dön sanatına ihanet ettim falan filan diye düşünme şunu da unutma hayatında zorluk yaşamamış bir insandan tiyatrocu olmaz olsa olsa recep ivedik gibi filmlerde yan rol olur sanatın ile tutun hayata ve hayattaki en büyük mutluluğun hiç tanımadığın insanların seni alkışlayışı olsun
-
68.
+1bir kaç gecede bir arayıp halimi sorardı. bu sohbetler beni de çok rahatlatıyordu. bildik tanıdık birine ihtiyacı her zaman vardır insanın. bazen sabah oluncaya dek konuşurduk. her defasında telefonu kapattığımda verdiğim nefesin ağzımdan daha rahat çıktığını hissederdim.
-
69.
+1kadınla ilk tanıştığımız zamanlarda o kadar çok bahsederdim ki hem erkekten hem dişiden. bazı günler bu ikisinden başka bir şey konuşmadığımız bile olurdu. bir keresinde yolun ortasında durup yeter artık diye bağırmıştı. düşünüp hak vermiştim ona sürekli aynı insanlardan bahsetmemin onu sıkabileceğini anlamıştım.
istanbula geldikten sonra da sıkılabileceğini düşünmemiştim ama. üstelik insanlardan değil. tek bir insandan. kadın değişiyordu bu günlerde. sürekli bize bi şey olmasından korktuğunu söylüyordu. benim çok fazla dikkat çektiğimi ve bunu bilerek yaptığımı. artık onu eskisi gibi sevmediğimi söylüyordu. ben anlamakta zorlanırdım bunları. çünkü ona karşı tutumlarımda en ufak bir değişiklik yoktu. dişinin bana bir arkadaş gibi bağlı olmadığını söylemeye başladığında dehşet verici kavgalar etmeye başladık. ben kadını ne kadar seversem seveyim hayatta dost diyip ailemden sayabileceğim iki kişiden birinin gitmesini bekllemesini anlayamıyordum. kaldı ki babadan görüp beynime kazıdığım sert bir tavrım her zaman vardı. hiç bir sözü esirgemezdim kızdığımda. kalbini kırdığını bilirdim. ama yine de susmazdım. o böyle zamanlarda ağlamakla yetinirdi çoğu zaman. içim parçalanırdı onu öyle gördüğümde ama yine de dişiyi kaybetmeyi göze almadım. bu değerlerimi yok saymak demekti -
70.
+1ağlıyasım geldi panpa
-
sabah sabah cok eslilik tek eslilik
-
sözlüğe gelmiş geçmiş en delikanlı admin
-
sılık caylak derken 15 kısı kalmısız
-
coitler erkenden yatmis
-
çaylak yapılan yazarları önüme sunuyorlar
-
kons abi mesajss
-
incisozluk 10 onlije
-
sanat sanat icin midir toplum icin midir
-
kalpler ancak ve ancak allahı anmakla huzur bulur
-
babama öfkeliyim akpli olduğu için
-
abi bu nedirrrrrrrrrrrrrrrrrr
-
ne zaman kendime inancımı kaybetsem buraya gelirim
-
beyler jet lee ne olmuş böyle
-
caylaklama artik milleti
-
ne zaman inancımı kendime buraya kaybetsem gelirim
-
44 cm kol 24 cm penis 194 cm boy
-
manifest dinleyen var mı
-
ben mıchael inci sözlüğün arslanı
- / 1