-
26.
+1sonra noldu
-
27.
+1Rez cadıyı gibmeye gidiyorlar
-
28.
+4Ogün öyle geçti. Zaten eve varana kadar akşam namazı vakti gelmişti, abdestimizi tazeleyip camide bamazı beklemeye başladık. imam ezanı okuduktan sonra hemen geldi ve namaza başladık. Belkide namaz kılarken gördüğüm şeyden sonra hayatımda namaz kılmayı bidaha hiç istemeye bilirdim.. Farzı kılarken başıma çok kötü bi ağrı girmişti ve gözlerim kararmıştı, aynı zamanda kulağıma kötü uğultular geliyordu ve o an çok korkuyordum. Hiçkimenin o anı yaşamasını istemem, namazda mutlaka zanlı sure olarak nas suresini okuyun. Farzın bitiminde selam verirken gördüğüm şey çığlık atmama neden olacaktı ama kendimi tutmuştum. Sağa doğru selam verirken tam dedemin yanında çok garip, ürkütücü kara çarşaflara bürünmüş 2 2.5 metre boyunda bi mahlukat görmüştüm, tıpkı benim gibi oda namaz kılıyordu, sağına selam veriyordu. Onu görünce nutkum tutuldu ve titremrye başladım. Soluma doğru bile selam veremeden bağıra bağıraarkama bakmadan koştum ve camiden çıktım, aklıma ne dua geldiyse okudum, galiba o şeyi sadece ben görmüşütüm çünkü benden başka birileri görse aynı şeyi yapardı. Doğruca eve koştum. Kapıyı deli gibi çalıyordum ananem kapıyı açınca noldu olum ne bu halin diye sormaya başladı, ben ağzımı bil açamıyordum. Salonda bi ileri bi geri sallana sallana oturuyordum ananenmin sorularından başka bişey duymuyordum. Bi 10 dakka sonra dedem kanter içinde yanıma geldi, gördüğüm şeyi anlattım ve suratıma bakıp nas elak okuyup üfledi. içimde o an muhteşem bi rahatlama olmuştu. Dedem tamam geçti geçtii diye resselli ediyordu. Evden dışarı kaçmak istiyordum ama aynı şeyi görüp görmeyeceğimi bilmiyordum. 1 dakika sonra kapı çalındı ananem gelenin arkadaşım olduğunu söyledi. Belki 2 kişi güvende oluruz diye çıkmaya cesaret ettim. Evden biraz uzaklaştıktan sonra birer sigara yakıp devam ettik ve son 3 4 saat içinde ne olup biteni arkadaşıma anlattım. Arkadaşım hayret içinde dinliyordu. Yola biraz daha drvam ettikten sonra gene meşhur iğdirin doruğun başına geldik. Benim zütüm biraz daha yürümeye yemiyordu ama geri dönmektre istemiyordum. 50 60 metre dAh yürüdükten sonra vesedi bulduğumuz sokak lambasının altına geldik. Cesedin yok olduğu yerde gördüğüm şey bayılmama yetti. Sadece yere yığıldığımı hatırlıyordum...
-
29.
+1devam etmeyecen mi
-
30.
+3Bi doğum çantası görmüştüm, günümüz zamanındakilere benzemiyordu, siyah, etrafı lime lime olmuş bişeydi ve heryerine beyaz mendiller bağlanmıştı. Arkadaşım beni tokatlaya tokatlaya uyandırmıştı. Kendime geldiğimde gördüğüm şey orda durmuyordu, orada hiçbişey yoktu. Arkadaşıma ordaki şeyi görüp görmediğini sorunca orada hiçbişey görmediğini söyledi. Aklımı kaçıracaktım. Heryerde garip, abuk sabuk şeyler görüyordum ve bunları benden başka kimse görmüyordu. Noluyordu bana böyle...
Aklıma hemen dedem geldi, ona bu gördüğüm şeyi hemen anlatmak istiyordum, çünkü halimden sadece o anlardı. Ben gidiyom diyip hızlı adımlarla eve doğru gitmeye başladım, arkadaşım beni hiç giblemedi bile, hiçbişey umrunda değildi. Eve geldiğimde dedemi masada bi kağıda yanındaki kitaptan bakıp bişeyler yazdığını gördüm. Ben gelir gelmez kağıdı saklayıp kitabı hemen kaldırmaya çalıştı. Kitabın tek hatırladığım yanı yeşil ve kırmızı renkli, kapağında da bir el ve o elin içinde bisürü arapça yazı yazdığıydı. Dedeme napıyon o kitapla kağıda ne yazıyodun diye sorunca boşver diye beni geri püskürttü. Çok ama çok merak ediyordum ne yaptığını, yalvarmıştım ne yaptığını söylemesi için ama nafileydi, bışver olum seni ilgilendirmez diyip terslemişti. 10 dakka başından ayrılmadım dedemin, en sonunda bağını çözdüm ve ne yaptığını anlatmaya başladı.
Dedem o kitabın allah tarafından şerli mahlukatlara karşı korunmamız için müslümanlara gönderilen bi şifa kıtabıymış, adıda Havas'mış. Herkes o kitaptan faydalanamazmış. Dedeme peki sen nerden öğrendin diyince bana geçmişinde babasıın başına nasıl bir bela geldiğini anlatmaya başladı... -
31.
0Elimden geldiğince çabuk yazıcam, günlük 2 3 entry girerim ama uzun uzun girerim
-
32.
+5Dedemin babasına zamanında aşık olduğu bi kız yüzünden başına bi cin musallatıvakası gelmiş. Dedemin babasının aşık olduğu kız büyücü bi kadının kızıymış ve bu kadında kızını bitakım büyülerle mühürlemiş. Dedemin dediğine göre kız bayağı güzelmiş. Kelimelerle anlatılamayacak kadarmış... Kıza bisürü talip çıkarmış zamanında, hatta kıza zorla sahip olmak isteyen gözü dönmüşler bile varmış. Büyücü kızı doğduğu anda mühürlediği için ona aşık olan yada kaçırmak isteyen yaklaşık 50 kişi ya ölmüş, ortadan kaybolmuş ya da hayatına yatalak devam etmiş. Bu kıza tutulan kiişlerin hepsine cinler musallat oluyormuş. Kızın peşini bıraksalar bile cinler o adamların peşini bırakmıyormuş. Dedemin babası da bu şanssızlardan biriymiş, inanması çok zor ama dedemin babası, bu cinleri ve büyücü kadını öldürüp o güzel kızla evlenmiş.. Çünkü kızda dedemin babasına deli divane aşık olmuş. Belki komik olabilir ama aşkın gücü bu belayı sonlandırmış. Önceki entrymde havas ı her hocanın bilmediğini sötlemiştim. Dedemin babasıda havas ilmini en yakın dostunun babası olan bi hocadan öğrenmiş, dedeme de babası öğretmiş. Şu an zamanımızda bisürü cinci hoca diye tabir ettiğimiz kişi var ve bunların 150 sinden 145 tanesi bu işi bilmiyor. Hayret içinde dinliyordum dedemi. Hikayeyi devam ettirmiyorum daha özel mevzular var çünkü.
En sonunda bunları anlattıktan sonra brn eve ilk geldiğimde kağıda yazdığı şeyleri sordum, dedemde bumların bitakım tılsım olduğunu söyledi. Benim içinmiş, dedem benim gördüğüm şeylerin 3 harfli mahluklar olduğunun kanaatına varmış. 2 3 dakka sonra bunları bi muskaya yazdı ve bana verdi. Bunu ne olursa olsun yanından ayırma dedi. Sadece abdest bozarken çıkart dedi. Bemde tamam diyip arkadaşımla yürürken yolda gördüğüm doğum çantasını anlattım. Dedemin suratı baya düştü. Hayatımda hiç böylesine bi surat görmemiştim. Offf deyip ayağa kalktı, şimdi napacaz Allah kahretsin diyince o an benimde içime koca bi sıkıntı düşmüştü... -
33.
0Çok güzel kardeşim aynen devam anlatmaya
-
34.
+4Dedeme camide gördüğüm şeyi anlattığımzaman bi halüsinasyon felandır diye çok üstünde durmamış, fakat o doğum çantasını gördüğümü söyleyince endişesi tamamlanmıştı. Dedem bana, artık kendilerinisana göstermeye başlamışlar dedi. Ben napacamı bilmiyordum. Korkmalımıydım yoksa korkmamalımıydım onuda bilmiyordum. Dedem camide gördüğüm şeyin müslüman bir cin olduğunu söyledi. Müslüman olan cinler camilere gelip kendini göstermeden cemaatle beraber namaz kılarlarmış, ve camide mevlit verildiği zaman da gelip dinlerlermiş. Birde amacı kötü olan münafık, Allah yolundan çıkmış cinler varmış. Bunlarda insanlara musallat olurlarmış ve Allah korkuları yokmuş. O gördüğüm şeyinde doğmasını engellediği bebek olduğunun muhtemel olduğunu söyledi. Dedemin suratından pişmanlık akıyordu. Keşkr o şeyleri yapmasaydım diyordu...
Galiba dedem o cesedin içinden çıkardığı 2 muskayı yakarak, 2 tane 3 harflinin hayatına son vermişti. Ve o ölen 3 harflilerin kabilesinin bizim peşimizi bırakmayacağını söylüyordu. Kafayı yemek üzereydim, napacağımı bilmiyordum, içim çok garip bi korku sarmıştı. Napacaktık ?.. -
35.
+4O andan sonra evden çıkamadım. Yoksa hergün saat gece 1 - 2 gibi ervde oluyordum. Korkudan yatsı namazı için camiye bile gidemedim ya bida karşıma çıkarlarsa diye. Gece gözüme uyku zor girdi. Uykuya dalana kadar nas felak ayetel kürsi okumuştum. O gece keşke uyumasaydım...
Rüyamda gene aynı yerde o doğum çantasını görmüştüm. Gene siyah, her tarafı lime lime, her yerinde gene beyaz mendiller bağlıydı. Fakat bi kan göletinin ortasındaydı busefer. Tek farklılık oydu ve tek başımaydım. Sadece bir tane sokak lambası yanıyordu. Arkama bakmaya bile cesaret edemiyordum. Az sonra çantadan bir bebeğin gülüş sesleri gelmişti. Çok tatlıydı o güğlüşler. insanın içine resmen huzur katıyordu. Ama bi anda gökte kocaman bi şimşek çaktı ve çakmayla beraber etraftaki aydınlanmayla bisürü kara çarşaflı mahlukat gördüm. Yüzlerceydi. O anı asla unutamıyorum ve hala ara sıra o rüyaı gene görüp görmeyeceğimden şüpheleniyorum.
Çakmayla beraber bebeğin gülüşlerinin yerini ağlama ve zırlama sesleri aldı. Bebeklerin ağlamaları zaten hiç hoşuma gitmez. Bebek ağlarken kulağımda bazı sözler işitiyordum. Galiba arapçaydı. Sanki hepbir ağızdan 100lerce kişi farklı farklı şeyler fısıldıyordu. Bir anda o seslerin hepsi kesildi ve bebek ağlamayı bıraktı. Bikaç saniye geçtikten sonra sadece bi kişinin kulamığa şu sözleri fısıldadığını duydum: "Savf - e Tâmud'". Bu sözü çok net hatırlıyordum. Bu söz söylendikten sonra çok acayip bir çığlık yankılandı. Sesi çok şiddetliydi ve benide rüyamdan uyandırdı. Uyandığımda avazım çıktığı kadar bağırmışım, o anları hatırlamıyordum dedem söylemişti. Ta ki dedem bitane tokat atana kadar susmamışım. Ardından ağlamaya başladım. Dedem başımı kolunun altına aldı ve geçti geçtii diye söylenmeye başladı. Bi bardak su içtikten sonra dedeme rüyamı anlattım. Dedem bu işi hemen halletmemiz gerek yoksa peşimizi bırakmayacak dedi. Peki ben bu rüyayı neden görmüştüm? Neden hep bilincim açıkken bile garip şeyler görüyordum ???... -
36.
+2dostum tüm yazdıklarını şukuluyorum. uzun yazıyorsun ve anlatımın çok iyi. 3-5 kişi bile okusa yaz şevkin kırılmasın
-
-
1.
0Aynen ilerde değerlenir bu yazdıkların
-
1.
-
37.
+3Bağıra bağıra uyandıktan sonra resmen başımı yastığa koymaya korktum. Ve çok sıkışmıştım fakat tuvaletin hemen salonun yanında olmasına rağmen girmeye zütüm yemedi. Yapcak bişey yoktu bende girdim ve bi vukuat yaşamadım. O gece daha uyumadım. 1 saat sonra sabah namazı vakti geldi. Ben gitmek istemiyordum fakat dedem beni gelmem için baya zorladı. En güvende olacağınız zaman Allah la baş başa olduğunuz zamandır.Tümünü Göster
Abdestimizi alıp bi 30 40 dakka bekledikten sonra camiye gittik. Caminin önüne gelince resmen içeri girmeye korktum. Caminin yanında 1000 li yıllardan kalma tarihi bir havuz var. Havuzun başında gördüğüm şeylerden sonra olduğum yere kilitlendim. Hiç hareket edemiyordum sadece havuzun başına bakıyordum. Havuzun etrafında 2 tane kara gölge birbirini kovalıyordu. Dedem ne görüyorsun diyip birden önüme geçti ve onları görmeme engel oldu. Dedeme artık dayanamıyorum diyordum. Böyle şeyleri görmekten resmen usanmıştım artık. Dedem geçecek oğlum Allahın izniyle tez vakit kurtulacaz bunlardan demekle yetiniyordu. Peki dedem bu şeyleri neden görmüyordu? Bu işin içinde o da vardı ama gayet rahat davranıyordu. Ya görüpte görmezden geliyordu ya da giç görmüyordu.
Camiye girip namaz vaktini bekledik. Ezanın okunmaya başladığını duydumdakat devdıbını duyamıyordum. Ezan sadece bi uğultu gibi geliyordu kulağıma. Vukuatsız bi şekilde namazımı kılıp eve yöneldik. Köyde 2 cami var, bize en yakın olana gitmek 6 7 dakka sürüyor ve geceleyin camiden eve doğru izlediğimiz yolda sadece 3 tane sokak lambası var. Yolda o şeylerden görmemek için dua ediyordum. Yolu yarıladığımızda 10 metre arkamda bi ses duydum. Ve 10 metre arkamızda da bi sokak lambası vardı. Bana adımla seslenmişti. Arkama baktığımda tam sokak lambasının altında 2 uzun boylu (yaklaşık 2.5 3 metre boyunda) insana benzer tönü olmayan mahlukat gördüm. Birinin elinde de bebek vardı. Mahlukatlar siyah çarşaflıydı fakat birinin elinde duran bebek bem beyaz bir çarçafla sarılmıştı. Onu görünce hareket edemedim. Yüzümde de bi ifade yoktu. 15 20 saniye baktıktan sonra dedemin kolumdan tutmasıyla kalbim patlayacak gibi oldu. Umarım kimse böyle şeyler yaşamaz çok korkunç ve anlamsız. Dedem ne gördün oğlum dedi. Bende gördüklerimi dedeme anlattım. Tamam oğlum galiba iş baya ciddiye bindi sana kendilerini göstermeleri normal bişey değil dedi. Galiba benden nefret etmeye başlamışlardı... -
38.
+4Eve gelince dedemle tartışmaya başladım. Anlamsız ca dedeme sitem ediyordum. Neden sende görmüyorsun diye. Dedem ben goremem dedi. Çünkü sadece benim gönül gözüm aralanmoş. Dedeme o muslakaları sen yaktın, seninki neden aralanmıyor diye sordum. 35. Yaş gününden sonra gönül gözünün aralanması olanaksızmış. Çünkü insanoğlunun ahirette 35 yaşında dirileceğini söyledi.
Bu gece iyi dinlen öğlen vakti o cadının yanına gidicez dedi. Ama benim gözüme uyku giricek gibi değildi. Ama çokda uykum vardı malesef uyumak zorunda kalmıştım ki keşke uyumasaydım.
Rüyamda gene aynı yerde hertaraf karanlık, aynı yerdeki lambanın altındaydım. Bunsefer etraf zifiri karanlıktı. Hbirşey gözükmüyordu. Sadece karanlık.. Önümdeki zifiri karanlıkta sanki bi yol açılmıştı. Ne cesaretse o yoldan yürümeye başladım. 15 20 metre yürüdükten sonra az ilerde bi beşik görmüştüm. Tamamen tahta, hertarafı çatlamış, üstünde de siyah bi örtü vardı. Yürüyüp yanına gitmek istemiştim fakat hareket edemiyordum. Karabasan gibiydi. Beşiğin arka tarafından bişeyin yürüme seslerini duyuyordum. Beşiğin yanına gelen şeyi görünce nutkum tutuldu. Oradaki aynen bendim... -
39.
0Rez beşik kertmesi
-
40.
+3Evet aynen bendim ordaki. Fakat bikaç fiziksel değişikliği vardı. Gözleri yok gibiydi. Göz kapakları birbirine mühürlenmişti ve üstüne de gözler çizilmişti. Çırıl çıplaktı. Beni çok ürkütmüştü altıma takmak üzereydim. Beşiğin başına geldi. Bir elinde demir bi tas bi elindede defter gibi bişey vardı. Anldıbını bilmediğim bazı sözler söyledi ve beşikten ağlama seleri geldi. Ağlama sesi grlince bana benzeyen şey elindeki bardağa tükürüp beşiğe attı. Sesler kesilmişti ve ne olacağından habersizdim...
-
41.
+4Sesler kesildikten sonra o şeyle göz göze geldim ve uyandım. Uyandığımda nefes nefeseydim. Olanları dedeme anlatasım geldi ama bu saatte de uyandıramazdım. Abdest alıp yattım uykuya dalana kadar da nas ve ayetel kürsü okudum. Bi vukuat yaşamadım uyanana kadar.
Sabah 10 gibi kalktım ananem kahvaltı hazırlıyordu dedemde abdest alıyordu. 15 dakka sonra sofraya oturduk. Ananem olanların hiçbirinden haberdar değildi. Anlatıpça canını sıkmak istemiyorduk. Kahvaltımızı yapıp arabaya atladık ve o lanet karının köyüne doğru yola çıktık...
Yol 15 20 km sürdü. Köye vardık ve dedem yolda her gördüğününe o kadını sordu. Dedem hiçbirinden cevap alamıyordu, ya sorduklarımız kaçıyor ya da küfür edip bu köyden gidin diyordu... -
42.
+1ilk şukular yine benden.
-
43.
+3Vakit ikindiye yaklaşıyordu elimiz boş dönmeyi hiç istemiyorduk. Bari namazı kılıp gidelim dedi dedem. Abdestimiz vardı bizde köyün camisine girip namaz vaktini bekledik yaklaşık 20 dakka. Ezan okunduktan sonra imam gelip namazı kıldırdı. Namazımızı kıldıktan donra bi ünit çıkar diye imama büyücü kadını sormaya gittik. imamın yanına gidip selamlaştık. Dedem konuyu kaba taslak anlatıp imama kadını sordu. imamın yüzü resmen saliseler içinde düştü.
imam bize köyü derhal terkedin dedi. Aynen böyle dedi. Dedem imama ne kadar çaresiz durumda olduğumuzu anlattı. imam biraz şefkat gösterip gelin dışarda konuşalım ozaman dedi. Dışarı çıkıp imam kadının yerini sadece 2 kişi niliyor dedi. Köyün altını üstüne getirsenizde bulamazsınız dedi.
imam dedeme bi kağıda yazdığı 2 tane adresi verdi. O kadının yerini size söylerse bu ikisi söyler dedi başkasının sie yardım etmesini beklemeyin dedi. ilk adrese gittik. Yanında geniş bi bahçe olan bi evdi. Eve gelince ilk farkettiğim bahcenin bazı yerlerindeki kazıklardı. Kazıkların başında horoz kelleleri vardı.
Kapıyı çaldık ve kapının açılmasıyla şaşırdık... -
44.
+1ulan hiç cinli hikaye okumam, inanmam da ama seninki sardı, devam panpa
-
45.
+3Kapıyı bize suratında meymenet bile olmayan kambur bi ihtiyar açtı, bize garip gelen şeyse boynunda 3 tane muska olmasıydı ve elindeki asaydı. Asanın başında horoz kafatası vardı...
Adam ne oldu ne istiyorsunuz diye tersledi. Dedem durumu hemen özet geçip hem şifa aradığımızı hemde o kadını aradığımızı söyledi. Herif ayağımızın dibine tükürüp akşam vakti gelmeden gibtirin gidin bu köyden dedi. Dedem baya alınmış olsa gerek herifearkadan bi yumruk geçirmesine ben engel oldum. Herif arkasını dönüğp o yumruğu atamadığın için torununa dua et dedi. Ardından kapıyı suratımıza çok şiddetli bi şekilde çarptı. Sinirle oradan ayrılıp diğer adrese doğru gitmeye başladık.
Adrese vardığımız ev sıradan 2 katlı bi köy eviydi. Dedem kapıyı çaldı. Kapıyı 20 25 yaşında bi kız açtı. Salih Emmi yi mi görmeye geldiniz diye sordu. Biz birbirimize bakarken kadın bizi içeri buyur etti. bi üst kata çıktık. Yaşlı bi adam divana oturmuş elindeki tespihi çekiyordu. Bizi görünce buyur etti içeri ve karşısına oturttu. Nazik görünüşlü huyu suyu yerinde bi adama benziyordu. Ötekinden çok daha farklıydı. Sleamlaştıktan sonra adam içerdeki kıza seslenip 3 tane çay koymasını söyledi. Adam ilk görüşte yabancı olduğumuzu anladı gerek buradan değilsiniz galiba dedi. Dedem onayladı ve durumumuzu özetlemeye başladı. Adam hmm hmm diye diye dinliyordu bizi. 2 3 kelimede bir çayından bi yudum alıyordu. En sonunda dedem o kadının yerini sordu ve adamın suratı düştü. Neden bu köylü bu kadından nefret ediyordu. Neden kimse bu kadının ismini duyunca suratı düşüyordu ?