/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +4 -1
    Sözlükte yeniyim ve buraya gelmeden önce burda anlatılmış olan bisürü cinli perili hikayeyi okudum.

    Açıkçası benim yaşadıklarımın yanında tutarsam hepsi bana inandırıcı geldi. Caiz bişeyse bende anlatayım bari paylaşmadan bıraktığı yaradan kurtulamam galiba...

    Son sigaramı yakıp yeni sigara almaya gidiyorum, 10 dakkaya geri gelip anlatmaya başlayacam.
    ···
  1. 2.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  2. 3.
    +5
    Bu hikaye yazanlar neden hep sigara yakıyor yakmayanı gibiyolar mı amk
    ···
    1. 1.
      0
      kardeşim hay gözünü seveyim senin ben. sözlüğe ne zamandır girmiyodum bugün savaş var diye girdim şu sözlükte okumadığım hikaye yok kahkaha sana bir nic6 hadi eyvallah
      ···
  3. 4.
    +1
    Niye 3 sene once anlatmadinda simdi anlatiyon mk
    ···
  4. 5.
    +1
    Bak yarım bırakırsan. Zuzum gibi sonunu Lost'a bağlarsan. Çok bekletirsen. Acımam seni saatlerce hız kesmeden giberim.
    ···
  5. 6.
    +4
    Lise zamanında her sene yaz tatilinde köyüme giderdim şehirde çok takılcak arkadaşım yoktu, dedem ve anneannem köyde yaşarlardı sadece kışın şehre gelirlerdi. Bende tatili köyde dedem gilin yanında ve tıpkı benim gibi yaz tatillerinde köye gelen arkadaşlarımla geçirirdim. 5 vakit namazımı dedemle kılar arkadaşlarımla gece saat 2-3 e kadar köyün etrafında gezer bigiblet sürerdim.

    Olay bir gece gene sadece bi arkadaşımla beraber saat 2 sularında iğdirin doruğa kadar (köyün en uçtaki giriş kapısı) yürüyüş yapmamla başladı. iğdirin dorukta sayısı az sokak lambası vardı ve araları 50-70 metre arası uzunluktaydı. Yürürken muhabbetimizi kesen şeyde yolun kenarında bulduğumuz kellekesendi (galiba sadece bizim köyde bu adla anılıyor, milletin tavuklarının kafasını koparıp afiyetle tavuğu yiyen memeli bi hayvan, tilkiye benziyor.) . Arkadaşım gel bi bakalım dedi, ben tabiki biraz çekindim çünkü ölü şeylerden nefret ederim. Neyse gittik cesedin yanına, cesede 10 metre yaklaşmamızla çok ama çok iğrenç bir koku bizi durdurdu. Bu sadece bir ölünün çürümüş cesedinden çıkabilecek bi koku değildi, çok daha farklıydı. Biraz daha yanına yaklaştıktan sonra elimizdeki telefonların fenerleriyle incelemeye başladık cesedi. Hayvanın tüm ayakları kesilmişti ve bacakları kırıktı. Gözlerini göremedik, yerinden çıkarılmışlardı. Ve karnında çok büyük bi kegib var dı. ikimizinde miesi bayağı bulanmıştı ki arkadaşım biraz sağ tarafına kusmuştu. Hayvanın fotoğrafını çekip hemen oradan uzaklaştık. Caps atmak isterdim fakat telefonumda o resimleri gördükçe içim bi kötü oluyordu, bu yüzden fotoğrafları baya önce silmiştim.

    Evin yolunu tuttuk o evlerimiz zaten karşı karşıyaydı. Dedem sabah ezanına kalkar abdestini alır camiye giderdi. Ben geceleri uyanamadığım için sabah ezanını saat 10-11 gibi kılardım. O gece istisna yaptım, saat zaten sabah ezanına yaklaşıyordu bende tv açıp ezan vaktine kadar izledim, dedem uyanınca da abdestimizi alıp camiye gittik.

    Namazımızı kıldıktan sonra dedeme yolda gördümüz hayvanın cesedinin fotoğrafını gösterdim, dedemin ağzı baya açık kalmıştı, elime verdi telefonu çabuk sil şunu dedi, ben silmeden koydum cebime. Eve gidene kadar bi sürü dua okudu, nas, felak, ayetel kürsi... , ayrıca bağıra bağıra okuyordu mırıldanak okumuyordu. Dedeme sakin olmasını söyledim, niye bukadar telaş yaptığını vs sordum. Dedem bana bu cesedi nerde bulduğumu sordu. iğdirin doruğa yakın dedim. Çabuk beni oraya zütür dedim. Ve dedemle beraber iğdirin odruğa doğru yürümeye başladık...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    0
    Okuyan yoksa elimi boşa yormayım. Okyanlar bi belli etsin
    ···
  7. 8.
    +1
    Ben okudum panpa
    ···
  8. 9.
    +4
    Dedemle beraber cesedin yanına vardık. Dedemde iğrenç kokudan baya etkilenmişti. Yola çıkmadan önce evin deposundan aldığı eldivenlerini giyip cesetteki bahsettiğim geniş yarığı araladı. içinden 3 tane muska, bi tane fare ölüsü, bi tanede boğa hayası çıktı. Ben o an kusma derecesine geldim, suratımda çok kötü bi ifade bıraktığıma emindim. Dedem muskaları tek tek açıp yere koydu, bize ateş lazım dedi ve etrafına bakınmaya başladı, ben dedemden ve diğer tüm aile fertlerimden o zamanlar sigara kullandığımı saklıyordum, fakat o anki heyecan ve ne olacağını bilmeme korkusuyla cebimdeki çakmağı dedeme uzattım, 5 saniyelik bi göz göze bakışma durumundan sonra çakmağı aldı, galiba sigara içtiğimi öğrenmenin şokundaydı.

    ilk muakayı eline aldı benim bilmediğim arapça bikaç kelime söyledikten sonra muskaya tükürdü, tükürdükten sonra acayip bi rüzgar esti, kışın bile bukadar üşümezdim. Sonra muskayı yakmaya başladı. Muska alev almaya başlayınca sanki bi kadının çığlıklarını duyar gibi oldum, dedeme de sormuştum bişey duyuyomusun diye, evet demişti. O muska yanmayı bırakıp kül olduğu zaman çığlık sesi de bitmişti. Dedem euzü besmele çekip ikinci muskayı aldı, ardından gene anldıbını bilmediğim kelimeler okuyup muskaya tükürdü, gene ilk başta hissettiğimiz bi rüzgar oluşmuştu, ardından muakayı ateşe verdi, bu sefer bi erkeğin çığlıklarını duymaya başladık, ben aklımı kaçıracaktım, dedeme söndürmesini söyledim fakat nafile, işine odaklanmış biri gibi devam etti. En son bi muska kalmıştı, fakat dedem muskayı sanırım biraz farklı buldu, evirdi çevirdi ve gömleiğinin cebine koydu. Onu neden yakmadığını sormak bile istemedim, ama ben bişey sormadan eve gidince herşeyi tek tek anlatacağını söyledi...
    ···
  9. 10.
    0
    Tutabilir ananınki çabuk yaz
    ···
  10. 11.
    0
    Rezeyveyşın
    ···
  11. 12.
    0
    Uzun yazıyo tutar bu
    ···
  12. 13.
    0
    rezervuar sabah okurum yarın dükkanı ben açcam
    ···
  13. 14.
    +4
    Dedem eve önden girdi, girer girmez arkasını döndü ben de içeri girince sağlam bi tokat attı bana sen sigaramı içiyon diye, yok dede valla içmiyom felan vs.vs kendimi haklı çıkarmaya çalıştım. Peki o çakmak ne diye sordu, bende ateş taşımak sünnet ya dede dedim bi tokat daha yapıştırdı. O gece öyle geçti bende gittim yattım fakat gözüme uyku girmiyordu, kulaklarımda hala o kadın ve erkek çığlıkları vardı...

    Sabahleyin kahvaltıdan sonra öğlen namazını beklerken dedemle konuşmaya karar verdim, o muskalar neydi, neyin nesiydi öğrenmek için. Gittim dedeme sormadan gel otur şöyle yanıma dedi, ve anlatmaya başladı. O olun kenarında gördüğümüz ceset bi büyüydü dedi. Tifl büyüsü dedi. Sonra büyüyü anlattı. Çocuğu olmayan bir çifte cadılar veya cinciler, şerlilerden yardım etmesini ve bu çocuk sahibi olamayn çifte bir bebek bağışlamasını rica edermiş. Cevap gelmesi için hem karıdan hem kocadan birer örnek alınır ve bir meşe ağacının dibine gömülürmüş. Ve karı, koca ve doğacak bi bebek için birer muska yazılırmış, sanırım dedemin yaktığı muskalarda o muskalardı. Dedem o muskaları yakarak 2 kişinin yakındaçekeceği ızdıraplardan kurtardığını söylüyordu. Cebinde sakladığı muskayı ise şerlilere teslim etmesi gerekiyormuş, yoksa bu işe bulaşan kimseyi şerliler sittin sene rahat bırakmazlarmış. Eğer bu büyü gerçekleşseydi gayrimeşru yollarla büyü yaptıran kadınla erkek bir şerli cinsel ilişkiye girecekmiş ve doğacak çocuk yarı şerli yarı insan bir surette doğacakmış. Dedem bizim köyde hiç inlerle cinlerle uğraşan birinin olmadığını söyledi. Fakat 10-15 km uzaktaki bi köyde bi kadın bu işlerle içli dışlıymış. Her gece şerlilerle istişare edip şerlilere hizmet ediyormuş.

    Dedem büyüden tamamen kurtulmak için çocuk sahibi olamayan kadın ve erkekten alınan saç vs örneklerinin dibine gömüldüğü meşe ağcının kül olana kadar yakılması gerektiğini söyledi. Dedem bu işin peşini bırakmayacağa benziyordu...
    ···
  14. 15.
    +1
    Tutar. Rez.
    ···
  15. 16.
    +2
    Öğlen namazından sonra dedem bu işi hemen halletmemiz gerektiğini söyledi. Ben gerçekten bu yaşadığım şeyleri biran önce unutmak istiyordum fakat kadınla erkeğin çığlıkları hep kulağımdaydı.

    Ben bu işle hiçbişey duymak istemiyordum, ne yapacaksan bensiz hallet dedim beni bulaştırmamasını söyledim. Ama dedemin yardıma ihtiyacı olduğu apaçık ortadaydı, biraz tartıştıktan sonra, tamam biraz kafamı dağıtayım bi çaresine bakarız deyip işi erteledim. Sonra camiden gece yürüdüğüm arkadaşımla çıkıp köyün kahvesine gittik. Kahveye oturup 2 çay söyledikten sonra arkadaşıma dün gece dedemle neler yaptığımızı birbir anlattım, arkadaşım önce daşak geçtiğimi zannetti ama biraz ciddiye bağlayınca inanır gibi oldum. Çayı içtikten sonra öteki 4 arkadaşımıda yolda görüp selamlaştık. Hep beraber harmanlara doğru yürümeye başladık (geniş otlak kısa çimenli çayır). Harmana vardığımızda herkes çöktü havadan sudan okuldan konuşmaya başladık. Arkadaşıma kahvedeyken bu olanları kimseye anlatmamasını söylemiştim. Diğer arkadaşlarıma ne olup nittiğini anlatmadık.

    Yarım saatlik bi oturmadan sonra herkes dağıldı bende arkadaşımla kaldım. Arkadaşım geçen gece yolun sağ tarafında bulduğumuz cesede bidahamı gitsek dedi. Bende doğal olarak saçmalama bida bana aynı şeyleri yaşatma dedim fakat içimde bişey beni oraya gitmem için zorluyordu, içimde hep bi merak duygusu vardı, gitmeliydim yoksa gitmemeli mi ?..
    ···
  16. 17.
    +3
    Okuyan biri yoksa yazmıyom beyler şuku cugu verin bişey anlatmaya devam edeyim
    ···
  17. 18.
    +1
    Yaz panpa trende girmesi lazım bunun
    ···
  18. 19.
    0
    yaz panpa yaz okuyız
    ···
  19. 20.
    +4
    Biraz tartıştıktan sonra gitmeye karar verdik. iğdirin doruğun başına geldiğimiz anda içimde bi daralma hissettim. Sanki beni birisi sıkıştırıyordu, ve baya şiddetliydi. Arkadaşıma ne hissettiğimi söyledim ve biraz yolun kenarında oturduk, 2 dakkalık bi sızlanmadan sonra geçti. Sonra kalkıp yürümeye devam ettik. Cesedi Bi sokak lambasının tam karşısında bulmuştuk ve bulduğum yeri çok iyi hatırlıyordum. Fakat cesedi olduğu yerde bulamadık, dedem cesedin içinden çıkardığı muskaları yaktıktan sonra cesede ne yapacağımızı sormuştum. Dedemde o cesedi oradan oynatmanın çok sakıncalı olduğunu söylemişti. Sadece onu oraya koyanın yerinden oynatması vukuat yaratmayacağını söylemişti. Beni buraya çeken şeyi hala hissediyordum, hala bulunduğumuz yerdeydi, kulaklarımda garip bi uğultu vardı, daha fazla dayanamadan oradan uzaklaştık.

    20 dakka sonra eve geldim, dedem salonda Kur'an okuyordu. Yanına oturup bitirmesini bekledim. Okumayı bırakıp bana bişey mi oldu diye sordu, bende kellekesen cesedinin yerinde olmadığını söyledim. Briden ayağa kalkıp tövbe estağfurullaah tövbe estaafurullaaah diye haykırmaya başladı. Demek alçak karı bizim köyde dedi. Ben her geçen saniye başıma geleceklerin korkusuyla yaşamaya devam ediyordum...

    Dedem hemen büyüyü yaptıran çifti bulmamız gerektiğini söyledi. Nasıl bulacak çok merak ediyordum, aslında onun için kolaydı küçük bi köy sora soruştura bulurdu ve bulduda en fazla 3 saat sonra eve geri geldi. Büyüyü yaptıran bizim sağ tarafımızda kalan köyden bi çiftmiş. Çok türlü denemiş bu çift çocuk sahibi olmak için bi sürü doktor gezmişler ve kocası kadını hergün dövüyormuş neden böylesin diye bana bi çocuk veremiyorsun diye.

    Dedemle beraber atladık arabaya ve o çiftin evine doğru sürmeye başladık, vakit ikindiyi geçmişti ezan okunmuştu, dedem her vakit camiye aksatmadan giderdi, bunu saptıracak bu kadar önemli bi mevzuydu demekki. Evlerinin önüne vardık, dedem kapıyı çaldı. Karşıma kara çarşaflı bi kadın geldi heryeri kapalıydı. Dedem bahsi edilen kişi olup olmadığını sordu, kadın evet benim dedikten sonra dedem biraz konuşmak istediğini söyledi. Ve kadın bizi içeri aldı.

    Dedem bekletmeden hemen mevzuya girdi. Kadına büyü yaptırıp yaptırmadığını sorarak başladı. Kadın, öyle şeymi olur biz hiç büyüye felan danışmadık Allah korusun öyle şeylerden vs. dedi. Dedem ise 2 gece önce attığın çığlıkları hatırlamıyor musun diye sordu. Dedemin bu lafı söylemesiyle kadın öylece kaldı sesini bile çıkaramadı. Dedem kocasının nerede olduğunu sordu. iş arıyor dedi kadın, son 2-3 günde gelişen olaylardan dolayı çalıştığı yerden atılmış. Kadın, kocasının başkasının göremediği şeyleri görüp durduğunu söyledi ve ağlamaya başladı. Dedem biraz teselli etmeye çalıştı kadını ve ne olup bittiğini anlatırsa yardımcı olabileceğini söyledi. Ve kadın bir bir anlatmaya başladı.

    Çocuğumuz olmuyor diye kocamla beraber bi sürü doktoru gezdiğini söyledi, fakat hiçbirinin fayda etmediğini söyledi. En sonra yakın bi civardaki ucube bi kadının onlara yardım edebileceğini düşünen birisi büyücü kadının yaşadığı köyü ve adresini vermiş. Kadında dedeme adresi verip kadının onlara neler yaptığını anlatmaya başladı. Ucube kadın bu çifti 4 gün önce evinde ağırlamış. Onlara ilk olarak bilmediği tadı çok çok kötü olduğunu söyleyen bi bardak içecek içirtmiş. Kadın tadının hala damağında olduğunu söylüyordu, bi türlü illetten kurtulamamış. Sonra kocasından ve kendisinden birer tutam saç kesmiş. ve önünde ucube karının önünde durduğu tasa kadının ve kocasının kanıyla beraber saçlarını karıştırmış. Ucube kadın bunları yaparken bağıra bağıra kadının anldıbını bilmediği 3 kelimeyi ard arda 6-7 kere dediğini söyledi. Madur kadın lafı hatırlıyordu ve bizede söylemişti fakat ben buradada bi sıkıntı çıkıp çıkmayacağını bilmediğim için gördüğüm duyduğum anlamları sureden farklı olan arapça kelimeleri hikayenin sonuna kadar yazmayacağım. Ardından kadına ve kocasına bişeyler olmuş ve tam karşılarında 2 tane mahluk belirmiş. Bu mahlukların kesinlikle 3 harfli olduğunu söylüyordu kadın. Mahlukların birisinini tamamen çarşaflı diğerinin ise suratının açık diğer ve yerlerinin kapalı olduğunu söylüyordu. Ben o anlar irkiliyordum. Ardından kadının hiçbişey hatırlamadığını, gözünü kendi evinin salonunda açtığını hatırladığını söylüyordu, ve o arada galiba rüya gördüğünü sanıyormuşki hatırlamadığı kısımda kulaklarına arapça sözlerin fısıldandığını hatırladığını söylüyordu. Dedem müsaade isteyip kalkmak istedi ve ordan ayrıldık. Arabaya binip köye geri döndük. Dedemo lanet karıyı bulup 3 harflilere kurban etmemiz gerektiğini söyleyince baya şaşırdım. Kesinlikle hukuki bi yargılama yapmamamız gerektiğini söylüyordu. Onun cezasını uğraştığı şeylerin vermesi gerektiğini söylüyordu...
    Tümünü Göster
    ···