-
76.
-1▲
▲ ▲ -
77.
+1Bir Üsküdar balkonunda guruba karşı demlenir gibi
bir akşamüstü, Laypzig'te, tramvay durağında
tadını çıkara çıkara, yudum yudum
kederleniyorum. -
78.
+1«uyarına gelirse
tepemde bir de çınar»
demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra
... demek ki sabah sabah
demek ki «manda gönü»
demek ki «şile bezi»
demek ki «yeşil biber»
bir de memet'in yüzü
bir de güzel istanbul
bir de «saman sarısı»
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı
geride kalanlara
nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz?
yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü
bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın
(... ) -
79.
+1VASiYET
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp zütürün
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan beyin vurdurduğu
ırgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani...
1953, 27 Nisan -
80.
+1
-
81.
+1vakit hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir tas kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cigara paketinde
gözlüklü bir garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
sigaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstündeydi dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu fark etmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi
diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu
ama kendisi vardı -
82.
+1@33 vatanı inci sözlükten kurtardığın için gel yarın plaketini vericem.
-
83.
+1beyler seviye yükseliyo lan alooo
-
84.
-1olm taşağa vurmayın falan diyosunuz falan da bu başlığı bu sözlükte açan kafanızı gibeyim sizin. kediye ciğer emanet ediyonz resmen
-
85.
+1
-
86.
-1özet geçin binler
-
87.
-1@23 ananı gibmek lazım
-
88.
0pablo neruda'nın yakın dostu için yazdığı ağıt;
güz çiçekleri̇nden nâzim'a çelenk
niçin öldün nâzım?
ne yaparız şimdi biz
şarkılarından yoksun?
nerde buluruz başka bir pınar ki
onda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
seninki gibi ateşle su karışık
acıyla sevinç dolu,
gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?
kardeşim,
öyle derin duygular, düşünceler yarattın ki bende,
denizden esen acı rüzgâr
kapacak olsa bunları
bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir,
yaşarken seçtiğin
ve ölümden sonra sana barınak olan
oraya, uzak toprağa düşerler.
al sana bir demet şili kasımpatlarından,
al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
halkların savaşını, kendi dövüşümü
ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret,
benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç
veren dostluğundan yoksun.
hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.
ne yapayım ben şimdi?
tasarlanabilir mi dünya
her yana ektiğin çiçekler olmadan?
nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
senin halk zekânı, ozanlık gücünü duymadan?
böyle olduğun için teşekkürler,
teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için -
89.
0bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne
bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
okşar yanan alnını Nazım Ustanın...
Haziranda ölmek zor be Usta -
90.
0noluyo lan O_o
-
91.
0ölürken yanında sadece hizmetçisi vardı yanında.. demir kapıya yığıldı tek bir kelime edemeden...
- 92.
-
93.
0ozamanlar portakalda vitamindim ben
-
94.
0
-
95.
0@15 sil lan entryni, türkçe öğretmenini gibtiğim.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
vinovatt li ya selam nabeer
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
mematinin yoklugunda tip okuyan
-
2 3 yıldır avmlere gitmiyorum
-
morinho ukalalığı
-
bu sozlugun en sadık yazarları
-
ne zaman misafir ve çocukları bize gelse
-
yılbaşının kutlanılmasına izin vermeyeceğiz
-
ben kaypagim aga
-
derin derin düşünmek yerine
-
yüzde 25 zam yapıldıysa benim en az
-
özbek bir eleman gelir
-
koltukta poşet vardı kendi kendine düştü
-
bütün dünya duysun şuan da evdeyim
-
kondüktör patlamış
-
vikings 600 bin denen vileda paspası
-
atatürk de yılbaşı kutlardı
-
ocakta çalıştığım projenin geleceği belli olacak
-
yeni yıldan şahsi beklentim
-
tecavüzün milim uzağındayım
-
kadınlara nası ilgi duyuyorsunuz
-
bu ülkede ezelden beri müslüman
-
wow girl olarak memem
- / 1