/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +41 -5
    Üstü çıplak olan benim binler. Gözlerim doldu yine. Neyse hikayeme geçeyim. 1938de Atatürk ölünce babam aceleyle eve geldi. "Kalk oğlum, gidiyoruz!" dedi. "Baba nereye?" dedim. "Atatürk ölmüş, ülkenin anasını giberler buralarda yaşanmaz" dedi. Babam çok ileri görüşlü bir adamdı. "Peki baba nereye gidicez" dedim. "Almanya'ya gidicez oğlum. Zaten yakında Türkler kütleler halinde Almanya'ya gidicek. 4-5 milyon Türk, Almanya' yerleşicek. Biz şimdiden gidip orada yer yurt edinelim" dedi. inanması güçtü ama babam gerçekten çok ileri görüşlü bir adamdı. "Tamam" dedim bavullarımızı hazırlayıp trene atladık. Uzun bir yolculuktan sonra Berlin'e ulaştık her yerde Hitler posteri gamalı haç işaretleri vardı. Trenden inip şehrin içine doğru yol aldık. Meydanda miting vardı. O kadar çok insan vardı ki yolumuzu değiştirip başka yöne gittik. Babam Almanca biliyordu. Birilerine bi kaç bişey sordu sonra zemin katta küçük bi yer kiralayıp yerleştik. insanlar bizim yahudi olup olmadığımızı soruyordu. Biz de Türk olduğumuzu söylüyorduk. Yaklaşık 1 sene boyunca o zemin kat evde yaşadık. Babamla birlikte Yahudi bir manavda iş bulmuştuk. iyi kazanıyorduk ama her an tehlikedeydik. Ve nihayet tarih 1Eylül 1939u gösterdiğinde Almanlar Polonya'yı işgal etti ve 2nci Dünya Savaşı başladı. Babam haberi duyar duymaz kalp krizi geçirip öldü. Ülkeye giriş çıkışlar kapatılmıştı "Hay senin senin ileri görüşünü gibiyim baba" dedim. Savaş başlamıştı ve ben Almanya'nın ortasında tek başıma gib gibi kalmıştım.
    ···
  2. 2.
    +14
    Tabi o zamanda gözlerine bakicak delikanlı bulamiyorsun belli
    ···
    1. 1.
      +1
      Ajdshhcfdyh
      ···
    2. 2.
      0
      Özet yokmu amk
      ···
  3. 3.
    +13 -1
    Babam nasıl olmuştu da 2nci dünya Savaşını öngörememişti. Demek ki görüş menzili çok ileriydi, yakını göremiyordu rahmetli. Neyse pederin ölümüne çok üzülmedim ne yapacağımı bilemez haldeydim. . Yanında çalıştığımız adam Yossi "Dükkanı bırakıyorum senin olsun ben ABD ye kaçıcam bi kaç adam buldum sen de gelmek istersen beraber gideriz" dedi. "Olur" dedim. Orda ayrıldık. Koşarak eve gittim babamı dükkanda öylece bırakmıştım. Birileri gelir alır diye düşündüm. Hemen eşyalarımı topladım birikmiş param vardı. Onu da yanıma aldım. Yossi'yi beklemeye başladım. Yossi gece yarısı 12de geldi.

    -Konuştum seni de zütürecekler.
    -Sahi mi?
    -Yalnız para ödemen gerek yahudiler bedeva iş yapmaz.
    -Peki ne kadar?
    -1200 dolar
    -Tamam işte para. Ne zaman gidicez
    -Sabah saat 6 da tren garında hazır ol.

    Birikmiş paramın yaklaşık yarısını Yossi'ye vermiştim ve oturup sabahı beklemeye başladım. Babamın anısına bir şişe şarap açtım. Judy Garland'ın Somewhere Over The Rainbow şarkısı vardı. Plağı yanıma alıcaktım bavuldan çıkartıp babamla iyi para kazandığımız zamanlarda aldığımız gramofona koydum ve çalmaya başladım.

    https://www.youtube.com/watch?v=PSZxmZmBfnU

    Sigaramı yakıp düşünmeye başladım. Hayallere dalmışım. Saat 6 ya doğru kendime geldim ve koşarak tren garında sözleştiğimiz yere gittim.
    ···
  4. 4.
    +11
    1933 Nasyonal Sosyalist Alman Işçi Partisi iktidar
    1935 Yahudilere kamu görevi yasağı
    Yahudi , Çingene vb. " alt sınıf " halklara sosyal ortamlarda bulunma yasağı .
    Sonraları ise Yahudi küçük burjuva dükkanları yasaklandı .

    Dediğin olmuş olması imkansız .
    ···
    1. 1.
      +2
      hikayeyi belgelerle gibmiş şuku
      ···
      1. 1.
        +1
        Hikayede mantık hatası yok panpa. imkansız dedin bak imkanlıymış devdıbını oku amk.
        ···
  5. 5.
    +6
    rez devam et panpa sırf şu cümle için hikaye bitince en afillisinden nik6 gireceğim
    demek ki görüş menzili çok ileriydi yakını göremiyordu rahmetli
    ···
  6. 6.
    +4
    Yossi bize mektubu sordu biz de bilmiyoruz "Biz dükkanı kapatıp cumaya gitmiştik. Bizden sonra sen gelmişsin. Adam camdaki 'Cuma'dayım döneceğim' yazısını görünce seni camide sanıp cami aramaya gitmiş olabilir" dedik. "Salak mısınız ne camisi ne saçmalıyosunuz" dedi. "ibadet saatiydi biz dükkanda yoktuk" dedik. Fazla üstünde durmadı. Mektup bizdeydi. Babam çok önemli bir şey olduğunu düşünüyordu. Ben çok fazla giblemedim. Açtık ibraniceyle karışık harfler ve semboller vardı. Arkasında da haritaya benzer bir kaç çizim vardı. Babam "Bu hazine haritası falan olmasın?" dedi. "Ya baba ne hazinesi amk ya, yıl olmuş 1939 hazine haritası mı kaldı allah aşkına dedim" Babam "ben bunu çözerim!" dedi. Öylece arada çıkarıp inceliyordu.
    ···
  7. 7.
    +3
    Delikten baktım sarışın bir kız kapıda bekliyordu. Sonra daha sert şekilde kapıya tekrar vurdu. O an napıcamı şaşırdım. Açmasam gider mi diye düşündüm. Ama kızı olmalıydı başkalarına haber verebilirdi. Güler yüzle kapıyı açtım. "Buyrun" dedim. Şakınlıkla yüzüme baktı tanımaya çalışarak gözlerini hafif kıstı
    -Sen de kimsin?
    -Ben Teyzeye yardım için gelmiştim mutfakta oturuyoruz kahve hazırlıyor kendisi.
    -Hmm peki müsade edin de geçiyim ben kızıyım.
    -Tabi buyrun.
    Kız içeri adım atıp kapıyı kapatır kapatmaz üstüne atladım. Bağırmaya çalıştı. Elimle ağzını kapattım. Yüzüstü yerde yatıyordu ben de üzerinde arkadan ağzını kapatmış durumdaydım. Yumuşak kalçalarına gömülen gibim yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı. Giydiği fırfırlı etek sıyrılmıştı. Diğer elimi yavaşça bacaklarına atıp eteğini iyice sıyırdım. Altında siyah dantelli bi külot vardı tek hamlede yırttım. Kurtulmak için mücadele ediyordu ama nafile. Gözüm dönmüştü artık. Pantalonumu hafif indirip. gibimi çıkardım. Kocaman olmuştu. Patlamak üzereydim. Amcığının üzerine yüklendim. gibim girmiyordu kasmıştı kendini. Saçından tutup kafasını ahşap zemine vurmaya başladım. Hareketleri kesilince gevşeyen kalçaları amcığını kabak gibi ortaya çıkarmıştı. Yavaşça başını sokup gerisini hunharca kökledim. içine girmiştim. Elimi memelerine attım biraz küçüktü ama dik ve diri bir görünümü vardı okşamaya başladım. Sarışın huuryu deli gibi gibiyordum. içinde gibim dans ederken kasılarak amcığını dölümle doldurmaya başladım. içine boşalmıştım. Rahatlamayla birlikte üzerine yığıldım. gibim yavaş yavaş içinde küçülüyor spermlerim küçülen gibimin kenarlarından dışarı süzülüyordu. O an kendime geldim. Kız hareket etmiyor ses çıkartmıyordu. Yer kan gölüne dönmüştü sanırım başı kanayıp bayılmıştı ama nefes de almıyordu. Kız ölmüştü ve ben ölüsünü gibmiştim.
    ···
  8. 8.
    +3
    Biz bir gün pederle dükkanda malları yerleştirirken dışarda sesler duyduk. Kapıya çıktık yaşlı ve sakallı bir adam yarı koşar yarı topallar vaziyette dükkanın önünü geldi elinde bi kağıt vardı adam yaralıydı. Kağıdı bize verdi. Bozuk almancasıyla(bizim almanca 10numara tabi o zamanlar, pederle evde bile almanca konuşuyoruz 2ayda sökmüştüm dili) "Çok önemli, Yossi'ye verin lütfen" dedi. Sonra tekrar aynı tempoda köşeden dönüp kayboldu. Arkasından siyah bi araba gözüktü. Biz de hemen içeri girip arka kapıdan eve kaçtık. Bizden sonra Yossi dükkana gelmiş. Adamlar da dükkana gelip Yossi'yi dükkanda bulunca o mektubu sormuşlar. Yossi bilmiyorum mektup falan gelmedi dese de ağzını burnunu kırıp dükkanı dağıtmışlar. Bulamayınca yaşlı adamın mektubu vermediğini düşünüp dükkanı terk etmişler.
    ···
  9. 9.
    +3
    Yossi beni bekliyordu. Yanında 10 kişi vardı 3 erkek 5 kadın 2 çocuk. Yossi ve benle 12 kişi olmuştuk. Kadınları şöyle bir süzdüm 5e 5tik biri düşer mi acaba diye düşünürken bi adam koşarak geldi. Bu adam Yossi'nin arkadaşı yahudi makinistti. Bizi Fransa'ya giden yük treniyle gizlice Paris'e zütürecekti. Biz de oradan Normandiya'ya geçecek deniz yoluyla ABD'ye kaçacaktık.
    ···
  10. 10.
    +2
    Nazi subayı "Sıraya geçin!" diye bağırdı. Karıları belki gibmek için sona bırakırlardı ama biz gibi tutmuştuk kesin öldürecekti binler. O anda aklıma mektup geldi. Yossi'ye döndüm "Mektup!" diye bağırdım. Askerin dipçiği ağzıma vurmasıyla kendimi yerde buldum. Yossi yanıma geldi kolumdan tutup kaldırdı. "Ne dedin, hangi mektup?" diye sordu. "Dükkana gelen adam" dedim kanayan dudağımı silerek . Hiç birşey söylemeden subayın yanına koştu. Hararetli hararetli bişeyler konuştular. Sonra ikisi birlikte bana doğru gelmeye başladı. Askerse hemen arkamda duruyordu. Sırtıma dayadığı Karabiner 98Knın soğuk namlusuyla ürperiyordum.
    ···
    1. 1.
      +2
      senin yüzünden Schindlerin listesine baktım adın geçmiyordu oç yalancı
      ···
      1. 1.
        +2
        altlara bak oralarda bi yerde yazması lazım
        ···
  11. 11.
    +5 -3
    "Ne işiniz var burda? Neden kaçıyorsunuz?" dedi. "Normalde beni diplomatik yollarınan ismet Paşa alırdı da benim ki heyecan olsun işte çok asi ele avuca sığmaz bir yapım vardır." dedim. Karı mal mal suratıma baktı. Çantasından su çıkardı. "Buyur, iç" dedi. Herhalde susuzluktan kafa gitmiş bunda diye düşündü. Suyu içtim bıyıklarımı silerek "Çok güzelsin" dedim. "Anlamadım" dedi. "Yani çok iyisiniz"dedim. Sonra sohbet etmeye başladık"Benim kocamı öldürdüler" dedi. Oğğ dul milf en sevdiğim diye içimden geçirirken ağlamaya başladı. Tam fırsatıydı tutunacak bir dala ihtiyacı olduğu andı. Etrafa baktım kimisi uyumuş kimi düşüncelere dalmış bizden başka sohbet eden yoktu. Burda nerde gibicem amk arka vagona falan atabilir miyim diye düşünürken tren aniden fren yaptı.
    ···
  12. 12.
    +2
    Yossi gozlerini bana dikmis bakiyordu noldu dedim gazli bezi burnuma dayadi ve bayilmisim uyandigimda gotumde bi agri vardi demekki gozu basindan beri gotumdeymis suan fransada bi keranede guvenlik gorevlisiyim
    ···
  13. 13.
    +1
    Belimdeki silah sebepsiz bir güven veriyordu bir süre yürüdüm. Kendi evime geri dönüp neler olduğunu araştırmalıydım. Belki de Yossi'nin dükkanından işe başlamalıydım. Ama çok tehlikeli olabilirdi. Akşamı beklesem iyi olur diye düşündüm. O sırada hemen önümde siyah bir araba durdu. içinden 3 kişi koluma girip beni arabaya soktular. Direniş göstermedim. Araba hareket etti. Gayet cool bi şekilde önde oturan dazlak kafalının kafatası hatlarını inceliyordum . Kimse konuşmuyordu. Yanıma oturan 2liden sağımdaki kolumu şiddetlice sıkıyordu soldaki sadece oturuyor arada bir yüzüme bakıyordu. Arabada 4 kişi vardı şoför, önde oturan dazlak ve yanımdaki 2li. Silah belimdeydi. Heyecanlı değildim. Silaha davransam mı diye düşündüm. Başarılı olamazsam ölebilirdim. Hemnereye gidiyoruz çok merak ediyordum.
    ···
  14. 14.
    +1
    Rezerved
    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  15. 15.
    +1
    Rezerved
    ···
  16. 16.
    +1
    üstümü giyinip evi araştırmaya başladım. gibmeye çalışırken öldürdüğüm kızdan ve kafasına poşet bağladığım yaşlı karıdan hiçbir iz yoktu ne kan lekesi ne başka birşey. Sonra evi kurcalamaya başladım para, pul, silah işime yarayacak ne varsa yanıma almak istiyordum.
    ···
  17. 17.
    +1
    Sonra birden sıçrayarak uyandım. Çırılçıplak, odadan fırladım. Kadını bağladığım sandalye boştu. Girişteki sarışın fıstığın cesedi de ortada yoktu. Etrafa baktım herşey yerli yerindeydi. Hemen kıyafetlerimi alıp ceplerimi kontrol ettim. Param duruyordu ama mektup yoktu.
    ···
  18. 18.
    +1
    içeri girip baktım gözleri kapalıydı hareket etmiyordu. Ya uyudu ya da sesleri duyup korkudan bayıldı diye düşündüm. inşallah ölmüştür dedim. Yoksa kadını nasıl öldüreceğim hakkında herhangi bir fikrim yoktu. Yanına gittim nefes alıyordu. dıbına koyim kalp krizi geçirip ölsene be kadın dedim. Acaba uyandırıp kızını gibtim o arada öldürmüşüm haberim yok desem kalp krizi geçirip ölür müydü? Ama domuz gibi karıydı bi gibim olmazdı buna. Neyse banyoya girip boy abdesti aldım. Ordan bi havlu kapıp belime doladım mutfağa girip yemeğime devam ettim. Tam sigaramı yakmıştım ki kadın kendine geldi. Bana baktı yarı çıplak ve hafif ıslak vücudum ilgisini çekmiş olmalıydı. O an bunu da gibsem mi acaba? diye düşündüm. Sonra vazgeçtim. Attan inip eşeğe binmek gibi birşey olurdu. At da tam at değildi gerçi ölü bir attı ama olsun. Taş gibi karıydı sonuçta. Mundar olmasa bir posta daha gibebilirdim diye düşündüm. Yaşlı kadını da öldürüp evden kaçmak en mantıklısıydı. Ama bu gece burda kalmam daha iyi olabilirdi. Kadın biraz kurtulmaya çalışıp bağırmak için uğraştı hiç giblemedim. Ben onu nasıl öldüreceğimi düşünüyordum. Bıçakla boğazını kessem çok vahşice olurdu pgibolojim kötü etkilenebilirdi. Kansız bir çözüm bulmalıydım. Boğabilirdim ama o da yorucu olurdu. Sonunda karar verdim. Çekmeceleri rafları karıştırmaya başladım. Bir poşetle ip buldum. Poşeti kafasına sıkıca geçirdim ve iple iyice boğazını sıktım. Sonra yatak odasına girip belimdeki havluyu çıkarttım. Çırılçıplak yatağa girdim uyumuşum.
    ···
  19. 19.
    +1
    Kısa süreli bir şok geçirdim. Boşalmanın vermiş olduğu pişmanlıkla karışık kendimden ve üstünde yatmakta olduğum cesetten iğrenmeye başladım. içimde çok değişik duygular aklımda çeşitli sorular vardı. Bir süre öylece kızın üzerinde yattım. Ne kadar geçti bilmiyorum. Birden kalktım ve donumu topladım. Teyzeden ses gelmiyordu. Cesedi napıcaktım? Artık Teyzeyi de öldürmek zorundaydım. Ama nasıl yapabilirdim. Biraz önce bir cinayet işlemiştim ama bilincim yerinde değildi. Bu yaşlı kadını nasıl öldürecektim?
    ···
  20. 20.
    +1
    Yossi yanıma gelip arkama silahını dayamış alman binine "Tamam sen ayrıl" dedi. Yüzüme dikkatlice bakıyordu. O an baba ne büyük adamsın gibimsonik mektup sayesinde şuan hayattayım diye düşünüyordum ki silahlar patlamaya başladı. Biri kaçmaya çalışmış diğerleri de subayın üstüne hareketlenince arbede çıkmış hepsini delik deşik etmişlerdi. Hemen yere yattım Yossi de yanıma yattı. Subay bize doğru gelmeye başladı. "Yossi kurtar beni mektup bende ama yanımda değil evi arasan bile bulamazsın peder bi yere gömmüştü önemli şeyler yazdığını söylüyordu" dedim. Yossi yanımıza gelen subaya "Çocuk benle zaten bu yahudi de değil, konuşmuştuk" dedi. Subay da "Tamam gidin" dedi. Yossi'yle beraber trene bindik Yossi her ihtimale karşı silahını bana doğrultmuştu. Tren tekrar hareket etti. Vagonun bir ucunda ben diiğer ucunda Yossi oturuyordu. Sigara istedim. Paketi çakmağı sol eliyle çıkarıp bana attı sağ elinde bana doğrulttuğu silah vardı. Sigaramı yaktım biraz rahatlayınca konuşmaya başladık.
    -Şimdi napıcaz ben mektubu verince ne olacak?
    -Hızlıca gidip mektubu alıcaz, ben de seni Türkiye'ye göndericem anlaşma bu.
    -Emin misin? mektubu alınca beni öldürmeyesin.
    -Söz veriyorum.
    -gibtir lan şerefsiz senin sözüne güven mi olur kendi ırkını satan huur çocuğundan hayır mı gelir?
    -işler göründüğü gibi değil. Sen anlamazsın bunlar çok farklı konular. Ben Hitler'i çok iyi tanıyorum ve bizzat kendisiyle görüştüm. Bu proje çok farklı bi proje. Neyse bunları konuşmayalım. Sen mektubu ver. Sonra gibtir olup git.
    -Gidicem de nasıl neyle göndericeksin beni.
    -Bağlantılarım var Bulgaristan'a oradan da Türkiye ye geçiceksin
    -Peki mektupta ne var? Babam hazine haritası falan diyordu.
    -Mektupta ne olduğunu öğrenirsen seni mektubu aldıktan sonra öldürmem gerekir. Boşver bilmene gerek yok zaten senin işine yarayacak birşey değil. Sen beni mektuba zütür ben de seni Türkiye'ye
    ···