tırnak işaretinin içindeki herşey alıntıdır. biliyorum inciciler uzun yazı sevmez ama lütfen 5 dakka aıyırıp bunu okuyun, okutabildiğiniz herkese okutun...
"eyyyy fitch, sen kimsin ya? öncelikle anlatalım. lütfen okuyun. konuyu çoook basit bir şekilde anlatmaya çalışacağım. sonra da değerlendirme yapalım.
fitch kimdir? en büyük 3 kredi değerlendirme kuruluşundan birisidir fitch, diğerleri moody's ve s&p'dir.
ne yapar bu adamlar? bir ülkeye yatırım yapılabilir mi yapılamaz mı, onu değerlendirirler.
neye bakarlar? yatırım ortdıbına, siyasi riski de hesap ederek bakarlar. bu şu demek. bu ülke önümüzdeki süreçte büyüyecek mi, ekonomisi iyiye gidecek mi, enflasyon düşecek mi, döviz durumları ne olacak v.s
kim ne yapsın bu adamları? yabancı bir ülkeye yatırım yapacakların baktığı ilk tablo bunların tablosudur.
yani şöyle izah etmek lazım sanırım. farz-ı mahal 3 milyon dolar paran var. yatırım yapmak istiyorsun. yurtdışına yatırım yapacaksın, dedin ki "türkiye'ye yatırım yapacağım". sonra "ulan dur risk almayayım, fitch'e sorayım" diyorsun.
fitch sana bizim için şunu söyleyecek; "yatırım yapılamaz"
bu adam gibi, yüzlercesi yatırım yapmaktan vazgeçecek. bu yatırımı da hani gelip burada fabrika açacak olarak düşünme. senin en büyük şirketlerinin hissesinden alacak yani. atıyorum garantinin hisselerinden alacaktı. garanti daha çok büyüyecekti. garanti büyüdükçe daha çok kredi verecekti. daha çok kredi ile ev satın alan insan sayısı artacaktı. daha çok müteahhit ev yapacak, daha çok işçi çalışacak, daha çok malzeme satın alınacak, devlet daha çok vergi toplayacaktı.
şimdi ne oldu? garanti'ye yatırım yapmış insanlar bile o hisse senedinden çıkmaya başlayacak. garanti'nin hisseleri düşüşe geçecek. garanti daha az büyüyecek. daha az kredi, daha az ev satın alınması vs.
peki bu adam neden bizim ülkemize yatırım yapsın ki zaten?
amerika'da 3 milyon dolar sahibi oldun. amerika'da bu para ile kazanabileceğin para belirli. yani bizim deyimimiz ile, paraya takla attırıp, iki katına çıkartamazsın kısa sürede. ne yaparsın? gelişmekte olan, ekonomisi iyi ilerleyen, siyasi riski düşük olan bir ülkeye, biraz da risk alarak yatırım yaparsan, o parayı çok daha kısa süre içerisinde katlarsın. çünkü o ülke ve o ülke şirketleri daha hızlı büyür. obezite ile savaşan bir insan ile fit bir insanın kilo vermesi gibi düşün. obez insan ayda 20 kg verebilirken, fit insan zaten fit olduğu için 1 kilo falan verebilir bu süreçte. kapiş?
şimdi, evetçi arkadaşım. sevinen var mıdır? vardır muhakkak. ben sevinmiyorum şahsen. sevinebileceğim bir durum yok ortada. ülkesini seven, ülkesinin iyi yerlere gelmesini isteyen bir insan zaten sevinemez mevcut ortama. ama insanları ayrıştıran sizsiniz. ulan 2 dakika dinlemediniz ki bizi. iki dakika dinleyip, "benim dediğim doğru" anlayışından vazgeçmediğiniz için bu durumlara düştük. şimdi çok sinirli olduğu için insanlar, sana laf sokuyorlar. alınacaksın ama, salyalarını akıtarak saldırma insanlara.
ne dedik biz? sayın başkan "kriz bizi teğet geçti" derken, biz "teğet geçmedi, zaten bizi etkileyemezdi, çünkü gelişmekte olan bir ülkeyiz" dedik. çünkü bize gelen nakit paralar, yatırımcılar, gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik krizden kaçarak geldi. hem ekonomik krizden etkilenmediler, hem de paralarını katlama fırsatı yakaladılar. herşey güllük gülistanlıktı senin için. benim içinde öyleydi ne yalan söyleyeyim. çünkü refah seviyesi artmıştı doğal olarak. ama biz hep dedik ki "bak bu parayı teknoloji üretimine, sanayiye, inovasyona, ar-ge'ye kullanalım, büyüme hızımız artsın, bu ekonomik kriz geçtiği zaman, bir tarafımıza kaçmasın. 3. havalimanına, 3. köprüye, avrasya tüneline falan şimdilik gerek yok, büyümemiz suni bir büyüme".
siz bizi o dönem, "ekonomik başarıyı kıskananlar" olarak nitelendirdiniz. türkiye'nin gelişmesini istemeyenlerdik biz. biz parayı sanayiye kullanalım dedikçe, siz daha çok duble yol, daha çok havalimanı yaptınız. 2010 referandumu sırasında bu hizmetleri kullanarak, altından başka bir hizmeti devletin her kurumuna vermek için evet dediniz. sonra onlar bize ihanet etti. kandırıldık dediniz. eyvallah paşam, insanlık hali.
ama dur, iki dakika dinle artık bizi. biz ülke batıyor diye sevinmiyoruz. belki ekonomik gelişmeler, bizi dinlemene vesile olur diye konuşuyoruz. çünkü gelinen süreçte bizim haklı olduğumuz çıktı ortaya.
ne diyoruz biz? gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar, bu referandum sonucunun bizi diktatörlüğe zütüreceğini söylüyor. biz de aynı fikirdeyiz. bir tek insana, denetlenemez güç verilmemeli. bu bir ülkeyi güçlendirmez, aksine güç kaybettirir. liyakat biter/ ki çok olduğunu söyleyemeyiz şuan. kaliteli ve bilgili insan yetiştiremezsin. bu da senin sanayide, teknolojide, tarımda ilerleme konusunda yavaşlatır. dışa bağımlı olursun. aradan çıkan 3-5 akıllı adamı da yurtdışına kaptırırsın.
misal; kuran-ı kerim dinletilerek büyütülen fasulye. evet lan, tübitak yani türkiye bilimsel teknik araştırma kurumu bu projeye ödül verdi. ama aynı projeye ödül verenlerin, bach-mozart dinleyerek fasulye büyüten insanlardan haberi yoktu. ben şu bilim projesinin ödül aldığı bir ülkeye zaten yatırım yapmam ki. neyse..
nerede kalmıştık, bizi bir dinleyin. siyasi ortamı çok geriyorsunuz. tek bir adamın, farklı görüşteki diğer %50'yi de, sorgusuz sualsiz yönetmesini istiyorsunuz. yargıya bile sahip olacak o tek adam. hukuka güven sıfırlanacak. sırf o tek adama yakın olduğu için, diğer tarafta o'na muhalefet olan adam hapis yatacak belki. bu ortamda hukuka nasıl güveneceksin?
kaldı ki melek gibi bir insan olsun başkan seçilecek adam. yahu galadriel ne diyordu "insanoğlu tamahkardır". daha çok güç isteyecek. istemiyor mu şuan? allah için, şuan istediği herşeyi yapmaya gücü yetmiyor mu ülke çapında? yahu adam tek bir isteği ile, o zamanın parası ile 73 milyon dolar para harcayıp, cami yaptırdı istanbul'un en güzel yerine. tamahkar değil, şimdi daha da çok güç istiyor. onu verdiğin zaman daha da çok isteyecek. insanoğlunun yaratılışı bu. vazgeçiremezsin ki.
yahu hepsini geçtim, el-bab ne oldu yahu? hani biz üç gün içerisinde emevi camiinde namaz kılacaktık. 2 aydır el-bab'a giremedik. allah nur içerisinde yatırsın, cennet mekanları olsun, şehitlerimizin hesabını kim veriyor yahu? pyd adım adım ilerliyor rakka'ya. bunun bir geri dönüşü olmayacak mı sanıyorsunuz? rusya, abd ve esed kürt federal bölgesi için anlaştı, şimdi trump birlikler gönderecek pyd itlerine yardım için. biz hala el-bab'ı almak için uğraşıyoruz. biz bataklığın içinde çırpınırken, pyd işid'i bitiren örgüt olarak dünya basınından övgü almaya devam ediyor. kimse farkında değil ha durumun. neyse, bunlar hep başka yazıların konusu. daha uzatmaya gerek yok.
ne diyorduk, siyasi ortamı germeyin. şu başkanlık sistemini "fanatik reisçi" olmayan kim savunur allah aşkına. ekonomik reformlara ihtiyacımız var. dua ile fasulye büyütmeye değil, ciddi tarım reformlarına ihtiyacımız var. desteklemeleri köprüye değil, sanayileşmeye yatırmaya ihtiyacımız var. eğitim sistemini değiştirmeye ihtiyacımız var. 79 milyon insanın 79 milyonu arapça bilmek zorunda değil. kaldı ki bir dine inanmaya da mecbur değil. sanane kardeşim, allah-u teala ile onun arasında ki şey o. 10 milyon imam hatip mezununa ihtiyacımız yok. daha bilimsel okullara ihtiyacımız var. tank yapıyoruz mesela, çok da güzel he. öyle tırt bir tank değil. ama motorunu yapamıyoruz. alamıyoruz bile. satmıyor adamlar. çünkü bu tanka ah bir de motor yapabilsek, ciddi miktarlar da satabiliriz. ama işte, teknoloji, ar-ge. yok ki bizde. köprü var yerine.
gel, bu sefer bizi dinle güzel kardeşim. bizim jenerasyon yeni yeni siyasete atılmaya başlayacak 3-5 seneye. tabi atılabilecek bir siyaset kalırsa nisan ayından sonra. 3-5 sene daha sıkarız dişimizi hep birlikte. sonra yukarıda "yapalım" dediğimiz ile "yapmayalım" dediğimizi uygulayacak bir adam gelir başımıza. dini bütün, laik, demokratik, gelişmeye önem veren bir ülke oluruz belki. vakti zamanında atatürk çıkıp gelmedi mi selanik'ten? belki birisi daha çıkar gelir niğde'den? bilemezsin ki. neden kapatasın o adamın yolunu?
gel hayır de. sonra toparlarız bir şekilde. sen bizi uçuruma sürükleyecek bir karar verme arifesindesin. bir daha bunları konuşamayacak, yazamayacağız belki de. fitch bir operasyon çekmiyor yani.
bu noktaya kadar okuyan kaldıysa, alınlarınızdan öpüyorum. seni tanımak isterim yiğidim. mutlaka ulaş bana."
kaynak:
yazar-"secilmis adam"
link:
https://eksisozluk.com/entry/65910310