1. 1.
    +2
    Lan gelecekle ilgili spoiler verdim niye okumuyosunuz lan !!!11!!bir!!1!!!

    ------------------------------------------------
    Selam gençler,

    Bu sabah google da kendi adımı arattım ve bu siteye yönlendirdi beni. Adım john titor. Gece 2 den beri sürekli benim hakkımda başlık açıp abuk sabuk şeyler yazıyorsunuz. Yazmayın lütfen. Benim hakkımda açılan başlıklardan biri:

    (bkz: dünyanın açıklanamayan en ilginç olayı)

    Özet geçiyim size 2005 yılında doğdum. Aslında hepinizden küçüğüm ama her şey göründüğü gibi değildir. 2037 yılında ülkem zamanda yolculuk projesi için beni görevlendirmişti. Geçmişe gidip bir bilgisayar getirmem gerekiyordu, Getirdim de.

    Beni andığınız için sizebir iyilik borçlu olduğumu düşünüyorum. Size gelecekten bir haberim var. Gelecekteki televizyon endüstrisini ve reklamcılığı anlatacağım.

    Her şey bir kitap yazıldıktan sonra başladı. Kitabın adı köstebek. Yanlış hatırlamıyorsam şu andan itibaren 2 yıl içinde yazımı tamamlanacak. Yazarının adı hüseyin bulut. Kitap aslında bilim kurguyla yakından uzaktan alakalı değil. Sadece konuşma arasında bir öngörü geçiyordu. Şöyle bir şeydi:

    "Bundan 20 yıl sonra televizyon diye bir şey olmayacak. Gerçi yine insanların duvarlarında asılı duran dev ekranlar olacak ama o günlerde televizyon anlayışı bizimki gibi olmayacak. Nasıl olacak biliyor musun? Kanal denilen şey ortadan kalkacak. Tek bir şirket bütün dizileri kullanıcılara ulaştıran dev bir internet ağı kuracak. Kullanıcılar istediği zaman istediği diziyi izleyebilecek. Reklam anlayışı da değişecek. Şu anda olan şey şu: bir şirket reklam vermek için kanallarla anlaşır. Reklamın süresine göre her gösterim için ücret öder. Kanal paranın bir kısmını kendine ayırır. Kalanını da yapımcılara program yapması için öder. Gelecekte olan ise şu olacak: yapımcı bir sponsorla anlaşacak. Programın içinde bir kaç dakikalık sponsor şirketin reklamı koyulacak. Kanal logosunun olması gereken yerde ise şirket logosu olacak. Yapımcı bölümü çekip reklamları yerleştirdikten sonra tek büyük televizyon şirketine yayınlaması için belli bir ücret ödeyecek. Böylelikle iyi bir fikri olan herkes televizyon programı yapabilecek. Sponsorlar reklam için daha az para ödeyecek. Programlar daha kaliteli olacak. Yapımcının işine gelecek. Sponsorun işine gelecek. Nasıl gelmesin ki? Düşünsene televizyonun en kaliteli progrdıbının sponsoru sensin ve programın adı seninle birlikte anılıyor. Bu işten tek zarar gören televizyon kanalları olacak."

    Böyle devam ediyordu konuşma. Bu kitabı okuyan bir kaç girişimci adamın aklına bu fikir yatıyor ve türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinden kendilerine sponsor olması isteniyor. Şirket yöneticisinin aklına yattığı için denemek üzere bir miktar para yatırıyor. Bu bir kaç girişimci bir internet sitesi kuruyor dizileri yayınlamak için. ilk başlarda büyük kanallardan geri çevrilen programları yayınlıyorlar. Sponsorları da tabii ki reklam işine fazla para yatıramayan şirketler oluyor. Bu site gün geçtikçe yaygınlaşıyor ve 1,5 yıl sonrasında artık büyük şirketlerin de sponsor olduğu kaliteli diziler, yarışma programları, haber programları... Oluyor.

    Şimdi bu sponsorlar neden televizyona değil de bu sistemdeki dizilere sponsor oluyorlar söyleyeyim. Mesela coca-cola bir dakikalık bir reklam çekti ve telezivyonda yayınlanacak. 10 kanalda günde 5 kez saniyesi 200 liradan günlük 10*5*60*200=600 000 lira yapar. Haftalık 4.2 milyon lira.

    Düşünsenize reklamlara bu kadar para veren bir sürü şirket bu durumda ne yapar? Hepsi yapımcı arayışına girer. Öyle de oldu. Mesela coca-cola bir diziye sponsor oldu. Yapımcıyla her bölüm için 1 milyona anlaştı. Yapımcı dizide 3-4 tane yıldız oyuncu bir o kadar da usta tiyatrocu oynattı. Senaryo ekibi kurdu. Yapım için büyük bir stüdyo kurdu ve üstüne kendisine de içinde yüzecek kadar para kaldı. Çarklar yerine oturduktan sonra sistem artık şöyle işliyordu:

    Adamın biri mesela dizi çekmek istiyor. Kendisine sponsor buluyordu. Sponsorla bölüm başı belli bir ücrete anlaşıyordu. Reklamları ve şirket logosunu yerleştiriyordu(reklamlar 40 dakikalık dizlerde 3 tane oluyordu birincisi başında, ikinciai 15. dkda sonuncusu 30. Dkda, 20 dklıklarda ise başında ve 10. Dk da reklam vardı. Reklamların uzunluğu 1 dkyı geçemezdi. Şirket logoları ise kanal logolarının yerini almıştı. Aynen kitapta anlatıldığı gibi). Bölümü internet sitesine yolluyorlardı. Ayrıca her programın her dakikası için 2000 liralık bir ücret ödüyorlardı. Programların bütçesi artmış ve süresi kısalmış olduğu için, Ayrıca iyi oyuncular oynadığı ve senaryo kadrosu olduğu için çok kaliteli yapımlar ortaya çıkmıştı.

    ister inanın ister inanmayın ama bu sistem kurulduktan 5 yıl sonra biz amerikalılar aynı siz türklerin bizim dizilerimizi izlediğiniz gibi sizin dizilerinizi izliyorduk. Türkçeyi de bu sayede biliyorun Zaten. Bir dönem dizi çevirisine başlamıştım.

    Bir tane dizi vardı. Kunduracı bir adamın oğlu diziyi çekmek için babasına evini, arabasını, köydeki arsalarını falan sattırmıştı. Oradan gelen parayla 6 bölüm dizi çektiler. 6. Bölümden sonra büyük bir petrol şirketi(adını söyleyemem şu anda kurulmadı) sponsor oldu. Artan paranın tamdıbını ayakkabı işine yatırdılar ve 2037 de o şirket dünyanın her yerine ayakkabı ihraç ediyordu. Bu arada türkiyedeki bütün televizyon kanalları kapanmıştı.

    Biz sizin dizilerinizi izlerken google, samsung ve bir şirket daha(adını tam hatırlamıyorum ama eskiden büyük bir şirketmiş. Kurucu öldükten sonra hızla düşüşe geçmiş falan. Logosu da bir meyveydi ama neyse işte o şirket 2037 de yok onu bilin.) bunun benzeri siteler kurmaya başladılar. Google ve samsung dışındaki bütün denemeler boşa çıktı.

    Bir süre sonra google ve samsung birleşip bir ürün yaptı. Kitapta bahsedilenin aynısıydı. Kullanıcıların yapacağı tek şey televizyonu alıp duvarlarına takmaktı. Sonra ses kontolüyle geri kalan her şeyi kontrol edebiliyorlardı. Google ve samsungun bu projesi çok tutmuştu. Yaptıkları alet dünya genelinde 1 milyar adet satmıştı. Hem de sadece 5 yıl içerisinde. Bunu gören rockafellar ailesi google ve samsung un hisselerinin yarısından fazlasını aldı.

    Neyse hikaye genel olarak böyle. Bu arada bu fikri bulan yazar fikrinden 5 kuruş kazanamamıştı ama dünyaca ünlü olmuştu. Yazdığı her kitaplar her ne kadar taktan olsa da milyonlarca satıyordu.

    Hadi ben kaçtım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    2005 te doğdumdan sonrasını okumadım
    ···
  3. 3.
    0
    upandişad
    ···
  4. 4.
    0
    http://inciswf.com/1296317785.swf
    ···
  5. 5.
    0
    updullah
    ···
  6. 6.
    0
    okuyun lan pekekentler
    ···
  7. 7.
    0
    okusun lan biri boşuna mı yazdım o kadar.
    ···
  8. 8.
    0
    up ulan gececiler okur dedim. kimse okumuyor.
    ···
  9. 9.
    0
    biri okuyana kadar up
    ···
  10. 10.
    0
    hay gibecem up
    ···
  11. 11.
    0
    okumayın dıbına koyim beynim adama gitti
    ···
  12. 12.
    0
    Reserved titoru severim
    ···
  13. 13.
    0
    panpa okudum aşırı bilim kurgu zamanda yolculuk felan sayıklamışşın ayrıca rockafeller ailesi felan mantıklı
    keşke türkiyedeki diziler o sisteme geçse
    ···
  14. 14.
    0
    okuyalım bir
    ···
  15. 15.
    0
    sen kahinmisin
    ···
  16. 16.
    0
    anladığım kadarıyla bir fikrin var ve bu fikri bizlere aktarmak için böyle bir yöntem izledin ve yakında kitabın çıkacak amagibsen almam.
    ···
  17. 17.
    0
    reserved bu işin içindeyim
    ···
  18. 18.
    0
    Neyse dıbına koyayım geceleyin uplarım. Gececi tayfa okumamazlık yapmaz.
    ···
  19. 19.
    0
    okumadık kardeş durumumuz yoktu
    ···
  20. 20.
    0
    gibsen okumam
    ···